Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/697 E. 2021/227 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2019/697 Esas
KARAR NO :2021/227

DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/12/2019
KARAR TARİHİ:18/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkilinin sahibi olduğu aracı, …’e sattığını ve karşılığında keşidecisinin … İnş. ve Teks. San. Tic. Ltd. olduğu … … şubesine ait 05.08.2016 keşide tarihli 33.500 TL meblağlı çeki aldığını, müvekkilinin çekin ibraz tarihi geldiğinde arka yüzüne cirosunu atarak … Bankası … şubesine ibraz ettiğini, ibraz tarihinde çekin karşılığı olmadığından banka tarafından karşılıksız kaşesi vurularak müvekkiline iade edildiğini, müvekkili daha sonra ikinci kez bankaya müracat ederek çekin banka tarafından ödenmesi gereken karşılığını aldığını, müvekkilinin aracını sattığı ve çeki veren kişilere ulaşamadığını, bu kişilerin dolandırıcı olduğunu öğrendikten sonra çeki işleme koymaktan vazgeçtiğini ve akabinde çeki kaybettiğini, kaybolan çekin bir şekilde alacaklının eline geçtiğini ve müvekkilinin iki imzasının arasına kendisi ciro atarak müvekkilini de borçlu göstermek suretiyle …. İcra Müdürlüğü …Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, alacaklı …’nın çekin yazılması sırasında cirosu olmadığı gibi çekin karşılıksızdır kaşesinden sonra müvekkili tarafından kimseye temlik edilmediğini, müvekkili ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, cironun çekin yazdırılmasından sonra atıldığını, bankaların çeki ibraz eden kişinin adres ve telefonunu aldığı dikkate alındığında alacaklının cirosunun ibrazdan sonra girildiğinin aşikar olduğunu, çekteki ciro silsilesinin bozuk olması ve alacaklının meşru hamil olmaması nedeniyle müvekkilinin alacaklıya borcunun olmadığı belirtilerek, davalarının kabulü ile …. İcra Müdürlüğü …Esas sayılı dosyası ile yapılan takipten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, haksız ve kötü niyetli takip yapıldığından davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Çek ve senet ile borç altına giren kimsenin borçlu olmadığını ispat etmek yükümlülüğü altında olduğunu, çek veya senedin bedelsiz olduğu iddia edilmesi sureti ile açılan menfi tespit davasında ispat külfetinin davacı borçluya düştüğünü, borçlunun her ne kadar borcu olmadığını iddia etmiş ise de bunu yazılı delil ile ispat edemediğini, borçtan kurtulmak amacıyla çeki kaybettiğini belirtmişse de bu hususun hukuki geçerliliğinin olmadığını, bir çekin kaybedilmesi halinde bankaya çekin ödenmemesine ilişkin kayıp bildirimi ile birlikte savcılığa da başvuru yapılması gerektiğini, davacının yüksek meblağlı bu çeki kaybedip kayba ilişkin hiçbir işlem yapmamış olmasının düşünülemeyeceğini, borçlunun ciro silsilesinin bozukluğuna ilişkin beyanlarının da yersiz olduğunu, ilk cironun lehtar tarafından yapıldığını, çekteki ciro silsilesi sağlandığını, TTK 790. Madde ve TTK 690. Madde uyarınca müvekkilinin yetkili hamil sayılmakta olduğunu, Ticaret Kanununda kambiyo senetlerinin vadelerinden sonra devredilmesini engelleyen bir düzenleme bulunmadığını, vadeden sonra yapılan ciroların alacağın temliki hükmünde olduğunu düzelemiş olup, ibrazdan sonra yapılacak ciro ancak alacağın temliki hükümlerine tabi olacağını, müvekkilinin davaya konu çeki … isimli kişiden aldığını, … ise davacının tanıdığı kişi olup aynı zamanda arkadaşı olduğunu, yapılan devrin alacağın temliki hükümlerine tabii olduğunu, … ve davacı borçlarına karşılık olmak üzere müvekkiline bu çeki verdiklerini, … ile müvekkili arasında çektiği kredi nedeniyle alacak borç ilişkisi olup evi bu borç nedeniyle ipotek edildiğini ve icradan satışa çıkarıldığını, müvekkilinin hem meşru hamil, hem alacağın temliki hükümlerine göre kendisine gelen bu çekten dolayı gerçek alacaklı olduğunu beyanla, davanın reddine davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; menfi tespit davasıdır.
Dava dilekçesinde delil olarak; …. İcra Dairesi’nin …sayılı dosyası, banka kayıtları, tanık, yemin, bilirkişi incelemesi belirtilmiştir.
Cevap dilekçesinde delil olarak; Bilirkişi incelemesi, tanık belirtilmiştir.
Somut olayda; Davalı tarafından davacı taraf aleyhine …. İcra Dairesi’nin …sayılı dosyasında; “… …/… Şubesi’ne ait olan, … numaralı, 33.500-TL’sı bedelli, keşidecisi … Ticaret Limited Şirketi ve lehdarı … olan” çeke dayanakla icra takibi başlatılmıştır.
Mahkememizce …A.Ş.’ne yazılan müzekkere ile, dava konusu çek aslının bankalarına ibraz edilmiş ise hangi tarihte kim tarafından ibraz edildiği ile ön ve arka yüzünün okunaklı şekilde onaylı fotokopisinin gönderilmesi istenmiştir.
…A.Ş.’nin 16/07/2020 tarih ve … sayılı yazısında, çekin … tarafından 05/08/2020 tarihinde ibraz edildiği ve ilgili evrakın gönderildiği belirtilmiştir. Çekin arka kısmında çekin lehdarı …, … cirolarının bulunduğu görülmüştür.
…. İcra Dairesi’nin …sayılı dosyasında bulunan çek örneğinde çekin arka kısmında çekin lehdarı …, … cirolarının ve … cirosu ile …’in çeki ilgili bankaya ibraz ettiğine dair bulunan kaşe arasında davalı …’nın isminin ve imzasının bulunduğu görülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 793.maddesinde, protestonun düzenlenmesinden veya aynı nitelikte bir belirlemeden veya ibraz süresinin geçmesinden sonra yapılan ciro, ancak alacağın temlikinin sonuçlarını doğuracağı düzenlenmiştir.
…A.Ş.’nin 16/07/2020 tarih ve 196 sayılı yazısı ekinde gönderilen çekin incelemesi ile dava konusu çekin ibraz edildikten sonra davalının eline geçtiği anlaşılmıştır.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 30/01/2018 tarih ve E.2016/… K. 2018/… sayılı kararı ile “…Mahkemece, davaya konu çek üzerinde bedelin yazıyla “Beşsekizyüzelli” ve rakamla 5.850 TL şeklinde yazıldığı, bu belirsizlik sebebiyle muhatap banka tarafından çekin ödenmediği, davalı tarafından ise çek bedelinin 585 TL olarak kabul edilerek takip dosyasına ödendiği, davacı tarafça çekin bedelinin 5.850 TL olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davaya konu çekin lehtar Kazım Kulan tarafından bankaya ibraz edildiği, ibrazdan sonra davacı eline çekin geçtiği anlaşılmış olup ibrazdan sonra ciro yoluyla çekin devrinin mümkün olmayıp ancak alacağın temliki hükümlerine göre mümkün olmasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA…” karar verilmiştir.
Eldeki davada davalı cevap dilekçesinde “…Müvekkil davaya konu çeki … isimli kişiden almıştır. … ise davacının tanıdığı kişi olup aynı zamanda arkadaşıdır ve şu anda cezaevindedir. Yapılan devir aslında alacağın temliki hükümlerine tabiidir. Zira … ve davacı borçlarına karşılık olmak üzere müvekkilime bu çeki vermişlerdir. … ile müvekkilim arasında, çektiği kredi nedeniyle, alacak borç ilişkisi olup evi bu borç nedeniyle ipotek edilmiş ve icradan satışa çıkarılmıştır. Müvekkil hem meşru hamil, hem alacağın temliki hükümlerine göre kendisine gelen bu çekten dolayı gerçek alacaklıdır” beyanında bulunmuştur.
Davacı taraf, davalı ile aralarında ticari bir ilişki olmadığını belirtmektedir.
Dava konusu çeki …’tan aldığını belirten davalı tarafından ise davacı ile aralarında hukuki bir ilişki bulunduğu hususunda delil niteliğinde yazılı bir belge sunulmamıştır.
Tarafların iddiaları ile toplanan deliller ve yukarıda yapılan açıklamalar ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu çekin ibrazından sonra davalının eline geçtiği anlaşılmış olup, anılan Yargıtay Kararında da belirtildiği üzere, ibrazdan sonra ciro yoluyla çekin devrinin mümkün olmayıp ancak alacağın temliki hükümlerine göre mümkün olacağından, dava konusu çeki …’tan aldığını belirten davalı tarafın davacı ile aralarında hukuki bir ilişki ve davacıdan alacağı bulunduğu hususunu ispatlayamadığından davanın kabulüne, tarafların iddiaları yargılamayı gerektirdiğinden kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile …. İcra Dairesi’nin …E. sayılı dossyası ile yapılan takipten domayı davacının borçlu olmadığının tespitine,
2-Kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 3.250,68-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 812,65-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 2.438,00-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.096,27-TL’sı arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 6.986,34-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 857,08-TL ilk gider, 73,10-TL İhtiyati Tedbir Karar Harcı ve 78,00-TL posta gideri olmak üzere toplam 1.008,18-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK.’nun 333. maddesinin “Hükmün kesinleşmesinden sonra mahkeme kendiliğinden, yatırılan avansın kullanılmayan kısmının iadesine karar verir. Bu kararın tebliğ gideri iade edilecek avanstan karşılanır” hükmü uyarınca yatırılan avansın bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, hazır olan davacı vekilin ve davalı vekilinin yüzüne karşı karar verildi. 18/03/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)