Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/568 E. 2022/963 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/568 Esas
KARAR NO : 2022/963

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2020
KARAR TARİHİ : 14/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davalı …’in müvekkili şirket nezdinde 02.03.2020-19.06.2020 tarihleri arasında “Havayolu Fiyatlandırma Uzmanı” olarak çalıştığını, davalının iş akdini istifa suretiyle feshetmesinin ardından halihazırda imzalamış bulunduğu 02.03.2020 imza tarihli Rekabet Yasağı Taahhüdü’ne aykırı davrandığını, davalı …’in müvekkil şirket ile aynı sektörde aynı bölgede yer alan rakip firma … A.Ş. bünyesinde hizmet akdi kurarak havayolu fiyatlandırma uzmanı olarak çalışmaya başladığını, davalının müvekkili şirketin müşteri çevresini oldukça iyi tanımakla birlikte üretim maliyetleri, verimlilik, kalite, kazanç, bilim ve teknoloji düzeyi, yönetim, nitelikli işgücü, uluslararası standartlar ve fiyat politikaları gibi müvekkili şirket bünyesinde edindiği ve çok geniş bilgiye sahip olduğu işbu ticari bilgilerini rakip firmada kullanmakta olduğunu, bu durumun müvekkili şirketin önemli ticari kaybına sebebiyet vererek zarara uğrattığını, Davalının imzalamış bulunduğu 02.03.2020 tarihli İş Sözleşmesi, 02.03.2020 tarihli Rekabet Yasağı Tahhüdü ve 02.03.2020 Ticari Sırlara ve Kişisel Verilerin Gizliliğine İlişkin Taahhütnamesi uyarınca iş sözleşmesinin her ne şekilde olursa olsun sona ermesinden itibaren 1 (bir) yıl süreyle müvekkili şirketin faaliyet göstermekte olduğu sektörlerde ve faaliyet konularında Marmara Bölgesi’nde faaliyet gösteren, şirkete rakip olan veya rakip olma potansiyeli olan şirket veya işletmelerde hizmet veya vekalet akdi ile çalışmayacağını, bu şirket veya işletmelere ortak olmayacağını, doğrudan veya dolaylı, bedeli mukabili veya bedelsiz olarak hizmet ve destek vermeyeceğini, danışmanlık veya işbirliği yapmayacağını, bu mahiyette şirket veya işletmeler kurmayacağını, kendi adına ve hesabına yahut kendi adına başkası hesabına yahut başkası ad ve hesabına yahut herhangi başka bir şekilde faaliyette bulunmayacağını, ayrıca müvekkil şirketin ticari sır mahiyetindeki bilgi ve belgelerini süresiz olarak koruyacağını kabul ve taahhüt ettiğini, ancak davalının bu sözleşmelere uymadığını, ilgili uyuşmazlığın çözümlenmesi adına arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak 07.09.2020 tarihinde anlaşma sağlanamadığını, açıklanan ve resen gözetilecek nedenlerle, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarını saklı tutmak kaydıyla; davalının İş Sözleşmesi Rekabet Yasağı Taahhüdü ve Ticari Sırlara ve Kişisel Verilerin Gizliliğine İlişkin Taahhütnamesi ile taahhüt edilen yükümlülüklere aykırı davranışı nedeni ile; davamızın kabulünü, ihlale son verilmesini, son brüt (aylık) ücretinin 6 katı tutarında ki 64.200-TL ceza-i şart bedelinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000-TL kısmının ihlal tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkili olan şirkete ödenmesini, tüm fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, her türlü yargılama giderleri, vekalet ücretleri ve harçlarının davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davacı tarafın huzurdaki davayı kendi adresi olan İstanbul Mahkemelerinde ikame ettiğini, Ancak Mahkememizin yetkisiz olduğunu, HMK m. 6 uyarınca davalı müvekkilinin yerleşim yeri mahkemesi olan Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinde açılması ve gönderilmesi gerekmekte olduğunu, söz konusu sözleşmelerin çalışma özgürlüğünü kısıtladığından ve müvekkilinin fesih sonrası ekonomik hayatını sürdürebilmesi için karşı edim öngörülmemiş olması bakımından da geçersiz olduğunu, geçerli bir rekabet sözleşmesi değerlendirilirken kritik bir pozisyonda çalışan ve en azından belirli bir süre için rekabet etmesi istenmeyen işçiler bakımından bir karşı edim öngörülmekte olduğunu, gerçekten de uygulamada iş ilişkisinin sona ermesinden sonra rekabet etmesi istenmeyen işçiye ekonomik özgürlüğü kısıtlanmaması bakımından bir karşı edim ödenmesi kararlaştırıldığını, ancak dava konusu olayda coğrafi olarak sınırsız bir çalışma yasağı getirilmesine rağmen bunun karşılığında müvekkili için bir karşı edim öngörülmemiş olması ve bu durumun müvekkilinin ekonomik olarak mahvına sebep olma riski taşıması rekabet yasağını geçersiz hale getirdiğini bu sebeple müvekkiline imzalatılan cezai şartın kanundaki koşulları taşımaması nedeniyle geçersizliğine hükmedilerek davanın reddine karar verilmesini, Mahkememizce aksi kanaatte olunması durumundaki fahiş cezai şartın takdiri indirime tabi tutulmasını, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yana yükletilmesini talep etmiştir.
11.08.2022 tarihli bilirkişi raporu özetle; Davacı şirket ile davalı arasında 02/03/2020 tarihli Rekabet Yasağı Taahhütnamesi imzalandığı ve söz konusu taahhütnamede “…a) çalışan, şirket ile imzaladığı iş sözleşmesinin her ne şekilde olursa olsun sona ermesinden itibaren 1 (bir) yıl süreyle geçerli olmak üzere, b) şirket’in faaliyet göstermekte olduğu sektörlerde ve faaliyet konularında, c) Marmara Bölgesinde Kurulu veya ister ilgili bölge içinde kurulu olsun isterse dışında Marmara Bölgesinde faaliyet gösteren şirket’e rakip olan veya olma potansiyeli bulunan ve yahut bu konumda bulunan şirketlerle aralarında ortaklık ilişkisi bulunan ya da aynı şirketler grubu içerisinde yer alan yerli veya yabancı şirketlerde hizmet veya vekalet akdi ile çalışmayacağını, beyan ve taahhüt etmektedir… çalışanın bu anlaşmadaki taahhütlerinin aksine davranışlarının TTK uyarınca haksız rekabet ve İş ve Borçlar Kanunu uyarınca rekabet yasağının ihlali olduğunu, kabul edilmekte ve çalışan, bu nedenlerden kaynaklanabilecek maddi ve manevi zararlardan şirkete karşı sorumlu olacağını peşinen kabul, beyan ve taahhüt etmektedir. bu zararların dışında ve bunlara ek olarak, bu rekabet yasağı taahhütlerinden herhangi birinin ihlali halinde, Çalışan, kendisine ödenen son brüt (aylık) ücretin 6 katı tutarında maktu cezai tazminatı, başkaca bir şarta, ihtara ve bir zararın ispatına gerek olmaksızın ödemeyi… kabul ve taahhüt etmektedir…” şeklinde rekabet yasağı ve cezai şart kararlaştırıldığını, davalı işçinin 02/03/2020 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesini 19/06/2020 tarihinde feshederek, İstanbul’da kurulu taşıma ve lojistik hizmetleri alanında faaliyet gösteren … A.Ş. satış uzmanı çalışmaya başladığını, davacı şirket ile davalı arasında akdedilen 02/03/2020 tarihli Rekabet Yasağı Taahhütnamesi süre ve yer bakımından TBK m. 445/1’e uygun olduğunun söylenebileceğini, konu ve irade bozukluğu yönünden geçersiz olduğuna ilişkin davalı itirazlarının takdirinin Mahkememizde olduğunu, 02/03/2020 tarihli Rekabet Yasağı Taahhütnamesinde davacı şirket aleyhine karşı edim yükümlülüğü yüklenmediğini, TBK m. 445/2 ve 420/1 kapsamında davalı işçinin karşı edim yükümlülüğünü içermeyen rekabet yasağı sözleşmesinin geçersiz ve öngörülen tutarın fahiş olduğu yönündeki iddiasıyla ilgili değerlendirmenin Mahkememizin takdirinde olduğunu, rekabet yasağı sözleşmenin geçerli olduğu ve davacı şirketin cezai şart talep edebileceği kanaatine varılması halinde, davalı işçinin son aylık brüt ücretinin 6 katı olan (10.700TL brüt ücret x 6 ay=) 64.200-TL’den davalının sorumlu tutulabileceğinin söylenebileceğini görüş ve beyan etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin rekabet yasağını ihlal ettiği iddiasına dayalı olarak TBK’nın 446. maddesi uyarınca ceza koşulu alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında akdedilen Hizmet Akdi 02.03.2020 tarihli olup, somut olayda 6098 sayılı TBK hükümleri uygulama alanı bulacaktır. 6098 sayılı TBK’nın 445. maddesi “(1)Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz.(2)Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.” hükmünü haiz olup, anılan madde hükmü ile 6098 sayılı Kanun 818 sayılı Kanun’dan farklı olarak, rekabet yasağı ile ilgili doğrudan mutlak bir geçersizliğin öngörülmediği, Anayasa ve diğer mevzuat hükümleri ile somut olgu nazara alınarak rekabet yasağının aşırı nitelikte olması halinde, yasağın kapsamı bakımından hakime uyarlama yetkisi tanındığı anlaşılmaktadır. Hakime tanınan bu yetkinin gerek müstakil açılan bir uyarlama davasında ve gerekse de ihlal halinde açılacak bir tazminat davasında kullanılabileceği kuşkusuzdur. Ayrıca aynı Kanun’un 444/2. maddesi “Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” hükmü haiz olup, anılan madde hükmü uyarınca rekabet yasağının işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri, çalışmaya başladığı başka bir rakip işletmede kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunması halinde geçerli olacaktır.Bu durumda TBK 444/2 hükmü uyarınca öncelikle, rekabet yasağı düzenlemesinin geçerli olup olmadığının veya aşırı nitelikte olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir.(Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 10.04.2019 tarihli 2018/1393 E., 2019/2838 K.)
Somut olaya döndüğümüzde, rekabet sözleşmesinde rekabet yasağı süresinin 1 yıl ve rekabet mahalli olarak Marmara Bölgesi’nin belirlendiği, bu surette rekabet yasağı sözleşmesinin süre ve yer bakımından TBK 445/1. maddeye uygun olduğu, davalının davacı iş yerinden ayrıldıktan sonra 1 yıl dolmadan davacının faaliyet gösterdiği alanda ve aynı il sınırları içerisinde başka bir işletmede işe girmesi karşısında, rekabet yasağının aynı il sınırları içinde geçerli olduğunun kabulü ve coğrafi sınırın aynı il ile sınırlandırılması neticesinde, TBK’nın 445/2. maddesindeki hüküm ve koşullar bakımından rekabet yasağı hükmünün geçerli olduğu ve davalı tarafından rekabet yasağının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
Öte yandan yukarıda da açıklandığı üzere ayrılan işçinin söz konusu gizli bilgileri kullanmış olması veya kullanılan gizli bilgilerin fiilen önceki işverene zarar vermesi şart olmayıp, böyle bir ihtimalin varlığı yeterlidir. O nedenle somut olayda davalının davacı şirkette havayolu fiyatlandırma uzmanı olarak çalışırken istifa ile ayrılıp, aynı faaliyet alanında başka bir şirkette çalışmaya başladığı gözetildiğinde, bu tehlikenin var olduğunun ve haksız rekabet yasağının ihlal edildiğinin kabulü gerekmiştir.
Sözleşmede cezai şart davalının son brüt ücretinin 6 katı tutarı (6×10.700 TL) olarak kararlaştırılmış olup, iş bu dava kısmi alacak davası olarak açılmış ve 10.000-TL cezai şart talep edilmiş olmakla, TBK 182.md uyarınca talep edilen 10.000-TL tutar dikkate alındığında tenkisi gerektirir durum olmadığından, davanın kabulüne, sözleşmede belirlenen bir yıllık sürenin dolması ve davalının ihlalinin yaptırımının cezai şart olarak belirlenmesi ve buna hükmedilmesi karşısında ihlale son verilmesi talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, 10.000,00 TL’nin 12.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-İhlale son verilmesi talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 683,10-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 170,78-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 512,32-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.320,00-TL’sı arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 225,18-TL ilk gider, 3.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 268,00-TL posta gideri olmak üzere toplam 3.493,18-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası davacıya iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul BAM ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, hazır olan davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı karar verildi. 14/12/2022

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)