Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/675 E. 2020/559 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/675 Esas
KARAR NO : 2020/559
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 10/12/2019
KARAR TARİHİ : 06/10/2020

Mahkememizde görülen Ticari Şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA / Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ;
Davacı müvekkilinin İstanbul Ticaret Sicili nezdinde … sicil numarasıyla kayıtlı … Ticaret Anonim Şirketi’nin kurucu ortaklarından olup, Davalı Şirket nezdinde gerçekleştirilen 12 Eylül 2019 tarihli son sermaye artırımına kadar olan yapıda Davalı Şirket’in toplam 6.730 adet paya karşılık 6.730.000 TL olan sermayesinin, 2.019.000 TL değerindeki 2.019 sayıda payına %30 (yüzde otuz) oranla sahip olan ortağı olduğunu,
Davalı Şirket ortaklarının 12 Eylül 2019 tarihinde bir Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirerek 4.711.000 TL değerindeki 4.711 adet pay ile Davalı Şirket sermayesinin %70’ine sahip olan diğer ortak … SA, Müvekkil’in tüm itirazlarına rağmen şirkette sahip olduğu çoğunluk gücünü kötüye kullanarak 4.895 adet paya tekabül eden 4.895.000 TL tutarında sermaye artırımı kararı almış ve şirketin toplam sermayesini 11.625.000 TL’ye çıkarttığını,
Davalı Şirket’in 12 Eylül 2019 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan bu sermaye artırım kararı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde 26 Kasım 2019 tarihinde tescil edildiğini ve tescil kararı 2 Aralık 2019 tarihli ve 9963 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığını, olağanüstü genel kurul toplantısının gün ve gündemini içeren tebligat. müvekkil’e Türk Ticaret Kanunu’nun 414. maddesinde belirlenen usule uygun tebliğ edilmediğini,
Sermaye artırımı … ‘un davalı şirkette sahip olduğu çoğunluk gücü kötüye kullanarak, sadece müvekkilin davalı şirketteki pay oranını düşürmek amacıyla dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde gerçekleştirildiğini,Sermaye artırımında müvekkile kullandırılması gereken rüchan hakkı iyi niyet kurallarına uygun şekilde kullandırılmadığını belirterek;
Davalı Şirket’in 12 Eylül 2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan tüm genel kurul kararlarının iptaline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP / Davalı vekili 20/01/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle;
Genel Kurul kapsamında, toplantı ve karar yetersayılarına, kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına uygun olarak, Müvekkili Şirket’in Esas Sözleşmesinin Madde 6 düzenlemesi değiştirilmek suretiyle Şlrket’de bir sermaye artırımı yapılmasına ve ayrıca Madde 17’nin eklenmesi suretiyle Şirket yönetim kurulunun sadece Türkiye Cumhuriyetinde değil, dünyanın herhangi bir ülkesinde gerekli bildirimi yapılmasına takiben toplanabilmesine karar verildiğini, Söz konusu Genel Kurul kararı 26 Kasım 2019 tarihinde İstanbul ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde de gerekli kontrollerin yapılmasını takiben usulüne uygun olarak tescil edildiğini ve tescil kararının 2 Aralık 2019 tarihli ve 9963 sayılı TTSG kapsamında ilan edildiğini,
Genel kurul toplantısına ilişkin gün ve gündemi içerir çağrı davacıya iadeli taahhütlü mektupla TTK madde 414’de yer alan usule uygun olarak gönderildiğini, davacının söz konusu usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği iddialarının yersiz olduğunu,
Genel kurul kararlarının iptalinde “Etki Kuralı” uygulama alanı bulunduğunu, Etki Kuralı uyarınca, bir pay sahibi ancak dayandığı usulsüzlüğün kararın alınmasında etkili olduğunu ispatlayabilirse ve diğer şartlar mevcutsa genel kurul kararının iptalini talep edebileceğini, somut durumda davacı tarafından Genel Kurul toplantısına “katılım sağlandığı için”, Genel Kurul kapsamında alınan kararların usulsüz çağrı iddiası ile iptali “evleviyetle” mümkün olamayacağını, Davacı tarafından toplantıdan önce toplantı çağrısından haberdar olunduğunu beyan yerine geçmek üzere Davacı’nın toplantıya katılacağını kendi el yazısı ile bildirdiğini,
Dava konusu sermaye artırımı kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına uygun olarak gerçekleştirildiğini ve davacının pay oranını azaltma kastı bulunmadığını, sermaye artırımının anonim şirketlere kanunen tanınan bir hak olduğunu, dürüstlük kuralına aykırılığın somut vakıa ve delillerle ispatlanması gerektiğini,
Davacının Müvekkili Sirket’in borç verilmesi veya sermaye artırımı yolu ile fonlanmasına katılmayı her zaman reddettiğini, … SA’i Müvekkil Sirket’e hissedar kredisi kullandırmak ve şirketi fonlamak zorunda bırakıldığını, Davacı, Müvekkil Şirket henüz mevcut borçlarını dahi ödemeden kar dağıtılmasını talep ettiğini ve elindeki tüm imkanları zorlayarak Müvekkili Sirket’e ve … SA’a zarar verme kastı ile hareket ettiğini belirterek;davacı tarafından açılan haksız, maddi ve hukuki dayanak içermeyen davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili Av. … 05/10/2020 tarihli dilekçe ile ” Davalı … Ticaret Anonim Şirketi aleyhine ikame ettiğimiz davada, … Ticaret Anonim Şirketi ile Müvekkil … arasındaki işbu uyuşmazlığı taraflar arasında yapılan görüşmeler sonucu sonlandırmaya karar vermiş bulunduğumuzu, harici yapılan anlaşma neticesinde feragat konusunda karşılıklı olarak uzlaşmaya varıldığını; bu bağlamda işbu dava kapsamındaki her türlü hak ve taleplerimizden feragat ettiğimizi ,İşbu feragate dayalı olarak Davalı … Ticaret Anonim Şirketi’nden herhangi bir masraf ve vekâlet ücreti talebimiz bulunmadığını beyan eder; feragat talebimizin kabulüne karar verilmesini” bildirmiştir. Davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu tespit edilmiştir.
Davalı vekili Av…. 05/10/2020 tarihli dilekçesinde özetle; tarafların sulh olduklarını ve davacının davadan feragat edeceğini, davacıdan vekalet ücreti ve yargılama gideri istemediklerini bildirmiştir.
Davadan feragat H.M.K. nun 307. maddesi hükümü gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. H.M.K. nun 309. Maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatının mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Davacı vekilinin vekaletnamesindeki yetki durumu incelendiğinde davadan feragata yetkili olduğu saptanmaktadır. Feragat bildirimi de H.M.K. nun 309. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tesbit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Talep edilmediğinden taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, bakiye gider avanslarının kararın kesinleşmesinden sonra yatıran taraflara iadesine ,vekalet ücreti takdirine yer olmadığına
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan ve alınması gerekli 54,40 TL karar harcından peşin alınan 44,40 TL karar harcının mahsubuna eksik 10,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına
Dair tarafların yokluğunda verilen kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul BAM da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/10/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır