Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/5 E. 2022/74 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/5 Esas
KARAR NO : 2022/74
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/01/2020
KARAR TARİHİ : 08/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davacı müvekkil şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki süresince 10.03.2018 tarihli … numaralı, 10.03.2018 tarihli … numaralı, 10.03.2018 tarihli … numaralı faturalar düzenlenmiş olup, bu fatura bedellerinden bakiye 5.055,69-TL müvekkil şirkete ödenmediğini, bunun üzerine alacağın tahsili amacıyla davalı borçlu aleyhinde ….İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin tebliğ edildiğini, davalı borçlunun haksız ve dayanaksız olarak itiraz ederek icra takibini durduğunu ve tüm bu nedenlerle davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davacı taraf her ne kadar faturalar kapsamında alacaklı olduğunu ileri sürmüş ise de, müvekkil şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, dava konusu olan 5.055,69 TL borca dayanak olarak gösterilen faturanın taraflarına tebliğ edilmediğini, bahse konu faturaya konu olabilecek herhangi bir mal veya hizmet alımı olmadığını, tek taraflı olarak fatura keşide edilmesinin davacı tarafın alacaklı olduğu anlamına gelmediğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçluların itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçluların icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Taraflarca delil olarak; ….İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası, sözleşmeler, faturalar, cari hesap ekstresi, dekontlar, bilgi ve belgeler, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Dosyaya celp edilen … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 17/07/2019 tarihinde toplam 5.055,69-TL üzerinden 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 27/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekili tarafından 29/08/2019 tarihinde takibe, borca, faize, faiz oranına ve borcun tüm fer’îlerine itiraz edildiği, yapılan itirazın süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dava dosyası, icra dosyası ve davacının ilgili kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacı alacağının varlığı ve dava konusu talepler yönünden bilirkişiden rapor alınmasına karar verildiği, SMMM bilirkişi … tarafından sunulan 09/10/2020 tarihli bilirkişi raporu özetle; ”İncelenen davacı şirkete ait 2018-2019 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin beratlarının yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 16.07.2019 takip tarihi itibarıyla davalı yandan 5.055,69 TL alacaklı göründüğü, rapor içerisinde yer verilen nedenlerle davalı şirket ticari defterleri incelenemediğinden, davacı ile aralarındaki ticari ilişkinin varlığı ve borç/alacak durumunun tespit edilmesinin mümkün olmadığı, yürürlükteki mali mevzuata uygun olarak davacı yanın e-arşiv faturayı davalı yana elektronik ortamda gönderdiğine ve bu gönderinin de davalı yanca kabul edildiğine delalet eden herhangi bir belgenin dava dosyasında yer almadığı, dava dosyasında, takibe konu alacağın dayanağı niteliğindeki 10.03.2018 tarihli … numaralı Kdv dahil 5.055,70 TL bedelli fatura muhteviyatı ürünlerin davalı yana teslim edildiğini gösteren bir sevk irsaliyesi de bulunmadığından davacı yanın takibe konu fatura muhteviyatı ürünleri davalı yana teslim edip etmediği hususunun değerlendirilmesinin mümkün olmadığı” ve 02/04/2021 tarihli bilirkişi ek raporu özetle; “İncelenen davalı şirkete ait 2018 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresinde (yeni tescil) yaptırılmış olduğu ancak yevmiye defter kapanışının yasal süresinden sonra yaptırıldığı anlaşıldığından, ticari defterlerin usulüne uygun tutulmadığı, davalı şirket ticari defter kayıtlarında, davacı yanın takibe konu ettiği faturaların kayıtlı olmadığı, hatta davalı şirket kayıtlarında davacı yan ile bir ticari ilişki olduğuna ilişkin herhangi bir muhasebe hareketinin bulunmadığı, kapanış maddesinde davacı yana ait bir borç/alacak bakiye kaydının yer almadığı, davacı yanın, faturaların tebliğ edilmiş olduğunun kabulü gerektiği yönündeki beyanlarının, kök raporda yer verilen tespit ve değerlendirmeler ışığında takdirinin mahkemeye ait olduğu, zira davacı yanın bu aşamada da yürürlükteki mali mevzuata uygun olarak davacı yanın e-arşiv faturayı davalı yana elektronik ortamda gönderdiğine ve bu gönderinin de davalı yanca kabul edildiğine delalet eden herhangi bir belgenin, fatura muhteviyat ürünlerin teslimine ilişkin olarak da herhangi bir sevk irsaliyesinin dava dosyasına sunulmadığı,” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
Tanık Ersan Duman, “ben davacı şirketin ortağıyım, aynı zamanda atölyede çalışırım gelen araçların iş kaydını biz açıyoruz, aracın evrak kısmını hatırlamıyorum ancak tamir kısmını hatırlamıyorum, tamir yaptık direksiyon kutusu, kalorifer bakımı motor yağı vb, bize araçları ya firma sahibi getirir yada şoförler getirir, biz tamir yaparız, patron ödeyecek der, patron öder ödemez onların takdiri, dava konusu araçları bize … dönüşüm gönderdi, şoför … bizimle muhatap oldu, önceki araçların ödemesini tahsil ettik ancak son aracın ödemesi olmadı artık problem şoförden mi kaynaklandı, firma mı problem çıkardı bilmiyorum, 2019 dan beri aracı tamire getiren kişiden imza alıyoruz, kurumsallaştık ancak bu araç 2018 yılında yapılmıştır, dedi. Davalı vekilinin talebi üzerine soruldu tanık cevaben; dava konusu araçta Özkan geri dönüşümü araç sizin mi deyip aramadık çünkü uygulama bu şekilde değil, dava konusu araçta yapılan işlemleri detaylı hatırlıyorum ancak önceki araçlarındaki yapılan işleri detaylı hatırlamıyorum, bu konu ihtilaflı olduğu için dosyasına baktım” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … , “davacı firmanın sahibi benim teyzemin oğlu ben bu firmada çalışırım, davalı firmayı tanırım, kendisi ile tadilat tamirat işlerimiz oluyor, firmanın sahipleri var şoföre söylüyor şöför getiriyor, tamir yaparız, arabayı götürürler şirketin sahibi parayı öder, davalı firmanın patronunun kızı … hanım var kendisini arıyoruz teyit alıyoruz, aracı tamir eden benim bir tanesini yaptık parasını verdiler diğer aracın parasını vermediler, aradaki ihtilafın sebebi şöyle biz on kalem iş yaptık daha sonra davalı firma bunları kendisi tekrar yaptırdığını söyledi ancak bunları yapmış olamazlardı sadece bir kalem iş yapmışlar ben gittim … hanımla görüştüm madem öyle yaptırdığınız işlerinizin faturasını ver dedim faturasını vermedi, bende dedim o zaman ne yaptırdıysan fiyatını düş dedim oda düşmedi araya mesafe girdi bu hale geldi” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı vekiline yemin teklifinde bulunulmuş, davacı vekili duruşmada yemin teklifini kabul etmiş ancak celse arası ara karardan rücu talebinde bulunmuştur.
GEREKÇE :
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ile dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket, davalı şirketin tamir için gönderdiğini iddia ettiği … plakalı aracın tamiri sebebiyle tanzim edilen faturanın ödenmemesi nedeniyle icra takibi yaptığı ancak davalı tarafın haksız olarak takibe itiraz ettiğinden bahisle işbu itirazın iptali davasını açtığı, tamiri yapılan … plakalı aracın malikinin davalı olmadığı gibi takibe konu faturanın davalı tarafa tebliğ edildiğinin de ispat olunamadığı, davalı eli ürünü aracın tamirinin istenildiğine ilişkin yazılı bir belge bulunmadığı, tanık anlatımlarıyla aracın davalı tarafça tamirinin istenildiği hususunun ispat olunamayacağı ve davacı tarafın yemin deliline başvurmaktan vazgeçtiği anlaşıldığından ispat olunamayan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 80,70-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 61,06-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 19,64‬-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Arabulucu Ücret Kararı gereği Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00.-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.055,69-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-HMK.nun 333 (1) maddesi uyarınca davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce davacıya iadesine
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı davanın miktarı ve niteliği itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır