Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/257 E. 2022/314 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/257 Esas
KARAR NO : 2022/314
DAVA : Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/06/2020
KARAR TARİHİ : 13/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Şirketin ortağı olan … ‘in 02/05/2006 tarihinde Erzincan İli, … İlçesi, … Mahallesi … Mevkii, … ada 31 parsel numaralı taşınmazı satın aldığını, … ‘in, üzerinde akaryakıt ve oto LPG istasyonu bulunan taşınmazında … A.Ş.’nin (eski unvan … A.Ş.) markası taşıyan ürünleri satışa arz etmek istediğini bildirerek … A.Ş.’ye başvurduğunu, … A.Ş.’nin, kendi markasını taşıyan ürünlerin satışına izin vermek için öncelikle istasyonun üzerinde kurulu olduğu taşınmazın intifa hakkının kendisine verilmesini istediğini, bu nedenle taşınmazın en geniş hali ile kullanım hakkını 25/05/2006 tarihinden itibaren 30 yıl süreyle ele geçirdiğini, malikin taşınmazın kullanım hakkını 25/05/2006’da davalıya teslim ettiği halde davalının bayilik hakkını (… markalı petrol ürünleri satma hakkını) 17/08/2007 tarihinde müvekkiline verdiğini, Danıştay 13. Dairesinin 2018 yılında verdiği talimat gereği, Rekabet Kurulu tarafından 05/03/2009 tarihinde yayımlanan karar ile 2002/2 sayılı Tebliğin 5. Maddesinin intifa hakkının sözleşmelerine de uygulanmasını emrettiğini, bu emre rağmen davalının halen anılan taşınmaz kaydındaki intifa sınırlamasını kaldırmadığını, davalı, süresi dolan intifa hakkını terkin etmeyerek ve 2006 yılında başlayan dikey ilişkiyi kesintisiz devam ettirerek 4054 sayılı Yasanın 4. Maddesi ile 2002/2 sayılı Tebliğin 5. Maddesi ile Danıştay 13. Dairesinin 13/05/2008 tarihli kararı ile Rekabet Kurulunun 05/03/2009 tarihli kararını açıkça ihlal ettiğini, davalının 2006 yılında tesis ettiği intifayı kaldırmamakta direndiğini, intifa hakkının 2006 yılından bugüne kadar kesintisiz olarak devam ettiği için Davacı ile Davalı arasındaki dikey ilişkinin 2006 yılından bugüne kadar devam ettiği hususunun Rekabet Kurulunca da kabul gördüğünü, oysa 4054 sayılı Yasa ile 2002/2 sayılı Tebliğ’de 5 yıldan fazla süreli dikey ilişkinin 4054/4. Maddelere açıkça aykırılık olarak tanımlanmakta olduğunu, Davalının, Davacının sözleşme yapma veya yapmayı ret etme ve davacıya kanunen tanıdığı sözleşmenin karşı tarafını belirleme hakkını işbu ve 2036 yılına kadar süreli intifa hakkı ile elinden aldığını, Davalının 26/05/2016 tarihinde hazırladığı sözleşmede istasyona 2007 yılında yaptığı teknik ekipman/sabit yatırımın teminatından sayılmak, bu ekipman içerisinde 5 yıl süre ile … markalı akaryakıtın satılmasını sağlamak üzere teminat olarak mektup verilmesini istediği, teknik ekipmanı kendisi satın alamayan ve bu nedenle dağıtıcıya mahkum olan davacının bu isteği kabul ettiği ve 2011 yılında 150.000,00 TL ve sonrasında da 250.000,00 TL banka teminat mektubunu verdiğini, 2007 yılından bu yana (2012 ve 2017 olmak üzere) iki kez 5 yıl süreli bayilik sözleşmesini ifa ettiği ve mektup ile bedeli güvenceye alınan teknik ekipmanların Maliye Bakanlığının listesindeki faydalı ömrünü tamamladığı halde davalının halen teknik ekipman faturası düzenleyerek mülkiyetini davacıya vermediğini ve teknik ekipmanın teminatı olarak aldığı banka teminat mektubunu iade etmediğini, Davacı/Bayi tarafından sözleşme ile taahhüt edilen ve teminat mektubu ile güvenceye alınan Yatırım Katılım bedelinin ödenmesini istediği için Davalının, 15/01/2019 tarihli çerçeve sözleşmesinin 8. ve 9. maddeleriyle kendisine verdiği banka teminat mektubunu tazmin yetkisini kullanacağından bahisle davacıyı tehdit ettiğini, davacının yıllık ortalama net kârının 21.877,00 TL olduğunu, bu kâr bedelini işletmesini çevirebilmek için sermaye olarak kullanmakta olduğunu, bu nedenle mektubun tazmin edilmesi halinde davacının ticari faaliyetine devam edemeyeceğinin sabit olduğu, mektup bedeli tazmin edildiğinde bankanın davalıya ödemek zorunda kaldığı mektup bedelini tahsil etmek için davacı aleyhine icra işlemi uygulanacağı ve mektubun teminatı olan istasyonun bu nedenle satılma olasılığının çok yüksek olduğunu, mektup bedeli tazmin edildiğinde yargılama süreci ve yargılama sonunda hüküm infazı aşamasına gelindiğinde dağıtıcının alma ihtimali olan erteleme kararı nedeniyle mektup bedelinin tahsilinin onyıllarca süreceği, bu nedenlerde davacı yönünden sonradan telafisi imkânsız zararın doğacağının sabit olduğu, yukarıda sayılan nedenlerle % 15 oranında teminat karşılığında … A.Ş … Şubesine ait 21/06/2019 tarihli … numaralı ve 250.000,00 TL bedelli teminat mektubunun tazmin edilmemesi, davalı tarafından tazmin isteğiyle bankaya borçlanması halinde mektup bedelinin ödenmesi yönünde ihtiyati tedbir karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davacı taraf iddialarının tamamen hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, taraflar arasında yürürlükte olan sözleşmelerin 15.01.2019 tarihli Bayilik Sözleşmesi, Çerçeve Protokol ve ekleri olduğunu, sözleşme sona ermemişken, Karspet’in bu sözleşmeden doğmuş ve doğacak borçlarını teminat altına alan talep konusu teminat mektubunun iadesi, iptali veya mektup üzerinde tedbir uygulanmasının mümkün olmadığını, taraflarına verilen teminat mektubunun ” … Ltd. Şti’nin … … A.Ş’den yaptığı ve yapacağı her türlü mal ve hizmet alımlarından, şirketinize tevdi edilmiş taahhütnamelerinden ve kefaletnamelerinden, şirketinizle akdettiği anlaşmalardan ve bayilikle ilgili sair bütün ticari işlemlerinden doğmuş ve doğacak olan borçların teminatı olmak üzere…” verildiğini, sözleşme devam ederken teminat mektubunun iptalinin ve iadesinin istenemeyeceğini, Davacının intifa hakkı ile ilgili dava açamayacağını, intifa konusu davanın bu dava olamayacağını, ancak bu davayı dava dışı malikin açabileceğini, davacının intifa hakkına ve istasyona yapılan yatırımlara dair iddialarının da gerçeğe aykırı olduğunu, davalı ve dava dışı taşınmaz malikinin, intifa hakkının muafiyet kapsamı dışında kalmasına rağmen, dikey ilişkiyi yenilediklerini, bu kapsamda intifanın terkini taleplerinin bulunmadığını açıkça kabul ettiğini, Davacını iddiasının aksine müvekkili olan şirketin taraflar arasında akdedilen anlaşmalardan kaynaklanan edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacının tedbir verilmemesi halinde telafisi imkansız zararlar doğacağı iddiasının hukuki ve maddi dayanaktan yoksun olduğunu, açıklanan ve resen göz önünde bulundurulacak nedenlerle, öncelikle davacının haksız ihtiyati tedbir talebinin reddine, neticede haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
08.09.2021 tarihli bilirkişi heyeti raporu özetle; Tarafların incelenen ticari defterlerinin usül yönünden izahının raporun tespit kısmında izah edildiğini, davacı şirketin 31.12.2020 iş bu tarih itibari ile defter ve kayıtlarında davalıya borcu gözükmediğini, davalı şirketin 31.12.2020 iş bu tarih itibari ile defter ve kayıtlarında davacıdan 248,32 TL alacağı gözüktüğünü, davalı şirketin 2021 yılı yardımcı muavin defter dökümlerinin incelendiğini, dava konusu 250.000-TL teminatın davalı defter kayıtlarında, 1003,00-TL tutarında faturadan, 17.039,20-TL tutarında kurumsal kimlik nakliye yansıtma bedelinden, 231.669,53-TL tutarında kısmi eksik tona biaen cezai şart bedeli olarak mahsuplaştırıldığını, dava konusu teminat mektubunun 19.06.2020 tarihine kadar süreli olarak düzenlenmiş olması, davacının bayilik sözleşmesi uyarınca en az 15 gün öncesinden mektup süresini uzatmakla veya mektubu yenilemekle yükümlü olması, davacının bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi, tam aksine, sözleşme ilişkisi devam ederken sözleşmenin teminatı olarak verilen teminat mektubunun iadesini talep etmesi gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davacının teminat mektubunun iadesine ilişkin talebinin yerinde olmadığını, davalının mektubu nakde çevirme hakkının doğduğunu görüş ve beyan etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davalı yana bayilik sözleşmesi uyarınca verilen teminat mektubu nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
Davacı taraf, davacının 2007 yılından bu yana kadar davalının bayiliğini yaptığını, davacının taşınmazının kullanım hakkını 25/05/2006’da davalıya teslim ettiğini, Danıştay 13. Dairesinin 2018 yılında verdiği talimat gereği, Rekabet Kurulu tarafından 05/03/2009 tarihinde yayımlanan karar ile 2002/2 sayılı Tebliğin 5. Maddesinin intifa hakkının sözleşmelerine de uygulanmasını emrettiğini, bu emre rağmen davalının halen anılan taşınmaz kaydındaki intifa sınırlamasını kaldırmadığını, davalının süresi dolan intifa hakkını terkin etmeyerek ve 2006 yılında başlayan dikey ilişkiyi kesintisiz devam ettirerek 4054 sayılı Yasanın 4. Maddesi ile 2002/2 sayılı Tebliğin 5. Maddesi ile Danıştay 13. Dairesinin 13/05/2008 tarihli kararı ile Rekabet Kurulunun 05/03/2009 tarihli kararını açıkça ihlal ettiğini, davacının 2011 yılında 150.000,00 TL ve sonrasında da 250.000,00 TL banka teminat mektubunu verdiğini, dikey ilişkinin ve 2016-2018 -2019 tarihli sözleşmelerin hükümsüz olduğunu bu nedenle … A.Ş … Şubesine ait 21/06/2019 tarihli … numaralı, 250.000,00 TL bedelli teminat mektubu nedeniyle davalıya borçlu olmadığını iddia etmiştir.
Taraflar arasında 25/05/2006 tarihinden itibaren süregelen bir bayilik ilişkisi
bulunduğu, taraflar arasında en son 15/01/2019 tarihli sözleşme yapıldığı, bu sözleşme
kapsamında 21/06/2019 tarihli … numaralı ve 250.000,00 TL bedelli dava konusu
teminat mektubunun verildiği hususlarında bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Tacir olan taraflar 01.01.2016 tarihli fesih protokolü ve15.01.2019 tarihli sözleşme ve ekleri ile dikey ilişkiyi yenilemişlerdir.
Davacı ile davalı … A.Ş arasında en son 15.01.2019 tarihli Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi, aynı tarihli Çerçeve protokol ve ekleri düzenlenmiştir. Sözleşme kapsamında davacı bayi, …/ ERZİNCAN’ da sahibi olduğu petrol istasyonunda davalıya ait akaryakıt ürünlerini 01.06.2023 yılına kadar münhasıran satımını yüklenmiştir.
Sözleşmelerin teminatı olmak üzere davacı tarafından davalı lehine 21.06.2016 tarihli 250.000,00 TL bedelli 19.06.2020 vade tarihli … A.Ş. tarafından düzenlenen dava konusu teminat mektubunun verildiği ihtilafsızdır.
Taraflar arasındaki bayilik sözleşmeleri kapsamında davalı lehine verildiği ileri sürülen talebe konu teminat mektubunun kesin ve süreli olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında en son yapılan ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 15.01.2019
tarihli bayilik sözleşmesi incelendiğinde; sözleşmenin “Teminat” başlıklı 11.
maddesinde; “Bayi, işbu Protokol, Standart Bayilik Anlaşmaları ve sair taahhütleri
çerçevesinde ürün alımlarına, iade yatırım ilişkin her türlü borç ile cezai şart kar mahrumiyeti
ve sair her türlü borç ve taahhüdünün garantisini teşkil etmek üzere … ‘in kabul edeceği
tutarda, … kabul edeceği bir veya birkaç bankaya ait ve … kabul edeceği
metne uygun olmak üzere 250.000-TL tutarında kesin ve süresiz teminat mektubu vermeyi kabul ve taahhüt etmiştir. Bayi, bankalardan kaynaklanan ve sair nedenlerle süresiz Banka
Teminat Mektubu (BTM) yerine süreli nitelikte BTM ibraz etmek zorunda kaldığı takdirde,
BTM’nin anlaşma süresince teminat teşkil etmesi için, ibraz ettiği BTM’nin sona erme
tarihinden en az 15 gün önce miktarını ve içeriğini değiştirmeksizin uzatma ve/veya yenileme
işlemlerini yerine getirmeyi, aksi takdirde … ‘in mevcut BTM’yi nakde tahvil ederek ve
karşılığını nakit teminat olarak uhdesinde tutabileceğini kabul ve taahhüt eder” hükmüne yer
verildiği, söz konusu hükümden de açıkça anlaşılacağı üzere, davacının iddia ettiğinin aksine, dava konusu teminat mektubu sadece
yapılan yatırımların teminatı için değil, bayilik sözleşmesinden doğan her türlü alacağın
teminatı olmak ve sözleşmenin sonuna kadar geçerli olmak üzere verildiği, süresinin bitmesi
halinde yenilenmemesi durumunda davalının mektubunu nakde çevirme hakkının doğacağı, dava konusu teminat mektubunun 19.06.2020 tarihine kadar süreli olarak
düzenlenmiş olması, davacının bayilik sözleşmesinin anılan hükmü uyarınca en az 15 gün
öncesinden mektup süresini uzatmakla veya mektubu yenilemekle yükümlü olması, davacının
bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi, tam aksine, sözleşme ilişkisi devam ederken
sözleşmenin teminatı olarak verilen teminat mektubunun iptaline ve bu teminat mektubu nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkin talepte bulunduğu anlaşıldığından, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 4.269,38-TL nin 80,70-TL nispi karar harcından mahsubu ile kalan 4.188,68-TL harcın karar kesinleşmesi sonrası talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 25.950-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 34,30-TL yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK. 333. md. uyarınca davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası taraflara iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle … BAM ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, hazır olan davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı karar verildi. 13/04/2022

Katip … Hakim …
(e-imza) (e-imza)