Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/90 E. 2019/708 K. 04.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/90 Esas
KARAR NO : 2019/708

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 19/02/2019
KARAR TARİHİ : 04/07/2019

Mahkememizde görülen Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA /Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ;
Taraflar arasında 29/05/2002 tarihli distrübütörlük sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme gereğince davacıya ait ürünlerin Türkiyedeki tek ruhsat sahibinin davalı olduğunu, müvekkili şirketin … 11. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile … ürünleri bakımından sözleşmeyi fesih ettiğini feshin davalıya 01/11/2018 tarihinde tebliğ edildiğini ,
İtalya dan da fesih ihtarı gönderdiklerini,kısmi feshin İthalya hukukuna göre geçerli olduğunu, sözleşme gereğince İtalyan hukukunun uygulanacağını, tespit kararını Sağlık Bakanlığına vereceklerini belirterek TTK 18/3 md gereğince davacının … ürünleri bakımından sözleşmeyi fesih ettiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /Davalı vekili dava dilekçesini özetle;
Taraflar arasında 29/05/2002 tarihli distrübütörlük sözleşmesinin bulunduğunu , davacının tespit istemekte hukuki yararı bulunmadığını, eda davası açabilecekken tespit isteyemeyeceğini, tespitten sonra açacağı bir eda davası olmadığını
Sözleşmenin 24. Maddesi gereğince tahkimin kabul edildiğini, Tahkim yerinin Katolonya- İtalya olduğunu bu nedenle tahkim ilk itirazında bulunduklarını
Davacının bu sözleşme gereğince kısmi fesih yapamayacağını, TTK da kısmi feshe ilişkin hüküm bulunmadığını, esas yönünden kısmi fesih işleminin geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava sözleşmenin kısmen fesih edildiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Davalı hukuki yarar itirazında bulunmuştur. Mahkememizce HMK 114/1-h gereğince öncelikle dava şartı olan hukuki yarar itirazı değerlendirecektir. Bu nedenle tespit davası ve eda davası ile hukuki yarar konusunda değerlendirme yapılmalıdır.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 106. Maddesiyle tespit davası kabul edilmiştir.
6100 sayılı Kanun’un 106. maddesi;
(1) Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir.
(2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.
(3) Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.
Madde gerekçesinde;İkinci fıkrada, kanunla belirtilen durumlar dışında tespit davası açan davacının, eda davası ile inşaî davalardan farklı olarak dava açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararının bulunduğu hususunu açıkça ortaya koyması, bir şart olarak öngörülmüştür.
Üçüncü fıkrada ise maddî vakıaların tek başlarına tespit davasına konu yapılamayacağı; ancak bir hakkın yahut hukukî ilişkinin varlığının ya da yokluğunun belirlenmesi bağlamında tespit davasına konu yapılabileceği hususu hüküm altına alınmıştır.Bu çerçevede, maddî vakıaların tek başlarına tespiti isteniyor ise tespit davasına değil; delil tespiti kurumuna başvurulması gerekecektir.
6100 sayılı Kanun’un 107. maddesi;
(3) Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir.
Madde gerekçesinde “Alacaklının bu tür bir dava açması için, dava açacağı miktar ya da değeri tam ve kesin olarak gerçekten belirlemesi mümkün olmamalı ya da bu objektif olarak imkânsız olmalıdır. Açılacak davanın miktarı biliniyor yahut tespit edilebiliyorsa, böyle bir dava açılamaz. Çünkü, her davada arandığı gibi, burada da hukukî yarar aranacaktır, böyle bir durumda hukukî yararın bulunduğundan söz edilemez” açıklaması yapılmıştır.
6100 sy HMK 114/1-h maddesi ;
(1) Dava şartları şunlardır:…
h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması. şeklindedir.
Madde gerekçesinde ; Burada sözü edilen hukukî yarardan maksat, davacının sübjektif hakkına hukukî korunma sağlanması hususunda mahkemeye başvurmasında hâli hazırda hukuken korunmaya değer bir yararının bulunmasıdır. Bir başka ifadeyle, davacı hakkına kavuşmak için, hâli hazırda mahkeme kararına muhtaç bir konumda değilse onun hukukî yararının bulunduğundan söz etmek mümkün değildir..açıklaması yapılmıştır.
Somut olayda; Davacı 29/05/2002 tarihli distrübütörlük sözleşmesinin … ürünleri yönünden fesih edildiğinin tespitini istemektedir.
Taraflar arasında 29/05/2002 tarihli distrübütörlük sözleşmesi incelendiğinde; Davacının hakkına kavuşmak için tam eda davası açması gerektiği anlaşılmıştır. Eda davasında öncelikle; tahkim şartı, İtalyan hukukunun uygulanacağı ve tahkim yerininde Katalonya-İtalya olduğu usulü itirazları değerlendirilecek, bundan sonra esas yönünden 6102 sayılı TTK hükümlerine göre kısmi fesih kurumunun bulunmadığı, İtalyan hukukunda ise bu kurumun bulunduğu itirazları incelenecektir.
HMK 106/3 maddesi gereğince, fesih ihtarının İtalya dan ve Türkiye den davalıya gönderildiği maddi vakıasının tespiti ise tek başına tespit davasının konusunu oluşturamayacaktır. Davacının tespit istemi HMK 107 mad gereğince kısmi eda davasının konusu olamayacaktır. İstem tam eda davasının konusu olabileceğinden davacı tespit isteminde bulunamaz, dolayısıyla 6100 sayılı HMK 114/1-h maddesi gereğince davacının tespit istemekte hukuki yararı yoktur.
Dava şartı yokluğundan davanın usulen reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın HMK 114/1-h maddesi gereğince hukuki yarar dava şartı yokluğundan usulen reddine
2-Peşin alınan 44,40 TL karar harcının mahsubuna,davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzeride bırakılmasına
Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT gereğince 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,HMK 333 maddesi gereğince artan gider avanslarının kararın kesinleşmesinden sonra yatıran taraflara iadesine
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.04/07/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …