Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/597 E. 2020/755 K. 20.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/597 Esas
KARAR NO : 2020/755
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2019
KARAR TARİHİ : 20/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkili bankanın … şubesi ile … Dan. A.Ş. arasında akdedilen kredi sözleşmesine istinaden krediler kullandırıldığını, diğer davalıların işbu genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi şartlarına uyulmaması ve borcun zamanında ödenmemesi sebebiyle borçlulara ihtarname keşide edildiğini, ihtarda ödeme yapılmadığı takdirde yasal yollara başvurulacağının bildirildiğini, ihtarnamelere rağmen borcun ödenmemesi sebebiyle taraflarınca … Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/… D.İş 2019/… K. sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alındığını ve karar üzerine … İcra Müdürlüğü 2019/… E. Sayılı dosyasından takibe geçildiğini, davalıların işbu icra dosyasına haksız itiraz üzerine icra takibinin durduğunu, davalıların itirazı üzerine arabulucuya başvurulduğunu ve davalılar ile anlaşılamadığından dava açmak zorunda kaldıklarını beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalılar aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Taraflarının haklı itirazları doğrultusunda … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… D.İş 2019/ … K. sayılı dosyasından verilen haksız ve hukuka aykırı ihtiyati haciz kararının 23.10.2019 tarihinde verilen ek karar ile kaldırıldığını, müvekkili şirkete ait … plakalı 2015 model … marka aracın taraflar arasında akdedilen kredi çerçeve sözleşmelerine istinaden davacı banka adına rehinli olduğunu, gerek yasanın amir hükmü gerekse yerleşik Yargıtay İçtihatları uyarınca, rehinle temin edilmiş bir alacak bakımından alacaklı tarafın İİK. m.45 uyarınca öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmak zorunda olduğunu, davacı banka açısından önce rehne müracaat kuralı mevcutken müvekkilleri hakkında genel haciz yoluyla takip yapılmasının mümkün olmadığını, bu sebeple öncelikle -yalnızca rehin borçlusu hakkında- rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılması gerekirken diğer kefil müvekkilleri ile birlikte genel haciz yoluyla ilamsız takip yapılmasının açıkça emredici kanun hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini, taraflar arasında akdedilen tüm taraflarca imza altına alınan ve dosya kapsamında bulunan kredi sözleşmesinin “Teminatların, Bankanın Her Türlü Alacakları İçin Karşılık Teşkil Ettiği” başlığı altında düzenlenen 3.2.1. maddesinde açıkça “Müşteriden alınacak olan teminatlar, belirli bir kredi için verilmiş olduğu açıkça belirtilmedikçe asaleten ve kefaleten, vadesi gelmiş veya gelmemiş müşterinin Bankaya ve Bankanın bağlı ortaklarından/iştiraklerinden ……… A.Ş.’ye olan borçlarının tümü için teminat teşkil edecektir.” hükmüne yer verildiğini, bu kapsamda müvekkili olan şirket tarafından akdedilen kredi sözleşmeleri kapsamında verilen taşıt rehninin bankanın her türlü alacakları için karşılık teşkil ettiğini, asaleten ve kefaleten olan tüm borçlarının teminatı niteliğinde olduğunu, rehin konusu aracın değerinin halihazırda davacı banka tarafından iddia olunan bedeli dahi fazlasıyla karşılamaya yettiğini, müvekkillerinin davacı bankaya takipte gösterilen tutar olan 82.082,31-TL kadar bir borcu kesinlikle bulunmadığını, davacı bankanın sunmuş olduğu belgelere bakıldığında 2018 yılı Aralık ayı itibariyle mevcut olan ihtarnamede belirtilen borç miktarı üzerinden talepte bulunulduğunu, bu tarihten sonra müvekkili olan şirket tarafından yapılan ödemelerin mevcut olduğunu, bu tarihten sonra ödemeler yaptığının dekontlardan ve hesap ekstrelerinden net bir şekilde anlaşılacağını, davacı bankaya bir borcu kalmışsa eğer, rehin konusu aracın bu borcu fazlasıyla karşılayacağını beyanla, davanın reddine ve davacı bankanın %20 oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
GEREKÇE:
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından sunulan 19/06/2020 tarihli dilekçede özetle; davaya konu … İcra Dairesi’nin 2019/… E. numaralı icra takibinin, davalı tarafla yapılan anlaşma neticesinde haricen tahsil prosedürüyle çözüme kavuşturulmuş bulunduğunu, dolayısıyla davalı taraf ile aralarında yapılan sulh sebebiyle davanın konusuz kaldığı ve söz konusu sulh uyarınca karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerimizden vazgeçtikleri belirtilmiştir.
Davacı vekili tarafından 13/10/2010 tarihli dilekçede 12/10/2020 tarihli yetki belgesi sunulduğu belirtilmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan 20/06/2020 tarihli dilekçede özetle; davacı tarafla huzurdaki dava ve davaya konu icra takip dosyası bakımından sulh olunduğunu, bu sebeple huzurdaki davanın konusuz kaldığını ve tarafların karşılıklı olarak birbirinden yargılama gideri ve avukatlık ücreti anlamında hiçbir bir talebi bulunmadığı belirtilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 315.maddesinde “(1) Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. (2) İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hâllerinde sulhun iptali istenebilir” hükümleri yer almaktadır.
Taraflarca Mahkememize sunulan dilekçeler ile sulh olduklarını beyan ederek davanın konusuz kaldığı belirtilmiş olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 315.maddesi uyarınca konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Konusu kalmayan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 1.145,06-TL’sının 54,40-TL. nispi karar harcından mahsubu ile kalan 1.090,66-TL’sı harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Taraf vekillerinin yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri karşılıklı olarak bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası davacıya iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, taraf vekillerinin yokluğunda karar verildi. 20/11/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)