Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/398 E. 2020/837 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/398 Esas
KARAR NO : 2020/837
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2020
KARAR TARİHİ : 16/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkilinin davalı bankadan 27/09/2018 tarihinde 500.000,00 TL bedelli 120 ay vade ile toplam maliyeti 1.474.695,67 TL olarak kredi çektiğini, müvekkili tarafından davalı bankaya 10 ayda 158.406,70 TL ve erken ödeme talepleri doğrultusunda 500.000,00 TL ödeme yapılarak kredinin kapatıldığını, davalı bankaya kapama cezası da dahil toplam 663.960,17 TL ödeme yapıldığını ve ödenen miktarın fahiş olduğunu, faiz indirimi yapılmadığını ve fazla yatırılan miktarın iade edilmediğinden bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000,00 TL’nin faizleri ile birlikte davalıdan bankadan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davaya bakmaya görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğundan görev itirazlarının bulunduğunu, müvekkili banka ile davacı arasında 27/09/2018 tarihinde Konut Finansmanı Sözleşmesi ve Geri Ödeme Planı imzalanarak konut finansmanı sağlandığını, davacı tarafça erken kapama talep edilmesi üzerine müvekkili banka tarafından akdedilen sözleşme, geri ödeme planı ve 6502 sayılı TKK.nun hükümleri çerçevesinde hesaplama yapmak suretiyle erken kapamaya ilişkin tutarın davacıya bildirildiğini ve davacı tarafça 30/10/2019 tarihinde ödeme yapılarak erken kapama işleminin gerçekleştirildiğini, erken kapama tarihi olan 30/10/2019 tarihine kadar davacı tarafça 13 taksit ödemesi yapıldığını, 13.taksit olan 28/10/2019 tarihi itibariyle kalan ana para tutarının 484.980,96 TL olduğunu, erken kapamanın 30/10/2019 tarihinde yapılması sebebiyle iki günlük ücret ile birlikte kalan ana para bakiyesinin 485.721,36 TL olduğunu, bu tutar üzerinden %2 oranında erken ödeme komisyonu olarak 9.699,62 TL hesaplama yapılarak tahsil edildiğini, davacı tarafa kullandırılan finansman ve erken ödeme işleminde gerçekleştirilen işlemlerin mevzuata uygun olduğunu ve herhangi bir hata bulunmadığını beyanla, davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki “Konut Finans Sözleşmesi”ne konu borca karşılık fazla yapıldığı belirtilen ödemenin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Dosyaya sunulan belgelerden taraflar arasında 27/09/2018 tarihinde “Konut Finans Sözleşmesi” yapıldığı anlaşılmış ve 16/12/2020 tarihli duruşmada davacı vekili tarafından davaya konu kredinin konut kredisi olduğu ve müvekkilinin tacir olmadığı beyan edilmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’nun 2. maddesinde bu Kanunun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsayacağı, 3. maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde “tüketici”nin ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olduğu, (l) bendinde “tüketici işlemi”nin; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade edeceği belirtilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceği belirtilmiştir.
Eldeki davada taraflar arasındaki uyuşmazlığın temeli tüketici işlemine dayanmakta olup, davacı tacir olmadığı gibi davanın da mutlak ticari dava olmadığı, uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği ve mahkememizin görevsiz olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Göreve ilişkin düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir. Bu sebeplerle; dava dilekçesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1., 20., 114/1-c ve 115. maddeleri uyarınca görev yönünden usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.16/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır