Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/312 E. 2020/724 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/312
KARAR NO: 2020/724

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/02/2014
KARAR TARİHİ : 17/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vefat eden …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile … ilçesi istikametinde … ilçesi istikametine seyir halinde iken … Köyü mevkiine geldiğinde karşı şeride geçerek karşı yönden gelen dava dışı sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonun ön orta ve sağ kısmında karşılıklı çarpması ve otomobilin kamyonun ön kısım altına girerek 39 metre sürüklenip yolun dışına kamyonun da devrilmesi neticesinde davacı müvekkilleri oğlu, gelini ve torunları iş bu kaza sonucu vefat ettiği, kaza sebebiyle ölen …, …’nın müvekkillerinin desteği olduklarını, yine davacı müvekkillerinin torunlarının da ileride destek olacaklarının açık olduğu müvekkillerinin bu destekten yoksun kaldıklarını, dolayısıyla destekten yoksun kalan müvekkilin zararını tazmin amacıyla iş bu davayı açtıklarını, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden 3.000,00 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 04.03.2015 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; başlangıçta 3.000,00.TL olarak belirttikleri dava değerini, müvekkili … yönünden 11.847,29.TL, diğer müvekkili … yönünden 11.847,29.TL olmak üzere toplam 23.694,58.TL olarak ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigortasıyla sigortalı olduğu, poliçede ölen şahıs başına azami poliçe limitinin 60.000,00 TL ile sınırlı olduğu, …’nın kendisinin müvekkil şirketin sigortalısı olduğu, davacıların destekten yoksun 3. Kişi sıfatıyla dava açtıkları beyanının davacı … yönünde geçerli olmadığını, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlar A.1 gereği müvekkil sigorta şirketinin sorumluluk alanının 3. kişilerin uğradığı zararlar olduğu, davacı …’nın sigortalı olup 3. şahısların zararların karşılanılması amacıyla yapılan iş bu trafik poliçesinden yararlanmasının mümkün olmadığı, kazada vefat eden şahsın sigortalı aracın sürücüsü olduğu, müvekkil şirketin teminat kapsamının sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğu, dava konusu olayda … plakalı araç sürücüsünün kusuru bulunmamakta ise müvekkil şirketinde sorumluluğuna gidilemeyeceğini, kaza tespit tutanağında vefat eden şahsın %100 kusurlu olduğunu, müvekkil sigorta şirketinin temerrütünde bahsedilemeyeceğinden kaza tarihinden itibaren faiz talebinin yerinde olmadığını, yine davacının ticari faiz talebinin de yerinde olmadığını belirtilen nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, meydana gelen trafik kazasında oğlu, gelini ve torunlarını kaybeden davacıların, davalı sigorta şirketinden, destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 07.09.2015 tarih, 2014/597 esas, 2015/511 karar sayılı karar ile; Davanın Kabulüne dair karar verildiği, davalının temyizi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiş, Yargıtay 17.Hukuk Dairesi tarafından 22.06.2016 tarih, 2016/7814E. – 2016/7648 K. Sayılı Kararı ile mahkememiz kararını bozmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmuş ve yargılamaya devam edilmiş, yapılan yargılama sonunda 27/12/2017 tarih 2016/935 esas ve 2017/1161 karar sayılı kararı ile; “Davacı … tarafından açılan davanın REDDİNE, Davacı … yönünden davanın KABULÜ ile; 11.847,28.TL destekten yoksun kalma tazminatının 28.02.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine” dair karar verilmiştir.
Davacı ve davalı vekilinin temyiz talebi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiş, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 06/02/2020 tarih 2018/3142 esas 2020/856 karar sayılı kararı ile;
” Yerel mahkemenin 2014/597-2015/511 E-K sayılı ilk kararını davalı vekili sadece davacı … yönünden temyiz etmiş, davacı … yönünden temyiz etmemiş; davacılar vekili ise her bir davacı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek temyiz etmiştir. Yerel mahkemenin 2014/597-2015/511 E-K sayılı kararı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Dairemizin 22.06.2016 gün 2016/7814 Esas 2016/7648 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş olup, davacılar vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazları ise kabule göre eleştirilmiştir. Böylelikle, davacı Kamile yönünden 2014/597-2015/511 E-K sayılı yerel mahkeme kararı kesinleşmiş olduğundan ve bu davacı hakkında yeniden hüküm kurulması doğru değildir. Bu davacı yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yeniden hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. ” gerekçesi ile mahkememiz kararını bozmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan Yargıtay Boma ilamına na uyulmasına karar verilmiş ve bozma ilamı doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı … yönünden açılan davanın reddine yönelik mahkememizce verilen red kararı Yargıtay Bozma ilamı dışında bırakıldığından bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
Davacı … yönünden mahkememizin 2014/597 e. 2015/511 karar sayılı kararı ile verilen hüküm kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-HMK 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren yasal süresi içeresinde Yargıtay ilgili dairesinden temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/11/2020

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır