Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/371 E. 2022/217 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/371 Esas
KARAR NO : 2022/217
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 23/03/2011
KARAR TARİHİ : 17/03/2022

Mahkememizde görülen Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA / Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Müvekkilinin, davalı şirketin beher değeri 1.000,00 TL olan 4 adet hissesini 28/12/1998 tarihinde devir yoluyla iktisap ettiğini, müvekkilinin devir esnasında hulüs ve saffetinden istifade edilerek “Bu hastanede doktorluk yapabilmesi için hisseleri almak zorunda olduğu, aylık geliri, maaşları ve kâr payları olmak üzere gelirinin çok iyi olduğu” şeklinde yanıltılması sonucu toplam 50.000,00 Alman Markı karşılığında hisseleri devraldığını, davalı şirketin yönetiminin o tarihte … ‘nin … tarihli kapatma kararı olduğunu müvekkilinden saklayarak yaklaşık 10.000,00 Alman Markı tutarında maaşını da ödemeyerek büyük zarara uğrattığını, davalı şirket yönetiminin müvekkilini ortaklıktan ihraç etmeye çalıştığını, bu konudaki ortaklar kurulu kararının … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2002/ … Esas 2009/… Karar sayılı ilamıyla iptal edildiğini, davalı şirketin 2003 yılında Özel … Hastanesi adıyla faaliyetini sürdürmekte iken bilahare adını … Hastanesi olarak değiştirdiğini, davalı şirket yönetiminin müvekkiline hesapları incelettirmeyip şirketin faaliyeti hakkında bilgi vermediğini, müvekkilinin 12 yılı aşkın süredir hissedarı olduğu şirketten 1 lira dahi kâr payı alamayıp, 60.000 alman Markı tutarında zarara uğradığını, bu durumun davalı şirketin hem kötü şekilde hem de kötü niyetle yönetildiğini gösterdiğini beyanla;
Davalı şirketin dava süresince şirkete kayıtlı menkul ve gayrimenkulleri muvazaalı olarak devrini engellemek amacıyla kayyım atanmasına, şirketin menkul ve gayrimenkul malları üzerine ihtiyaten tedbir konulmasına, … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin feshine ve tasfiyesine,karar verilmesine
Geçmiş yıllarda temettü (kar/gelirpaylarının) hesaplanarak müvekkiline verilmesine, bu talebin kabul edilmememis halinde 6102 sy TTK 636 maddesinin d/4 fıkrası uyarınca müvekkiline ait payın gerçek değerinin ödenerek çıkarılmasına karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle ;
Müvekkili şirketin ikamet merkezinin Gaziosmanpaşa ilçesi olup, Bakırköy Adliyesi Yargı çevresinde kaldığından yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan yetkisizlik nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davada taraf teşkilinin eksik olduğunu, şirket ortaklarına da husumet yöneltilmesi gerektiğini, dava açma sebeplerinin gerçek dışı olduğunu bu sebeplerin var olduğu farz edilse bile zaman aşımına uğradığını,zamanaşımı itirazında bulunduklarını davanın bu nedenle reddi gerektiğini, esas yönünden de davacının iddialarının yerinde olmadığını, esas amacın hisselerini fahiş bedelle ortaklardan … ve … …’a satma gayesi olduğunu, davacı tarafa ortaklar kurulunun toplantı tarihi ve gündeminin her zaman iadeli taahhütlü posta ile gönderildiği halde davacının hiçbir toplantıya katılmadığını, davacının açmış olduğu şirketin feshi davasının hukuki temelden yoksun olduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; davalı şirketin feshi ve tasfiyesi, geçmiş yıllara ait kar paylarının hesaplanarak davacıya verilmesi, bu taleplerin kabul edilmemesi durumunda davacıya ait payın gerçek değerinin ödenerek şirket ortaklığından çıkartılmasına karar verilmesi talebine ilişkindir.
Taraf vekilleri delillerini ibraz etmişler, tanık dinlenmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; 25/02/2016 tarih ve 2014/… Esas 2016/ … karar sayılı karar ile ; davacının fesih ve tasfiye, şirkete kayyım atanması taleplerinin reddine, davacıya 11.411,44 TL ödenmek suretiyle şirket ortaklığından çıkmasına karar verilmiştir.
Davacının temyizi üzerine Yargıtay … hukuk Dairesinin 2016/… esas 2018/… karar sayılı ve 11/10/2018 tarihli
“Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre ortaklıktan çıkarılmasına karar verilen ortağın payının, karar tarihine en yakın tarihteki şirket aktifi rayiç değerinin belirlenerek hesaplanması gerekir. Oysa somut olayda, davalı şirketin bilanço verilerine göre şirketin 31.03.2011 tarihi itibariyle kaydi değerlerden raporlanan öz kaynakları toplamının, aynı tarih itibariyle 1500 paya bölünmüş davalı şirkette yine kaydi değerler üzerinden olmak üzere pay başına hesaplanan öz kaynak tutarı bulunarak, bu tutar davacının pay adedi ile çarpılmak sureti ile dava tarihi olan 23.03.2011 tarihine en yakın tarih esas alınmak sureti ile yapılmıştır.
Bu durumda, mahkemece, konusunda uzman bilirkişi heyeti oluşturulup davacının ayrılma payının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek (reel) değerinin tespiti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. .” şeklindeki kararı ile mahkememiz kararı bozulmuştur. Mahkememizce bozma ilamına uyulmuştur.
Davacının ayrılma payının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek (reel) değerinin tespiti konusunda SMM bilirkişi … , Akademisyen bilirkişi … ve özel hastane işletmeciliği sektör bilirkişisi tıp doktoru … dan oluşan heyetten 03/03/2021 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Alınan raporda ve özetle ;” Şirketin 31.12.2020 – tarihli kaydi moali verilerine göre özvarlığı 1.749,320.10 TL olduğu, diğer bir değişle şirketin dağıtacağı karı bulunmadığı gibi, şirketin borca batık olduğu lespit edildiği, Ayni, rayiç değerlere göre yapılan hesaplamda da. şirketin özvalığı 2.617.066,81 TL olduğu, şirketin dağıtacağı varlığı bulunmadığı, şirketlin iflas ettiği, borca batık olduğu tespit edildiği, davacının davali şirket ortaklığından çıkmasında hesaplanacak çıkma payı bulunmadığı ” tespit edilmiştir.
Mahkememizce 21/05/2021 tarihli celse 1 numaralı ara kararı ile
” Uyulan Yargıtay bozma ilamı gereğince alınan bilirkişi raporunda rayiç değer tespiti yapılması için bilançonun 253 (tesis makine ve cihazlar) 255( demirbaşlar ) hesaplarında kayıtlı emtianın rayiç değerlerinin tespiti için nerede oldukları konusunda
-Şirketin faaliyette bulunduğu bina-gayrimenkulun şirkete ait ise tapu bilgileri
-Şirkete ait menkul kıymet olarak, şirket adına kayıtlı özel hastane işletme ruhsatı varsa buna ilişkin ruhsat ve hastane bilgileri
-Şirket adına kayıtlı menkul ve gayrimenkuller varsa buna ilişkin bilgileri
davacı vekilinin dilekçe ile 2 haftalık kesin süre içinde mahkememiz dosyasına bildirmesine aksi halde dosya kapsamına göre karar verileceğinin ihtarına (ihtar edildi)”Şeklinde kesin mehil verilmiştir.Davacı vekili verilen süre sonunda 07/06/2021 ve 06/07/2021 tarihli beyan dilekçesini sunmuştur. Beyan dilekçesi gereğince yazılan müzekkere cevapları ile davalı şirketin hisselerinin rayiç değerinin (bilanço değerleri dışında) tespiti konusunda somut veri elde edilememiş, davacı vekilince de sunulmamıştır.
Alınan 17/06/2014 tarihli bilirkişi ek raporunda; ” bilirkişi heyeti kök raporunda davalı şirket hisselerinin rayiç değerine ilişkin değerlendirmelerinin kök rapor da tüm açıklığı ile sunulmuş olduğunu, davacı itirazlarının hiçbir şekilde kabulü olanaklı bulunmadığını ve kök raporda herhangi bir çelişkiden söz edilmesinin olanaklı olmadığını, hisse değeri tespiti yönünden ise farklı uzmanlık gereksinimi olduğu” bildirilmiştir.
Yargılamanın devamı sırasında davalı vekili 14/10/2021 tarihli celsede davalı şirketin tasfiyeye girdiğini ve tasfiye memuru atandığını bildirmiştir. Mahkememizce davalı şirketin 28/09/2021 tarihinde yapılan ortaklar genel kurul toplantı tutanağı, hazirun cetveli, ticaret sicil kaydı alınmış, davalı şirketin genel kurul tutanağının tescil tarihinden itibaren tasfiye kararı aldığı,kararın ticaret siciline 04/10/2021 tarihinde tescil edildiği, tasfiye memuru olarak Rahime Vatansever in atandığı, davacı … nın ortaklar kurulu toplantısına katılmadığı tespit edilmiştir.
Davacı vekiline tasfiye kararına karşı beyanda bulunması için kesin süre verilmiş, 06/01/2022 tarihli dilekçe ile … ATM nin 2021/… esas sayılı dava dosyasında organik bağın tespiti ve tüzel kişilik perdesinin aralanması davası açtıklarını belirterek, verilen birleştirme kararı sonucu her iki davanın birlikte görülmesini istediklerini açıklamıştır.
… ATM nin 2021/… esas sayılı dava dosyası mahkememiz dosyası içine gelmiş, davacı tarafından şirket hisselerinin karşılığı çıkma payının tahsili amacıyla ,davalı şirket ile dava dışı … San Tic Aş arasındaki organik bağın tespiti ve tüzel kişilik perdesinin aralanması davası açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre;
Huzurdaki davada davacı ortaklığın devamında yarar kalmadığından davalı şirketin fesih ve tasfiyesini istemektedir.Davalı tarafın zamanaşımı itirazları huzurdaki dava yasal süre açıldığından kabul edilmemiştir.Davalı şirket ortaklar genel kurulu yargılamanın devamı sırasında 28/09/2021 tarihli ortaklar genel kurul toplantısında ortaklığın devamında yarar kalmadığından tasfiye kararı almıştır. Şirket kararın ticaret siciline 04/10/2021 tarihinden itibaren tasfiyeye girmiştir.
Mahkememizce ortaklar genel kurul toplantısına katılmayan davacı tarafa bu tasfiye kararına karşı beyanda bulunması için süre verilmiş, genel kurul tarihinden itibaren 3 aylık süre içinde davacı tarafından genel kurulda alınan tasfiye kararının iptali konusunda dava açılmadığı davacının 06/01/2022 tarihli dilekçesi ile tespit edilmiştir.
Davacı taraf genel kurulun tasfiye kararının iptalini istememiş, bunun yerine … ATM nin 2021/… esas sayılı dosyasında tüzel kişilik perdesinin aralanması davasını açmıştır.Mahkememizce fesih ve haklı nedenle ortaklıktan çıkma davası ile tüzel kişilik perdesinin aralanması davaları usulen birlikte görülemeyeceğinden tefrik kararı verilmiş, tefrik edilen dosya 2022/… esasına kaydedilip, 2022/… sayılı yetkisizlik kararı verilmiştir.
Mahkememiz dosyasında talep edilen Tasfiye ortaklar kurulu kararı ile gerçekleşmiştir. Kararın iptali davacı tarafından istenmemiştir.Yapılacak tasfiye sonucu davacıya ait olan paylara isabet eden bedel borç-alacak tasfiyesi sonucu ödenecektir. Mahkememiz dosyasında davacının tasfiye-fesih talepleri konusuz kalmıştır. Şirket ortaklar kurulunun kar dağıtmama kararlarına karşı açılmış ve kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmadığı sabittir. Bu nedenle davacının geçmiş yıllara ilişkin olarak istediği kar payı varsa tespiti ve ödenmeside yapılacak tasfiye sonucu tasfiye memurunca karara bağlanacaktır. Bu nedenle reddedilmiştir. Davacının kayyım atanması ve tedbir taleplerinde de hukuki yararı kalmadığı anlaşılmış reddine karar vermek germek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davacının fesih ve tasfiye talebinin davalı şirketin 28/09/2021 tarihli ortaklar genel kurul kararı ile gerçekleştiği tespit olunduğundan, konusuz kalan fesih ve tasfiye istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına
Davacının geçmiş yıllara ilişkin kar payı taleplerinin tasfiyede tasfiye memurluğunca değerlendirileceğinden reddine
Davacının kayyım atanması ve tedbir taleplerinin reddine
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 80,70 -TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 18,40 -TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 62,3 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 18,40 TL peşin harç, 18,40 TL başvurma harcı, 8.019,8 TL yargılama gideri (posta tebligat ücreti, bilirkişi ücreti , müzekkere gideri ) olmak üzere toplam 8.056,6 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK. 333. md. uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde taraflara iadesine,
Davacı vekili ile davalı ve vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Yargıtay’da Temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/03/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır