Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/378 E. 2022/41 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/378 Esas
KARAR NO : 2022/41
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 19/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil … … ‘nin Ekim 2001 yılından itibaren …’ndan … Sigorta A.Ş’yi satın aldığını, 2002 yılında ise sonradan adı … A.Ş. olarak değiştirilen … A.Ş.’yi satın aldığını, … …’ın 1998 yılında … … …’nin yanında çalışmaya başladığını ve müvekkil nezdinde güven oluşturduğunu, ancak yıllar sonra sadece 19.04.2002 tarihinde … ve … nezdinde … adına idari işlemler (iş takibi) yapmak üzere vekalet verildiğini, ancak kendisine müvekkil adına, müvekkilin hesaplarından para çekme ya da aktarabilme yetkisinin hiçbir zaman verilmediğini, … …’ın, müvekkilin imzasını taklit ederek sahte belgeler düzenlediğini ve bu sahte belgelerle müvekkilin bankalardaki hesaplarından kendisine pek çok kez para aktardığını, … …’ın sahte imzalarla, …’ndan müvekkile ait paraları çektiğini, satış ihalelerine katıldığı … bünyesinde olan bazı şirketleri için verilmiş olunan teminatların iadelerinde 50.000,00 TL’nin … …’ın hesabına aktarıldığını, 59.700,00 USD’nin ise … … tarafından tahsil edildiğini ve bu işlemlerin, müvekkilin imzasının taklit edilerek düzenlenmiş olunan yetkilendirme belgesi ile yapıldığını, davalı …’nin yasal yükümlülüklerine, akde aykırı fiilleri ve güven ilkesine uymayan tutum ve fiilleri sonucu müvekkilin hesabından para çekildiğini, … elamanlarının, … …’ın sahte imza ile teminatları almasına müsaade ettiklerini, bu konuda herhangi bir özen ve dikkati sarf etmediklerini, …’nin elamanlarının kendilerine verilen talimat altındaki imzayı, yedlerinde bulunan müvekkile ait imza ile karşılaştırmaları ve ahz-u kabzı içeren yetki belgesi veya vekaletname ibrazı istemeleri ya da müvekkilden bilgi/teyit istemiş olmaları halinde yapılan sahtekarlığın ve usulsüzlüğün hemen anlaşılacağını, ancak bir güven kurumu olan davalı …’nin elamanlarının basiretsiz ve öngörüden yoksun davranışları sebebiyle müvekkilinin zarar etmesine sebebiyet verildiğini, belirterek, davalılardan … …’ın bir takım usulsüz ve suç teşkil eden davranışlarla müvekkile ait paraların zimmetine geçirmek suretiyle, diğer davalı …’nun yasaya, sözleşmeye, güven ilkesine ve bilgi verme, ikaz etme yükümüne aykırı işlemleri ile müvekkilin uğramış olduğu 50.000,00 TL ve 59.700,00 USD zararından, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 30.000,00 TL’lik kısmı için paraların usulsüz çekildiği tarihten itibaren işleyecek en yüksek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Vekili cevap dilekçesinde özetle; … ile davacı arasında sahtecilik, usulsüzlük, dolandırıcılık ve dava konusuna ilişkin olarak sözleşmeye dayanan bir ilişki mevcut olmadığını, … tarafından sadece vekaletname içeriğine ve bizahati davacının yazılı talimatlarına dayanan işlemler gerçekleştirildiğini, bu nedenle davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, … ile işlem yapılmasına ilişkin olarak davacı tarafından … …’a, …. Noterliği’nin 19.04.2002 tarih ve … sayısı ile verilen vekaletname ve davalı tarafından imzalanmış olan yazılı talimatlar mevcut olduğunu, teminat iadelerinin, 19.04.2002 tarihinden sonra, yani …’na davacının, davalı … …’ı vekil tayin ettiği vekaletname ibraz edilmesinden sonra ve davacının yazılı talimatlarına istinaden yapıldığını, Davacının da ortağı olduğu … Tic.Ltd.Şti.’nce … …’ın ikinci derecede imzaya yetkili şirket müdürü olarak atanmasına karar verildiğini, ayrıca davacının … A.Ş. döneminden itibaren … ile yürüttüğü işlemlerde … …’ın, … Sigorta A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … … A.Ş., … A.Ş., … … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş.’nin Gizlilik Sözleşmelerinde davacının temsilcisi olarak işlem yaptığını, davacının, aylar hatta yılları kapsayan hesap hareketlerindeki, vekalet verdiği ve piyasada temsilcisi olarak hareket eden şahıs tarafından yurt içi veya yurt dışından gönderilen bir takım talimatlara istinaden gerçekleştirilen işlemlere hiç itirazda bulunmadığını ve yapmış olduğu bütün işleri benimsediğini, belirterek yetki itirazının kabulüne, davanın görev yönünden reddine, teminat taleplerinin kabulüne, davanın husumet yönünden reddine, ayrıca esas bakımından davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi olarak görevlendirilen Banka E. Müdürü/Müfettiş tarafından sunulan 21/10/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle;
“1)Dava konusu ihtilafın, davacı tarafından …’ye iştirak satışları nedeniyle 07.03.2002 tarihinde yatırılan 36.700,00 USD, 05.04.2002 tarihinde yatırılan 23.000,00 USD ve 24.12.2001 tarihinde yatırılan 50.000,00 TL’nin, davalı … tarafından diğer davalı … …’a sırasıyla; 19.04.2002, 28.06.2002 ve 23.07.2002 tarihinde nakden ödenmesi ve hesabına havale edilmesi işlemlerinden kaynaklandığı,
2)Davalı … tarafından yapılan söz konusu ödemelerin, davacının diğer davalı … …’ı vekil tayin ettiği … Noterliği’nin 19.04.2002 tarih ve … yevmiye no.lu Vekaletnamesine ve davacının talimatlarına istinaden yapıldığı, ancak söz konusu vekaletnamenin, diğer davalı … …’a para çekme yetkisini veya para aktarma yetkisini içermediği, talimatlardaki imzaların ise davacının eli ürünü olmadığının anlaşıldığı, ayıca söz konusu ödemeler ile ilgili olarak davacıdan da teyit alınmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, yetkisiz davalı … …’a yapılan dava konusu ödemeler nedeniyle oluşan zarardan davalı …’nin sorumlu tutulabileceği,
3)Davacı … … …’nin şikayeti ile diğer davalı … … hakkında sahtecilik nedeniyle, … Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada, adı geçen mahkemenin 2006/… E. 2007/… K. sayılı kararı ile davalı … …’ın, sahte belge tanzim etmek ve dolandırıcılık suçları nedeniyle hapis cezası aldığı, bu durumda dava konusu ödemeleri sahte resmi belgelerle çektiği ve kendi hesabına yatırdığı sabit olduğundan, adı geçen davalının dava konusu zararın tamamından sorumlu tutulabileceği,
4) Davalı … …’ın 1998 yılından itibaren davacının yanında çalıştığı ve … iştirak şirket satışlarının ihalelerinde … nezdinde düzenlenen açık artırma tutanaklarının, ihale komisyon tutanaklarının, satın alma tekliflerinin ve gizlilik taahhütnamelerinin, davacı adına … … tarafından vekaleten imzalandıkları, vekalet kapsamında gerçekleştirilen işlemlerin mahiyeti ve tutarları gözetildiğinde, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin ilamında işaret edildiği üzere, davacı yanın da sahtecilik işlemi yapan çalışanını seçmede ve denetlemede gereken özeni göstermediği kanısı oluşturduğu, ayrıca söz konusu işlemlerden dolayı adı geçenin … çalışanları üzerinde güven yaratıcı etkisinin de olduğu anlaşıldığından, dava konusu zararın oluşumunda davacı ve davalıların sorumluluklarının bulunduğu kanaatine ulaşılmıştır. Ancak adı geçenlerin kusur oranlarının takdir ve tespiti tamamen sayın Mahkemeye aittir. Bununla birlikte, incelememiz sonucunda bankacı olarak bir oran belirtilmesi gerekir ise; davalı … …’ın oluşan zararın tamamından, diğer davalı …’nin % 70 oranında ve davacının da % 30 oranında sorumlu tutulabileceği değerlendirilmektedir.
Öte yandan, davacının tacir olması nedeniyle dava konusu iade tutarlarının, sayın Mahkemece belirlenen kusur oranları dikkate alınarak;
Davalı … bakımından;
• “50.000,00 TL x % Kusur Oranı = Hesaplanan Tutar” için, 23.07.2002 tarihinden tahsil edileceği tarihe kadar, 3095 sayılı Kanunun 2/2. maddesi uyarınca T.C. Merkez Bankası tarafından Kısa Vadeli Avans Kredilerine uygulanan faiz oranları üzerinden;
• “36.700,00 USD x Kusur Oranı = Hesaplanan Tutar” için 19.04.2002 tarihinden tahsil edileceği tarihe kadar, 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca, 1 yıl vadeli USD Mevduat Hesaplarına Kamu Bankaları tarafından uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden,
• “23.000,00 USD x Kusur Oranı = Hesaplanan Tutar” için, 28.06.2002 tarihinden tahsil edileceği tarihe kadar 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca, 1 yıl vadeli USD Mevduat Hesaplarına Kamu Bankaları tarafından uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden,
Davalı … … bakımından;
• 50.000,00 TL x % 100 Kusur Oranı = 50.000,00 TL için, 23.07.2002 tarihinden tahsil edileceği tarihe kadar, 3095 sayılı Kanunun 2/2. maddesi uyarınca T.C. Merkez Bankası tarafından Kısa Vadeli Avans Kredilerine uygulanan faiz oranları üzerinden;
• 36.700,00 USD x % 100 Kusur Oranı = 36.700,00 USD için 19.04.2002 tarihinden tahsil edileceği tarihe kadar, 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca, 1 yıl vadeli USD Mevduat Hesaplarına Kamu Bankaları tarafından uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden,
• 23.000,00 USD x % 100 Kusur Oranı = 23.000,00 USD için, 28.06.2002 tarihinden tahsil edileceği tarihe kadar 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca, 1 yıl vadeli USD Mevduat Hesaplarına Kamu Bankaları tarafından uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden faiz talep edilebileceği” kanaatine ulaşıldığı belirtilmiştir.
GEREKÇE:
Mahkememizden verilen 09/11/2015 tarih ve 2014/… Esas, 2015/… Karar sayılı kararının davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 2016/… Esas, 2018/… Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verildiği ve davacı vekili ile davalı … vekilinin karar düzeltme yoluna başvurduğu, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2018/ … Esas, 2020/ … Karar sayılı kararı ile karar düzeltme isteminin (faiz başlangıcı ve harç dışında) reddine karar verilerek, dosya mahkememize gönderilmiştir.
Davacı vekilinin, dava dilekçesi, 28.05.2003 havale tarihli cevaba cevap dilekçesi ve yargılama sırasındaki beyanlarından, davalı … …’a müvekkilinde oluşturduğu güven sonucu … ve … nezdinde müvekkili adına idari konularda işlem yapmak üzere vekaletname verildiğini, … …’a hiçbir zaman müvekkilinin hesaplarında para çekebilme ya da aktarabilme yetkisi (ahz-u kabz) verilmediği halde … ihaleleri nedeniyle yatırılan teminatlardan 50.000,00 TL’nin ve toplam 59.700 USD’nin müvekkilinin imzası taklit edilerek düzenlenen 18.04.2002, 28.06.2002 ve 22.07.2002 tarihli sahte talimat belgeleri uyarınca davalı … …’a ödendiğini iddia ederek paraların çekildiği tarihten itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava, davacı alacağının davalı … tarafından usulsüz olarak diğer davalı … …’a ödenmesi nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararın tazmini istemine ilişkindir.
Alınan 21.10.2021 tarihli bilirkişi raporunda; davalı … tarafından yapılan söz konusu ödemelerin, davacının diğer davalı … …’ı vekil tayin ettiği …. Noterliği’nin 19.04.2002 tarih ve … yevmiye no.lu vekaletnamesine ve davacının talimatlarına istinaden yapıldığı, ancak söz konusu vekaletnamenin, diğer davalı … …’a para çekme yetkisini veya para aktarma yetkisini içermediği, talimatlardaki imzaların ise davacının eli ürünü olmadığının anlaşıldığı, ayrıca söz konusu ödemeler ile ilgili olarak davacıdan da teyit alınmadığı, bu durumda, yetkisiz davalı … …’a yapılan dava konusu ödemeler nedeniyle oluşan zarardan davalı …’nin sorumlu tutulabileceği, davacı … … …’nin şikayeti ile diğer davalı … … hakkında sahtecilik nedeniyle, … Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada, adı geçen mahkemenin 2006/… E. 2007/… K. sayılı kararı ile davalı … …’ın, sahte belge tanzim etmek ve dolandırıcılık suçları nedeniyle hapis cezası aldığı, bu durumda dava konusu ödemeleri sahte resmi belgelerle çektiği ve kendi hesabına yatırdığı sabit olduğundan, adı geçen davalının dava konusu zararın tamamından sorumlu tutulabileceği, davalı … …’ın 1998 yılından itibaren davacının yanında çalıştığı ve … iştirak şirket satışlarının ihalelerinde … nezdinde düzenlenen açık artırma tutanaklarının, ihale komisyon tutanaklarının, satın alma tekliflerinin ve gizlilik taahhütnamelerinin, davacı adına … … tarafından vekaleten imzalandıkları, vekalet kapsamında gerçekleştirilen işlemlerin mahiyeti ve tutarları gözetildiğinde, Yargıtay … Hukuk Dairesinin ilamında işaret edildiği üzere, davacı yanın da sahtecilik işlemi yapan çalışanını seçmede ve denetlemede gereken özeni göstermediği kanısı oluşturduğu, ayrıca söz konusu işlemlerden dolayı adı geçenin … çalışanları üzerinde güven yaratıcı etkisinin de olduğu anlaşıldığından, dava konusu zararın oluşumunda davacı ve davalıların sorumluluklarının bulunduğu kanaatine ulaşıldığı, ancak adı geçenlerin kusur oranlarının takdir ve tespiti tamamen mahkemeye ait olduğu, bununla birlikte, inceleme sonucunda bankacı olarak bir oran belirtilmesi gerekir ise; davalı … …’ın oluşan zararın tamamından, diğer davalı …’nin % 70 oranında ve davacının da % 30 oranında sorumlu tutulabileceği belirtilmiştir.
Davalı …, davacının BK 55 ve 100. maddeleri gereğince yardımcı kişi olarak … …’ın seçiminde gerekli özeni göstermediğini savunmuştur. Somut olayda, davalı … tarafından davacıya ödenmesi gereken teminat iadelerinin sahte talimatlarla davalı … …’a ödendiği, … nezdindeki ihaleler ile ilgili işlemlerin davacı adına davalı … … tarafından yapıldığı, davalı … …’ın davacı çalışanı olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, davacı yanın da sahtecilik işlemi yapan çalışanını seçmede ve denetlemede gerekli özeni göstermemesi nedeniyle zararın oluşumunda müterafik kusurlu olduğu, alınan bankacı bilirkişi raporunda, davalı …’nin % 70 oranında ve davacının da % 30 oranında sorumlu tutulabileceğinin belirtildiği, mahkememizce bu kusur oranının somut olaya uygun ve makul bulunduğu, davalı …’nin % 70 kusur durumuna göre talep edilen miktarın 21.000,00 TL’ sinden sorumlu olduğu anlaşıldığından, davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Faiz başlangıcı yönünden ise; davacı vekilinin … ihaleleri nedeniyle yatırılan teminatlardan 50.000,00 TL’nin ve toplam 59.700 USD’nin müvekkilinin imzası taklit edilerek düzenlenen 18.04.2002, 28.06.2002 ve 22.07.2002 tarihli sahte talimat belgeleri uyarınca davalı … …’a ödendiğini iddia ederek paraların çekildiği tarihten itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, 08.09.2021 tarihli beyan dilekçesinde ise; ilk çekilen miktarın dava değerinin üzerinde olduğu için faizin ilk haksız eylem olan ilk para çekilme tarihinden itibaren hesaplanması gerektiğini beyan ettiği, davacının davasını 30.000,00 TL üzerinden kısmi olarak açtığı, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacının hesabından ilk 19.04.2002 tarihinde 36.700 USD çekildiği, davacının hesabından ilk her ne kadar USD olarak para çekilmiş olsa da davacının bu miktarın TL karşılığını talep edebileceği, kaldı ki ilk çekilen miktarın dava değerinin de üzerinde olduğu anlaşıldığından, ilk haksız eylemin gerçekleştiği 19.04.2002 tarihinden itibaren faize hükmetmek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 21.000,00- TL’nin 19/04/2002 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalı … … yönünden, önceki verilen karar bozma kapsamı dışında kaldığından tekrar karar verilmesine yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.434,51-TL Harçtan peşin alınan 405,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.029,51-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 5.100-TL nispi vekalet ücretinin davalı …’den tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Red edilen kısım yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 5.100-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’ye ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 405-TL ilk gider, 322-TL tebligat ve müzekkere gideri ile 2.400-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.127-TL yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 2.310,40-TL sinin davalı …’den tahsili davacıya verilmesine,
7-Davalı … tarafından yapılan 88,85-TL tebligat ve müzekkere gideri ve 2.550-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.638,85-TL giderin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 791,66-TL nin davacıdan tahsili ile davalı …’ye verilmesine.
8-HMK 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Yargıtay ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların temyiz yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, Davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır