Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/604 E. 2021/149 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/604 Esas
KARAR NO : 2021/149

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/11/2019
KARAR TARİHİ : 23/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında gerçekleşen cari ticari ilişki çerçevesinde müvekkil şirket tarafından tamamı farklı tarihlerde olmak üzere davalı şirkete ürün satılarak alacaklı duruma geçildiği, verilen ürün bedellerinin ödenmemesi üzerine taraflar arasında görüşme yapıldığı fakat yapılan tüm görüşmelere rağmen olumlu sonuç alınamadığından alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, ödeme emrinin 11/03/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı borçlu şirketin haksız ve dayanaksız olarak 13/03/2019 tarihinde itiraz ederek icra takibini durduğunu ve tüm bu nedenlerle davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Müvekkil şirket ile davacı şirketin ticari ilişkilerinin bulunduğu ve müvekkil şirketin davacıdan çeşitli malzemeler aldığı ve bu malzemelerin bedellerinin ödenmediği iddialarını kabul etmediklerini, müvekkil şrketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını ve bu sebeple taraflarınca süresinde itiraz edildiğini, davacı tarafın iddia ettiği borcun gerçek dışı olduğunu, müvekkil şirketin bugüne kadar tüm alış verişlerinde basiretli bir tacir gibi hareket ettiğini ve üzerine düşen tüm hak ve yükümlülüklerini yerine getirdiğini, müvekkilinin davacıdan alınan ürünlerin bedelini nakden ödediğini ve herhangi bir borcu kalmadığını, davacı tarafın işbu davasında haksız ve kötüniyetli olduğunu ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, kötüniyetli olarak ikame edilmiş olunan dava nedeniyle davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davacı tarafça delil olarak; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası, faturalar, banka kayıtları, ödeme belgeleri, dekontlar, hesap dökümleri, makbuz, bilgi ve belgeler, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Dosyaya getirtilen İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 05/03/2019 tarihinde 14.703,47-TL cari hesap alacağı olmak üzere 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 11/03/2019 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlu şirket tarafından 13/03/2019 tarihine borca, faize, yetkiye ve tüm fer’îlerine itiraz ettiği, yapılan itirazın süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda davacı tarafın ticari defter ve kayıtları ile dava dosyası ve ilgili kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacı alacağının varlığı ve miktarının hesaplanması ile uygulanan faiz yönünden bilirkişi raporu alınması karar verildiği, Mali Müşavir bilirkişi … tarafından sunulan 06/10/2020 tarihli bilirkişi raporu özetle; ”Davacı tarafça incelemeye sunulan 2018 ve 2019 yıılarına ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının kendi ticari defterlerinde davalıdan takip tarihi olan 05/03/2019 tarihi itibariyle 14.703,47 TL alacaklı olduğu, davalı vekili tarafından inceleme için ticari defterlerin sunulmayacağı bildirildiği ve takdirin mahkemede olduğu, davalı tarafın 2018 ve 2019 yılları ticari defter ve dayanağı belgeler incelenemediğinden cari hesap farklılıklarının tarafınca tespit edilememiş olduğu, davacı tarafın ticari defterlerine göre davalı tarafa 2018 yılında 03/01/2018 tarihinde … numaralı 147.024,98 TL’lik fatura düzenlenmiş olduğu, davalı tarafından işbu fatura borcuna istinaden davacının…hesabına 09/01/2018 tarihinde 27.024,00 TL ve 17/01/2018 tarihinde 10.200,00 TL tutarlı ödemeler yapılmış olduğu ve yine davalı tarafından davacıya 26/01/2018 tarihinde 29/03/2018 vadeli 35.000,00 TL’lik, 30/04/2018 vadeli 35.000,00 TL ve 31/05/2018 vadeli 39.800,00 TL olmak üzere 3 adet … çekinin toplamı olan 109.800,00 TL kadar çek verilmiş olduğu, işbu çek ödemesinden sonra 03/01/2018 tarihli … numaralı 147.024,98 TL’lik faturanın 0,98 TL kuruş farkı hariç tamamının ödenmiş olduğu, davacı tarafından davalıdan alınan vadeli çekler nedeniyle 29/01/2018 tarihinde… numaralı 14.702,49 TL tutarlı vade farkı faturası düzenlenmiş olduğu, işbu vade farkı faturasının davalı tarafa nasıl teslim edildiğine ilişkin bir belgenin tarafına sunulamamış olduğu, davacı tarafından davalıya düzenlenmiş 03/01/2018 tarihli …numaralı 147.024,98 TL’lik faturaya karşılık, yapılan banka havaleleri dışında davalı tarafından davacıya yapılmış 3 adet çek ödemesi toplamı olan 109.800,00 TL için tekrar vade farkı çalışması yapıldığında, taraflar arasında sözleşme olmadığı için TTK.nun 1530.maddesinin 4/a fıkrası uyarınca fatura vadesi 30 gün olarak alınmış olup, TTK.nun 1530.maddesinin 7.fıkrası uyarınca mal ve hizmet tedarikinde geç ödemelerde uygulanacak temerrüt faiz oranı üzerinden vade farkı 2.846,95 TL olarak hesaplanmış olduğu, takdirin mahkemede olduğu, dava konusu alacak bakiyesini oluşturan 29/01/2018 tarihli … numaralı 14.702,49 TL’lik faturanın davalı tarafından kabul edilip edilmediğinin tespiti açısından mahkemece uygun görülmesi halinde, davalı vergi dairesinden 2018 ve 2019 yılları BA-BS bildirimlerinin talep edilebileceği, davalı ile davacı arasında düzenlenen bir sözleşmeye dosya münderecatında rastlanmadığı, davalı lehine karar alınması durumunda 3095 sayılı Yasaya istinaden icra takip tarihi olan 05/03/2019 tarihinden itibaren asıl alacağına davacının takip talebinde belirtmiş olduğu gibi yıllık %19,50 ve değişen oranlarda ticari avans faizi talep edebileceği, tarafların inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin mahkemenizin takdiri içinde kaldığı” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
GEREKÇE :
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ile dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki ihtilafın ticari satım nedeniyle ödemenin bir kısmının vadeli çekle yapılması sebebiyle tanzim edilen vade farkı faturasının ödenmemesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında sözleşme yapılmamıştır. Davacı taraf davalı tarafa vade farkı faturasını teslim ettiğini ispat edememektedir. Ayrıca vade farkı faturası davalı tarafın Ba formlarında da yer almamaktadır. Tüm bu sebeplerden dolayı Türk Ticaret Kanunu’nun 1530 ncu maddesine göre uygulama ve hesaplama yapılması gerekmekte olup bilirkişi tarafından yapılan hesaplama sonucu davacı tarafın talep edebileceği vade farkı miktarı 2.846,95-TL olarak hesap edildiğinden bu miktar üzerinden itirazın iptaline, talep edilebilecek vade farkı miktarı yargılama sonucu tespit edilebildiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine ilişkin davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 2.846,95 TL üzerinden aynen devamına,
Davacı tarafın diğer ve fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 194,48-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 177,58-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 16,90-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Arabulucu Ücret Kararı gereği Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00.-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 177,58-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.846,95-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 700,00-TL bilirkişi ücreti ve 74,00-TL posta giderleri olmak üzere toplam 774,00-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 149,87-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-HMK.nun 333 (1) maddesi uyarınca davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce davacıya iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne hitaben yazılacak dilekçeyle istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/02/2021

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪