Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/466 E. 2020/840 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/466 Esas
KARAR NO : 2020/840
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2012
KARAR TARİHİ : 17/12/2020

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA / Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 16/04/2007 tarihinde imzalanan sözleşme gereğince Cezayir dahilinde müvekkilinin aracı acente olarak görev yaptığını, davalının Cezayir’den iş alması üzerine taraflar arasındaki sözleşmenin 16/04/2011 tarihine kadar uzatıldığını, Cezayir mevzuatındaki değişiklik nedeniyle … nin kurulup taraflar 05/05/2011 tarihinde ek sözleşme yapıldığını, … üzerinden yapılacak işlerinde sözleşme kapsamına alındığını, sürenin 31/12/2012 tarihine kadar uzatıldığını, ancak davalının yazışmaları, belgeleri, ihaleye verilen teklifleri göndermediğini, temsili göz ardı ettiğini, işleri kendi bildiği gibi yönetmeye çalıştığını, komisyon ödemelerinde sorun çıkardığını, davalının kendi başına iş yapmaya çalışması nedeniyle müvekkilinin çok sayıda iş kaybına ve bu bağlamda komisyon kaybına uğradığını,
… firmasının Mayıs 2011 tarihli ihalesinin yanlış teklif nedeniyle kaybedildiğini, … firmasının Ekim 2011 tarihli ihalesinde 40 nolu malzeme fiyatının eksik bırakılması nedeniyle ihalenin geçersiz kılındığını ve komisyon kaybına uğrandığını beyanla; davalının taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle uğranılan zarar olan tahsilatı yapılmamış komisyon alacağı, haksız fesih nedeniyle uğranılan kar kaybı ve portföy tazminatına esas olmak üzere fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 14/05/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebi 81.720,48 Euro komisyon alacağı 55.125,93 Euro portföy tazminatı olmak üzere 136.846,41 Euro olarak ıslah ettiklerini açıklamış, dava tarihinden itibaren dövize uygulanan en yüksek faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı şirket adına temsilcisi 06/04/2016 tarihli arttırım dilekçesi ile 115.658,40 Euro komisyon alacağı ve 55.125,93 Euro portföy tazminatı alacağı olmak üzere 170.784,33 Euro tazminatın dava tarihinden itibaren en yüksek temerrüt faizi ile tahsilini istediklerini bildirmiştir.
CEVAP /Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Taraflar arasındaki sözleşmeye ve ek sözleşmeye göre müvekkili şirketin borç ve yükümlülüğünün Cezayir ‘de açılan ihale veya projenin müvekkili şirket lehine sonuçlanması halinde hizmet komisyonu ödenmesi olduğunu, İnmar’ın bu bedeli hak edebilmesi için kendisine yüklenen borç ve edimleri eksiksiz yerine getirmesinin gerektiğini, ticari şirketlerin şirket mukavelesinde yazılı işletme mevzuunun dılında faaliyette bulunamayacağının amir hüküm olduğunu, İnmar’ın faaliyet konuları arasında TTK.nun 102.maddesinde yer alan hükmü gereği nitelendirilmesinin mümkün olmadığını, … firmasının açtığı ihalenin Cezayir resmi gazetesinde yer aldığını, davacı tarafıdan müvekkiline bildirilmediğini, davacının sözleşme hükümlerine aykırı davrandığını, edimlerini yerine getirmediğini, davacının ihlaleri müvekkiline bildirmediği gibi şartnameleri de almadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; taraflar arasındaki 16/04/2007 tarihli acentelik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle komisyon alacağı, mahrum kalınan kar alacağı ve portföy tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; : 2014/… Esas 2018/… karar sayılı 09/01/2018 tarihli karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay, … Hukuk Dairesi’nin 22/06/2020 tarih ve 2019/… E-2020/… Karar sayılı bozma ilamı ile “davacı ile davalı arasında akdedilen 16.04.2007 ve 05.05.2011 tarihli sözleşmeler ile davacının, davalı şirketin Cezayir ülkesinde gireceği ihaleleri takip ederek davalıya bildireceği, ihale şartnamelerini davalıya göndereceği, davalının hazırlamış olduğu teklifleri ve teminat mektuplarını ihale kurumlarına sunacağı konusunda taraflar anlaşmış olup, davalı şirketçe, davacı acentesine gönderilen … Noterliğinin 07.03.2012 tarihli ihtarnamede; Cezayir ülkesinde acente tarafından takip edilmesi gereken ihalelerin takip edilmediği, şartnamelerin alınmadığı, sözleşme ile davacıya yüklenen edimlerin ihlali halinde sözleşmenin feshedileceği bildirilmiş olup, … Noterliğinin 21.03.2012 tarihli ihtarnamesi ile de, … firmasının … numaralı ihalesinin bildirilmediği ve ihale şartnamesinin davacı acente tarafından alınıp kendilerine gönderilmediği gerekçesiyle sözleşmenin feshedildiği bildirilmiştir. Dosya kapsamına göre; davalının acentecilik sözleşmesini feshine somut dayanak olarak ileri sürdüğü … firmasının … numaralı ihalesinin, davacı acente tarafından takip edilerek davalıya bildirildiği ve ihale şartnamesinin alındığını davacı tarafın ispat edemediği, bu sebeple davalının acentecilik sözleşmesini fesihte haklı olduğu anlaşılmış olup, bu durumda mahkemece, 6762 sayılı Ticaret Kanunu’nun 134. maddesi de gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.” Kararı ile mahkememiz kararı bozulmuştur Mahkememizce bozma ilamına uyulmamış, 09/01/2018 tarihli kararda direnilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre;
Taraflar arasında 16/04/2007 tarihli aracı acentelik sözleşmesinin bağıtlandığı, sözleşmenin 5.maddeye göre 12 ay için yapıldığı ancak davacı sözleşme süresi içinde … Cezayir den ilk işi alırsa sözleşme süresinin otomatik olarak 3 yıl uzayacağının kararlaştırıldığı, böylece sözleşmenin süresinin 16/04/2011 tarihine kadar uzadığı, taraflar arasında 05/05/2011 tarihinde imzalanan ek sözleşme ile sözleşmenin süresinin 31/12/2012 tarihine kadar uzatıldığı, … Noterliği inin 21/03/2012 tarih … yevmiyeli ihtarnamesi ile sözleşmenin davalı tarafça fesih edildiği taraflar arasında tartışmasızdır.
Taraflar arasındaki ilişkide sözleşme tarihi 16/04/2007 olup, 21/03/2012 tarihli fesih ile sonlandığından 6762 sayılı TTK. hükümleri uygulanacaktır.
Davacı taraf alamadığı komisyon alacaklarını, sözleşmenin erken ve haksız feshi nedeniyle mahrum kalınan kar ve portföy tazminatı talebinde bulunmuştur. Dava dosyası içine … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/…-2012/… sayılı kararının Yargıtay … Hukuk Dairesince yapılan incelemesi sonucunda 2013/… -2014/… sayılı ve 09/10/2014 tarihli ilamı ile bozulması, bozma sonucunda … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/… sayılı kararı vermesi ile oluşan sürece dair kararlar emsal karar olarak alınmıştır.
Davacının portföy tazminatı istemi; Davacı talebi 6762 sayılı TTK’da portföy-denkleştirme tazminatına ilişkin hüküm bulunmamaktadır. Ancak yerleşik Yargıtay içtihatları ile bu boşluk doldurulmuş, 6102 sayılı TTK nun 122 . maddesindede hüküm ihdas edilmiştir.Bu hüküm gereğince davacının sözleşmenin feshinden itibaren 1 yıllık süre içinde dava açılması gerekmektedir.Davacı tarafça 11/12/2012 tarihinde dava açılmış olup 21/03/2012 olan fesih tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde dava ikame edilmiştir.
Davacı ile davalı arasında bağıtlanan sözleşmenin aracı acentelik ilişkisi olup davacının davalı şirket lehine müşteri çevresi yaratmadığı ya da müşteri çevresini genişletmesinin söz konusu olmadığı,davacının aracılık ettiği sözleşmeler gereğince ücretini aldığı, bu aracılık gereğince ileriye dönük olarak davalıdan mahrum kaldığı portföy-denkleştirme tazminatı isteyemeyeceği sabit görülmüştür. 6102 sayılı TTK nun 122 maddesinde aranan yasal koşullar gerçekleşmediğinden portföy-denkleştirme tazminatı isteminde bulunamayacağı sabit görülmüştür. Davacının bu konudaki talebi reddedilmiştir.
Davacının gelecekteki işler nedeniyle komisyon alacağı istemi; Davacı talebi 6762 sayılı TTK nun 116 maddesine dayanmaktadır. Bu madde gereğince davacının işletmesinin bağımsızlık, bir ticari işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etme, süreklilik ve bu işi meslek edinmiş olma unsurlarını taşıması gerekecektir. Davacının ticari kimliğinde aranan bu unsurlar mevcuttur. Ayrıca davacının taraflar arasında bağıtlanan 16/04/2007 tarihli sözleşmede üstlendiği işler de aracı acente kimliğini teyit etmiştir. Bu nedenle davacı komisyon alacağı , mahrum kaldığı komisyon kar kaybı talebinde bulunabilecektir.
Taraflarca ibraz edilen belgeler incelendiğinde davacının komisyon alacağı talebinde bulunabilmesi için; davalının kusurunun ispatlanması gerektiği, dosya kapsamı belgelerden davalıya yüklenebilecek kusur tespit edilemediği, bu nedenle davacının alınamayan ihaleler nedeniyle komisyon alacağının doğmadığı sabit bulunmuştur. Mahkememizce bilirkişi raporu doğrultusunda davacının komisyon alacağı talebi kabul edilmemiştir.
Davacının muaccel komisyon alacağı ve mahrum kaldığı kar kaybı istemi; Davacı talebi 6762 sayılı TTKnun 134/1 maddesine dayanmaktadır. Bu talebin kabulü sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedildiğinin kabulüne bağlıdır.
Davalı … tarafından sözleşmenin fesih sebebinin … şirketince açılan … numaralı ihalenin davacı tarafça bildirilmemesi olduğu açıklanmıştır.
16/04/2007 tarihli ana sözleşmenin 2.maddesinde “İnmar ın ödevleri” başlığında;
“Cezayir deki proje ve ihaleleri takip etmek ve ilgili şartnameleri … adına almak … tarafından hazırlanan teklifleri Cezayir deki makamlara iletmek ihaleler ile ilgili gelişmeleri takip etmek …”
05/05/20011 tarihli ek sözleşmenin 1. Maddesinde “sözleşmenin konusu” başlığında;
“Cezayir devlet firmaları ve özel firmalar tarafından açılan ve … in faaliyetleri ile ilgili proje ihale ve alımların takibi için … in tek yetkili temsilcisi olarak tayin edilmesi ve işler … lehine neticelendiği takdirde … a hizmet komisyonu ödenmesidir”
Şeklindeki sözleşme hükümleri incelendiğinde; ana sözleşmede ; takip etmek, şartnameleri almak yükümlülüğü verilirken, ek sözleşmede yalnızca takip etmekten bahsedilmiştir.
05/05/2011 tarihli ek sözleşme de davacının ihalenin bildirimini üstlendiğine dair hüküm ve düzenleme yoktur. Yukarıda açıklanan iki hüküm açıkca birbirinden farklıdır, davalının ek sözleşmenin yerine ana sözleşmenin uygulanması gerekeceği savunması açıkca farklı düzenleme yapıldığından kabul edilmemiştir. Kaldı ki ek sözleşme ile … da işe dahil edildiğinden ( ve bu şirket ana sözleşmede bulunmadığından) davacının görevleri konusunda en son ve güncel ek sözleşme düzenlemelerinin geçerli olacağının kabulü hayatın olağan akışına daha uygundur.
Mahkememizce; davacının ihaleyi bildirme ve şartnameyi alma yükümlülüğü bulunduğuna dair davalı tarafından gönderilen/yapılan ihtar/ikaz kayıt olup olmadığı incelenmiş, davalı şirketin bu konuda belge, talimat,mail vs yi davacıya göndermediği, bu konuda dosyaya herhangi bir belge sunmadığı anlaşılmıştır.
Ancak dosyaya sunduğu 16/01/2012 tarihinden başlayan mail yazışmaları incelendiğinde; davacı şirket yetkilisinin … numaralı ihaleyi takip ettiği, bu ihaleye ilişkin teknik şartname örneğini davalı şirket yetkilisi Burak Unal ile paylaşarak, detayları konusunda açıklama yaptığı, şartnamenin hangi tarihte çekildiğini ve teklifin sürelerini sorduğu, … şirketindeki Cezayirli ortağın ihale evraklarındaki durumunu bildirdiği anlaşılmaktadır. Bu maillere göre davacı şirket tarafından takip edilen ihaleden davalı şirketin haberdar olduğu, ancak resmi işlemlerin ek sözleşmede yer alan … ve onun Cezayirli ortağı tarafından yapıldığı görülmektedir.
Yargıtay … nin 22/06/2020 tarih ve 2019/… E-2020/ … K sayılı bozma ilamında ; ” … firmasının … numaralı ihalesinin, davacı acente tarafından takip edilerek davalıya bildirildiği ve ihale şartnamesinin alındığının davacı tarafından ispat edilemediği” belirtilerek feshin haklı olduğu açıklanmıştır.
Ancak davacı şirketin dava dosyasına iki defa tercümeleri ile birlikte sunduğu mail yazışmalarından ihaleyi takip ettiği ve davalı şirkete bilgilendirme yaptığı anlaşılmaktadır. Davacı şirket ek sözleşme hükümleri gereğince; yalnızca takip etmek görevini üstlendiğinden; proje ve ihale ile ilgili şartnameleri … adına almak … tarafından hazırlanan teklifleri Cezayir deki makamlara iletmek görevini üstlenmediğinden, bu yükümü yerine getirdiğini ispatla mükellef değildir.
Taraflar arasında ihale bildirimi konusunda açık bir düzenleme yapılmaması sonucu ortaya çıkan yetki karmaşasının … Şirketi çalışanlarının taleplerine rağmen davalı şirketçe çözülmemesi, ihale başvurularında gerekli işbirliğinin davalı tarafından yapılmaması, sonucu ortaya çıkan durumdan davacının sorumlu tutularak sözleşmenin fesih edilmesinde davalı … haksız bulunmuştur.
Sözleşmenin feshinde davalı … haksız olduğundan davacı 21/03/2012- 31/12/2012 tarihleri arasındaki mahrum kaldığı komisyon kar kaybını isteyebilecektir. 01/08/2014 tarihli kök rapor ile, aynı bilirkişilerin düzenlediği 22/12/2015 tarihli 2.ek rapora göre bu miktar 81.720,48 Euro ( 221.207,868 TL) olarak tespit edilmiştir. Belirlenen bu miktar üzerinden davacının mahrum kaldığı komisyon alacağı karı talebi kabul edilmiştir.
Davacı tarafça dava dilekçesinde TL üzerinden tazminat talebinde bulunulmuş, ardından bu talep 14/01/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile Euro üzerinden talebe çevrilmiştir. Davalı tarafça da duruşmada ve 04/01/2018 tarihli dilekçede yazılı olarak buna muvafakatları olmadığı açıklanmıştır. Yargıtay 11 HD’nin 2012/12824 – 2013/10935 sayılı örnek ilamında da açılandığı üzere ıslah yolu ile dahi talep edilen para birimi değiştirilemeyecektir. Bu nedenle mahkememizce bilirkişi raporunda belirlenen 81.720,48 Euro karşılığı olan 221.207,868 TL komisyon alacağı talebi kabul edilmiştir. Dosyaya sunulan 06/04/2016 tarihli dilekçe davacı tarafça arttırım dilekçesi olarak nitelendirilse de hukuki niteleme mahkememize ait olduğundan ve dilekçe 6100 sayılı HMK hükümlerine aykırı olduğundan kabul edilmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Mahkememizin 09/01/2018 tarih ve 2014/… esas- 2018/… karar sayılı kararında DİRENİLMESİNE
Davacının portföy tazminatı talebinin reddine,
Davacının muaccel komisyon alacağı ve mahrum kalınan kar kaybı için 81.720,48 Euro karşılığı 221.207,868 TL üzerinden talebinin kabulüne dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine,
2-Alınması gereken 15.110,71 TL harçtan peşin alınan 148,5 TL harcının, 6.349,38 TL ıslah harcının, 1.862,40 TL tamamlama harcının toplamı 8.360,28 TL harcın mahsubu ile eksik 6.750,43 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydınba,
3-Davacı tarafından yapılan 11.932,13 TL yargılama giderinden davanın kabul nispetine göre 10.080,43 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,davalı tarafından yapılan 139,23 Tl yargılama giderinden davanın red nispetine göre 72,61 TL sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine
4-Davacı vekil ile temsil edildiğinden karar tarihindeki AAÜT gereğince 23.934,55 TL nispi ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı vekil ile temsil edildiğinden karar tarihindeki AAÜT 13/3 maddesi gereğince 23.934,55 TL nispi ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK 333 gereğince artan avansların karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile HMK 373/5 maddesi gereğince bozma kararına direnilen Yargıtay 11 Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/12/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır