Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/594 E. 2021/759 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/594 Esas
KARAR NO : 2021/759
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/11/2019
KARAR TARİHİ : 12/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Dava dışı … San. Ltd. Şti.’ne ait işyerinin müvekkili şirket tarafından … numaralı … Kobi Poliçesi ile teminat altına alındığını, dava dışı şirketin … / İstanbul adresinde 11/11/2017 tarihinde davalı kurumun sorumluluk alanına giren ana temiz su borusu patlaması sonucu su baskını meydana geldiğini ve sigortalıya ait emtiaların zarar gördüğünü, alınan eksper raporlarında kusurun davalı kuruma ait olduğunun tespit edildiğini, oluşan hasar sebebiyle sigortalı dava dışı şirkete 29/11/2017 tarihinde 4.050,00-TL hasar ödemesi yapıldığını, işbu ödemenin rücuen tahsili amacıyla davalı kurum aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, ödeme emrinin tebliğ edildiğini, davalı borçlunun haksız ve dayanaksız olarak itiraz ederek icra takibini durduğunu ve tüm bu nedenlerle davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davanın öncelikle görev yönünden reddi gerektiğini, davaya konu olayın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurlu olmadığını, meydana geldiği ileri sürülen zararın müvekkilinin yetkili ve görevli birimlerinden gelen resmi yazılara göre sigortalının kendi kusurundan, Kanun ve yönetmelikler çerçevesinde üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmemesinden kaynaklandığından tazminat istemlerinin hukuki dayanağını ortadan kalkacağını, subjektif olarak hazırlanan ekspertiz raporundaki değerlendirmeler afaki olduğunu, atıksu kanalı ile yağmur suyu kanalı birbirinden farklı olduğunu, hem işlevleri hem de bu kanalların yapım ve sorumluluklarını üstlenenlerin farklı olduğunu, yapılan incelemede İstanbul ili … ilçesi … caddesi üzerinde yer alan yağmursuyu hattının … sorumluluğunda olduğu görüldüğünü, müvekkilinin atıksu kanalının görevi aynı zamanda yağmur suyunu da taşımak olmadığını, yağmursuyu kanallarını yapmakla görevli olan birimin ana arterlerde …, diğer yerlerde ise ilçe belediyeler olduğunu, meydana gelen zarar ile müvekkil arasında uygun illiyet bağı bulunmadığını, bahse konu mahalle ilgili kayıtlarda müvekkil idare elemanlarınca yapılan incelemede söz konusu yerin işyerine ait atıksu şebeke bağlantısının taraflarınca onaylı projesinin bulunmadığını, gayri fenni olarak tesis edildiğini, binanın çevresinde yüzey ve zemin suyunu toplayan herhangi bir drenaj sistemi bulunmadığının tespit edildiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Taraflarca delil olarak; … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyası, sigorta poliçesi, ödeme dekontu, ekspertiz raporu, hasar dosyası, bilgi ve belgeler, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Dosyaya getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 18/09/2018 tarihinde 4.050,00-TL asıl alacak ve 404,61-TL faiz olmak üzere toplam 4.454,61-TL üzerinden 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlu vekili tarafından 05/10/2018 tarihinde borca, borç miktarına, faize, faiz oranına ve borcun tüm fer’îlerine itiraz ettiği, yapılan itirazın süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce davacı tarafın iddiaları doğrultusunda dava dosyası, icra dosyası ve tarafların ilgili kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacı alacağının varlığı yönünden ve davaya konu zararın ana temiz su borusunun patlaması sonucu meydana geldiğinden olay tarihinde dava konusu yerde ana temiz su boru hattında patlama olup olmadığı hususu yönünden bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verildiği, Mali Müşavir bilirkişi …, Makine Mühendisi … ve Sigorta Eksperi … tarafından sunulan 31/05/2021 tarihli bilirkişi heyet raporu özetle; ”11/11/2017 tarihinde meydana gelen olayda Makine Mühendisliği açısından; sigortalı işyerinin hassas ekipmanlarını korumak için gerekli önlemleri almadığından bahisle hatalı kanal dizaynı, koruma sınıfı yetersiz elektrik ve elektronik tesisat seçimi yapıldığı, Sigorta Eksperliği açısından; sigortalı işyerinde meydana gelen hasarın sebebinin işyerinin arka sokağındaki … temiz su hattındaki kaçak/arıza sonucu sızan suların olduğu, kaçan/sızan suların yol bularak sigortalı işyerindeki rot ayar kanalına dolması şeklinde meydana geldiğinin anlaşıldığı, davacı tarafından sigortalıya ödenen tazminat bedeli 4.050,00-TL olduğunu, davacının sigortalısına ödediği miktar kadar davalıdan rücu yoluna gidilebileceği hususunda kanaat hasıl olduğunu, Mali Müşavirlik açısından; dosya kapsamı ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde davacı şirketin ve dava dışı sigortalı şirketin kusuru oranında tenzil edilmek üzere %100 kusur üzerinden alacağa ilişkin faiz hesaplaması davalı tarafın itiraz tarihi olan 05/10/2018, dava tarihi olan 06/11/2019 toplamda 391 gün hesaplandığında 4.050,00 TL x 391 gün x %19,5/360 = 857,76 TL hesaplanan faiz + 4.050,00 TL ana para toplam tutarı 4.907,76 TL olabileceği, eğer davacının alacağı sabit görülürse takdiri mahkemeye ait olmak üzere davacının 4.907,76 TL bakiye alacağının olabileceği” kanaatiyle rapor tanzim etmişlerdir.
GEREKÇE :
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi heyet raporu ile dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafın sigortaladığı işyerinde davalı kuruma ait ana temiz su borusunun patlaması sonucu 11/11/2017 tarihinde su baskını meydana geldiği, sigortalıya ait emtiaların zarar gördüğü ve davacı tarafça oluşan hasar sebebiyle 29/11/2017 tarihinde 4.050,00-TL hasar ödemesi yapıldığından bahisle zarara sebebiyet verdiği iddia olunan davalı hakkında icra takibi yapıldığı, davalı tarafın takibe itirazı üzerine işbu davanın açıldığı görülmekle, davalı İstanbul Su Ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nden sorulduğunda 11/11/2017 tarihinde olay yerinde su arıza kaydının bulunmadığının bildirildiği, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda da davalı kurumun hasarın oluşmasında herhangi bir kusurunun bulunmadığı, hasarın oluşmasına sigortalının usulüne uygun teknik ekipmana sahip olmamasının sebep olduğu tespit olunduğundan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 69,17-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 9,87-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Arabulucu Ücret Kararı gereği Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.050,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK.nun 333 (1) maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davanın miktarı ve niteliği itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/10/2021

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪