Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/495 E. 2021/503 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/495 Esas
KARAR NO : 2021/503
DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 11/09/2020
KARAR TARİHİ : 24/06/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA / Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Müvekkili … ın halka kapalı anonim şirket olduğunu, müvekkili ile davalı … İnşaat Anonim Şirket ‘i arasında 23.03.2016 tarih ve … sayılı alt yüklenici sözleşmesi bağıtlanıp, sözleşme sonucu davalının müvekkiline borçlandığını
Borcun zamanında ödenmemesi üzerinde davalı aleyhine Rusya Federasyonu …Şehri … Bölgesi Ticaret Mahkemesinde borcun ödenmesi amacıyla … dosya sayılı dava açıldığını, dava kapsamında taraflar arasında 02.11.2018 tarih ve davalının borcunu belirli tarihlerde ödeyeceği taahhüdünü içeren sulh sözleşmesi akdedildiğini
Akdedilen sulh sözleşmesine dayanarak;Sankt-Petersburg Şehri Leningrad Bölgesi Ticaret Mahkemesi nce 20.12.2018 tarihli kararın verildiğini, kararda davalı şirketin müvekkiline toplamda 11.979.065 ruble 96 kapik borcunun bulunduğu, bu borcun 8.500.000 Ruble’sinin 20.12.2018 tarihinde, 3.479.065 Ruble’sinin ise 20.01.2019 tarihinde ödenmesi gerektiğinin tespit edildiğini, mahkeme kararının 20.12.2018 tarihinde kesinleştiğini, icra kabiliyeti kazandığını, karar kesinleştikten sonra müvekkilinin talebi üzerine mahkeme tarafından 14.02.2019 tarihinde kararın takip edilebilir olduğunu gösteren takip emri de düzenlendiğini,
Dosyaya sunulan belgelerden Rusya mahkemesinin kararının tespit hükmü içermesine karşın tarafların sulh sözleşmesinin mahkeme kararına derc edildiği ve eda hükmünü içerdiği sabit olmakla dava konusu kararın tenfize uygun olduğunu,
Rusya Federasyonu mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizinde 5718 Sayılı MÖHUK bağlamında karşılıklılığın bulunup bulunmadığı hususunda CİMER üzerinden Adalet Bakanlığı’na başvuru yapıldığını, verilen cevapta, Rusya Federasyonu ile Türkiye arasında yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi konusunda ikili bir anlaşmanın mevcut olmadığı, fiili mütekabiliyet konusunda ise Bakanlıkça ülke bazında herhangi bir istatistiki verinin bulunmadığı, aynı zamanda temas edilen hukuki durum ile ilgili davanın açılması halinde takdirin yargı yetkisi dahilinde Mahkemeye ait olduğunun bildirildiğini
Dava konusu Rusya mahkemesinin kararının konusu Türk Mahkemelerinin münhasır yetki ve aşırı yetki kapsamına giren işlerden olmaması ve Rusya Mahkemesinin kararı taraflar arasındaki özel ilişkiden doğan ve üzerinde sulh sözleşmesi yapılabilen bir konuda verildiğinden böyle bir karar Türk kamu düzenini ihlal etmemesi nedeniyle tenfizi mümkün olduğunu,
MÖHUK’un 54/1/ç hükmü uyarınca, yabancı mahkeme kararı, o yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş olması hallerinde tenfiz edilemeyeceğini ancak davalı taraf adına temsilcisi I.M-A. …nın 12.10.2018 tarihli vekaletname ile katıldığını belirterek ;
Rusya Federasyonu Sankt-Petersburg Şehri Leningrad Bölgesi Ticaret Mahkemesi’nin 20.12.2018 tarihli kararının Türkiye’de tanınması ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 07/01/2021 tarihli dilekçesi ve ekinde sunmuş olduğu sayman mutemet alındısı ile eksik nispi harcı tamamladığını bildirmiş, dekontu ibraz etmiştir.
CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;
Usule ilişkin olarak ; Türk Ticaret Kanunu’nun TTK 5/A maddesi kapsamında ticari davalar zorunlu arabuluculuk şartına tabi tutulduğunu, huzurdaki davanın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir hukuk davası olup arabuluculuk dava şartı yokluğundan huzurdaki davanın reddi gerektiğini
Dava açılırken sadece maktu harç olan 54,40-TL yatırıldığını, Bu kapsamda dava değerine tekabül eden nispi harcın davacı yan tarafından ödenmemiş olması sebebiyle ddavanın reddi gerektiğini
Rusya Federasyonu ile Türkiye arasında bir mütekabiliyetin olmadığı ve davacı yan tarafından yatırılması gereken teminatın ödenmediği ortadadır. Bu doğrultuda MÖHUK kapsamında usule aykırı olarak açılmış huzurdaki davanın reddi gerektiğini
Esasa ilişkin olarak ; Yabancı mahkeme kararının türk mahkemeleri nezdinde tanıma ve tenfizinin yapılabilmesi için söz konusu yabancı mahkeme kararının möhuk m.54 kapsamındaki şartlara uygun olması gerektiğini, mütekabiliyet şartı sağlanmadığından Rusya mahkemesi tarafından verilen kararın Türkiyede tanıma ve tenfizi mümkün olmadığını,
Hukuki ve fiili bir mütekabiliyetin varlığından bahsedebilmek için yabancı mahkeme kararına dayanak olan kanun maddeleri, somut olay ve karar özelinde inceleme yapılması gerektiğini, Rusya Federasyonu akdi mütekabiliyet şartını en katı olarak uygulayan ülkelerden biri olmakla birlikte fiili mütekabiliyeti kabul etmediğini, Rusya Federasyonu yabancı ülkeler ile arasında fiili veya hukuki mütekabiliyetin olup olmadığını değerlendirmeksizin akdi mütekabiliyet şartı aradığını ,bu doğrultuda Rusya Federasyonu ile Türkiye arasında da akdi veya fiili mütekabiliyetin olduğundan söz edilemeyeceğini,
Rusya Mahkemesi tarafından verilen karar Türk kamu düzenine, hukuk prensibine ve Türk Kanunlarında düzenlenen emredici hükümlere aykırı olup, kamu düzenine aykırı olarak verilmiş olan bir yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizinin yapılması mümkün olmadığını,
Davacı yan Rusya Mahkemesinde açılan davanın tarafların mahkeme nezdinde sulh olması ile sonuçlanması ve taraflar arasındaki sulhün hükümleri mahkemenin kararına derç edildiği takdirde tanıma ve tenfizinin mümkün olduğunu belirtmiştir. Lakin Rusya Mahkemesi nezdinde yapılan sulh, Türk Kanunları çerçevesinde mahkeme huzurunda yapılacak olan sulhün şartlarını taşımadığını, müvekkil şirketi Rusya mahkemesi’nde temsil eden vekil, mahkeme huzurunda sulhe yetkili olmayıp, mahkeme huzurunda yapılan sulh geçerli olmadığını, ayrıca somut olayda usule uygun bir şekilde kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmadığını belirterek ; sonuçta davanın reddine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, yabancı mahkemece hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve Devlet Kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamın Türkiye’de icra olunabilmesi için 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku hakkındaki kanunun (MÖHUK) 50-54. maddesi uyarınca tanınması ve tenfizine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflar arasındaki uyuşmazlık; Rusya Federasyonu Sankt-Petersburg Şehri Leningrad Bölgesi Ticaret Mahkemesi’nin 20.12.2018 tarihli kararının Türkiye’de tanınması ve tenfizine karar verilmesi isteminde MÖHUK 54 maddesi gereğince tanıma ve tenfiz koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi olarak tespit edilmiştir.
Tarafların bildirdiği deliller, … ATM nin 2018/ … sayılı kararı, HMK 293 md gereğince ibraz edilen hukuki mütalaalar, 30/09/2019 tarihli Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü tarafından CİMER üzerinden verilen görüş yazısı ,Sankt-Petersburg Şehri Leningrad Bölgesi Ticaret Mahkemesinin … dosya sayılı ve 20.12.2018 tarihli kararı orijinal dilinde apostilli aslı ve onaylı tercümesi, kararın kesinleştiği-icra edilebir olduğuna dair şerhin apostilli orijinal dilinde aslı ve onaylı tercümesi, ibraz edilmiştir.
Davacının isteminde MÖHUK 5 ve 54.maddeleri uygulanacaktır.
MÖHUK 5.madde -Kamu düzenine aykırılık
(1) Yetkili yabancı hukukun belirli bir olaya uygulanan hükmünün Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması halinde, bu hüküm uygulanmaz; gerekli görülen hallerde, Türk hukuku uygulanır.
MÖHUK 54.madde Tenfiz şartları
(1) Yetkili mahkeme tenfiz kararını aşağıdaki şartlar dahilinde verir:
a) Türkiye Cumhuriyeti ile ilamın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiili uygulamanın bulunması.
b) İlamın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilamın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı halde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması.
c) Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması.
ç) O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması.
Dava dosyasına HMK 293 md gereğince; davacı tarafça sunulan Prof Dr … nın 22/02/2021 tarihli hukuki mütalaası,davalı tarafça sunulan Prof Dr … in 15/03/2021 tarihli hukuki mütalaasında açıkca tespit edildiği üzere;
Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut, Rusya Federasyonunda Türk mahkemelerinden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanun , Türkiye Cumhuriyeti nde Rusya Federasyonu mahkemelerinden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanun yoktur.
Bu nedenle mahkememizce Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasında MÖHUK 54/1-a anlamında fiili uygulama durumu incelenmiştir.
Davacı tarafın dosyaya sunduğu İstanbul 8 ATM nin 2018/44-944 sayılı kararı yabancı hakem/tahkim kararlarının tanınmasına ilişkindir. Bu kararın dayanağı ise Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu nun 1958 tarihli hakem kararlarının tenfizine ilişkin New York sözleşmesine taraf olmaları şeklinde açıklanmıştır.
Bunun dışında fiili uygulamaya ilişkin olarak Türkiye Mahkemelerinde yada Rusya Federasyonu mahkemelerinde verilmiş bir tanıma ve tenfiz kararı yoktur.( Prof Dr B.Bahadır Erdem in 15/03/2021 tarihli hukuki mütalaasında detaylıca açıklandığı üzere)
Mahkememizce MÖHUK 54/1-a anlamında Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasında fiili uygulama sonucu oluşan mütekabiliyet bulunmadığı sabit bulunmuştur.
Huzurdaki davada MÖHUK 54/1-a da açıklanan mütekabiliyet/karşılıklılık yasal koşulu gerçekleşmediğinden tanıma ve tenfiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /.
1-Davanın Reddine
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan ve hesap olunan 59,30 TL karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 20.534,19 TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, artan 20.474,89 TL harcın karar kesinleştiğinde yatıran davacı tarafa iadesine
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına , davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi nin 13/4 md gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Artan gider avanslarının HMK 333 gereğince karar kesinleştikten sonra yatıran taraflara iadesine
Davacı vekili Av…. Davalı vekili Av. … yüzüne karşı , gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul BAM da istinaf yolu açık olmak üzere, verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/06/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır