Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/585 E. 2021/784 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/490 Esas
KARAR NO : 2021/723
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/09/2020
KARAR TARİHİ : 30/09/2021

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA / Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Müvekkili şirketin hisselerinin % 100’nün T.C. … ’na ait bir kamu kurumu iştiraki olduğunu,Müvekkil şirketin, davalı …’nun borçlu olduğu … Grubuna ait tüm hak ve alacakları Tasfiye Halinde … Bankası A.Ş.’den, … Noterliği’nin 08.01.2019 tarih ve … yevmiye no.lu alacak temlik sözleşmesi ile devir ve temlik aldığını,
Davalı …’nun, … Grubu firmalarına kullandırılan kredilerde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan eşi … …’nun işbu borçlarıyla ilgili olarak 16.08.2012 tarihli kendi el yazsısı ile ödeme taahhüdünde bulunduğunu,TBK’nın 584. maddesinde kefaletin geçerlilik unsurlarından biri olarak eşin rızasının alınması hususu düzenlenmişse de konu hakkındaki Yargıtay kararlarına göre, kefalete rıza gösterecek eşin borçlunun bizatihi kendisi olması sebebiyle kefil olunacak borçlu eşin kendisine verilecek kefalete rıza göstermeyeceğinin kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olacağı dikkate alınarak, eşin borçlu eşe kefil olmak istemesi halinde kefaletin geçerli olması için eşin rızasına gerek bulunmadığını, 16.08.2012 tarihli kefalet sözleşmesi uyarınca davalı … hakkında, … Bankası A.Ş. döneminde alınan 11.06.2018 tarihli Yönetim Kurulu Kararına göre 30.09.2014 tarihi itibariyle belirlenen 3.071.523,57 USD + işleyecek faiz libor +2,5 698.233,85 USD olmak üzere, toplam 3.769.757,42 USD üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun sırf müvekkil alacağının tahsilini geciktirme amaçlı takibe itiraz ettiğini, belirterek sonuç olarak; … icra Müdürlüğü’nün 2020/… E. sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalının % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;
04.02.2011 tarih ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 584’üncü maddesi ile eşlerden birinin kefil olabilmesi, mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmaması veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmaması halinde diğer eşin kefalet sözleşmesi kurulmadan önce ya da en geç sözleşmenin imzalanması anında vereceği rızasına bağlandığını, daha sonra 6455 sayılı Kanun ile eklediği üçüncü fıkra ile TBK 584’ün kapsamının sınırlandığını, alacaklı tarafın dosyaya ibraz etmiş olduğu 16.08.2012 tarihli el yazısı belgenin, gerçekte krediye kefil olan ve müvekkilin eşi olan … …’nun vereceği kefalete yönelik bir eş rızası olduğunu, …’nun, borçlu şirketlerin ortağı, temsilcisi olmadığı gibi kredi sözleşmelerinde, kefalet sözleşmelerinde ve yeniden yapılandırma sözleşmelerinde imzasının olmadığını,
Davacı tarafça ibraz edilen ve eş rızası olmaktan öteye gitmeyen 16.08.2012 tarihli el yazısının kime hitaben yazıldığı dahi belli olmayan bir el yazısının, bir ödeme taahhütnamesi olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını,
Metin içerisinde el yazısı ile yazılı olan ifadelerin aynen; “… A.Ş.’nin … Bankası AŞ den kullandığı kredilerden doğmuş ve/veya doğacak borçlarına, eşim … …’nun mevcut ve gelecekteki diğer kefillerden bağımsız olarak aşağıdaki tutar ile sınırlı olarak anılan borç ile beraber müteselsil kefil olmasına imzam olduğunu kabul ve beyan ederim”şeklinde olduğunu ve metin içerisinde bir ödeme taahhüdü bulunmadığını,
Müvekkilin davacıya borcunun olmadığını, Eğer bu el yazısı davacının iddiasına göre bir kefalet sözleşmesi ise, TBK’nın 583/1 maddesine uygun şekil şartlarını ihtiva etmediğinden geçersiz olduğunu, Bir bankanın müşterisi dahi olmayan biri ile hukuki ilişki içine girmesi ve bunu bir adi el yazısı belgesi ile kurması, hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ve hukuken geçersiz olduğunu, belirterek sonuç olarak; haksız davanın esasa girilmeksizin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılan, ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı takip dosyası kapsamında davacı tarafın davalı hakkında toplam 3.769757,42 USD alacağın ödetilmesi istemiyle ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunduğu
Davalı tarafından yasal süresi içinde, icra dairesinin yetkisine, borca, faize ve faiz oranına itirazda bulunulduğu,icra takibinin İİK.nun 62 maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran da, itirazın iptali davasının İİK.nun 67. maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur.
Dosya içine taraflarca bildirilen;
Davacı delilleri; davacı şirketin kuruluşuna ilişkin 04.05.2016 tarihli ticaret sicil gazetesi örneği,…’nun imzasını taşıyan 16.08.2012 tarihli belge örneği ve aslı 23.09.2003 tarihli Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi, 31.12.2009 tarihli Ek Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi, 19.09.2012 tarihli Ek Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi örnekleri , 21 adet GKS aslı , 4 adet ihtar aslı,
Davalı delilleri ; … …’nun kefaletine yönelik eş rızası içeren belge ve aslı , banka kayıtları alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı deliller üzerinde inceleme yapan bilirkişi heyeti; Bankacı … , İcra Müdürü …ve Ticaret /Borçlar Hukukçusu Dr. … ‘in 28/06/2021 havale tarihli heyet bilirkişi raporu alınmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre;
Tasfiye Halinde … Bankası A.Ş. İle dava dışı … Sanayi ve Tic.A.Ş. Arasında 07/08/1989 tarihinde imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi ile başlayan ticari ilişki olduğu,
Bağıtlanan Genel Kredi Sözleşmelerinde Müşterek Borçlu/ Müteselsil Kefil sıfatıyla, … Grup şirketleri ile birlikte … ’nun da imzasının mevcut olduğu görülmüştür. … davalı takip borçlusu …’nun eşidir.
… Sanayi ve Tic.A.Ş ye kullandırılan kredi borçlarının 23/09/2003 tarihinde Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi, 31/12/2009 tarihinde Ek Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi nin bağıtlandığı, taraflar arasında son olarak 19/09/2012 tarihli Ek Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi nin imzalandığı tespit edilmiştir.
Tasfiye Halinde … Bankası A.Ş.nin 30/12/2011 tarihi itibariyle mevcut 4.661.353,68 USD alacağı; 19.09.2012 tarihli Ek Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi’ne konu olmuştur.Yapılandırma sözleşmesi Tasfiye Halinde … Bankası A.Ş ile … Sanayi ve Tic.A.Ş. ve müşterek/müteselsil borçlular olarak tanımlanan … Şirketleri, dava dışı … arasında bağıtlanmıştır.
19.09.2012 tarihli Ek Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi ile 7.952.813,00 USD alacak kabul ve tespit edilip, 31.12.2014 tarihine kadar 5 taksitte geri ödeme planına bağlanmıştır.
Dava konusu Tasfiye Halinde … Bankası A.Ş alacağı icra takibinden önce davacı ….’ye temlik edilmiştir.
Davacı temlik alan 16/08/2012 tarihli yazılı belgede TBK 584 vd maddelerinde tanımlanan yazılı kefalet unsurlarının gerçekleştiğini belirterek ve bu belgeye dayanarak alacak talebinde bulunmuş,… İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı takip dosyasında ilamsız icra takibi başlatmıştır.
Mahkememizce incelenen 16/08/2012 tarihli belgede davalı … nun
“…. eşim … …’nun mevcut ve gelecekteki diğer kefillerden bağımsız olarak, aşağıdaki tutar ile sınırlı olarak anılan borçlu ile beraber müteselsil kefil olmasına imzam olduğunu kabul ve beyan ederim…” şeklinde beyan bulunduğu görülmüştür.
01.07.2012 tarihinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği, TBK 584. maddesi uyarınca, gerçek kişilerin kefaletinin geçerli olabilmesi için “Eşin Rıza Beyanı”nın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulma anında verilmiş olması yasal koşulunun kabul edildiği sabittir.
… İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı takip dosyasında davacı alacağının dayanağı 16.08.2012 tarihli davalı … nun elyazısı ile hazırlanan (davalı tarafından imza -yazı -belge inkarı yapmaması ile sabit) belgedir.
Bu beyanın davalı … nun genel kredi sözleşmeleri ve finansal yapılandırma sözleşmeleri müşterek borçlu/müteselsil kefili … … nun kefaletine TBK 584 gereğince verilen “eş rıza beyanı” olduğu (tüm belge beyan anlam içeriğiyle) anlaşılmıştır.
Bu nedenle davalı … nun icra takibine konu borçtan sorumlu tutulamayacağı sabit olmuş, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /.
1-Sabit olmayan davanın reddine
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın düşümü ile bakiye kalan 4,9 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Arabulucu Ücret Kararı gereği Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red nispetine göre hesaplanan 371.043,92 -TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK 333 (1) maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde mahkememizce taraflara iadesine,
Davacı vekili Av. … Davalı vekili Av. … in yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul BAM da istinaf yolu açık olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi. 30/09/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır