Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/651 E. 2021/526 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/651 Esas
KARAR NO : 2021/526
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2019
KARAR TARİHİ : 01/07/2021

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA / Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ;
Müvekkili şirketin tıbbi cihaz ve ürünlerin satışı ile iştigal etmekte olan İngiltere de faaliyet yapan bir şirket olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti ile İngiltere arasında 28/06/1932 tarih ve 2045 sayılı Kanunla onaylanmış ve 05/07/1932 gün ve 2142 (Düstur No.lll tertip, 13.cilt (1089) 586,S.) sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 13/07/1993 tarihinde yürürlüğe giren 1931 tarihli müzahereti adliye mukavelenamesimevcut olduğunu, söz konusu ikili uluslararası anlaşma hükümleri uyarınca müvekkili şirketin her türlü teminattan muaf olduğunu, müvekkili şirket tarafından ekli faturalar ile … şirketine 520.237,69 USD tutarında ürün satış yapıldığını, davalı şirket tarafından söz konusu faturalara istinaden 146.237,69 USD ve 187.000,00 USD tutarında kısmi ödeme yapıldığını, bakiye kalan 187.000,00 USD ise yapılan tüm uyarılara rağmen ödenmediğini, borcun mevcut olduğu ve ödenmemiş olduğu icra takibine yapılan itirazlardan görüleceği üzere davalı şirketin kabul ettiğini, taraflar arasında arabuluculuk yapıldığını ancak uzlaşma olmadığını, davalı borçlu olduğunu ve borç tutarını bilmesine rağmen ödeme emrine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini bu nedenlerle davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, %20 den az olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Mahkemenin yetkili olmadığını, hukuki itilafların çözümlenmesinin yerinin İngiltere Mahkemeleri olarak kararlaştırıldığını, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hakkındaki Kanunun 48. Maddesi gereğince davacı tarafın teminattan muaf olmadığını, davaya konu alacağa konu olan 13 Mayıs 2013 tarihli distribütörlük sözleşmesinin müvekkili ile davacı şirket arasında imzalandığını, sözleşme devam ederken davacı şirketin sözleşme kapsamındaki tüm hak ve yükümlülüklerini dava dışı üçüncü bir şirkete devrettiğini, bu sözleşme imzalanırken müvekkili şirketin onayının alınmadığını, yapılan sözleşmenin müvekkilinin onayı alınmadığından dolayı aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilinin devralana karşı herhangi bir yükümlülüğünün olmadığını, müvekkili şirketin davacı ile aralarında yapılan sözleşme gereğince birçok şirket ile ticari ilişki kurduğunu ve taahhütlere girdiğini, müvekkili şirketin distribütörlük sözleşmesi kapsamında … Üniversitesine tıbbi cihaz ve ürün teslim ettiğini, teslimi takiben cihaz ve ürünlerde yazılım eksiği çıktığını, hastane ile birçok sorun yaşadığını, yardım taleplerine davacı şirketin cevap vermediğini, müvekkili şirketin yedek parça taleplerinin davacı şirket tarafından karşılıksız bırakıldığını, 26/04/2017 tarihinde müvekkili şirkete verilmiş olan belge gereğince 10 yıl boyunca müvekkili şirkete yedek parça tedarik edileceğinin temin edildiğini, müvekkili şirketin bu sözleşmeye güvenerek birçok üçüncü şahıslarla ve bu meydanda hastane ile sözleşmeler imzalandığını, 30/03/2020 tarihine kadar serbest bırakılmayacak şekilde biri 91.104,00 TL diğer 143.826,00 TL olmak üzere iki adet teminat mektubu verdiğini, davacı şirketin yedek parça tedarikinden imtina etmesi nedeniyle müvekkilinin kendi imkânları ile yedek parça tedarikinde bulunduğunu, bu nedenlerle davacının kötü niyetli olduğunun tespiti ile davanın reddine ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın … İcra müdürlüğünün 2019/… esas sayılı takip dosyasında davacının itirazın iptali ve %20 kötü niyet tazminatı talebi ile davalınında karşı kötüniyet tazminatı talebi konusunda olduğu , alacağın dayanağının takip talebinde davacı tarafından 41 adet fatura olarak belirtilip, 15/05/2013 tarihli sözleşmenin tarafı olmadığından hakkında uygulanmayacağını açıkladığı ,davalının alacak hakkında yapılacak yargılamada 15/05/2013 tarihli sözleşmenin geçerli olduğu, İngiliz hukukunun uygulanacağı, İngiliz mahkemelerinin yetkili olacağı savunmaları karşısında uyuşmazlık oluştuğu, tespit edilmiştir.
Davacı vekili Av. Dr. … 28/06/2021 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiklerini davalıdan vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını bildirmiştir. Davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu tespit edilmiştir.
Davalı vekili Av. … 29/06/2021 tarihli dilekçesinde özetle; davacı tarafın feragatine bir itirazlarının olmadığını, feragat nedeniyle davacıdan vekalet ücreti ve yargılama gideri istemediklerini bildirmiştir.
Davadan feragat H.M.K. nun 307. maddesi hükümü gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. H.M.K. nun 309. Maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatının mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Davacı vekilinin vekaletnamesindeki yetki durumu incelendiğinde davadan feragata yetkili olduğu saptanmaktadır. Feragat bildirimi de H.M.K. nun 309. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tesbit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30-TL Harcın peşin alınan 12.968,62 TL. harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına , artan 12.909,32 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Talep edilmediğinden taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına , bakiye gider avanslarının kararın kesinleşmesinden sonra yatıran taraflara iadesine ,vekalet ücreti takdirine yer olmadığına
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul BAM da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/07/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır