Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/357 E. 2021/899 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/357 Esas
KARAR NO :2021/899

DAVA:Yönetim Kurulu Kararının Butlanının Tespiti
DAVA TARİHİ:15/07/2020
KARAR TARİHİ:11/11/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA/Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Davalı şirketin beş adet yönetim kurulu üyesinin şirket esas sözleşmesinde düzenlenmiş olan toplantı ve karar nisaplarına uymaksızm davacının esas sözleşme uyarmca atadığı yönetim kurulu üyelerini hariç tutarak gerçekleştirdikleri toplantı ile davacının kanun ve esas sözleşmedeki haklarmı yok sayan, şekli eksiklikleri olan, yok hükmünde karar aldıklarını, bu karara dayanarak kararm etkilerinin geri alınmasını imkansız kılacak nitelikte şirketin temsil kurallarına uymayan yazışmalar gönderdiğini,
Şirket esas sözleşmesi ve kanundaki kurucu şartların sağlanmamış olması sebebiyle işbu dava konusu kararm yok hükmünde olduğunu, bir yönetim kurulu kararı bakımından kurucu unsurlarm, yönetim kurulu toplantısının usule uygun toplanması ve bu toplantıda usule uygun bir karar almması olduğunu, bu kurucu unsurlardan en az birinin bulunmaması halinde alman kararm yoklukla sakat olduğunu,
TTK m.390/I hükmünde kural olarak toplantı ve karar yeter sayıları düzenlenmiş olmakla birlikte kanun koyucu “esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı taktirde” şeklinde bir ifade kullanarak şirket esas sözleşmesi ile yeter sayılarının ağırlaştırılmasını serbest bıraktığını,
Şirket esas sözleşmesi madde 9(i) açıkça toplantı yeter sayısını ve karar yeter sayısını düzenlediğini, maddeye göre “Yönetim kurulu toplantısı en az 6 üyenin katılımıyla sağlanacaktır. Geçerli bir şekilde yönetim kurulu kararı alınabilmesi için 6 üyenin tamamının olumlu oyu gerekecektir.”
Fakat işbu dava konusu kararın bu gerekliliği yerine getiren bir toplantı sonucu alınmadığını, ayrıca karar tutanağında bulunan imzalardan da anlaşıldığı üzere yalnızca 5 üyenin olumlu oyu ile alındığını,
Karar metninde TTK m.390/IV uyarınca toplantısız karar alındığı yazdığını, ancak böyle bir usul uygulanmak istenmiş olsa bile kararın kurucu unsurlarının sağlanamadığını,
Şirket esas sözleşmesi 9(h) maddesinde yer alan düzenlemede kararın nisabmm tüm yönetim kurulu üyelerinin olumlu oyu şeklinde düzenlendiğini, dava konusu kararın ne fiziksel toplantı yapılması usulüne ne de toplantısız karar alma usulüne ilişkin şirket esas sözleşmesinde ve TTK’da belirlenen emredici hükümlere uygun olduğunu,
İşbu dava konusu kararm hissedar haklarına aykırılık gereğince TTK m.391 uyarınca batıl olduğunu, davacı tarafından atanan yönetim kurulu üyelerinin görüşmelere bile katılmasına izin verilmemesini, yazılı usul ile alındığı iddia edilen kararm diğer yönetim kurulu üyelerinin oylamasına dahi sunulmamasmın Türk Ticaret Hukuku sistemi altında bir çok prensip ile korunan hissedar haklarına aykırılık teşkil ettiğini, bu sebeple TTK m.391 hükmü uyarınca kararm batıl olduğunu,
Müvekkili şirketin atadığı yönetim kurulu üyelerine imza için gönderilen kararm metni ile 30.06.2020 tarihinde alman kararm metni arasmda uyuşmazlık bulunduğunu, alman işbu kararm müvekkili şirketin atladığı yönetim kurulu üyelerine bildirilmemiş olduğunu,
İmzalanması için müvekkili şirkete gönderilen karar metninde herhangi bir çıkar çatışmasının varlığından bahsedilmemişken, kararm almamaması üzerine sadece hesaplara uygunluğunun sağlanabilmesi amacıyla aynı metin içeriği ile müvekkili şirket tarafmdan atanan yönetim kurulu üyelerinin menfaat çatışması iddiasıyla toplantıdan nazikçe çıkarıldığının belirtildiği bir karar alındığını, bu durumdan da anlaşılacağı üzere herhangi bir menfaat çatışması söz konusu olmamakla birlikte, davalı şirketin toplantı ve karar nisabını sağlıyor gibi görünebilmek maksadıyla bu şekilde bir isnatta bulunarak aynı içerikli kararı hukuka aykırı şekilde aldığını, alman bu kararm TTK m.393 uyarmca karar almmasmm hukuka aykırı ve geçersiz olduğunu, TTK m.392 uyarmca gerekli bilgilendirmenin yapılmadığını belirterek ;
Davalı şirketin 30.06.2020 tarihli yönetim kurulu kararının yokluğu veya butlanının tespitine yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP/Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;
Davacı şirketin %24,5 oranında hissedar olup, aday gösterdiği iki yönetim kurulu üyesi aracılığı ile temsil edildiğini, bu yönetim kurulu üyelerinin anılan kararı imzalamadığı için iptali istenen ve Ek 1 olarak sunulan herhangi bir karar numarası ve karar tarihi içermeyen yönetim kurulu kararının alınmadığını ve müvekkili şirket karar defterine hiçbir zaman kaydedilmediğini, davacı vekili tarafından iddia edildiği gibi Ek-1 de sunulan böyle bir yönetim kurulu kararı bulunmadığını, var olmayan kararın iptalinin de söz konusu olmayacağını, huzurda açılan davanın konusunun olmaması sebebiyle reddedilmesi gerektiğini
Müvekkili şirketin zaten var olmayan bir yönetim kurulu kararına dayanarak herhangi bir yazışma yapmadığını, belirterek ; haksız, yasal dayanaktan yoksun ve konusuz davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, TTK 391,392 gereğince yönetim kurulu kararının butlanının veya yokluğunun tespiti istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı şirket ortağının; yönetim kurulunun … şirketine temerrüd ihtarı gönderilmesi konusunda alınan ve dava dilekçesi ekinde sunulan tarihsiz ve sayısız yönetim kurulu kararı ile daha sonra bu yönetim kurulu karar metnine ilave yapılarak 30/06/2020 tarih ve 2020/11 sayısı ile yönetim kurulu kararı şeklinde deftere geçmesi sonucunda, oluşan kararın esas sözleşmeye ve kanuna aykırılığı nedeniyle butlanının tespiti ve yokluğuna karar verilmesi istemi olarak tespit edilmiştir.
Mahkememiz 25/03/2021 tarihinde yapılan duruşmada tanık … ve tanık …yeminli tercüman …er eşliğinde dinlenmiştir. Dosya içine; 30/06/2020 tarihinde yapılan genel kurul toplantı tutanağı, hazirun cetveli, genel kurul gündemi, yönetim kurulunun finansal tablolara ilişkin raporu, davalı şirket ticaret sicil dosyası , bu dosya içinde bulunan davalı şirketin esas sözleşmesi, taraflarca ibraz olunan 30/03/2020 tarih ve 2020/11 sayılı yönetim kurulu kararı alınmıştır.
Mahkememizce bilirkişi Doç Dr … ın 09/08/2021 tarihli raporu alınmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre;
30/03/2020 tarih ve 2020/11 sayılı yönetim kurulu kararında;
1-Şirketimiz ile … Yüklenicisi arasında 21 Aralık 2016 tarihinde akdedilmiş zaman zaman tadil edilmiş haliyle … Entegre Sağlık Kampüsü Mühendislik, Tedarik Ve İnşaat Sözleşmesi (… Sözleşmesi) tahtında … yüklenicisinin temerrüt halinin gerçekleşmesi dolayısıyla, … Yüklenicisinden, … Sözleşmesinin ilgili hükümleri tahtında doğmuş ve doğacak tüm hesaplanmış zararların ödenmesinin talep edilmesi kararlaştırılmıştır.
2-Bu çerçevede … Sözleşmesi tahtında tüm hesaplanmış zararların … Yüklenicisi tarafından ödenmesinin talep edilmesi ve tahsili ile ilgili olarak tüm gerekli belgelerin akdedilmesini, imzalanmasını ve teslim edilmesini onaylıyoruz. Kararları alınmıştır.
Müzakereye katılma yasağı”başlıklı TTK m.393 uyarmca:
1-Yönetim kurulu üyesi, kendisinin şirket dışı kişisel menfaatiyle veya alt ve üst soyundan birinin ya da eşinin yahut üçüncü derece dâhil üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarından birinin, kişisel ve şirketdışı menfaatiyle şirketin menfaatinin çatıştığı konulara ilişkin müzakerelere katılamaz. Bu yasak, yönetim kurulu üyesinin müzakereye katılmamasının dürüstlük kuralının gereği olan durumlarda da uygulanır. Tereddüt uyandıran hâllerde, kararı yönetim kurulu verir. Bu oylamaya da ilgili üye katılamaz. Menfaat uyuşmazlığı yönetim kurulu tarafından bilinmiyor olsa bile, ilgili üye bunu açıklamak ve yasağa uymak zorundadır.
2-Bu hükümlere aykırı hareket eden yönetim kurulu üyesi ve menfaat çatışması nesnel olarak varken ve biliniyorken ilgili üyenin toplantıya katılmasına itiraz etmeyen üyeler ve söz konusu üyenin toplantıya katılması yönünde karar alan yönetim kurulu üyeleri bu sebeple şirketin uğradığı zararı tazminle yükümlüdürler.
3-Müzakereye, yasak nedeniyle katılmamanın sebebi ve ilgili işlemler yönetim kurulu kararına yazılır.
Şirket esas sözleşmesinin 9(i) maddesi :
Yönetim kurulu toplantısı en az 6 üyenin katılımıyla sağlanacaktır. Geçerli bir şekilde yönetim kurulu kararı alınabilmesi için de 6 üyenin tamamının olumlu oyu gerekecektir. Ancak, toplantıya katılan üyelerin nitelikli çoğunluk ile karar alamaması şirketin idare ile imzalamış olduğu proje s özleşmesi ve finansman sağlayıcılarla ve yükleniciler ile imzalamış olduğu proje dokümanlardaki borçlarını ihlale yol açacaksa, o zaman bu kararlar toplantıya katılan üyelerin oy çokluğu ile karara bağlanacaktır.
Somut olayda; … Yönetim Kurulu 7 üyeden oluştuğu, davacı temsilcisi yönetim kurulu üyelerinin toplantıya çağrıldığı ve video konferans yolu ile toplantıya iştirak ettikleri, ancak sonrasında münhasıran menfaat çatışması bulunan konunun görüşüleceği ifade edilerek davacı şirket temsilcisi … ve … nin toplantıdan çıkarıldıkları,bu üyelerin dışındaki yönetim kurulu üyelerinin fiziken toplantıya katılarak oy kullandıkları,
Davacı şirket temsilcilerinin toplantıya alınmama gerekçesi olarak kararda; davacı şirket temsilcisi olan yönetim kurulu üyelerinin fiziken toplantıya katılmamasının ve sirküle edilen yönetim kurulu kararlarını imzalamaması nedeniyle, şirket dışı çıkar çatışması doğduğu, bu durumun davacı şirketin aynı zamanda hem şirket hissedarı hem de … yüklenicisinin tek kontrol sahibi ve karar vericisi olmasından kaynaklandığı, şirketin yasal çıkarlarının … yüklenicisine karşı korunması noktasında, yapılan her türlü girişimin davacı şirket tarafından seçilmiş yönetim kurulu üyeleri tarafından engellendiği şeklinde açıklama yapıldığı sabittir
Yargıtay 11. HD 02.07.2014 tarih ve 2014/6772-2014/126931 sayılı kararında;
“…, bir yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitinin ancak eşitişlem yetkisine aykırılık, şirketin temel yapısına uymayan ve sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen, pay sahiplerinin vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden ve diğer organların devredilmez yetkilerine giren veya bu yetkilerin devrine ilişkin karar alınması halinde mümkün olacak olup, sözü geçen ilk üç halin pay sahipliği ve pay sahiplerinin haklarına ilişkinolduğu, davacı eski genel müdürüngörev ve yetkilerinin sınırlandırılması konulu kararla ilgisiz olduğu, dördüncü ölçütün de dava konusu kararla bir ilgisinin bulunmadığıçünkü, davacının genel müdürlükgörevine aynı yönetim kurulunun 14.06.2012 tari- hinde aldığı kararla getirildiği, yönetim kurulunun, daha öncealdığı bir kararla yetkilendirdiği genel müdürün yetkilerini gene kendi aldığı bir kararla sınırlandırdığı ve kararın batıl olduğu iddiasına itibar edilemeyeceği, diğer yandan, davacının sözü geçenyönetim kurulu toplantısına çağrılmaması bakımından, belirtilen şekilde dava konusu kararın davacı yönetim kurulu üyesinindiğer bir yönetim kurulu üyesi ile yaşadığı ihtilaf nedeni ile alınması ve aynı ihtilaf üzerine davacı hakkında ayrıca ceza davası açılmış olması nedeniyle davacının toplantıya çağrılmamasının haklı neden olarak görüldüğü gerekçesiyle, davanın reddine ilişkin kararın onanmasına..” Şeklinde karar vermiştir.
TTK 393 madde uyarınca şirket dışı menfaat çatışmasının bulunması durumunda, ilgili yönetim kurulu üyesi müzakerelere katılamaz ve bu durumun doğal sonucu olarak oylamada da yer alamaz. Davalı şirketin yasal çıkarlarının korunması amacıyla yönetim kurulunun yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla; davacı şirkete ve onun gıyabında temsilcisi olan yönetim kurulu üyelerine karşı, yasal hakkını kullandığı anlaşılmıştır. Alınan 30/03/2020 tarih ve 2020/11 sayılı yönetim kurulu kararlarının TTK 393 ve şirket esas sözleşmesine uygun olduğu sabit bulunmuştur.
İspatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /.
1-Sabit olmayan davanın reddine
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın düşümü ile bakiye kalan 4,9 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red nispetine göre hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK 333 (1) maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde mahkememizce taraflara iadesine,
Davacı vekili Av. … Davalı vekili Av. … yüzüne gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul BAM da istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/11/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır