Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/611 E. 2020/556 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/611
KARAR NO: 2020/556

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2019
KARAR TARİHİ : 06/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Şirket merkezi İsviçre’de bulunan müvekkili şirketin köpek tasmaları üretiminde faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin İsviçre’de bulunması sebebiyle Türkiye’deki ticari faaliyetini davalı ile 28/07/2015 tarihinde imzalamış oldukları distribütörlük sözleşmesi kapsamında gerçekleştiğini, ancak davalının haksız rekabete teşkil eden ve sözleşme şartlarına da açıkça aykırı haksız fiillerinin müvekkilince tespit edilmesi ile birlikte sözleşmenin feshine ilişkin olarak düzenlenen Kadıköy … Noterliğinin…yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmenin sona erdiğini, müvekkili şirket tarafından tespit edildiği üzere davalının müvekkili ile aralarında bulunan distribütörlük sözleşmesine TTK’ye ve ticari etiğe aykırı şekilde müvekkiline ait ürünlerin aynılarını kopyalama suretiyle “…” markası adı altında üretip pazarladığını ve haksız rekabetin oluştuğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile davalı yanca gerçekleştirilen haksız rekabet fiillerinin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan tüm araçların ve malların imhasına, hüküm kesinleşmesinden sonra gideri davalı yana ait olmak üzere ilanına, davalının yarışan sorumluluk sebeplerinden müvekkilinin lehine sonuç doğuracak olan sebebin belirlenmesine, maddi tazminat miktarının şu an için elde bulunan veriler ışığında tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olmaması sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000-TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, müvekkili şirketin ticari itibarını, iyi ve haklı şöhretini zarara uğratılması sebebiyle 50.000-TL tutarındaki manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında münakit 28.06.2016 tanzim tarihli 31.09.2016 başlangıç tarihli sözleşmenin 22. Maddesi taraflar arasındaki ihtilafların İsviçre Ticaret Odası Uluslararası Tahkim Kurallarına tabi tutulmuş olup yine aynı sözleşmenin 21. Maddesi uyarınca taraflar arasında sözleşmeden kaynaklı ihtilaflar uyarınca uygulanacak hukukun İsviçre Hukuku olduğunu, davacı iddiasının endüstriyel tasarım hakkına tecavüz iddiasına dayandırmayıp haksız fiile dayandırdığını müvekkilinin ticari ikametgah adresinin dava dilekçesinde de belirtilmiş olan “Bahariye Caddesi Akarsu Sok. No:… …Plaza Kat:.. İkitelli İSTANBUL” olması, bu adresin Bakırköy Mahkemelerinin yargı çevresi içerisinde bulunması, ezcümle işbu dava bakımından Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olması nedeniyle mahkemenin yetkisiz olduğunu, bu nedenle yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE:
Taraflar arasında Uyuşmazlığın konusunun; Taraflar arasında mevcut 28/07/2015 tarihinde imza olunan distribütörlük sözleşmesi kapsamında curli marka köpek tasması pazarlama faaliyetinin davalı tarafça karşılandığı, ancak davalının haksız rekabet teşkil eden ve sözleşme şartlarına aykırı haksız fillerinin bulunduğu iddiası ile sözleşmenin davacı tarafça Kadıköy … Noterliğinin …yevmiye nolu ihtarname ile sona erdirildiği, davalı tarafından dava konusu ürünün aynılarının kopyalanarak “…” markası ile satışa sunulduğundan bahisle haksız rekabet iddiasına dayalı olarak 50.000-TL maddi 50.000-TL manevi tazminat istemli dava olduğu, öncelikle çözümlenmesi gereken problemin taraflar arasında mevcut distribütörlük sözleşmesi kapmasında geçerli bir tahkim şartının bulunup bulunmadığı, bu kapsamda davaya bakma görevinin ve yine davalı tarafça süresinde verilen cevap dilekçesi ile yapılan yetki itirazının geçerli olup olmadığı noktasında toplandığı görülmüştür.
Taraflar arasında 28.07.2015 tarihinde imzalanan distribütörlük sözleşmesinin 15. Maddesinde anılan sözleşmenin 31.09.2016 tarihine kadar geçerli kalacağı, 31.09.2016 tarihinden 3 ay öncesinde yazılı fesih bildiriminde bulunulmadığı takdirde sözleşmenin bir yıl süreyle uzamış sayılacağı16. maddesinde ise sözleşmenin süresinden önce feshedilebileceği haller belirtilmiş Olup “Taraflardan birinin işbu sözleşmeyi ve işbu sözleşme kapsamında mutabık kalınan şartları ihlal etmesi ve ihlal eden tarafa verilen yazılı olarak verilen 30 günlük süre içerisinde sözleşmenin ihlalini teşkil eden fiillerin düzeltilmemesi halinde işbu sözleşme derhal feshedilebilir.” hükmünü içerdiği davacının 31 Mayıs 2019 tarihli ve 12389 numaralı ihtarname ile 28.07.2015 tarihinde imzalanan Distribütörlük Sözleşmesini feshettiği hususu taraflar arasında ihtilaflı değildir.
Davacı taraf Türkiye’de evcil hayvan ürünleri ve petshop piyasasına sürdüğü ürünlere ve bu ürünlerin tasarımlarına ilişkin gerçek hak sahipliğine tecavüz edilmesi ve davalı fiillerinin haksız rekabet teşkil etmesi iddiası ile haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve önlenmesini, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan tüm araç ve malların imhasına karar verilmesini ve davalının haksız rekabet teşkil eden fiilleri nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep etmiştir.
Möhuk 48. maddesi gereği yabancılık teminatı HMK gereği dava şartı olup, mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. Davacı İsviçre de mukim bir şirket olmakla İsviçre ile Türkiye arasında mütekabiliyet anlaşması mevcut olup, açılan dava ve takipler yönünden teminat alınmadığı, teminat konusunda yabancı vatandaş ayrımı yapılmadığı anlaşıldığından davacının Möhuk 48 maddesi gereği yabancılık teminatı yatırmasına yer olmadığı değerlendirilmiştir.
Davalı vekili tarafından süresi içerisinde verilen cevap dilekçesi ile araflar arasında münakit 28.06.2016 tanzim tarihli 31.09.2016 başlangıç tarihli sözleşmenin 22. Maddesi taraflar arasındaki ihtilafların İsviçre Ticaret Odası Uluslararası Tahkim Kurallarına tabi tutulmuş olup yine aynı sözleşmenin 21. Maddesi uyarınca taraflar arasında sözleşmeden kaynaklı ihtilaflar uyarınca uygulanacak hukukun İsviçre Hukuku olduğunu ileri sürerek Tahkim görev itirazında bulunmuştur.
Tarafların sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamının veya bir kısmının çözümünü hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yaptıkları anlaşmalar tahkim sözleşmesi olarak adlandırılmakta olup yalnızca iki tarafın iradeleriyle tasarrufta bulunabilecekleri konularda tahkim sözleşmesi yapılabilir. İster bağımsız bir tahkim sözleşmesi şeklinde isterse bir tahkim şartı şaklinde yapılsın tahkim sözleşmesinin geçerliliği için aranan temel unsurlar geçerli bir tahkim iradesinin varlığı ve yazılı şekil şartıdır. Tahkim sözleşmesinin tabi olduğu şekil 1958 tarihli New York Sözleşmesi’nin 2. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre geçerli tahkim şartından bahsedebilmek için taraflarca imzalanmış yazılı bir anlaşma, karşılıklı mektup teatisi veya telgraf aranmaktadır.
HMK’nın 116. maddesinde tahkim itirazı ilk itirazlar arasında sayılmış olup davalı vekilince süresinde tahkim ilk itirazında bulunulmuştur.
Davacı İsviçre Şirketi olup taraflar arasında mevcut tahkim şartına rağmen “uyuşmazlığın sıkı ilişkili” olduğu davalının bulunduğu Türkiye de dava yolunu seçtiği, Davalının ise Türkiye’de mukim ve vergi mükellefi olup ekonomik faaliyetini Türkiye de yürüttüğü, Türkiye de kendisini daha iyi ifade edebilme savunma imkanına sahipken tahkim ilk itirazını ileri sürmesinin TMK m 2 deki dürüstlük kuralına aykırı olduğu bu nedenle avalının tahkim itirazında bulunmasında hukuki yararının bulunmadığı kanaatine varılarak davalı tarafça ilk itiraz olarak ileri sürülen Tahkim Görev itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde yetki ilk itirazında bulunmuş, müvekkilinin adresinin İkitelli/İstanbul olduğundan işbu davanın görülmesinde mahkememizin yetkisiz olduğunu beyan ile yetki itirazında bulunduğu görülmekle;
Mahkemelerin yetkisine ilişkin kanuni düzenlemeler noktasında HMK’nın 6/1. maddesi uyarınca; “(1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” şeklinde düzenlendiği, HMK’nın 10. maddesi uyarınca; ”Sözleşmeden doğan davalar sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” Aynı kanunun “Haksız fiilden doğan davalarda yetki başlıklı” 16.madde’si hükmü “(1) Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” şeklindedir. Bir haksız fiil birden fazla kişi tarafından işlenmiş ise bu kişilere karşı (birlikte) açılacak tazminat davası, ortak yetkili mahkeme olan haksız fiilin işlendiği yer mahkemesinde görülür. Bu halde, davalıların hepsine karşı davalılardan birinin yerleşim yerindeki mahkemede dava açılamaz. Haksız fiilin işlendiği yer mahkemesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin (kesin) yetki değildir. şeklinde hüküm altına alındığı, bu yetki kurallarının kesin olmaması nedeni ile HMK’nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geleceği, Kanunun 19/2. maddesinin; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içerdiği, birden fazla mahkemenin yetkili olması hallerinde davacıya seçimlik hak tanınmış olması göz önüne alındığında, davacının, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahip olduğu, davacının, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiç birisinde açmaz ve yetkisiz bir mahkeme de açtığı taktirde seçme hakkının davalı tarafa geçeceği anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde yetki ilk itirazında bulunmuş, müvekkilinin adresinin İkitelli/İstanbul olduğundan işbu davanın görülmesinde mahkememizin yetkisiz olduğunu beyan ettiği, yetki şartının sözleşmede yazılmadığı görülmekle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı tarafça süresi içerisinde verilen cevap dilekçesi ile ileri sürülen yetki itirazının kabulü ile açılan davanın HMK’nun 115/2. Maddesi uyannca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulen REDDİNE, Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili BAKIRKÖY ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar serileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli ve yetklii mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair,tarafların yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır