Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/584 E. 2021/187 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/584 Esas
KARAR NO:2021/187

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:01/11/2019
KARAR TARİHİ:09/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkilinin davalı şirketin taşımacılık işlerini yaptığını ve bu işlere karşılık olarak 30/04/2019 tarihli 19.544,25 TL tutarlı 018320 nolu fatura kesildiğini, davalı şirket tarafından herhangi bir itiraz yapılmamış olan bu faturaya istinaden de 13/06/2019 tarihinde alacağın tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, davalı borçlu şirketin haksız ve dayanaksız olarak itiraz ederek icra takibini durduğunu, davalı şirketin icra takibinin durdurduktan sonra bile parça parça ödemeler yapmaya devam ettiğini ve 14/06/2019 – 19/09/2019 tarihleri arasında toplam da 16.333,33 TL takip talebindeki tutarı ödediğini, bu ödemelerin Borçlar Kanunu’nun 100.maddesi uyarınca kısmi ödemelerden öncelikle faiz ve masraflar mahsup edilerek yapılan dosya hesabına göre 4.015,87 TL bakiye borç kaldığının hesaplandığını ve tüm bu nedenlerle davalı borçlu şirket tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Dava açılış tarihi olan 01/11/2019 tarihi itibariyle müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını ve öncelikle davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiğini, sunulan cari hesap ekstresinde görüldüğü üzere davacının henüz muaccel hale gelmeyen alacağı için haksız şekilde icra takibi başlattığını, davacı ile müvekkil şirket arasında 01/03/2018 tarihinde araç kiralama sözleşmesi yapıldığını, icra takibine dayanak yapılan fatura 30/04/2019 tarihli olup taraflar arasındaki sözleşmenin 4.3. maddesine göre fatura ödemeleri 45 gün vadeli olarak yapılacağını, 30/04/2019 tarihli söz konusu faturanın ödeme günü 15/06/2019 tarihli olup dava konusu takip 11/06/2019 tarihinde başlatıldığını ve ödeme emrinin müvekkiline 13/6/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, fatura bedellerinin 45 gün vadeli olarak ödenmesi gerekirken sözleşmenin başlangıcında daha işe başlamadan davacıya 10.000,00 TL avans ödemesi yapıldığını, çalıştığı 13 aylık süre boyunca kullandığı motorin taraflarınca verildiğini ve ay sonlarındaki hak edişlerinden kesildiğini, davacı ile imzalanan sözleşmenin 5. maddesinde sözleşme konusu işin sözleşmedeki koşullar çerçevesinde garantisi için ademi ifa teminatı olarak 50.000,00 TL teminat senedi verilmesi öngörülmüş olup, davacı bu hususu yerine getirdiğini ancak davacının müvekkilinden alacağını gerekçe göstermek suretiyle teminat senedini aldıktan sonra icra takibi açmak suretiyle MK’nun 2. maddesindeki dürüstlük ilkesini ihlal ettiğini ve kötü niyetli hareket ettiğini, buna rağmen ilgilinin alacaklarının her hafta müvekkilinin ödeme günlerinde davacıyı mağdur etmeyecek şekilde ödendiğini ve sonuç olarak 19 Eylül tarihi itibariyle fatura bedelinin tamamı ödenerek borcun sonlandırıldığını ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, davacının %20’de aşağı olmamak üzere icra tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Davacı tarafça delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası, fatura, sözleşme, hesap ekstresi, dekontlar, arabuluculuk tutanağı, bilgi ve belgeler, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Dosyaya getirtilen …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 11/06/2019 tarihinde 16.333,33-TL fatura alacağı olmak üzere 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 13/06/2019 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlu şirket vekili tarafından 13/06/2019 tarihine borca, takibe, ödeme emrine ve tüm fer’îlerine itiraz ettiği, yapılan itirazın süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda davacı tarafın ticari defter ve kayıtları ile dava dosyası ve ilgili kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacı alacağının varlığı ve miktarının hesaplanması ile uygulanan faiz yönünden bilirkişi raporu alınması karar verildiği, Mali Müşavir bilirkişi … tarafından sunulan 22/10/2020 tarihli bilirkişi raporu özetle; ”Davacı şirkete ait 2019 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, yevmiye kapanış tasdikinin yaptırılmadığı bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulmadığı, davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 11/06/2019 takip tarihi itibariyle davalı yandan 17.507,35 TL alacaklı olduğu ancak icra takibini davalı yanın aynı tarihli bakiyesi olan 16.333,33 TL üzerinden başlatmış olduğu, takip tarihinden sonra davalı yan tarafından yapılan ödemeler neticesinde 01/11/2019 dava tarihi itibariyle ise davacı yan ile davalı yan arasında borç/alacak bakiyesinin bulunmadığı, incelenen davalı şirkete ait 2019 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdik/beratlarının yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davalı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 11/06/2019 takip tarihi itibariyle davacı yana 17.507,35 TL borçlu olduğu, takip tarihinden sonra yapmış olduğu ödemeler neticesinde 01/11/2019 dava tarihi itibariyle ise davacı yan ile arasında borç/alacak bakiyesinin bulunmadığı, salt sözleşme maddesi dikkate alınarak davacı yanın takibi muaccel olmayan bir alacak üzerinden başlatmış olduğunun değerlendirilebileceği, bu hususta takdirine mahkemeye ait olduğu, bununla birlikte daha önceki dönemlerde davalı yanın sözleşmede belirlenen azami süreyi beklemeksizin ödeme yapmaya başlamış olması ve ortalama 30 gün içerisinde fatura bedellerini ödemiş olması karşısında bu durumun taraflar arasındaki ticari ilişkide teamül oluşturup oluşturmadığı hususunun da mahkemenin takdirinde olacağı, davacı yanın takip talebinin yerinde olduğunun kabul edilmesi halinde ilgili icra dairesince 01/11/2019 dava tarihi itibariyle Borçlar Kanunu’nun 100.maddesi uyarınca yapılan kapak hesabına göre davalıdan huzurdaki davada 4.015,78 TL alacak talep edebileceği, davalı yanın takibin muaccel olmayan bir alacak için açılmış olduğu yönündeki itirazlarının kabulü halinde ise davacı yanın huzurdaki davada herhangi bir alacak talebinde bulunamayacağı” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
GEREKÇE :
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ile dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında … İle Nakliye Hizmet Sözleşmesi kapsamında taşımacılık işleri yapıldığı, verilen hizmete istinaden davacı tarafça icra takibine konu faturanın düzenlendiği, faturanın bir kısmının ödenmediğinden bahisle icra takibi başlatıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 4.3 maddesi uyarınca fatura tanziminden sonra 45 gün içinde ödemenin yapılacağının kararlaştırıldığı, icra takibine konu faturanın 30/04/2019 tarihinde tanzim edildiği ve 45 günlük süre dolmadan 11/06/2019 tarihinde icra takibine konul edildiği, davacı tarafça müeccel borç için icra takibi başlatıldığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 59,30-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 14,90-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.015,87-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Arabulucu Ücret Kararı gereği Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00.-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
6-HMK 333 (1) maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davanın miktarı ve niteliği itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/03/2021

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪