Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/100 E. 2021/21 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/100 Esas
KARAR NO : 2021/21
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/12/2015
KARAR TARİHİ : 19/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davalı tarafından poliçe ile trafik sigortası temin edilmiş olan … … plakalı aracın 05/06/2009 tarihinde müvekkilinin oğlu yaya … ‘ya çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini, kazanın meydana gelişinden … … plakalı araç sürücüsünün 8/8 oranında kusurlu olduğunu, kaza sonrasında müvekkilinin müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını ve tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; 05/06/2009 tarihli kazaya karışan … … plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde 07/06/2008-2009 tarihleri arasında geçerli olmak üzere KMZMS Trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu yönündeki iddialarını kabul etmediklerini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla kusur tespiti için ATK Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınarak aktüerya bilirkişisine tazminat hesabı yaptırılması gerektiğini, davacının destekten yoksun kalıp kalmadığının da tespiti gerektiğini, davaya konu eylemin haksız fiil olması ve ayrıca haksız fiile maruz kalan kişinin gerçek kişi olması nedeniyle söz konusu eylem TTK kapsamında ticari iş niteliğinde olmadığından davacı tarafça yasal faiz talep edilebileceğini ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle davacının destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; trafik kazası nedeniyle desteğini kaybeden davacının bu zararını davalıdan tazminini talep edip edemeyeceği ve miktarı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Yüksek Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere, maddi tazminatların, kazanın kaza tarihinden itibaren günümüze ve bilinen dönem sonuna kadar gerçekleşen her türlü ücret artışları ve emsal ücretlere göre tespit ve hesaplanması gerekmektedir. Yine Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince, kişinin vücut bütünlüğünün ihlali nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazmitanı olarak ifade edilmektedir. Bu durum her ne kadar sorumluluk hukukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de, burada vücut bütünlüğü ihlal edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durum ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir.
Taraflarca delil olarak; … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/… Esas sayılı dosyası, kaza tespit tutanağı, poliçe, araç ruhsatı, veraset ilamı, nüfus kayıt örneği, otopsi tutanağı, defin ruhsatı, iddialar, savunmalar, bilgi ve belgeler ile bilirkişi incelemesine dayanılmış olup gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Davalıya sigortalı aracın sürücüsü hakkında açılan ceza davasında sürücünün kusursuz olduğuna ilişkin ATK Trafik İhtisas Dairesinin raporu esas alınarak beraatine hükmedilmiş ve anılan karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda toplanan deliller ile birlikte aktüerya hesabı yönünden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi Aktüerya Uzmanı bilirkişi … tarafından hazırlanan 18/11/2016 tarihli raporu özetle; ”Davalı … tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı, davalı … şirketinin temerrüt tarihinin 24/12/2015 olduğu, hak sahibi davacı anne …’in 22 yıllık zarar tutarının 26.055,92 TL olduğu” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
Davacı vekilinin; 08/12/2016 tarihli bedel arttırım talepli ıslah dilekçesi sunarak müvekkil davacı için destekten yoksun kalma tazminatını 26.055,92-TL’ye çıkarttıklarını beyan etmiş olup, ıslah harcını süresi içerisinde yatırdığı ve ıslah dilekçesinin davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu mahkememizce 09/05/2017 tarih ve 2015/… Esas 2017/… Karar sayılı ilamıyla davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı tarafça istinaf edildiği, … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 12/12/2019 tarih ve 2019/… Esas 2019/… Karar sayılı ilamıyla; ”Mahkemece, yaya olan desteğin kusuru gözetilmeksizin destekten yoksun kalma tazminatı hesabı yaptırılarak aktüer bilirkişiden rapor alınmış ve buna göre hüküm kurulmuş, davalı … şirketinin sigortalısının eylemlerinden sorumlu olduğu sürücünün kazanın oluşumundaki kusuru oranında tazminat sorumluluğu bulunduğu gözden kaçırılmıştır. Dosyada, ceza yargılamasında alınan ve yukarıda sözü edilen kusur raporu mevcuttur. Bu rapora göre davacının desteğinin olayda tam kusurlu olduğu, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı ifade edilmektedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. md. gereğince; hukuk hakimi, ceza mahkemesince belirlenmiş ve kesinleşmiş olan maddi olgu ile bağlı ise de; kusurun bulunup bulunmadığı ve oranına ilişkin ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmadığı gibi, kusura ilişkin saptamaya dayanan beraat kararı ile de bağlı değildir. Bu durumda mahkemece, kesinleşen ceza dosyası celp edilerek hükme esas alınan ATK Trafik İhtisas Dairesi raporu, trafik kaza tespit tutanağı ve ATK raporunda sözü edilen (ceza mahkemesince alınan) 04/03/2010 tarihli bilirkişi raporu birlikte değerlendirilmek suretiyle somut uyuşmazlıkta davalının savunmaları da dikkate alınarak desteğin kazanın oluşumunda kusuru bulunup bulunmadığı alınacak bilirkişi raporuyla belirlenmeli, ATK’nın kusur raporunun aksine davalı sigortalının sürücüsü … ‘un olayda kusurlu olduğunun belirlenmesi halinde aradaki çelişkinin giderilmesi için … Ulaştırma Mühendisliği bölümünde görevli bilirkişi kurulundan çelişkiyi giderecek şekilde rapor alınmalı ve sonuçta davalı sigortalısının kusursuz olduğu sonucuna ulaşıldığı takdirde davanın reddine; kusurlu bulunması halinde ise kusur oranı esas alınarak aktüer bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.” gerekçesiyle davalı tarafın istinaf taleplerinin taleplerinin kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmiş ve dosya yeni bir esas almıştır.
GEREKÇE :
Tarafların iddia ve savunmalar ile tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu, İstinaf ilamı ile birlikte değerlendirildiğinde; Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir. 05/06/2009 tarihinde davalıya ZMSS ile sigortalı araç sürücüsünün kullanımında olan … … plakalı kamyonun yaya … ‘ya çarpması neticesinde ölüm meydana geldiği dosya kapsamı ile sabittir. Davalıya sigortalı aracın sürücüsü hakkında açılan ceza davasında sürücünün kusursuz olduğuna ilişkin ATK Trafik İhtisas Dairesinin raporu esas alınarak beraatine hükmedilmiş ve anılan karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Dosyada, ceza yargılamasında alınan ve yukarıda sözü edilen kusur raporu mevcuttur. Bu rapora göre davacının desteğinin olayda tam kusurlu olduğu, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı ifade edilmektedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. md. gereğince; hukuk hakimi, ceza mahkemesince belirlenmiş ve kesinleşmiş olan maddi olgu ile bağlı ise de; kusurun bulunup bulunmadığı ve oranına ilişkin ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmadığı gibi, kusura ilişkin saptamaya dayanan beraat kararı ile de bağlı değildir. İstinaf kararı sonrasında, mahkememizce kesinleşen ceza dosyası celp edilmiş, hükme esas alınan ATK Trafik İhtisas Dairesi raporu, trafik kaza tespit tutanağı ve ATK raporunda sözü edilen (ceza mahkemesince alınan) 04/03/2010 tarihli bilirkişi raporu birlikte değerlendirilmiş ve desteğin kazanın oluşumunda kusuru bulunup bulunmadığının tespiti için yeni bir bilirkişi raporu alınmış, alınan bilirkişi raporuna göre desteğin kazanın oluşumunda yüzde yüz ve tamamen asli kusurlu bulunduğu, davalı sigortalının sürücüsü … ‘un olayda tamamen kusursuz bulunduğu anlaşılmış olup davalı … şirketinin sigortalısının eylemlerinden sorumlu olduğu sürücünün kazanın oluşumundaki kusuru oranında tazminat sorumluluğu bulunduğu ancak davalı sigortalısının kusursuz olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 59,30-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 27,70-TL ve ıslah harcı 18,00-TL olmak üzere toplam 45,70-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 13,60-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Karar kesinleştiğinde 24/10/2017 tarihli Harç Tahsil Müzekkeresi’nin işlemsiz iadesinin istenilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan 30,50-TL yargılama giderinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-HMK 333 (1) maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde … Bölge Adliye Mahkemesi’ne hitaben yazılacak dilekçeyle istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/01/2021

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪