Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/234 E. 2021/276 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/234 Esas
KARAR NO : 2021/276
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 04/05/2020
KARAR TARİHİ : 06/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkilinin davalı … San. Tic. Ltd. Şti.’ne ait malların nakliyat işlerini yaptığını ve yapmış olduğu taşıma için navlun faturası düzenleyerek davalı tarafa tebliğ edilmesine rağmen müvekkiline ödeme yapmadıklarını, alacağın tahsili amacıyla davalı borçlu şirket aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, davalı şirketin haksız ve dayanaksız olarak itiraz ederek icra takibini durduğunu ve tüm bu nedenlerle davalı borçlu şirket tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davacı tarafın, müvekkili ile aralarında yer alan sözleşmeye ilişkin olarak alacağının doğduğunu iddia etmiş ise de taraflar arasında kurulmuş herhangi bir sözleşme bulunmadığını, nitekim davacı tarafında dilekçe ekinde herhangi bir sözleşmeye yer vermediğini, öte yandan davacının taşıdığını iddia ettiği malın müvekkiliyle ilgili olduğuna dair herhangi bir belge sunmadığını, konişmentonun varlığından bahsetmediğini, davacı tarafın taşıdığını iddia ettiği malı, kime teslim ettiğini gösterir ordinoyu mahkemeye ibraz etmeyerek, varlığını iddia ettiği sözleşmeyi ifa ettiğini ispatlayamadığını, bu nedenle huzurdaki davanın reddi gerektiğini, davacı tarafından davaya konu faturaların müvekkiline gönderilmemiş olup müvekkilinin düzenlenen faturaları icra takibi ile gördüğünü, bu nedenle müvekkilinin, davaya konu faturaları ödeme emri ile birlikte tebliğ almış olup ödeme emrine ve icra takibine karşı itiraz ederek fatura bedellerini kabul etmediğini, dolayısıyla taraflarınca fatura bedeli kabul edilmemekte olup müvekkilinin davacı tarafa fatura edildiği gibi bir borcu bulunmadığını, bu nedenle iş bu dava ve icra takibinin davalı tarafa gönderilmemiş bir faturaya dayanarak yapıldığını, davacı tarafın, dilekçesinde ve delil listesinde fatura içeriğini ispata yarar herhangi bir belge sunmadığı gibi herhangi bir ordino dahi sunmadığını, bu nedenle davacının öncelikli olarak edimini ifa ettiğini ispatlaması gerektiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddedilmesi gerekmekte olup kötü niyetli dava açılmasından dolayı %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödenmeye mahkum edilmesi gerektiğinden bahisle huzurdaki mesnetsiz ve kötü niyetli davanın yukarıda açıklanan nedenlerle tümden reddine, kötü niyetli olarak davayı ikame eden davacının %20 aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini bilvekale arz ve talep ederiz.
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Taraflarca delil olarak; … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyası, faturalar, bilgi ve belgeler, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Dosyaya getirtilen …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 15/10/2019 tarihinde 468,60-USD fatura alacağı ve 3,85-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 472,45-USD (472,45 USD x 5,8898 TL = 2.782,64 TL) üzerinden 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 15/11/2019 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlu vekili tarafından 18/11/2019 tarihinde takibe, ödeme emrine, borcun tamamına, işlemiş ve işleyecek faize, yetkiye imzaya ve tüm fer’îlerine itiraz ettiği, yapılan itirazın süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda davacı tarafın ticari defter ve kayıtları ile dava dosyası ve ilgili kayıtları üzerinde incelemede yapılarak davacı alacağının varlığı ve miktarının hesaplanması ile uygulanan faiz ve dava konusu havayolu taşımacılığı yönünden bilirkişi raporu alınması karar verildiği, SMMM bilirkişi … ve THY Müfettişi bilirkişi … tarafından sunulan 27/01/2021 tarihli bilirkişi heyet raporu özetle; ”Yapılan sektörel değerlendirmede; davalı tarafından davacı ile yapılan bir taşıma sözleşmesinin var olmadığı iddia edilmekte ise de dava dosyasında davacı tarafından davalı ile taşıyıcı havayollarının acentesi sıfatıyla tanzim edilen iki adet taşıma senedinin bulunduğu ve bu senetlerdeki gönderi konusu malların sevki için gerekli işlemlerin yerine getirildiğinin görüldüğü, bu taşıma senetlerinde belirtilen navlun tutarının 1.531,5 TL olup, dava konusu taşımada ordino taşıyıcı havayolları tarafından varışta … üzerindeki alıcılar adına tanzim edilerek varışta malın gümrükleme teslim işlemlerine geçildiğinden davacı acentenin varışta ordino tanzimi ve malın teslimi sorumluluğu bulunmadığı ve bu sorumluluğun taşıyıcı havayoluna ait olduğu, davacının ticari defterlerinde yapılan incelemede; takip tarihi olan 10/10/2019 itibariyle toplam 468,60 USD asıl alacak ve 3,85 USD faiz
olmak üzere 472,45 USD karşılığı 2.782,64 TL alacak hesaplandığı, takip talebinde 472,45 USD karşılığı 2.782,64 TL olduğu, talebe bağlılık ilkesi gereği 472,45 USD x 5,8898 = 2.782,64 TL ile arada farkın olmadığının değerlendirilmesinin mahkemeye ait olduğu, davacı tarafından davalı adına düzenlenen 2019070463221 nolu e-faturanın … @… com.tr e-posta adresine tebliğ edildiğinin değerlendirilmesinin mahkemeye ait olduğu, dava konusu alacağın faturaya dayanılması ve faturada açık olarak ödeme vadesinin yazılı olması nedeniyle kalan borca temerrüt faiz hesabı işletilmesi gerektiğinin değerlendirilmesinin mahkemeye ait olduğu” kanaatiyle rapor tanzim etmişlerdir.
GEREKÇE :
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ile dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça davalı tarafa ait mallar havayoluyla taşınmış, taşımaya ilişkin Taşıma Senetleri düzenlenmiş, malların varış noktasındaki gümrük işlemleri için ordinolar düzenlenmiş olup bu hizmet karşılığı düzenlenen e-fatura davalı tarafa (… @… com.tr) tebliğ edilmiş, davalı tarafça ödeme yapılmaması üzerine icra takibi başlatılmış ve davalı taraf icra takibine itiraz etmiştir. Gerek düzenlenen Taşıma Senetleri, ordinolar ve e-fatura gerekse davalı şirket yetkilisi … ‘nın 20 Temmuz 2020 tarihli e-posta mesajı (… @ … com.tr) bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalı tarafın mallarını davacı tarafa taşıttığı ancak bedelini ödemediği anlaşılmış olup ayrıca davacı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, alacağı doğruladığı ve lehine delil olma özelliği taşıdığı, davalı tarafın ise ticari defter ibrazından kaçındığı bu sebeple Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222 (3) maddesi uyarınca davacı taraf ticari defterlerindeki kayıtların esas alınacağı anlaşıldığından davanın kabulüne, davalı tarafın ödeme yapmadığı halde likit ve bilinebilir borca haksız olarak itiraz ettiği anlaşıldığından icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalının …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
Asıl alacak 2.759,96 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 263,70-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 209,30-TL harcın davalı taraftan alınarak Hazineye irad kaydına,
3-Arabulucu Ücret Kararı gereği Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 54,40-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.860,39-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK.nun 333 (1) maddesi uyarınca davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davanın miktarı ve niteliği itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/04/2021

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪