Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/277 E. 2021/719 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/277 Esas
KARAR NO : 2021/719
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/07/2018
KARAR TARİHİ : 30/09/2021

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA / Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
14.10.2013 günü davalı sürücü … (…) …, yönetimindeki … plakalı kamyonetle ters yönde geri geri giderken, sokakta bulunan 4 yaşındaki yaya …’e çarparak vefatına neden olduğunu, … Asliye Ceza Mahkemesi 2013/… E. sayılı dosyasına verilen 17.06.2014 tarihli raporunda ve Adli tıp kurumu … ihtisas dairesi raporunda Sürücü … (…) …’in asli, tam ve 1. dereceden kusurlu olduğu ve yaya …’ün atfı kabil kusurunun olmadığı değerlendirmesi yapıldığını,
…. Asliye Ceza Mahkemesi 16.04.2015 tarihinde, sürücü …’in taksirle adam öldürme suçundan 4 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini, kararın kendileri tarafından temyiz edildiğini,
Evlatlarını kaybeden anne ve babanın duyduğu acı, elem ve kederin kelimelerle tarif edilemeyeceğini, Kardeşlerden …’ün 4 yaşındaki kardeşinin ölümüne bizzat tanık olduğunu, uzun süre konuşamadığını ve normal hayatına devam edemediğini, Kardeşlerini kaybeden, duruşmaları dahi takip edemeyen, o anı sürekli yaşayan ve hala bu büyük tramvayı atlatamayan ailenin diğer bireyleri …, … ve …’ü duydukları acının ve uğradıkları psikolojik çöküntünün uzun yıllar etkiyeceğini ,
Ölen çocuğun kusursuz ve araç sürücüsünün ağır kusurlu olusu gözetilerek belirlenecek olan, anne … için 200.000 TL, baba … için 100.000 TL., olmak üzere kardeşler …, … ve … için ayrı ayrı 20.000 TL. olmak üzere, toplam 360.000 TL. Manevi tazminatın TBK. Md. 49 vd. hükümlerine göre,
Trafik kazasında ölüm nedeniyle oğlunu ve kardeşini kaybeden davacılar için, 6100 sayılı kanunun 107. maddesi uyarınca mahkemece belirlenecek anne … için 15.000 TL baba … için 10.000 TL, olmak üzere kardeş …, … , … için ayrı avrı 5.000 TL. olmak üzere şimdilik 40.000-TL destekten yoksun kalma tazminatının,
İsleten ve sürücü yönünden olay tarihinden, kusurlu sorumlu sürücü …’ten, kusursuz sorumlu araç işleten …’nden ve aracın bağlı olduğu Sigorta Şirketinden (sigorta limiti ile sınırlı olarak) müşterek ve müteselsilen tahsiline, İşleten ve sürücünün taşınır taşınmaz malları ile bankalardaki ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine “ihtiyati tedbir” konulmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini … Asliye Hukuk Mahkemesi nin 2018/… esas sayılı dosyasında talep ve dava etmiştir.
CEVAP /
Davalı … Şirketi vekili 03/08/2018 tarihli cevap dilekçesinde ve özetle;
Usule ilişkin beyanlarında ;Dava da görevli mahkemenin Asliye Ticaret mahkemesi olduğunu, huzurdaki davaya konu kazanın 14.10.2013 tarihinde gerçekleştiğini, haksız fiillerden doğan tazminat alacaklarının, zarar sorumlusunun öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde ileri sürülmesi gerektiğini, Davacı taraf, işbu 2 yıllık süre içerisinde ikame etmediğinden, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini
Esasa ilişkin beyanlarında ; Davaya konu 14.10.2013 tarihli kazaya karıştığı belirtilen, … plakalı araç, müvekkil şirkete 03.11.2012/ 2013 Tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçede teminat limitinin kişi başı 225.000,00′ TL olduğunu, Kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketinin sorumluluğu, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu belirterek ;
Davanın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle usulden reddine,Kusur tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu … Dairesi’ne gönderilmesini,Kusurun oranının tespiti halinde, alanında uzman bilirkişilerce azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek hesaplama yapılmasını, Aleyhine hüküm kurulmaması halinde, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir .
Davalı … Tic. A.Ş. Vekili 06/09/2018 tarihli cevap dilekçesinde ve özetle;
Usule ilişkin beyanlarında ; Davanın müvekkil şirket ile birlikte Zorunlu Mali Mesuliyet sigortacısı … aleyhine de açılmış olduğundan, görevli mahkeme Asliye Ticaret mahkemesi olduğunu, sigorta şirketine başvuru yapmaksızın huzurdaki davayı açmak sureti ile usuli şartı yerine getirmediğinden davanın yine esasa girilmeksizin reddi gerektiğini
Esasa ilişkin beyanlarında; Müvekkili şirket kazaya karışan … plakalı aracın kayden maliki görünse de işleten sıfatı bulunmadığını, bu nedenle tazminat sorumluluğu bulunmadığını, Davaya konu kazaya karışan … plakalı araç ise trafik kaydına göre müvekkil şirkete ait görünse de, dava dışı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin kullanımında olduğunu,
Müvekkili … Tic. A.Ş. gıda ürünleri üreticisi olduğunu, Dava dışı … ise müvekkil şirketin ürünlerinin İstanbul distribütörlüğünü yaptığını, Ürünlerin toptan ve perakende satış işlemini müvekkili tarafından bu amaçla satın alınan ve kullanım hakkı aynı anda devredilen (25/11/2011 tarihli sözleşme ile ) davaya konu kazaya karışan … plakalı aracın da aralarında olduğu 6 adet araç ile yürütmekte olduğunu, belirterek ;
İhtiyati tedbir talebinin reddine, Görevsizlik ve dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine, Davanın esasına geçilmesi halinde işleten sıfatı ve buna bağlı olarak tazminat sorumluluğu bulunmayan müvekkil şirket açısından davanın reddine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … (…) … cevap dilekçesi vermediği gibi duruşmalarada katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; Zorunlu mali mesuliyet (ZMM) sigortacısı, araç işleteni ve araç sürücüsüne yönelik trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma maddi tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflarca bildirilen deliller toplanmıştır.
Kazada hayatını kaybeden yaya … (21/08/2009 doğumlu) ün annesi …, babası … ve kardeşleri …, … , … un davacı sıfatlarının bulunduğu, dosya içine alınan nüfus kaydı ve … Noterliğinin 26/04/2017 tarih ve … yevmiyeli mirasçılık belgesinden tespit edilmiştir.
Alınan trafik kaza tutanağından; davalı … (…) … in kaza sırasında … plakalı kamyonet aracın sürücüsü olduğu , araç trafik tescil kayıtlarından davalı … Sanayi Ticaret AŞ nin kaza tarihinde aracın malik/işleteni olduğu, sigorta hasar dosyası ile ZMM poliçesinden davalı …Ş.’nin aracın ZMM sigortacısı olduğu, … plakalı araç kazaya karıştığı için davalı sıfatları bulunduğu ( ihbar olunan … Sigorta AŞ ( … Sigorta AŞ) nin aracın kasko sigortacısı olduğu) anlaşılmıştır.
Dosya içine … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/… (eski 2013/ … Esas) esas sayılı dosyası alınmış, dava dosyasında 5237 sy TCK nun 85/1 maddesi gereğince sürücü … (… ) … hakkında TCK 85/1 md gereğince taksirle öldürme suçundan asli kusurlu bulunarak 21/03/2019 tarih ve 2019/249 karar sayılı karar ile ceza tayin edildiği görülmüştür.
Kaza tarihi 14/10/2013 ten itibaren 5237 sy TCK nun 85 ve 66 md gereğince Ceza Zamanaşımı süresi 15 yıl olduğu gözetilerek dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmadığından zamanaşımı itirazı reddedilmiştir.
Mahkememizce Yrd.Doç. Dr. … (öğretim görevlisi) … (emekli ATK kusur uzm) ve … (SGK baş müfettişi) ‘in 18/12/2020 tarihli raporu alınmış, raporda özetle;
Kusur Yönüyle: … Asliye Ceza Mahkemesi nin … sayılı dosyasında alınan Adli Tıp kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen raporda, tüm dosya kapsamı, olay yeri inceleme raporu, trafik kazası olay tutanağı, keşfe dayalı tanzim edilen bilirkişi raporu, olay mahalli ve araç resimlerinin mevcut bulunduğu CD içeriği birlikte değerlendirildiğinde, olayın sanık …’in idaresindeki … plakalı kamyonet ile geri manevra yaptığı sırada, kaplama içerisinde bulunan 2009 doğumlu yayaya çarpması sonucu olayın meydana geldiği tespit edilmiş olup sonuç kısmında, sanık kamyonet sürücüsü …’in asli derecede kusurlu. 2009 doğumlu müteveffa yaya …’ün davranış faktörleri sonuç üzerinde tali derecede kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı … plakalı kamyonet sürücüsü …’in müteveffa yaya …,’ün ölümü ile neticelenen dava konusu trafik kazasında % 80 (yüzde seksen) oranında asli derecede kusurlu olduğu,Olaya müdrik yaşta bulunmayan 2009 doğumlu müteveffa yaya … …’ün kendi ölümü ile neticelenen dava konusu trafik kazasında davranış faktörleri sonuç üzerinde % 20 (yüzde yirmi) oranında tali derecede etkenlik arz ettiği tespit edilmiştir.
Tazminat hesabı yönüyle :Davalı … plakalı kamyonet sürücüsü …’in müteveffa yaya …,’ün ölümü ile neticelenen dava konusu trafik kazasında % 80 (yüzde seksen) oranında asli derecede kusurlu olduğu,
Olaya müdrik yaşta bulunmayan 2009 doğumlu müteveffa yaya … …, ün’ün kendi ölümü ile neticelenen dava konusu trafik kazasında davranış faktörleri sonuç üzerinde % 20 (yüzde yirmi) oranında tali derecede etkenlik arz ettiği,- Davacı Baba … …, adına hesaplanan destek tazminatının toplam 8.654,95 TL olduğu, müteveffa için yapılacak toplam (6.563,51+9.252,67) = 15.816,18 TL’nin mahsubu sonrası bakiye maddi tazminatın olmadığı,
Davacı Anne …, adına hesaplanan destek tazminat toplamının 14.273,82 TL olduğu, annenin çalıştığına ilişkin tespitte bulunulamadığından yetiştirme gideri mahsubunun yapılmadığı, davacı annenin bakiye destek tazminatının 14.273,82 TL olduğu, söz konusu tutarın poliçe teminat üst limiti dahilinde olduğu, söz konusu tutara davanın açıldığı tarihten itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği,
Davacı Kardeşler …, …, ve …,’ün müteveffanın desteğinden yoksun kaldığına ilişkin somut bilgi ve belge sunulmadığından adlarına destekten yoksun kalma tazminat hesabının yapılmadığı,” bildirilmiştir.
Kazaya karışan … plakalı araca ait davalı … Sigorta AŞ tarafından düzenlenen hasar dosyası getirtilmiş, incelenen … numaralı zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi nin 03.11.2012-2013 tarihleri arasını kapsadığı, ölüm ve yaralanma olaylarında poliçe teminat üst limitinin 225.000,00 TL olduğu , davacıların dilekçe ile davalı … şirketine başvuruda bulundukları anlaşılmıştır.Davalı tarafın başvuru dava şartı itirazı kabul edilmemiştir.
Kazaya karışan … plakalı aracın kazadan sonra araç maliki … AŞ tarafından … Sanayi ve Tic. AŞ ‘ye 26/11/2014 tarih ve … Noterliğinin … yevmiye numaralı satış sözleşmesi ile satıldığı alınan sözleşme örneğinden anlaşılmıştır.Davalı araç maliki … AŞ aracın kaza tarihinde uzun süreli kira sözleşmesi ile … Sanayi ve Tic. AŞ ye kiralandığını, bu nedenle işleten sıfatı olmadığını savunmuştur.
… BAM … HD nin 2021/ … sayılı ve 24/05/2021 tarihli emsal kararı;
“.. araç ruhsatına göre araç malikinin davalı … Ltd.Şti olduğu, dosyaya ibraz edilen uzun süreli kira sözleşmesinin noter marifeti ile yapılmadığı, adi kira sözleşmesinin yapıldığı, adi kira sözleşmesinin her zaman yapılmasının mümkün olduğu, her ne kadar kira sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapılmasının mümkün ise de, kira sözleşmesinin noter kanalıyla yapılmış olan sözleşmeler kuvvetinde bulunmadığı, kira sözleşmesinde tarihin daha önceki bir tarih veya daha sonraki bir tarihin her zaman yazılabileceği, bu nedenlerle adi kira sözleşmesinin 3.kişinin haklarına halel gelmemesi için her türlü kuşkudan uzak kesin delillerle desteklenmesi gerektiği;
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2015/6801 esas, 2018/1018 karar sayılı ilamında; ” dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalmaya dayalı maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre, trafik kaydı (işletenin) kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, (İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alacı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.) şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, (Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.) hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Davalı, yargılama aşamasında aracı uzun süreli kiralama sözleşmesi ile kiraladığını ve işleten sıfatı bulunmadığını ileri sürmüştür… Bu durumda mahkemece taraflar arasında tanzim edilen kira sözleşmesinin uzun süreli olup olmadığı ve 3.kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, aracın fiilen teslim edilip edilmediği ekonomik yararlanmanın kime ait olduğu, kira sözleşmesi ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, davalının ve kiracının da tacir olduğu gözetilerek ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.” şeklindeki içtihattan anlaşıldığı üzere; Mahkemece, davalı tarafından dosyaya sunulan kira sözleşmesinin uzun süreli olup olmadığı, 3.kişileri bağlayacak güçte her türlü kuşkudan uzak bir kira sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, davacı tarafından dosyaya sunulan kira sözleşmesinin kaza sonrasında düzenlenme ihtimali bulunup bulunmadığı, aracın fiilen teslim edilip, edilmediği, ekonomik yararlanmanın kime ait olduğu, kira sözleşmesi ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, tarafların ticari defterlerine kira sözleşmesinin kaydedilip kaydedilmediği, kira sözleşmesinin fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususlarının araştırılıp….” şeklindedir.
Mahkememizce emsal karar dikkate alınarak davalı araç maliki … AŞ nin uzun süreli kiralama itirazının değerlendirilmesi bakımından, 03/06/2021 tarihli celsede 2 haftalık kesin süre verilerek; ” araç kira süresini dilekçe ile açıklamasına, varsa kazaya karışan … plakalı aracın ihbar olunan … San ve Tic Ltd Şti ye teslimine dair belge, aracın kirasına ilişkin fatura, ruhsat, cari hesap kaydı, kira bedelinin maliye ve vergi dairesine bildirimine ilişkin belgelerini ” ibraz etmesi aksi halde dosya kapsamı delillere göre karar verileceği ihtar edilmiştir.
Davalı vekili 17/06/2021 tarihli beyan dilekçesi; mahkememiz tarafından ibrazı istenen belgelerin mevcut olmadığını, aracın 25/11/2011 tarihli “Motorlu Kara Nakil Araçları Kullanım Sözleşmesi” ile ihbar olunan şirkete teslim edildiğini bildirmiştir.
Mahkememizce bu beyan karşısında; araç ruhsatına göre araç malikinin davalı … AŞ olduğu, dosyaya ibraz edilen uzun süreli kira sözleşmesinin noter marifeti ile yapılmadığı, adi kira sözleşmesinin yapıldığı, adi kira sözleşmesinin her zaman yapılmasının mümkün olduğu, her ne kadar kira sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapılmasının mümkün ise de, kira sözleşmesinin noter kanalıyla yapılmış olan sözleşmeler kuvvetinde bulunmadığı, kira sözleşmesinde tarihin daha önceki bir tarih veya daha sonraki bir tarihin her zaman yazılabileceği, bu nedenlerle adi kira sözleşmesinin 3.kişinin haklarına halel gelmemesi için her türlü kuşkudan uzak kesin delillerle desteklenmesi gerektiği, davalı tarafın mahkememizce istenen kesin delilleri verilen kesin süreye rağmen sunamadığı anlaşılmış, davalının uzun süreli kira sözleşmesi nedeniyle işleten sıfatı bulunmadığından husumet itirazı kabul edilmemiştir.
Maddi tazminat;
Davacılar ve davalılar hakkında mali ve sosyal durum araştırması yapılmış, gelirleri ve ekonomik durumlarını gösterir SGK kayıtları vs alınmıştır.
Alınan bilirkişi raporunda kaza tarihi 14/10/2013 de 4 yaşında olan( 2009 doğumlu ) müteveffa yaya … … ün kendi ölümü ile neticelenen dava konusu trafik kazası nedeniyle davalılara yüklenen % 80 oranında asli derecede kusura isabet eden destekten yoksun kalma tazminatının; Davacı Anne …, adına hesaplanan tazminat toplamının 14.273,82 TL olduğu (annenin çalıştığına ilişkin tespit bulunmadığından, yetiştirme gideri mahsubunun annenin destek tazminatından yapılamayacağı dikkate alınarak,emsal Yargıtay 17 HD 05/07/2017 tarih ve 2014/24856 – 2017/7230 sayılı kararında açıklandığı gibi ) davacı talebi ile bağlı olarak belirlenen 14.273,82 TL destek tazminatına yasal faiz işletilmesi gerektiği sabit bulunmuştur.
Davacı Baba … … ün hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatının 8.654,95 TL olduğu, müteveffanın yetiştirme giderlerini davacı babanın geliri ile üstlenmiş olduğu, bu nedenle yapılacak toplam 15.816,18 TL yetiştirme giderinin (emsal Yargıtay 17 HD 05/07/2017 tarih ve 2014/24856 – 2017/7230 sayılı kararında açıklandığı gibi) davacı baba için hesaplanan tazminattan mahsubu ile ( 8.654,95 TL-15.816,18 TL= – (eksi) 7.161,23 TL ) sonrası bakiye maddi tazminatın olmadığı sabit bulunmuştur.
Diğer davacılar …, … ve … ün destekten yoksun kalma maddi tazminat talepleri müteveffa küçük … ün desteğinden yoksun kaldıklarına dair delil ibraz edilmediğinden kabul edilmemiştir.
Manevi tazminat;
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda; Ülkenin ekonomik koşulları, tarafların dosya içine alınan sosyal ve ekonomik durum araştırma sonuçlarına göre davacı anne … ün çalışmadığı ve düzenli geliri olmadığı, davacı baba … … ün asgari ücret üzerinden geliri bulunması, kaza tarihi itibariyle orta gelir sahibi olması, müteveffa … ün kaza tarihindeki yaşı, davacı anne ve babanın bakım ve gözetimine muhtaç olması, kaza sırasında ve kazadan sonra şoför … in davranışları, davacıların müteveffa ile birlikte yaşıyor olmaları sonucu kaza nedeniyle çektikleri elem ve ıstırap davalı sürücü nün kazada % 80 oranında kusurlu olması, paranın satın alma gücü, davalı araç işleteni … AŞ nin mali durumu, olay tarihi gibi özellikler göz önünde tutulmuştur. Davacıların manevi tazminat istemi kısmen kabul edilmiştir. Davacıların talebi ile bağlı olarak kaza tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /.
1-Davalıların başvuru dava şartı, husumet, zamanaşımı itirazlarının reddine
2-Davacı baba … ün istediği 10.000 TL destekten yoksun kalma maddi tazminat talebinin reddine
3-Davacı … ün 5.000 TL, davacı … ün 5.000 TL, davacı … ün 5.000 TL destekten yoksun kalma maddi tazminat talebinin reddine
4- Davacı anne … ün 15.000 TL destekten yoksun kalma maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; tahsilde tekerrür olmamak ve müştereken ve müteselsilen olarak;14.273,82 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının
kaza tarihi 14/10/2013 den itibaren yasal faizi ile davalı sürücü … (…) …, davalı … Aş den
Dava tarihi 12/07/2018 den itibaren yasal faizi ile davalı … Aş den ( poliçe limiti ve araç sürücüsüne yüklenen kusur ile sınırlı olmak üzere) alınarak davacı … e verilmesine
Davacı Anne … ün Fazlaya ilişkin destekten yoksun kalma maddi tazminat talebinin reddine
5- Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile;
Davacı anne … için 25.000 TL
Davacı baba … için 25.000 TL
Davacı … için 5.000 TL
Davacı … için 5.000 TL
Davacı … için 5.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi 14/10/2013 den itibaren yasal faizi ile davalı sürücü … (…) …, davalı … Aş den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine
6-Maddi tazminat talebi yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 975,04-TL karar harcının peşin alınan 1.366,20-TL harçtan mahsubu ile 391,16-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
7-Manevi tazminat talebi yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 4.440,15-TL harcın davalılar … ve …’ten tahsili ile hazineye gelir kaydına,
MADDİ TAZMİNAT TALEBİ YÖNÜNDEN;
8-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 4.080-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … Aş, … Sigorta Aş ve … den alınarak davacı … e verilmesine, red edilen kısım yönünden 726,18- TL. nispi vekalet ücretinin davacı … den tahsili ile kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar … Aş, … Sigorta Aş ye ödenmesine,
9-Davalılar … Aş, … Sigorta Aş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davacılar …, …, … ve … ün reddedilen maddi tazminat talepleri yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; her bir davacıdan ayrı ayrı 4.080 ‘er TL nispi vekalet ücretinin tahsili ile davalılar … Aş ve … Sigorta Aş ye verilmesine,
MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ YÖNÜNDEN;
10-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 4.080-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … Aş ve … den alınarak davacı … e verilmesine, red edilen kısım yönünden 4.080-TL nispi vekalet ücretinin davacı … den tahsili ile kendisini vekil ile temsil ettiren davalı … Aş ye verilmesine
11-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 4.080-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … Aş ve … den alınarak davacı … e verilmesine, red edilen kısım yönünden 4.080-TL nispi vekalet ücretinin davacı … den tahsili ile kendisini vekil ile temsil ettiren davalı … Aş ye verilmesine
12-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 4.080-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … Aş ve … den alınarak davacı … e verilmesine, red edilen kısım yönünden 4.080-TL nispi vekalet ücretinin davacı … den tahsili ile kendisini vekil ile temsil ettiren davalı … Aş ye verilmesine
13-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 4.080-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … Aş ve … den alınarak davacı … e verilmesine, red edilen kısım yönünden 4.080-TL nispi vekalet ücretinin davacı … den tahsili ile kendisini vekil ile temsil ettiren davalı … Aş ye verilmesine
14-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince; kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 4.080-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … Aş ve … den alınarak davacı … e verilmesine, red edilen kısım yönünden 4.080-TL nispi vekalet ücretinin davacı … den tahsili ile kendisini vekil ile temsil ettiren davalı … Aş ye verilmesine
15-Davacı tarafından yapılan 1.402,10-TL ilk gider, 632,55-TL tebligat ve müzekkere gideri ile 3.000-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.034,65-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre takdiren 2.126,10-TL sinin davalılar … Aş, … Sigorta Aş ve … den alınarak davacılara verilmesine, (382,69-TL’sinden tüm davalılar, kalan 1.743,41-TL’sinden davalılar … ve … sorumlu olmak üzere) bakiye giderin davacılar üzerinde bırakılmasına, davalılar tarafından yapılan gider bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına
16-HMK 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Davacı vekili Av…. davacı asil … , … Davalı … vekili Av…. ın yüzüne karşı diğer davalı … Aş ve … in yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde … BAM da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 30/09/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır