Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/400
KARAR NO : 2022/389
DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 10/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının başlatmış olduğu …. İcra Müdürlüğünün 2013/… e. Sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine 30.380-TL ilamsız icra takibi başlattığını, müvekkilinin bu takibe süresi içerisinde itiraz etmediğini ve takibin kesinleştiğini, takibin konusunun davalı sigorta şirketinin sigorta poliçesi kapsamında 3. Kişiye yapmış olduğu ödemenin, sürücünün kusurlu ve alkollü olması sebebiyle müvekkil sigorta ettirene rücu talepli olduğunu, takip dayanağı ve rücu nedenlerine göre, kazanın alkol nedeni ile meydana geldiğinin ispat yükünün davalı şirkete ait olduğunu, kazada her ne kadar sürücü kusurlu ise de kazada kastının bulunmadığını, bu nedenle sürücünün kusurlu olması sebebi ile rücu talebinin yerinde olmadığını, müvekkilinin itiraz etmediği icra takibi nedeniyle 26/12/2013 tarihinde 15.000-TL, cebri icra tehditi altında 5.000-TL olmak üzere toplamda 20.000-TL ödeme yaptığını, bu sebeplerle öncelikle dava konusu icra takibinin yargılamayı gerektirmesi ve müvekkili tarafından toplam 20.000-TL’nin ödenmiş olması sebebi ile müvekkilinin haciz tehdidi altında olmaması için dava konusu icra takibinin tedbiren durdurulmasını, davanın kabulü ile dava konusu takip dosyasında ödenmeyen kısım yönünden borçlu olmadıklarının tespitine, haciz tehdidi altında ödenen 5.000-TL bedelin borçlu olmadıklarının tespiti ile davalının sebepsiz zenginleştiği ve iadesi gereken 15.000-TL’nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, davacının dava ve talebinin yerinde olmadığını, İİK’ya göre borca itiraz etmeyen borçlunun borcunu kabul etmiş addedilmesinin gerektiğini, davacının her ne kadar cebri icra tehdidi altında borcu ödemek zorunda kaldığını iddia etmiş ise de davacının böyle bir cebri icra altında kaldığı durumun mevcut olmadığını, müvekkili şirketin davacının sigortalı aracını alkollü sürücüye vererek sebep olduğu kaza sebebiyle üçüncü kişilere ödediği hasar tazminatını davacıdan poliçe genel şartlarına istinaden talep ettiğini, müvekkilinin davacının sebep olduğu kaza sebebiyle 3. Kişilere çok fazla ödeme yaptığını, ancak iş bu davanın konusu olan 30.380,96-TL bakımından da malvarlığı tabiri caizse sebepli bir azalma söz konusu olduğunu, bu sebeple sebepsiz zenginleşme mevcut olmadığını, bu sebeplerle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, …. İcra Müdürlüğünün 2013/… e. Sayılı dosyası ile davacı aleyhine başlatılan takipten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile icra dosyasına yapılan kısmi ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri iadesi talebidir.
Mahkememizce 01/11/2017 tarih 2014/… esas 2017/… karar sayılı karar ile “davanın reddine” dair karar verilmiştir.
Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19/03/2020 tarih 2019/… esas 2020/… karar sayılı ilamında;
“…2918 sayılı KTK’nın 48. maddesinde, kandaki alkol miktarı 0.50 promilin üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir. ZMSS Genel Şartları’nın B.4.d maddesinde de, tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa, sigortacının, sigorta ettirene rücu hakkı olduğu belirtilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan 10/10/2016 tarihli kusur bilirkişisinin raporunda, kazanın münhasıran sürücünün alkollü olmasına bağlı olarak meydana geldiği mütalaa edilmiştir. Ancak rapor denetime elverişli ve hüküm kurmaya elverişli değildir. Çünkü, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09/12/2019 tarihli ve 2017/5289 Esas- 2019/11696 Karar sayılı kararında ve yerleşik uygulamalarında da kabul edildiği üzere, kazanın münhasıran alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması için, bir nöroloji uzmanı, bir hukukçu ve bir trafik uzmanından oluşacak bilirkişiler kurulundan rapor alınmalıdır. Dolayısıyla davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerindedir.
Bu bağlamda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.” gerekçesi ile mahkememiz kararını kaldırmıştır.
Kaldırma kararı doğrultusunda dosya bilirkişi heyetine rapor düzenlemek üzere tevdi edilmiş, … Makine Fak. Öğr. Üyesi Bilirkişi Prof. Dr. Y. Müh. …, … Makine Fak. Öğr. Üyesi Bilirkişi Prof. Dr. Y. Müh. …, Nörolog Bilirkişi Doç. Dr. … ve Nörolog Bilirkişi Dr. … tarafından sunulan 18/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı …’a ait … plakalı vasıtanın davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde 03/08/2009-03/08/2010 tarihleri arasında geçerli olan …/2 sayılı poliçe ile Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası mevcut bulunduğu, olayın münhasıran alkol etkisi ile meydana geldiği, davalı sigorta şirketi tarafından davacı sigortalısının %100 kusuru oranınca 3. Kişilere yaptığı ödemeleri, davacı sigortalısına Poliçe Genel Şartları B.4 şartları gereğince alkollü araç kullanma nedeniyle rücu edebileceği, Davacı sigortalının davalı şirkete karşı Poliçe Genel Şartları gereğince sorumluluğunun oluştuğu kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Dava, ZMS sigortacısı davalının zarar gören üçüncü kişiye yaptığı ödemeyi sigortalısının sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle rücuu istemiyle yürüttüğü takibe karşı menfi menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
Davacı … adına kayıtlı … plakalı aracın 03.08.2009 – 03.08.2010 tarihleri arasında davalı … Sigorta Şirketine Zorunlu Malı Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu , 20.02.2010 günü saat 22.25 sıralarında … … yönetimindeki … plakalı kamyonetle … caddesini takiben şehir merkezi istikametinde seyredip 49 nolu binanın önüne geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybederek binanın önündeki elektrik direğine çarpması neticesinde meydana gelen kazada kamyonette bulunan … … ve … … nun yaralandıkları, … Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/… esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde … …’ın 1,1 promil alkollü olduğunun tespit edilerek “yöntmelikte belirtilen miktarın üzerinde allollü içki alarak araç kullanması nedeniyle ağır kusurlu bulunarak TCK 179/3 maddesi gereği cezalandırılmasına karar verildiği görülmüştür.
Davalı … Sigorta A.Ş. (şimdiki unvan: …) tarafından dava dışı … …’a 05.12.2013 tarihinde 30.380,96 TL olarak ödendiği. … aleyhine alkollü araç kullanma nedeniyle 3. kişilere ödediği 30.380,96 TL’nin tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün 2013/… E sayılı dosyası ile ve ayrıca ödediği 3645,72 TL’nin tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığı,davacının takibe süresi içerisinde itiraz etmemesi nedeniyle takibin kesinleştiği görülmüştür.
Davacı … , dava dilekçesi ile …. İcra Müdürlüğü’nün 2013/… E sayılı icra takibine ilişkin olarak borçlu olmadığının tespitini ve ödediği 20.000 TL’nin istirdadına karar verilmesini talep etmiş, ayrıca 10.05.2018 tarihinde 12.212,06TL ile 02.09.2020 tarihinde 16.600TL ödeme yapmış olup ödeme dekontlarını dosya kapsamına ibraz etmiştir.
Davacı sigorta şirketi, sigortalı araç sürücüsünün alkollü olması nedeni ile sigortalısına rücu etmektedir.
2918 sayılı KTK’nın 48. maddesinde, kandaki alkol miktarı 0.50 promilin üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir. ZMSS Genel Şartları’nın B.4.d maddesinde de, tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa, sigortacının, sigorta ettirene rücu hakkı olduğu belirtilmiştir.
Kaldırma kararı sonrasında mahkememizce aldırılan ve itibar edilerek hükme esas alınan heyet bilirkişi raporu ile ;
Davacı … Kuş’a ait … plakalı vasıtanın davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde 03/08/2009-03/08/2010 tarihleri arasında geçerli olan …/2 sayılı poliçe ile Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası mevcut bulunduğu, Olayın münhasıran alkol etkisi ile meydana geldiği, Davalı sigorta şirketi tarafından davacı sigortalısının %100 kusuru oranınca 3. Kişilere yaptığı ödemeleri, davacı sigortalısına Poliçe Genel Şartları B.4 şartları gereğince alkollü araç kullanma nedeniyle rücu edebileceği, Davacı sigortalının davalı şirkete karşı Poliçe Genel Şartları gereğince sorumluluğunun oluştuğu bildirilmiş olup
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları B4 maddesi sigortacının sigortalısına rücu hakkını düzenlemiştir. B4/ C maddesi: Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak sureti ile kullanılması sırasında meydana gelen zararlar halinde sigortacı sigortalısına rücu edebilecektir.
Karayolları Trafik Kanunu ve Yönetmeliği uyarınca belli bir promilin üstünde alkol almış kişilerin araç kullanması ve trafiğe çıkması yasaklanmıştır. Ancak, sigorta şirketinin sigortalısına rücu edebilmesi için kişinin yapmış olduğu kaza ile alkollü olması arasında neden- sonuç ilişkisinin olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Kişinin yapmış olduğu kazanın salt alkolün etkisi ile meydana geldiğinin belirlenmesi halinde, sigorta şirketinin sigortalısına rucü etme hakkı doğacaktır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017 / 1577 Esas 2019 / 9897 Karar sayılı ilamında “olayın alkolün etkisi ile meydana gelmesi halinde” sigortalıya rücu edilebileceğini açıklamaktadır.
Hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmekte olup ibraz edilen bilirkişi raporu ile kazanın münhasıran alkol etkisi ile meydana geldiği, Davalı sigorta şirketi tarafından davacı sigortalısının %100 kusuru oranınca 3. Kişilere yaptığı ödemeleri, davacı sigortalısına Poliçe Genel Şartları B.4 şartları gereğince alkollü araç kullanma nedeniyle rücu edebileceği anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 833,63-TL den 80,70-TL maktu karar harcının mahsubu ile kalan 752,93-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 7.145,57-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davalının yapmış olduğu 4.000-TL bilirkişi ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/05/2022
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır