Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/452 E. 2020/880 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/452 Esas
KARAR NO : 2020/880
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/09/2013
KARAR TARİHİ : 24/12/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 08/01/2021
Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA / Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Tarafların 01/02/2011 tarihinde 1 yıl geçerli olmak üzere “Personel Temini Sözleşmesi” ve bunun birer parçası olarak “Personel Devri Ek Protokolü” ile bila tarihli “Ek Protokol” imzaladıklarını, ancak davalı firmanın müvekkilinin hak edişlerinden kısarak müvekkil firmanın SGK’dan hak kazandığı primden kendisinin faydalanarak kendi yükümlülüğü altında bulunan yıllık izin tutarlarını müvekkili firmya ödettirerek sözleşme süresinden önceki işçi haklarını da müvekkil firmaya ödettirerek ve akabinde sözleşmeyi feshederek müvekkilinin kazanç kaybına yol açtığını, sözleşme gereği hakedişlerinden dolayı 77.200,00 TL’nin iade edilmediğini ve eksik hesaplanan maliyetler, yıllık ücretli izin, SGK indirim hakkı yönünden, erken fesih bildirimi sebebi ile kazanç kaybı yönünden müvekkilinin zarara uğradığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik işleyecek faizi ile birlikte 15.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;
Müvekkili … A.Ş. – … İstanbul Oteli ile dava dışı … firması arasındaki personel temini ilişkisinin … firmasının mali güçlükler yaşaması sonucu ve davacının o tarihteki piyasaya girme ve işi alma çabaları ve müvekkili şirket ile olağan üstü çalışma talepleri çerçevesinde … firmasının personellerinin ödenmeyen Ocak 2011 hak edişlerini üstlenmesi ve kabul etmesi şartı ile 01/02/2011 tarihinde davacı ile “Takviye Personel Temini Sözleşmesi” ve aynı tarihli “Personel Devri Ek Protokolü” akdedildiğini, izleyen süreçte iş müfettişlerinin müvekkilinin iş yerinde yaptığı 17/09/2012 tarihli denetimde müvekkilinin davacının sözleşmesini feshetmesi gerektiği, aksi halde idari yaptırımlara maruz bırakılacağı yönündeki tespitleri neticesinde 31/10/2012 tarihinde emredici idari karar doğrultusunda fiilen sona ermiş olan sözleşmenin müvekkili firma tarafından da 05/11/2012 tarihinde feshedildiğini, dava dilekçesine karşı öncelikle usul yönünden itirazlarının olduğunu, dava dilekçesindeki anlatımlardan davacının 342.176,00 TL toplam belirli alacağını olduğunu iddia etmesine rağmen harcı 15.000,00 TL üzerinden yatırdığını, HMK.115/2 maddesi gereğince eksik harcın tamamlatılmasını, aksi halde dava şartı yokluğundan davanın usulden reddini talep ettiklerini, esas yönünden de davacının sebepsiz zenginleşme iddialarının yerinde olmadığını, o dönemde müvekkili ile çalışmak isteyen davacının otel sektöründe yeni olduğundan … grubu ile çalışmak adına … firması tarafından ödenmeyen hak edişleri üstlenmeyi kabul ettiklerini, müvekkilinin ocak ayı hak ediş tutarı olan 77.200,00 TL’yi ödemeyi kabul eden ve üzerine teminat mektupları vermesi şartı ile davacı ile sözleşme imzaladığını, bu durumun yazılı bir belge ile 01/02/2011 tarihli sözleşmenin “Personel Devri Ek Protokolü” ile kayıt altına alındığını, eksik hesaplanan maliyetler yıllık ücretli izin, SGK indirim hakkı kazanç kaybı iddialarının yerinde olmadığını, davacının iyi niyetli olmadığını, ahde vefa göstermediğini, sözleşmesi sona erdikten sonra olayı husumete dönüştürme yolunu tercih ettiğini, personele de eksik ödemeler yaparak haksız kazanç temin ettiğini beyanla davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki sözleşme ve eki protokollere göre davalının edimlerini gereği gibi ifa etmemesinden ve sözleşmenin haksız olarak fesh edilmesinden dolayı uğranılan zararının tazmini istemine ilişkindir.
Taraf vekilleri delillerini bildirmiş, dilekçelerin eklerindeki sözleşme, protokol örnekleri incelenmiş, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizle birleşen … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/… Esas sayılı dosyasının 16/04/2014 tarihli ön inceleme duruşmasının 1 nolu ara kararı gereğince davacı tarafa ;” .. bu davada istenen tazminat alacağına esas olarak dava dilekçesinde sebepsiz zenginleşme yönünden 77.200,00 TL eksik hesaplanan maliyetler bakımından toplamda 72.785,00 TL, yıllık ücretli izinler yönünden 2011 yılı için 38.816,00 TL, 2012 yılı için 24.875,00 TL, SGK indirim hakkı bakımından 129.000,00 TL , zarar olduğunun ifade edildiği anlaşılmakla bu miktarların tamamı üzerinden hesap edilecek peşin harcın ikmal etmesi için ” süre verilmiş, davacı vekili tarafından 29/04/2014 tarihli 5.587,35 TL miktarlı tamamlama harcına ilişkin makbuz örneği dosyaya ibraz edilmiştir.
Bilirkişiler Mali Müşavir … , Doç. Dr. … ve Doç. Dr. … ‘in 13/10/2014 havale tarihli raporlarında; sebepsiz zenginleşme yönünden davacının dava dışı alım firmasınan devraldığı personele 77.200,00 TL ödeme yaptığı, davalının bu ödemeye 17.07/2011 tarihli 77.200 TL fatura kestiği, davacının iddia ettiği daha sonra ödenmek kaydı ile maaş ve sair diğer hakların ödenmesinin Personel Devri Ek Protokolü’nde kararlaştırılmadığı, eksik hesaplanan maliyetlerin 88.548,56 TL olarak hesaplandığı, davacının ise 77.785,00 TL talep ettiği, yıllık izin ücretleri yönünden dosyada mübrez bordların incelenmesinde 2011 yılında 38.816,00 TL, 2012 yılında 24.875,00 TL, davacı tarafından ödemekeri yapılmış olduğu, ancak tarafların bila tarihli Ek Protokolde “İş hukukundan doğan kıdem ve ihbar tazminatları ve yıllık izin haklarının karşılanması 01/02/2011 tarihinden itibaren müşterinin yükümlülüğündedir. Bu tarihten önceki hakları firma üstlenmiştir.” hükmünde anlaştıklarının, 5510 SY’nin prim oranları ve devlet katkısı madde 81’de yer alan prim oranlarından iş veren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutarın hazinece karşılanacağı hüküm altına alındığından , davacının kanuna göre ödemelerini zamanında yaptığı ve tahakkuk fişlerinde %5 indiriminin, davalı tarafından edişinden kesmenin taraflar arasınadki anlaşmalarda da uer almadığı, bu nedenle kesinti tutarı olan 129.030,84 TL’nin davacıya ödenmesi gerektiği, ancak davacının talebinin 129.000,00 TL olduğu, erken fesih ve bu nedenle davacının kazanç kaybının 7.463,60 TL olarak hesaplandığı, davacının ise bu kalemde 13.837,20 TL talep ettiği, ancak bu kalemin talep edilmesinin TMK. 2.maddesi hükmüne bağlanan hakkın kötüye kullanılmasının teşkil edilebileceği hususunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı itirazları üzerine bilirkişi kurulundan ek rapor alınmış, bilirkişi kurulu 27/01/2016 tarihli ek raporunda sonuç olarak yıllık izin ücretleri yönünden davacı talebinin 63.691,00 TL olduğundan davacının sorumlu olduğu 19.736,69 TL’nin tenzili neticesinde 43.954,31 TL’nin davalının sorumlu olduğu dönem olarak hesaplandığını belirtmiştir.
Davacı vekili 24/11/2014 tarihli dilekçesinde; dava değerini 15.794,40 Tl artırarak sonuçta ıslah ile toplam 372.307,60 TL talep ettiklerini , ödeme tarihlerinden itibaren faiz istediklerini bildirmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; 02/06/2016 tarih ve 2014/… E- 2016/… K sayılı karar ile davacının yıllık izin ücreti tazminatı istemi yönünden dava kabul edilmiş, ” Davanın kısmen kabulü ile, 43.954,31 TL’nin dava tarihi olan 20/09/2013 tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine ” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Her iki tarafça kararın temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesinden 17/02/2020 tarih 2016/… esas 2020/… karar sayılı
” 5510 Sayılı Kanun’un 81-ı maddesi uyarınca işçi çalıştıran özel şirket işverenleri lehine prim muafiyeti getirilmiş olup bu hakkın davalı tarafından yasal düzenlemeye aykırı olarak davacı hakedişlerinden kesilmesinin hukuki bir dayanağı bulunmamaktadır. Bilirkişi raporundaki SGK indirim hakkı yönünden hesaplanan kesinti miktarının, davacıya iadesi gerekmektedir. Eksik maliyet alacağı talebi yönünden ise ayrıntılı hesaplama yapan bilirkişi raporuna rağmen mahkeme tarafından yeterli gerekçe gösterilmeden ‘eksik maliyet olduğu kanısına varılmadığından’ bahisle red kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir. ” Kararı ile mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuştur.
Davacı vekili 24/12/2020 tarihli duruşmada .” Davacı vekili beş kalem alacak talebimiz vardı, bu alacak taleplerimizden , sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı 77.200,00 TL talebimiz ile erken fesih nedeniyle kazanç kaybı olarak istediğimiz 13.837,00 TL lik talebimizden feragat ediyoruz, diğer taleplerimiz eksik hesaplanan maliyetler, SGK erken ödeme pirimi alacağı ve yıllık ücretli izin alacağı alacakları yönünden yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davamızın kabulünü istiyoruz ” şeklinde feragat beyanında bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamına göre
Sebepsiz zenginleşme yönünden toplam 77.200,00 TL,
Erken fesih nedeniyle kazanç kaybı toplam 13.837,20 TL
Eksik hesaplanan maliyetler bakımından toplam 72.785,00 TLve ıslahla 15.763,56 TL
Yıllık ücretli izinler yönünden 2011 yılı için 38.816,00 TL, 2012 yılı için 24.875,00 TL olmak üzere toplam 63.691,00 TL,
SGK indirim hakkı bakımından toplam 129.000,00 TL ve ıslahla 30,84 TL olmak üzere toplam 372.307,60 TL tazminat talebinde bulunmuştur.
Mahkememizce 13/10/2014 havale tarihli kök bilirkişi raporu ile 27/01/2016 tarihli ek bilirkişi raporu hesaplamaları ve tespitleri hükme esas alınmıştır.
Sebepsiz Zenginleşme ve erken fesih sebebiyle kazanç kaybı tazminatı nedeniyle;
Davacı vekili 24/12/2020 tarihli beyanı ile Sebepsiz Zenginleşme tazminatı (77.200,00 TL)ve erken fesih sebebiyle kazanç kaybı tazminatı (13.837,20 TL) taleplerinden feragat etmiştir. HMK 307 maddesi gereğince feragat beyanı kesin hükmün sonuçlarını doğuracağından ve davalının muvafakatına bağlı olmadığından,bu taleplerin feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Eksik maliyet nedeniyle;
“Sözleşmenin Geçerli Olduğu Süreler İçerisinde SGK’nın Kesinti Oranları;
Kısa Vadeli Sigorta primleri oranı 1,50
Malûllük Yaşlılık ve Ölüm Sigorta Primi 20,00
Genel Sağlık Sigortası Primi 12,50
Toplam Ücret üzerinden (işsizlik hariç) 34,00 şeklindedir.
Sözleşme ile davalı tarafından hazırlanan ücret bordroları davacıya gönderilmekte ye bordroda yazılı işçilerin çalıştıkları gün üzerinden hak ettikleri ücretlerinin davacı tarafından ödendiği, İhtilaf tarihi 2011/10 olup, bu döneme kadar davalı tarafından davacıya gönderilen ücret bordrolarında çalışanların almış oldukları net ücret AGİ dâhil olarak (Asgari Geçim İndirimi) hesaplanmış, taraflar arasında ki ücret bordroları kontrol edildiğinde
ihtilaf öncesi;900 TL net ücret alan bir işçinin maliyeti; (SGK işveren payı hariç tutulmuştur.) Kesintiler %14 sgk İŞÇİ Hissesi = 164,32 – %1 İşsizlik İşçi Payı = 11.74 Gelir vergisi = 149,65 – Damga vergisi = 7,75 olmak üzere toplam kesinti tutarı 333,46 TL tutmaktadır. Yapılan incelemede 59,74 TL Asgari geçim indiriminin ücrete eklenmesi ile birlikte 900 TL net maaş alan (AGİ dâhil) taşeron firmaya maliyeti 1.173,72 TL olmuştur.
İhtilaf sonrası: 2011/10 ay ve devamı Kesintiler %14 sgk İŞÇİ Hissesi = 176,00 – % 1 İşsizlik İşçi Payı = 12.57 Gelir vergisi = 160,29 – Damga vergisi = 8,30 olmak üzere toplam kesinti tutarı 357,16 TL tutmaktadır. 59,74 TL Asgari geçim indiriminin ücrete eklenmesi ile birlikte 900 TL net maaş alan (AGİ dâhil) taşeron firmaya maliyeti 1.257,16 TL olmuştur.
İki dönem arasında 1.257,16 -1.173,72 = 83,44 TL fark tespit edilmiştir.
1020 TL ücret alan işçilerin maliyet farkları 83,46 TL
1050 TL ücret alan işçilerin maliyet farkları 83,40 TL
1.200 TL ücret alan işçilerin maliyet farkları 83,21 TL
1.650 TL ücret alan işçilerin maliyet farkları 83,44 TL
1.830,00 TL ücret alan işçilerin maliyet farkları 83,52 TL dir
Taraflar arasındaki ilk maaş ödemeleri AGİ dâhil = net ücret biçiminde işçilere ödenmiş, daha sonra 2011/10 aydan itibaren AGİ ödemeleri ücret dışı olarak bordrolara yansıtılmış, ortalama olarak 83,42 TL aylık ücret maliyet artışı olmuştur.
Bu bağlamda 2011 ekim ayından itibaren günlük olarak ücret maliyet artışları tespit edilmiştir. 83.42 /30 = 2,78 TL her bir çalışan için günlük maliyet artışı olmuştur. Dosyada mübrez SGK aylık prim ve hizmet bildirgeleri üzerinden 2011 ekim ayından 2012 ekim ayına kadar geçen dönem için yapılan hesaplama sonucu; davacının talep edebileceği eksik hesaplanan maliyetler bedeli 88.548,56 TL olarak tespit edilmiştir. Dava dilekçesi ile 72.785,00 TL istenmiş, kısa kararda tutanağa dava dilekçesi ile istenen 72.785,00 TL yazılmış, bu miktar hüküm altına alınmıştır.
Prim muafiyeti nedeniyle;
5510 Sayılı SGK yasasının Prim Oranları ve Devlet Katkısı Madde 81: 1 fıkrasının (a) bendinde; “ Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının % 20’sidir. Bunun % 9’u sigortalı hissesi, % 11’i işveren hissesidir. Hükmü mevcuttur.
Bu maddeye eklenen (ı) bendinde ise; (Ek: 17/4/2008-5763/24 md.) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin, bu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hâzinece karşılanır.” hükmü yer almaktadır.
Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin işveren hissesinin beş puanlık kısmının Hâzinece karşılanabilmesi için, işverenlerin, muaccel sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının bulunmaması gerekmektedir.Kanunla sigorta primini düzenli olarak ödeyip diğer yükümlülüklerini de süresi içerisinde eksiksiz olarak yerine getiren özel sektör işverenlerinin, bu yükümlülükleri yerine getirmeyen diğer özel sektör işverenlerine göre bir destek unsuru sağlanmış olup, prim ödemeyi teşvik amacı taşımaktadır.
Somut olayda; Taraflar arasında Yapılan 01.02.2011 tarihli Takviye Personel Temini Sözleşmesi’nde, Personel Devri Ek Protokolü’nde ve Bila tarihli Ek Protokol’de bu konu hakkında herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda davalının SGK’na davacı tarafından verilen Tahakkuk fişlerinde indirim konusu yaptığı 5510 sayılı Kanundan doğan % 5 indirimi hak edişinden kesmesi taraflar arasındaki anlaşmaya dayanmamaktadır.Kesinti yasa ile davacıya tanınan bir haktır.
Dönem SGK Tahakkuk Tutarı %5 İndirim
2011/02 23.830,69 1.191,54
2011/02 85.038,85 4.251,94
2011/02 7.768,95 388,44
2011/03 31.145,85 1.557,29
2011/03 86.529,96 4.326,50
2011/04 44.675,04 2.233,75
2011/04 85.743,85 4.287,19
2011/04 1.299,43 64,97
2011/05 42.568,25 2.128,41
2011/05 81.147,86 4.057,39
2011/06 73.947,60 3.697,38
2011/06 32.842,95 1.642,14
2011/07 28.313,13 1.415,65
2011/07 85.568,59 4.278,42
2011/08 29.527,81 1.476,39
2011/08 90.134,70 4.506,74
2011/09 28.506,82 1.425,34
2011/09 102.126,60 5.106,33
2011/10 29.193,53 1.459,68
2011/10 125.074,85 6.253,74
2011/11 25.294,31 1.264,71
2011/11 118.773,65 5.938,68
2011/12 26.803,53 1.340,18
2011/12 125.769,22 6.288,46
2012/01 23.812,18 1.190,61
2012/01 121.272,78 6.063,64
2012/02 18.391,31 919,56
2012/02 96.967,25 4.848,36
2012/03 22.380,66 1.119,03
2012/03 108.867,89 5.443,40
2012/04 24.872,43 1.243,62
2012/04 114.677,79 5.733,89
2012/05 24.236,89 1.211,85
2012/05 120.967,72 6.048,39
2012/06 18.261,60 913,08
2012/06 107.507,52 5.375,38
2012/07 8.063,05 403,16
2012/07 78.432,47 3.921,62
2012/08 6.215,50 310,78
2012/08 78.700,07 3.935,01
2012/09 7.342,09 367,10
2012/09 81.998,78 4.099,94
2012/10 96.585,44 4.829,27
2012/10 9.437,70 471,89
2012/10 2.580.617,14 129.030,84 TL
Dosyada mübrez SGK tahakkuklarından incelendiğinde %5 indirim tutarının 129.030,84 TL olduğu tespit edilmiştir. Davacının yasal hakkı olarak Prim muafiyeti bedeli 129.030,84 TL yi isteyebileceği sabit bulunmuş, hüküm altına alınmıştır.
Yıllık izin ücretleri nedeniyle;
4857 sayılı yeni İş Kanunu, asıl işveren-alt işveren tanımında daraltıcı etkiye sahip bir düzenleme yapmıştır. Buna göre, bir işyerinde yürütülen mal ve hizmet üretimine ilişkin’ asli işin bir bölümünde veya’ yardımcı işlerinde iş alan diğer işverenler, işçilerini sadece bu işyerinde çalıştırdıklarında asıl işveren-alt işveren ilişkisi doğmuş olacak, buna karşı işyerinde yürütülen asli ve yardımcı işler dışında iş alan bir işveren, örneğin işyerinde bir ek inşaat yapılması işini alan diğer işverenin alt işveren kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmayacaktır.
Ayrıca yasaya göre, asıl işverenin alt işverenden iş alabilmesi, işyerinin gereklerine ve teknolojik nedenlere bağlanmıştır. Diğer yandan bir işyerinde asıl işveren-alt işveren ilişkisinin doğumu için asıl işin ‘bir bölümünde iş alınmasının anlamının, ayni bölümde asıl işverenin artık işçi çalıştırmayacağı, işçilerin bölünme suretiyle bir kısmının asıl işverence, diğer kısmının alt işverence yürütülmesine madde düzenlemelerinin imkân vermediği konusunun da göz önünde tutulmasıdır.
Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin madde şartlarına göre doğmuş olmasının en önemli sonucu her iki işverenin, alt işverenin işçilerine karşı birlikte sorumlu olmasıdır. Bu sorumluluk, alt işverenin işçisinin o işyeriyle ve orada çalıştığı süreyle sınırlı olup, alt işverenin işçilerinin iş kanunundan, iş sözleşmesinden ve alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini kapsamaktadır.
Diğer taraftan madde düzenlemesinde, asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırmaya devam ettirilmesi suretiyle haklarının kısıtlanamayacağı veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamayacağı hükme bağlanmıştır. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem göreceklerdir. Yine kanuna göre işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez.
Somut olayda; Taraflar arasında yapılan Personel Devri Ek Protokolü 2. Paragrafta “iş bu sözleşme ile ekli listede bulunan personeller 01.02.2011 tarihi, itibari ile geçmişe dönük tüm özlük hakları ile birlikte İştem şirketine geçmiş olacaktır.” Hükmü bulunmaktadır.
Taraflar bila tarihli Ek Protokol’de, “İş hukukundan doğan kıdem ve ihbar tazminatları ve yıllık izin haklarının karşılanması 01.02.2011 tarihinden itibaren müşteri’nin yükümlüğündedir. Bu tarihten önceki hakları firma üstlenmiştir” Hükmünü getirmiştir.
Sözleşme hükümleri dikkate alınarak, dava konusu ihbar, kıdem ve yıllık izin tazminatından hangi tarafın, ne miktarda sorumlu olduğu incelendiğinde;yıllık izin ödemelerinin aylık bordrolar ile karşılaştırılması sonucu; 2011 yılında 89 personele toplamda 38.826,00 TL izin hakkı kullandırıldığı, 2012 yılında ise 51 personele 24.875,27 TL izin hakkı kullandırıldığı , toplamda 63.701,27 TL ücretli izin kullandırıldığı anlaşılmıştır. Müteselsil sorumluluk gereği 2011 yılı için davacıya 19.705,53 TL, davalıya 19.110,47 TL, 2012 yılında ise sadece ocak ayı için davacıya 31.16 TL izin ücreti düştüğü,
19.705,53 TL+ 31.16 TL= 19.736,69 TL davacının sorumlu olacağı miktar olup, bu miktarın toplam 63.701,27 TL izin ücretinden tenzili ile 63.701,27 TL-19.736,69 TL = 43.954,31 TL ücretli izin alacağının davacı tarafça istenebileceği tespit edilmiştir. Yıllık izin ücretleri bedeli olarak 43.954,31 TL davacı alacağı sabit bulunmuş, hüküm altına alınmıştır.
Dava açılmadan önce davacı … Noterliği nin 25/03/2013 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıdan huzurdaki dava ile istediği alacaklarını talep etmiş, davalı … Noterliğinin 19/04/2013 tarih ve … sayılı cevabi ihtarı ile ihtarı aldığını ve ödeme yapmayacağını bildirerek temerrüde düşmüştür. Davacı vekili dava dilekçesinde faiz başlangıç tarihini açıkça belirleyen talepte bulunmamıştır. Davacı vekili Islah dilekçesinde ise ödeme tarihlerinden itibaren faiz işletilmesi talebinde bulunmuştur. Ancak ödeme tarihi itibariyle davalının temerrüdü oluşmamıştır. Mahkememizce tarafların önceki kararda faiz başlangıcı olarak belirlenen dava tarihi yönünden temyizleri olmadığı, bu tarih ile bağlı olacakları gözetilerek dava tarihinden başlamak üzere faiz istemi hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın kısmen kabulü ile; eksik maliyet bedeli olarak 72.785,00 TL, prim muafiyeti nedeniyle 129.030,84 TL , yıllık izin ücretleri nedeniyle 43.954,31 TL olmak üzere toplam 245.770,15 TL nin dava tarihi olan 20/09/2013 tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Davacının bakiye alacak taleplerinin feragat nedeniyle reddine,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 16.788,56-TL Harçtan peşin alınan 6.113,30-TLnin mahsubu ile bakiye 10.675,26-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihindeki AAÜT gereğince; 25.653,91-TL. nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, Red edilen kısım yönünden 15.971,06-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 6.137,60-TL ilk gider, 52,30-TL tebligat ve müzekkere gideri ile 1.500-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.689,90-TL. yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 7.162,31-TL sinin davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan 26-TL tebligat ve müzekkere gideri ve 600-TL bilirkişi avansı olmak üzere 212,76-TL gider avansının red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 212,76-TL nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine.
7-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Davacı temlik alan vekili Av…. Davalı vekili Av. … yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde YARGITAY da temyiz yolu açık olmak üzere, verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/12/2020

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza