Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/496 E. 2022/21 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/496 Esas
KARAR NO : 2022/21
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/09/2020
KARAR TARİHİ : 11/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkil şirketler ile davalı arasında 13.06.2018 tarihinde … … Projesi Anahtar Priz Alım Satım Sözleşmesi imzalandığını, davalıya … Noterliği’nin 09.07.2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi gönderilerek davalıdan sözleşmenin 4.1. maddesinde belirtilen ürünleri sözleşmenin 4.2. maddesine göre ihtarnamenin tebliğinden en geç 21 gün içerisinde bildirilen adrese teslim edilmesinin talep edildiğini, ihtarnamelerinde bildirilen ürünlere olan ihtiyacın acil olmasına rağmen bildirilen adrese ihtarnamenin tebliğinden itibaren sözleşmede belirtilen süre içerisinde teslimin yapılmaması ve ihtarnamelerine karşı hiçbir cevap verilmemesi nedeniyle davalının sözleşmeye aykırı davranışı sebebiyle sözleşmenin … Noterliği’nin 07.08.2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile feshedildiğini, sözleşmenin 3.2 maddesinde satıcının mücbir sebep ve haklı bir neden olmaksızın süresinde teslim etmemesi durumunda gecikilen her gün için Sözleşme Bedeli’nin %0,7’si oranında gecikme cezası ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği düzenlendiğini, bu sebeple sözleşmenin 3.2. maddesi gereğince gecikilen günler için Sözleşme bedelinin %10’unu geçmemek kaydıyla 31.000,47-TL cezai şart bedelin doğduğunu, işbu bedelin … Noterliği 17.10.2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ve ekinde gönderilen 16.10.2019 tarih … fatura nolu 31.000,47-TL bedelli gecikme cezası faturası ile davalıdan talep edildiğini, davalının ise müvekkil şirketlere gönderdiği … Noterliği’nin … yevmiye ve 26.08.2019 tarihli ihtarnamesinde sözleşmenin siparişten 13 ay önce imzalandığını, bu süre boyunca bir sipariş verilmediğini, sözleşmenin imzalanmasından 13 ay sonra aynı şartlarda sözleşmeye devamının talep edilmesinin hukuken, ticari örf ve teamül gereği mümkün olmadığınıı, 13 ay önceki ticari ve ekonomik koşullara göre yapılan anlaşma ve iskonto tutarlarına göre talepte bulunulmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu bu nedenlerle sözleşmenin tarafınca feshedildiği iddia ettiğini, davalının tebliğ edilen cezai şart bedeli faturasını ödememesi üzerine alacağın tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin tebliğ edildiğini, davalı borçlunun haksız ve dayanaksız olarak itiraz ederek icra takibini durduğunu ve tüm bu nedenlerle davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin beyanında; davanın haksız kazanç elde etme çabası olduğunu, sözleşme kurulduktan sonra davacılar tarafından 13 ay sipariş verilmediğini, bundan dolayı sözleşmenin fesih edildiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davacı tarafça delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı takip dosyası, 13.06.2018 Tarihli … … Projesi Anahtar Priz Alım Satım Sözleşmesi, ihtarnameler, gecikme cezası faturası, bilgi ve belgeler, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Dosyaya getirtilen …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 06/12/2019 tarihinde 31.000,47-TL asıl alacak ve 745,29-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 31.745,76-TL alacağı yönünden 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 10/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekili tarafından 12/12/2019 tarihinde yetkiye, icra takibine, borca ve borcun tüm fer’îlerine itiraz ettiği, yapılan itirazın süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dava dosyası, icra dosyası ve tarafların ilgili kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacı alacağının varlığı ve dava konusu talepler yönünden bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verildiği, Elektrik Elektronik Mühendisi bilirkişi …, Borçlar Hukukçusu bilirkişi Prof.Dr. …ve SMMM/Ekonomist bilirkişi … tarafından sunulan 20/04/2021 tarihli bilirkişi heyet raporu özetle; ”Mali inceleme sonucunda; davacı şirket yönünden taraflar arasında davaya konusu 31/12/2019 TY kapanış cari hesabında sehven … hesabına işlenen 16/10/2019 tarih 127505 nolu KDV’siz 31.000,47-TL bedelli cezai şart açık fatura düzeltilerek … hesabına … yevmiye maddesiyle muhasebe kaydı yapıldığı, kesilen cezai şart faturasından dolayı 31.000,47-TL alacaklı olacağı kanısında olunduğu ancak icra takip dosyası incelendiğinde icra konusu miktara avans faizi olarak yıllık %19,5 istenmişse de 11/10/2019-21/12/2019 arası avans faizi %18,25 olduğundan bunun yerinde olmadığı sonucuna varıldığı, istenebilecek faiz tutarının 697,51-TL olması gerektiği, 26/09/2019 tarih … nolu 31.000,47-TL bedelli yanlış şirkete kesilen açık fatura tüm nüshalarıyla iptal edilmiş ancak açık fatura bilgileri muhasebe kayıtlarında kaldığı, durum fark edildiğinde muhasebe ve vergi usulleri gereği sözleşme ile eşleşen firma ile ilgili kayıtlarda gerekli düzeltmeler yapıldığı, VUK gereğince gerekli düzeltme beyannameleri düzenlendiği, … hesabına işlenen açık faturanın 01/02/2021 tarih … yevmiye maddesiyle … hesabına virman yapılarak işlendiği ancak davacı şirketin yanlış kestiği 26/09/2019 tarih 127495 nolu 31.000,47-TL faturadan dolayı alacaklı olamayacağı, Davalı şirket yönünden; davalı şirket tarafından dava dosyasına sunulan 2018-2019 yılı beyan yazılarında dava konusu davacı şirketin kendilerine kestiği 16/10/2019 tarih 127505 nolu KDV’siz 31.000,47-TL bedelli açık fatura bulunmadığından 2019 yılında muhasebe kaydı yapılmadığı, beyanında bulunulduğu, beyanın alt tarafında şirket kaşesi vurulup üzerinin imza edildiği, bu nedenlerle mahkemece davacının talebinin haklılığına karar verilirse icra dosyasına yapılan itirazın anapara açısından yerinde olmadığı, 47,78-TL faiz açısından yerinde olduğu” kanaatiyle rapor tanzim etmişlerdir.
Mahkememizce bilirkişi heyetinden davaya konu 31.000,47-TL’lik faturanın sözleşmeye uygun olarak hesaplanıp hesaplanmadığı, sözleşmenin 4.1 maddesiyle çelişki oluşturup oluşturmadığı yönünden ek rapor alınmasına karar verildiği, Elektrik Elektronik Mühendisi bilirkişi …, Borçlar Hukukçusu bilirkişi Prof.Dr…. ve SMMM/Ekonomist bilirkişi … tarafından sunulan 11/08/2021 tarihli bilirkişi heyet ek raporu özetle; ”Davacı tarafın 13/06/2018 tarihli 63.876,73-TL tutarlı sözleşme sunduğu, sözleşmenin 3.2 maddesine göre satıcı malzemenin mücbir sebep ve haklı bir neden olmaksızın süresinde teslim edilememesi durumunda geciken her gün için sözleşme bedelinin binde yedi oranında gecikme cezası ödemeyi kabul ve taahhüt eder ancak bu rakam sözleşme bedelinin yüzde onunun geçemez olduğu, anılan sözleşmeye göre 63.876,73 TL x %0,007 cezai şart = 446,37 TL x 27 = 12.051,99 TL cezai şart isteyebilecekse de sözleşme gereği üst limit olan 6.387,67 TL yi isteyebileceği, davacının 21/06/2021 tarihli dilekçe ekinde 13/06/2018 tarih ve 310.004,72 TL tutarlı bir başka sözleşme sunmuş olup sözleşmelerin hukuki durumlarının takdiri mahkemede olduğu, anılan sözleşmeye göre 310.004,72 TL x %0,007 cezai şart = 2.170,03 TL x 27 gün = 58.590,81 TL cezai şart isteyebilecekse de sözleşme gereği üst limit olan 31.000,47 TL isteyebileceği” kanaatiyle ek rapor tanzim etmişlerdir.
GEREKÇE :
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ile dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 13.06.2018 tarihli … … Projesi Anahtar-Priz Alım-Satım Sözleşmesi imzalandığı, davacı tarafça 09.07.2019 tarihli ihtarnameyle sözleşmede belirtilen ürünlerin 21 gün içinde tesliminin talep edildiği, ürünlerin teslim edilmemesi üzerine 07.08.2019 tarihli ihtarnameyle sözleşmenin feshedildiği ve cezai şart bedelinin faturalandırılarak tahsili için icra takibi yapıldığı, davalı tarafın takibe itirazı üzerine işbu itirazın iptali davası açıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin süresi konusunda bir düzenleme yoktur, davacı taraf sözleşmenin imzalanmasından bir yıl sonra sipariş vermiştir, davalı taraf hukuken, ticari örf ve teamül gereği aynı şartlarda sözleşmenin devam edemeyeceğini savunmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Dürüst davranma başlıklı 2’nci maddesi “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmünü düzenlemiştir. Günümüz ekonomik koşulları ve ticari hayatı göz önünde bulundurulduğunda davacı tarafın sözleşmenin üzerinden 13 ay geçtikten sonra aynı şartlarda ürün siparişi vermesinin dürüstlük kuralıyla bağdaşmadığı değerlendirilmiş olup bu suretle sözleşmenin feshiyle cezai şart istemleri de ticari örf ve adete aykırıdır. Kaldı ki sözleşmede öngörülen süreler dolmadan davacı tarafça sözleşme feshedildiğinden bu yönüyle de feshe bağlı cezai şart istemi hukuka uygun olmadığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 80,70-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 383,41-TL harçtan mahsubu ile bakiye 302,71-TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Arabulucu Ücret Kararı gereği Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK.nun 333 (1) maddesi uyarınca davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce davacıya iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde … Bölge Adliye Mahkemesi’ne hitaben yazılacak dilekçeyle istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/01/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır