Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/218 E. 2020/652 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/218 Esas
KARAR NO : 2020/652
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 24/03/2020
KARAR TARİHİ : 21/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davalının maliki/sürücüsü olduğu … plakalı aracın 05/01/2017 tarihinde müvekkili sigorta şirketi tarafından sigortalanan, … plakalı araca % 100 kusur ile çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, kazada sigortalı araçta toplamda 5.500,00 TL hasar meydana geldiğini, meydana gelen hasar tutarının davacı-sigortacı tarafından 14/03/2017 tarihinde ödendiğini beyanla, itirazın iptali ile 5.500,00-TL’sı asıl alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini, alacak tutarının %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Borca konu olayın haksız fiilden (trafik kazasından) kaynaklı, olay yerinin … olduğunu, haksız fiilden kaynaklı olan davalarda yetkili mahkemenin olayın vukuu bulunduğu yer mahkemesinin olduğunu, dolayısıyla yetkili mahkemenin Aydın Mahkemeleri olduğunu, alacak davalarında da genel yetkili mahkemenin davalının ikametgahının olduğu yer mahkemesinin olduğunu ikametgahının … Mah. … No: … AYDIN olduğunu dolayısıyla yetki yönünden davanın reddine karar verilmesini ve itirazın iptali davasının itirazdan itibaren 1 yıl içinde açılması gerektiği emredici hüküm iken davacı tarafın bu süre geçtikten sonra davayı açtığını beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Somut olayda, …’ın maliki olduğu davacı … Sigorta A.Ş. nezdinde 12.09.2016-12.09.2107 tarihleri arasında Genişletilmiş Kasko … Sigorta Poliçesiyle sigortalı olan … plakalı araca 05.01.2017 tarihinde Davalıya ait aracın çarpması sonucu oluştuğu ve dava dışı sigortalıya ödendiği belirtilen bedelin rücuen tahsili talep edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 09/06/2019 tarih ve … sayılı kararında “…Davacı sigorta şirketi, eldeki davayı sigortalısının halefi olarak açmış olmasına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı ilamında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.(eski TTK 1301.) maddesinde; “sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder” hükmüne yer verilmiştir.
Bu durumda, davacının sigortalısının tacir olmadığı ve davanın sigorta sözleşmesinden değil, davalının kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia edilen haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; görev kurallarının kamu düzenine ilişkin olduğu ve yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği, davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek; HMK’nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde işin esasının incelenerek hüküm tesisi doğru görülmemiş…” gerekçeleri ile mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/3 fıkrası uyarınca dava tarihi itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki, görev ilişkisidir.
HMK’nun 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince görev; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla; mahkememizce davanın her aşamasında re’sen nazara alınması gerekmektedir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 09/06/2019 tarih ve E.2019/… K.2020/… sayılı kararında belirtildiği üzere, davacı sigorta şirketi, eldeki davayı sigortalısının halefi olarak açmış olmasına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyetinin nazara alınması gerekmektedir.
6102 Sayılı TTK’nun 4.maddesinde davanın, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş olması ve anılan Kanun maddesinde belirtilen mutlak ticari davalardan olması gerekmektedir.
Eldeki davada hasar gördüğü belirtilen 09 AK071 plaka sayılı araç hususi araç ve sözü geçen araç davacı Sigorta Şirketi nezdinde Genişletilmiş Kasko … Sigorta Poliçesiyle sigortalı olup, maliki …’ın tacir sıfatı bulunmadığından ticaret mahkemelerinin görevli olmadığı açıktır.
… ile … ‘ün tacir olmadığı gibi, eldeki dava da Türk Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak ticari davalardan değildir. Bu nedenlerle davaya bakmaya ticaret mahkemesi değil asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle Mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyannca aynı Kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulen REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle dava dosyasının görevli ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar serileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, davalı vekilinin yokluğunda davacının yüzüne karşı karar verildi. 21/10/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza