Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/21 E. 2022/60 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/21
KARAR NO : 2022/60
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/01/2020
KARAR TARİHİ : 01/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında iştigal ettikleri alan olan mermer alım satımı ile ilgili yapılan sözleşmelere dayanan ticari bir alış veriş ve devamlılığı olan cari hesap ilişkisi mevcut olduğunu, müvekkili şirket bu ilişkiye dayanarak davalı şirkete çeşitli miktar ve cinslerde mermer gönderdiğini, bu mallara dair faturalarını kesmekte ve davalı şirketten de ödemelerini almakta olduğunu, davalı şirketin, taraflar arasındaki bu ticari ilişki nedeniyle 2018 yılında davacı şirketten Azerbeycan Bakü’deki dava dışı başka bir şirkete teslim edilmek üzere çeşitli miktar ve cinslerde bir takım mermer siparişi talebinde bulunduğunu, müvekkili şirketinde bu malların tedarikini sağlayarak davalının belirttiği Bakü’de bulunan şirkete gönderdiğini, davalı şirketin talimatıyla 2018 yılında Azeri müşterisine teslim edilen mermer emtiası karşılığında fatura edilen toplam 55.346,37 TL tutarındaki bedelinin 29.101,37 TL tutarındaki bakiyesini ödeyeceğini beyan etmesine rağmen ödemediğini, bunun üzerine …. İcra Müdürlüğünün 2019/… E sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ancak davalı tarafın itirazı nedeniyle takibin durduğunu beyanla; davanın kabulü ile haksız itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu satışın doğruda davacı şirketi ile müvekkilinin müşterisi arasında ve müvekkili şirketin bilgisi dışında gerçekleştiğini, müvekkili şirketin sadece bu malın ihracat aşamasında faturalandırılmasının talep edildiğini, ihraç işleminin müvekkili şirket tarafından yapıldığını, malların yüklenmesinin davacı şirketin üzerinde olduğunu, malların alıcına teslim edilene kadar müvekkili şirkete hiçbir şekilde bilgi verilmediğini, ancak Azeri alıcının malların hasarlı ve evsafının farklı olmasından dolayı beğenmediğini ve aralarında ihtilaf çıktığını, sonradan anlaştıklarını ve davacı şirketin bedelin bir kısmını tahsil ettiğini, dava dilekçesinde belirtilen iki faturanın müvekkili şirket tarafından ödendiğini, borcun müvekkili şirket ait olmadığını, müvekkili şirketin aracı olduğunu, davacının ayıplı mal göndermesinden dolayı ödemenin yapılmadığını beyanla; davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında oluşan cari bedelin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar ve kötüniyet tazminatı istemine ilişkindir.
Dosyaya UYAP bir örneği getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 55.488,20.-TL asıl alacağın tahsili amacıyla 26.10.2016 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 02/02/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 05/02/2016 tarihine borca itiraz ettiği, itirazın ve davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davalının ticari defter ve kayıtlarının Mersin ilinde bulunduğu bildirildiğinden … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak davalının 2018 yılı ticari defter ve kayıtlarının mali müşavir bilirkişi marifetiyle incelenerek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verildiği, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/ … talimat sayılı dosyasında Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından sunulan 25/03/2021 tarihli talimat bilirkişi raporunda; Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde;
Davalı firmanın ticari defterlerine göre; Davacı … Limited Şirketi’nin, 06.08.2019 icra takip tarihinde Davalı … Sanayi ve Dış Ticaret A.Ş.’den 29.101,37.-TL asıl alacağının mevcut olduğu, Davacı firma tarafından icra takibinden önce bakiye fatura alacağı bir ihtarname ile temerrüde düşürülmemiş olsa da 6102 sayılı T.T.K.’nun 1530. Maddesinin 2. Ve 4 fıkraları kapsamında aşağıda icra takibindeki talebe bağlı kalınarak Davacı firmanın davalı firmadan 29.101,37.-TL alacağına fatura tarihlerinden 06.08.2019 icra takip tarihine kadar işlemiş T.C.Merkez Bankasının Reeskont İşlemlerinde Uygulamış olduğu AVANS faizi nin 4.872,53.- TL olduğu, Davacı vekili tarafından ise 06.08.2019 icra takip tarihinde 29.101,37.-TL asıl alacak ve 4.653,83.-TL işlemiş faiz olmak üzere TOPLAM: 33.755,20.-TL alacak talebinde bulunulduğu kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 23/02/2021 tarihli ara kararı doğrultusunda talimat raporunun gelmesi neticesinde dosyanın davacıya ait 2018 yılına ait ticari defterlerinin incelenmesi, taraf iddia ve savunmaları doğrultusunda rapor alınmak üzere bilirkişiye tevdi ile rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verildiği, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Bilirkişi Mustafa Yıldız tarafından sunulan 12/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Her iki tarafın kanuna ve usulüne uygun ticari defterlerinde yer alan kayıtlara ve bu kayıtlarda yer bulan faturalara göre davacı şirketin davalı şirket aleyhine 29.101,37 TL asıl alacağının bulunduğu, Davalı şirketin karşılıklı ticari defter kayıtları ve fatura ile davacı tarafından ispat edilen alacak iddiasını çürütemediği, Davacının TTK nın. 1530 gereği işlemiş faiz alacağının olup olmadığının söz konusu hükmün uygulanma koşullarına bağlı olmak üzere Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, alacaklı lehine işlemiş faiz takdir etmesi halinde talimat raporundaki hesaplamaya göre işlemiş temerrüt (avans) faizi miktarının 4.872,53 TL olduğu, ancak davacı vekilinin ise 4.653,83 TL işlemiş faiz talebinde bulunduğu, Taleple bağlı kalınarak 4.653,83 TL faiz ve 29.101,37 asıl alacak olmak üzere takip tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten toplam alacağının 33.755,20 TL olduğu kanaati bildirilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde mahkememizin 23/02/2021 tarihli celsesinde talimat raporu geldiğinde uluslararası taşıma alanında uzman bilirkişinin de eklenerek davacı ticari defterlerinin mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla incelemesi ara kararı kurulmuş olmasına rağmen bir sonraki celsenin sehven mali müşavir bilirkişinin isminin geçtiği ve raporun mali müşavir bilirkişi tarafından sunulduğu görülmekle bilirkişi heyetine taşıma alanında uzman bilirkişi ve sektör (mermer) bilirkişisinin eklenmesi ile bilirkişi heyetinden ek rapor tanziminin istenmesine karar verildiği, Lojistik ve Taşıma Hukuku Uzmanı Bilirkişi Dr. … tarafından sunulan 14/01/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda; Davacının ibraz olunan e-defterlerinin, e-defter Beratlarının süresinde oluşturulduğu olduğu, ticari defterlerinin sahibi lehinde delil vasfına haiz olduğu, Davacının takibe konu alacağının dayanağı faturanın, davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, Davacının takip konusu alacağının dayanağı faturaların davalı aleyhine borç doğurduğu, Davacının takipteki asıl alacak miktarı olan 29.101,37t- davalıdan alacaklı olduğu kanaatine varıldığı, gerek taraflar arasında akdi faiz yönünden bir sözleşme olmadığından gerekse de takipten önce temerrüt oluşmadığından işlemiş faiz talebinin yersiz olduğu, davacı takipte TTK 1530. Maddesi kapsamında faiz talep etmiş ise de huzurdaki dava ve davaya konu takipte TTK 1530 bağlamında faiz talep edilmesinin taraflar arasındaki ilişkide uygulanması uygun düşmediği, davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda; taleple bağlılık ilkesi gereği, Merkez bankası verilerinden, 06.08.2019 takip tarihi itibari ile yasal faiz oranının %9 olduğu anlaşıldığından davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren %9 ve değişen oranlarda kademeli olarak yasal faiz yürütülebileceği kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Dava itirazın iptali davası olup, davacı vekili taraflar arasında, mermer alım satımı ile ilgili yapılan sözleşmelere dayanan ticari bir alış veriş ve devamlılığı olan cari hesap ilişkisi kapsamında davalı şirketin Azerbeycan Bakü’de ki dava dışı başka bir şirkete teslim edilmek üzere çeşitli miktar ve cinslerde bir takım mermer siparişi talebinde bulunması üzerine davacı şirketin de bu malların tedarikini sağlayarak Bakü’de bulunan şirkete gönderdiği gönderilen mermerlerin bedeli için davalı şirkete 30.04.2018 tarihli … Nolu ve 07.09.2018 tarihli … Nolu iki adet fatura düzenlediğini ve gönderdiği her iki fatura bedeli olan 55.346.37TL’den bakiye 29.101,37TL’lik bakiye kısmın ödenmemesi üzerine bakiye miktarın tahsili için davalı şirket aleyhine cra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça Azerbaycan’da bulunan davalı müşterisinin … talebi üzerine davalı şirketin İtalya’dan İstanbul’a 10 ton mermer getirttiği, İstanbul’a gelen 10 tonluk yükün Azerbeycan’a gitmesi için gümrük işlemleri yaptırıldığı Azerbaycan’daki müşteri nin davalıdan bağımsız bir şekilde davacı şirket yetkilisi ile görüşüp yükü taşıyan tırın 26 ton yük alması dolayısıyla kalan yerin doldurulması için 15 tonluk … ve diğer çeşit mermerleri hazırlamasını ve yüklenmesi siparişi verildiği malın seçilmesi, yüklenmesi ve anlaşılması aşaması davalı şirketin haberi olmaksızın gerçekleştiği beyanla davanın reddi talep edilmektedir.
Taraflar arasında süreklilik arz eden ve davacının davalı tarafından bulunan müşteriler için çeşitli evsaf ve türde mermer emtiasının tedarikini sağladığı ve aralarındaki ihtilafın bundan doğduğu taraflar arasında çekişmesizdir. Dava konusu olayda davacı imalatçı/satıcı davalı ise ihracatçı olarak görev yaptığı, her iki tarafın ticari defterleri defterlerinin lehe delil olma vasfına haiz olup ve davaya konu faturanın davalıya tebliğ edildiği , davalının bu faturalara süresinde itiraz etmediğinden dolayı TTK m.21 gereği aleyhine ispat karinesini oluştuğu, defter kayıtlarına göre davacının davalıdan 29.101,37 TL alacağı bulunduğu dava konusu faturaların da karşılıklı ticari defter kayıtlarında kayıtlı olduğu görülmüştür.
Davalı tarafça davacının dava dışı Azeri müşterisine ayıplı ve hasarlı mal teslim ettiği ve satım sözleşmesinin taraflarının bu nedenle bedelde indirim yapılması üzerinde uzlaştığı ve bakiye farkın da bundan ortaya çıktığını ileri sürülmekte ise de ; ayıplı teslim savunması bakımından dava dışı Azeri alıcı tarafından kendisine gönderilmiş bir ayıp ihbarı veya ihbarının yapılmadığı, buna ilişkin bir fotoğraf dışında başkaca bir delil ortaya koyulamadığı ,davalı ister satışa sadece aracılık yapmış olsun isterse sadece faturalanmasına yardım etmiş olsun, alıcı tarafındaki kayıtlarda satıcı olarak göründüğü hususu nazara alındığında ayıp ihbarının davalı şirkete yapılmış olması gerekmesine rağmen bu koşulun gerçekleşmediği, davalı şirketin satım sözleşmesinin tarafı olmadığı yönündeki savunmasının da; söz konusu satış sözleşmesinin dava dışı Azeri müşteri ile akdedilmesi sırasında davacı adına ve hesabına doğrudan temsilcisi olarak veya sadece onların satış sözleşmesini kurmasını kolaylaştırıcı bir faaliyet (simsar) gösterdiği olgusunun ortaya konulamadığı gibi davacı tarafça düzenlenen faturanın kendi kayıtlarında olduğundan bu yöndeki savunması ile kendi ticari defterlerindeki kayıtların örtüşmediği anlaşılmıştır.
Ayrıca davacı dava konusu borca sebep olan emtiayı taşıyıcıya teslim etmiş, taşıyıcı da emtiayı itirazı kayıt ileri sürmeksizin kabul etmiş olduğundan sağlam ve tam aldığına ilişkin karine oluştuğu (CMR m.9), Bundan sonra varma yerinde hasarlı ise bu sefer alıcının taşıma senedine şerh düşerek veya bir tutanak hazırlayarak hasarın tespitini yaptırması ve davacının veya davalının (sözleşmelere taraf olma durumuna göre) ya da kendisinin taşıyıcıya ve sigortacılarına karşı olan talep haklarını (CMR m. 17 vd.) güvence altına alması gerekmesine rağmen böyle bir durumun mevcut olmadığı , Kısaca bu aşamadan sonra varma yerinde malın hasarlı olmasından dolayı davacının sorumlu tutulması mümkün olmadığı kanaatine varılmış, Anılan durum karşısında takip konusu alacağın likit ve hesap edilebilir nitelikte olması nedeniyle davalı-borçlunun İİK’nın 67/2. maddesine göre hükmolunan alacağın %20 oranı üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatından da sorumlu olması gerektiği hususu da göz önünde bulundurularak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
… İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı takibe yönelik yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 29.101,37-TL asıl alacak üzerinden takip koşulları ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Davalının likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla alacağın %20 si olan 5.820,27-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.987,91-TL Harçtan peşin alınan 407,68-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.580,23-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 5.100-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Red edilen kısım yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 4.653,83-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 462,08-TL ilk gider, 137-TL tebligat ve müzekkere gideri ile 3.300-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.899,08-TL. yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 3.425,22-TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır