Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/656 E. 2020/641 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/656 Esas
KARAR NO : 2020/641
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 02/12/2019
KARAR TARİHİ : 20/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkil şirkete Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan, … Ltd. Şti tarafından Polonya’da yerleşik … firmasına 31.10.2018 tarihli fatura muhteviyatı ile satılan … Ebatlama Makinası emtiasının, Türkiye’den Polonya’ya nakliyesi işi için 07.11.2018 tarih ve … no.lu navlun faturası karşılığında davalı/borçlu … ve Tic. A.Ş. tarafından üstlenildiğini, teslim alınan sigortalı emtiaların bu firma tarafından yapılan iç nakliye ile alıcının tesislerine sevk edilmiş olduğunu, alıcının tesislerinde yapılan kontrollerde de sigortalı emtiaların hasarlı olduğu tespit edilerek bu hususun sürücü imzası ile tutanak altına alındığını, sigortalı tarafından taşıma sırasında meydana gelen hasarın sigorta poliçesinden karşılanmasına ilişkin müvekkil şirkete yapılmış olan başvuru üzerine hasar dosyasından görevlendirilen sigorta eksperi tarafından düzenlenen Ekspertiz Raporuna istinaden 15/01/2019 tarihinde 8.192,00-TL sigorta tazminatı ödendiğini, müvekkil şirket tarafından ödenen sigorta tazminatının rücuen tahsili için davalı/borçlu nakliyeci firmaya gönderilen rücu ihtarından herhangi bir sonuç alınamaması üzerine davalı/borçlu aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, davalı borçlu şirketin haksız ve dayanaksız olarak itiraz ederek icra takibini durduğunu ve tüm bu nedenlerle davalı borçlu şirket tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davacının sunmuş olduğu 13/12/2018 tarih … rapor nolu ve … dosya nolu Nakliyat Sigortası Ekspertiz Raporu’nun eksik olduğunu, söz konusu ekspertiz raporunun 6. sayfasında VIII. Sonuç başlığı altında hasarın ambalaj uygunsuzluğundan kaynaklandığı ve poliçe teminatının I.C.C. (A) belirtilen maddesine istinaden hasarın teminat harici değerlendirilmesi gerektiği kanaatinde olmakla birlikte, bu konudaki nihai değerlendirme sigorta şirketine bırakılmıştır.” ifadesine yer verilmekle açıkça meydana gelen hasarın hiç bir şekilde müvekkil şirketin taşıyıcı sıfatını kabul anlamına gelmemekle birlikte, taşıyıcının sorumluluğunu gerektiren bir sebepten ileri gelmemesinden dolayı davacının sigortalısının müvekkil şirkete karşı dava hakkı bulunmadığını, davacının sigortalısına yaptığı ödemenin lütuf ödemesi (ex gratia) niteliğinde olduğunun kabulü gerektiğini, davacı tarafça müvekkil şirketin taşıyan sıfatını haiz olduğunu iddia ettiğini ancak müvekkil şirketin taşımayı fiilen gerçekleştirmemiş olup taşımayı nakiyeci /forwarder yani taşıma işleri komisyoncusu sıfatıyla organize ettiğini, Türk Ticaret Kanunu’nun 928. Maddesi uyarınca taşıma işleri komisyoncusu yalnız zilyetliğinde bulunan eşyanın zıyaından ve hasarından sorumlu olduğunu, emtianın müvekkilinin zilyetliğinde bulunmamasından dolayı müvekkil şirkete atfedilebilecek herhangi bir kusur da bulunmadığını, davanın dava konusu taşımayı fiilen gerçekleştiren “…” adlı firmaya yöneltilmesi gerektiğini ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davacının kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK. 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, davacının poliçe kapsamında ödediği tazminatın rücuen davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Taraflarca delil olarak; … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyası, hasar dosyası, poliçe, ekspertiz raporu, ödeme dekontu, faturalar, bilgi ve belgeler ile bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 06/05/2019 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, takipte 8.192,00-TL asıl alacak ve 485,80-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.677,80-TL talep edildiği, ödeme emrinin davalı borçluya 08/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekili tarafından 09/05/2019 tarihinde takibe, borca, faize ve tüm fer’îlerine itiraz ettiği ve davalı borçlunun itirazının süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dava dosyası, icra dosyası ve ilgili kayıtları üzerinde inceleme yapılarak CMR konusunda ve sigorta konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınmasına karar verildiği, Ticaret Hukukçusu bilirkişi Dr.Öğr.Üyesi … ve Uluslararası Karayolu Eşya Taşımacılığı ve CMR Uzmanı bilirkişi … tarafından sunulan 17/09/2020 tarihli rapor özetle; ”Dava konusu uyuşmazlığa CMR Konvansiyon hükümlerinin tatbikinin gerektiği, davacının 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472.maddesi hükmüne göre sigortalısının haklarına halef olduğu, yapılan ödemenin bir lütuf ödemesi (ex gratia) değil, sigorta/hasar ödemesi niteliğinde olduğu, CMR Hükümleri bakımından taşımacı ya da forwarder sıfatına sahip olunması arasında bir fark bulunmaması sebebiyle huzurdaki davada TTK 928.md hükmünün uygulama alanı bulamayacağı, ekspertiz raporunda da belirtildiği üzere hasara sebebiyetin hatalı yanlış veya eksik ambalajlama olabileceği CMR Konvansiyonunun değerlendirmeler kısmında detaylı bir şekilde anlatılan hükümleri gereğince taşıyıcı firmanın hasardan sorumlu tutulamayacağı, mahkemenin kararının taşımacının sorumlu tutulması yönünde olması durumunda davalının CMR Konvansiyonuna göre sınırlı sorumluluk ilkesinden yararlanabileceği, sınırlı sorumluluk miktarının hesaplanması için hasar gören emtianın brüt ağırlığının dosyadaki belgelerde bulunmadığı, dosyaya eklenmesi durumunda hesaplanabileceği veya değerlendirmeler kısmında örnek verilen hesaplama yöntemi ile mahkemenizce hesaplanabileceği” kanaatiyle rapor tanzim etmişlerdir.
GEREKÇE :
Tarafların iddiaları ile toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, davacı sigorta şirketinin Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalısına yaptığı ödemenin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Davalı şirket taşıma işi yapmaktadır. Davacı sigorta şirketinin sigortalısının mallarını taşımıştır. Teslim yerinde malların hasarlı olduğu tespit edilmiştir. Yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu, hasarın sebebinin hatalı, yanlış veya eksik ambalajlama olabileceği ve CMR hükümleri gereği davalı taşıyıcı firmanın sorumluluğu bulunmadığı tespit edildiğinden davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 54,40-TL karar harcının davacıdan peşin alınan 104,81-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 50,41-TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Arabulucu Ücret Kararı gereği Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00.-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
6-HMK 333 (1) maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce davacıya iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne hitaben yazılacak dilekçeyle istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/10/2020

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪