Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/583 E. 2020/144 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/583 Esas
KARAR NO : 2020/144

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 08/12/2009
KARAR TARİHİ : 12/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A-ASIL DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkillerinin müteveffa …’in mirasçıları olduğunu, 04/06/2009 tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresindek…plakalı aracın Bursa istikametinden Yalova istikametine doğru seyir halinde iken başka bir araca arkadan çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında araçta bulunan …’in kaza yerinde vefat ettiğini, olayın hemen akabinde tutulan 04/06/2009 tarihli trafik kazası tespit tutanağında davalı …’ın “Arkadan çarpma” ve “Alkollü araç kullanma” nedeniyle asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, … plakalı aracın davalı … şirketi nezdinde … nolu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, bu nedenle ölüm neticesi müvekkillerinin uğradığı maddi ve manevi zarardan araç sürücüsü ile poliçe limitleri dahilinde sigorta şirketinin sorumlu bulunduğunu, müvekkillerinin ortak murisi olan …’in 1964 doğumlu olup, genç yaşta 2003 yılında 39 yaşında iken emekli olduğunu, ölümünden önce … adlı bir şahıs adına aldığı kamyoneti ile nakliye işi yapmaya devam ettiğini, müteveffanın emekli olduktan sonra bir kenara çekilmiş olmayıp aktif çalışma hayatına devam ettiğini, müteveffanın eşi Gül ile çocuklarının destekten yoksun kaldıklarını, ayrıca manevi çöküntü ve ızdırap yaşadıklarını beyanla davacı … ve çocukları Serpil ve … yönünden 1.000,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatının sigorta şirketi yönünden başvurunun yapıldığı 08/07/2009 tarihinden itibaren, diğer davalı için haksız fiilin meydana geldiği 04/06/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, tüm davacılar yönünden 5.000,00’er TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 04/06/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Davacı tarafa muris …’ten dolayı emekli maaşı bağlandığını, davacıların murisi …’in emekli olup, herhangi bir başka gelirinin belgelenmediğini, davacı tarafa emekli maaşı da bağlandığından destek kaybına uğranılmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı … yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
B-BİRLEŞEN DAVA
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davacı … tarafından …’a karşı dava açılmıştır.
DAVA:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde; Davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 04/06/2009 tarihinde Bursa istikametinden Yalova istikametine doğru gitmekte iken başka bir araca arkadan çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkilinin babası müteveffa …’in kaza yerinde vefat ettiğini, davacının hayattaki en büyük destekçisi, en çok sevdiği ve inandığı kişiyi kaybetmesi nedeniyle ıstırap dolu günler geçirdiğini ve halen de geçirmeye devam ettiğini beyanla, 7.500,00 TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 04/06/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ayrıca …’in diğer mirasçıları tarafından İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinde 2009/764 Esas sayılı dosyası ile açılan dava ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında açılan davada verilen 26/02/2010 tarih ve K…. sayılı karar ile bu davanın Mahkememizin 2009/764 Esas sayılı dosyasında yürütülen dava ile birleştirilmesine karar verilmiş ve yargılamasına mahkememiz dosyası üzerinden devam edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava; Trafik kazası nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davası olup, birleşen davada manevi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda verilen 05/04/2016 tarih ve E.2009/764 K.2016/265 sayılı karar ile “…1- Asıl davanın maddi tazminat yönünden ıslah olunan şekliyle KABULÜNE,
Toplam 176.882,69 TL nin poliçe limiti olan 150.000,00 TL sinin her iki davalıdan, davalı … şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 03/08/2009 tarihinden, diğer davalı …’dan ise kaza tarihi olan 04/06/2009 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen, geri kalan 26.882,69 TL’nin davalı …’dan kaza tarihi olan 04/06/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline,
2- Davacıların manevi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜ ile
2.500,00 TL’den toplam 10.000,00 TL’nin kaza tarihi olan 04/06/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,…
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
Birleşen davanın KISMEN KABULÜ ile
2.500,00 TL’nin kaza tarihi olan 04/06/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,…” karar verilmiş ve Mahkememiz kararı…Sigorta vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 22/05/2019 tarih ve E.2016/15425 K.2019/6601 sayılı kararı ile “…1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, olayın meydana geliş şekline göre hatır taşıması olmadığının anlaşılmasına göre davalı … vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde BK.nun 44.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Somut olayda; araç sürücüsü …’ın 1,04 promil alkollü olduğu tespit edilmiş, düzenlenen iddianamede araç içerisinde alkol(bira) şişelerinin olduğu anlatılmış, sürücü de, ceza yargılaması aşamasında 17/01/2011 tarihli duruşmada verdiği ifadesinde; olay günü kaza öncesinde araç hareket halindeyken kendisi de destek …’le alkol(bira) içtiklerini belirtmiştir.
Davalı …Ş. Vekili yargılama sırasında müterafik kusur nedeniyle indirim yapılması gerektiğini belirtmiş, mahkemece gerekçeli kararda davalının müterafik kusur nedeniyle indirim yapılması talebinin yerinde görülmediği belirtilmiştir.
1086 Sayılı HUMK’nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK’nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerektiği gibi, HUMK’nun 388/3. maddesi gereğince (HMK 297/c) hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir.
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasası’nın 141/3. maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, Yasa’nın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir.
Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Bu durumda; mahkemece ceza dosyası içerisindeki beyanlar ve savunmalar da gözetilerek davalı …Ş.’nin müterafik kusur savunması üzerinde durularak, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi (818 sayılı BK 44. md.) uyarınca tazminattan %20 oranında indirim yapılması gerekip gerekmediği tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, gerekçesiz olarak davalının müterafik kusur nedeniyle indirim yapılması isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı …Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı …Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA…” karar verilmiş ve Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin anılan kararında, Mahkememizce ceza dosyası içerisindeki beyanlar ve savunmalar da gözetilerek davalı …nin müterafik kusur savunması üzerinde durularak, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52.maddesi (818 sayılı 44.md) uyarınca tazminattan %20 oranında indirim yapılması gerekip gerekmediğinin tartışılarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken gerekçesiz olarak davalının müterafik kusur nedeniyle indirim yapılması isteminin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek Mahkememiz kararının bozulmasına karar verildiği için, bozulmasına karar verilen kısım hakkında bozma kararında belirtilen hususlar dikkate alınarak inceleme ve değerlendirme yapılmıştır.
04/06/2009 tarihli Olay Yeri İnceleme Raporunda aracın ön kısmında tampon diye tabir edilen yerin üstünde 1 adet bira şişesi olduğu, yine araç içinde siyah poşet içinde bir kısmı kırılmış bira şişeleri olduğu belirtilmiş ve olay yerinde çekilen fotoğrafta da bira şişesi bulunmaktadır. Dosya kapsamında yer alan 04/06/2009 tarihli Adli Rapor Formunda …’ın alkol durumu 1.04 promil olduğu belirtilmiştir. 09/03/2010 tarih ve … E…. İddianame numaralı iddianamede olay yerinde çekilen fotoğraflar, şüphelinin alkol raporuna göre şüphelinin ölçüm anında 1.04 promil olarak ölçülen alkol raporu, arkadan yavaş gittiğini beyan etmesine rağmen kamyonetin önünde meydana gelen hasar ve kamyonetin içinde bulunan bira şişeleri birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin almış olduğu alkolün etkisi ile aşırı süratli arkadan çarpmasına rağmen araçta büyük bir hasar meydana getirecek şekilde fren yapmadan sarhoş olarak çarpıp bilinçli taksirle maktul …’in ölümüne neden olduğu belirtilmiştir. Yalova … Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada, … 17/01/2011 tarihli duruşmada yaptığı savunmasında olay günü …’le beraber Aydın’dan Adapazarına gittiklerini …plakalı kamyonu kendisinin kullandığını, araçta Bursa’dan sonra araba ile hareket halinde iken bira içtiklerini, kendisinin üç tane içtiğini, …’in kaç tane içtiğini bilmediğini belirtmiştir.
Yalova … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 24/05/2011 tarih ve E….K…. sayılı kararında davalı …’ın taksirle bir kişinin ölümüne neden olduğu ve suçun bilinçli taksirle işlediği belirtilmiştir. Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 10/06/2013 tarih ve E.2012/27719 K.2013/15628 sayılı kararında “Olaydan yaklaşık yarım saat sonra 1.04 promil alkollü olduğu tespit edilen sanığın, idaresindeki kamyonla, meskun olmayan yerde, gece vakti, çift şeritli bölünmüş yolda sağ şeritte seyir halinde iken önünde aynı şeritte ilerleyen kamyona arkadan çarpması sonucu sanığın aracındaki bir kişinin ölümüne tam kusurlu olarak olaya sebebiyet veren sanık hakkında, temel ceza tayin edilirken, kusurunun yoğunluğu ve meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak asgari hadden daha fazla uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmadığı…” belirtilerek Yalova … Asliye Ceza Mahkemesi’nin anılan kararının onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 16/09/2019 tarih ve E.2016/20018 K.2019/8069 sayılı kararında “…Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.Dosya içerisindeki Adli Tıp Kurumundan alınan 26/08/2015 tarihli raporda, müteveffa …’in, araç sürücüsü ile birlikte alkol aldığı, araç sürücüsünün alkollü olduğunu bildiği halde bu araca kendi isteğiyle bindiği, bu vesileyle kendi ölümü ile neticelenen kazada etkenliğinin olduğu ve %10 (yüzde on) oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmış, mahkemece %10 müterafık kusur indirimi yapılarak belirlenen tazminata hükmedilmiştir. Mahkemece müteveffanın müterafık kusurunun bulunduğunun kabulü yerinde ise de, indirimin yetersiz olduğu da savunulmaktadır. Somut olayın özelliği dikkate alındığında, belirlenen zarardan %10 oranında yapılan indirim Dairemiz yerleşmiş içtihatları göz önüne alındığında yukarıda açıklaması yapılan BK’nın 44. maddesinde belirtilen uygun ölçülerin altında olmuştur. Bu itibarla, %20 oranında bir indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir…” denilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 22/05/2019 tarih ve E.2016/15425 K.2019/6601 sayılı kararında da belirtildiği üzere, zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur, Borçlar Kanunu’nun 44.maddesinde (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52.maddesi) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesinde etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise hâkim, tazminat miktarını hafifletebilir veya tamamen kaldırabilir.
Tüm dosya kapsamı değerlendirilmesi ile; Davalı …’ın sevk ve idaresindeki… plakalı aracın …araca arkadan çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacıların murisi …’in vefat ettiği, …’ın alkol oranının 1.04 promil olduğu ve …’ın Yalova … Asliye Ceza Mahkemesi’nde 17/01/2011 tarihli duruşmadaki savunmasında araçta Bursa’dan sonra araba ile hareket halinde iken bira içtiklerini, kendisinin üç tane içtiğini, …’in kaç tane içtiğini bilmediğini belirttiği, nitekim … plakalı araç içerisinde bira şişeleri bulunduğu, …plakalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı dikkate alındığında kazanın oluşmasında hareket halinde olan araç içerisinde alkol alınmasının etkisi olduğu ve bu durumu bilerek araç içerisinde bulunan müteveffa …’in olayın gerçekleşmesinde müterafik kusurunun bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Müterafik kusurun varlığının kabulü halinde ise, Yargıtay’ın yerleşik İçtihatlarında %20 oranında bir indirim yapılması gerektiği kabul edilmektedir. Bu nedenle de tazminat miktarında, Mahkememiz kararını temyiz eden … yönünden %20 müterafik kusur indirimi yapılmasına karar verilmiştir.
Hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği dikkate alındığında, davacı tarafından ıslah edilen ancak müterafik kusur indirimi nedeniyle reddine karar verilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti hükmedilmemesine karar verilmiştir.
Mahkememizin 05/04/2016 tarih ve E.2009/764 K.2016/265 sayılı kararının davacılar ile davalı … tarafından temyiz edilmemiş olması nedeniyle, bu durum dikkate alınarak, davalı … yönünden Mahkememizin 05/04/2016 tarih ve E.2009/764 K.2016/265 sayılı kararında hümedilen yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I- ASIL DAVA YÖNÜNDEN:
1- Davacı …’in, 121.089,40-TL’sı destekten yoksun kalma tazminat talebinin her iki davalıdan, davalı … şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 03/08/2009 tarihinden, diğer davalı …’dan ise kaza tarihi olan 04/06/2009 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen, geri kalan 30.272,35-TL’sinin davalı …’dan kaza tarihi olan 04/06/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline,
2- Davacı …’in, 9.008,95-TL’sı destekten yoksun kalma tazminat talebinin her iki davalıdan, davalı … şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 03/08/2009 tarihinden, diğer davalı …’dan ise kaza tarihi olan 04/06/2009 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen, geri kalan 2.252,23-TL’sinin davalı …’dan kaza tarihi olan 04/06/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline,
3- Davacı …’in, 11.407,79-TL’sı destekten yoksun kalma tazminat talebinin her iki davalıdan, davalı … şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 03/08/2009 tarihinden, diğer davalı …’dan ise kaza tarihi olan 04/06/2009 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen, geri kalan 2.851,94-TL’sinin davalı …’dan kaza tarihi olan 04/06/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline,
4- Davacıların manevi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜ ile, …’in 2.500,00 TL‘sı, …’in 2.500,00 TL‘sı, …’in 2.500,00 TL‘sı …’in 2.500,00-TL’sı manevi tazminat talebinin kaza tarihi olan 04/06/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline,
5-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 12.765,95 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan ( 310,50 TL Peşin Harç + 3.003,63 TL Islah Harcı ) 3.314,13 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.451,82 TL harcın, 3.099,67 TL’lik kısmının davalı …’dan, geri kalan 6.352,15 TL’lik kısmının ise davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7- Dava açıldığında davacılar tarafından yatırılan ( 310,50 TL Peşin Harç + 3.003,63 TL Islah Harcı ) 3.314,13 TL harcın davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine,
8-Davacılar kendini vekil ile temsil ettirdiklerinden, (Mahkememizin 05/04/2016 tarih ve E.2009/764 K.2016/265 sayılı kararının davacılar ile davalı … tarafından temyiz edilmediği dikkate alınarak), karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maddi tazminata ilişkin olarak hesap ve takdir olunan 17.393,08 TL vekalet ücretinin davalıların sorumlu oldukları maddi tazminat miktarı ve Mahkememizin 05/04/2016 tarih ve E.2009/764 K.2016/265 sayılı kararının davacılar ile davalı … tarafından temyiz edilmediği dikkate alınarak 16.592,96 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 830,12 TL’sinin ise davalı …den tahsili ile davacılara verilmesine,
9-Davacılar kendini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul olunan manevi tazminata ilişkin olarak, Mahkememizin 05/04/2016 tarih ve E.2009/764 K.2016/265 sayılı kararının davacılar ile davalı … tarafından temyiz edilmediği dikkkate alınarak, 1.800,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacılara verilmesine,
10-Davacılar tarafından bu dava nedeniyle yapılan aşağıda dökümü yazılı 701,60 TL’nin davalılardan ve 53,5 TL’nin davalı …den tahsili ile davacılara verilmesine,
11-HMK 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası yatırana iadesine,
I- BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN:
1-Birleşen davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davacı …’ın 2.500,00 TL‘sı manevi tazminat talebinin kaza tarihi olan 04/06/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 170,77 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 111,40 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 59,37 TL harcın davalı …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dava açımında davacı tarafından yatırılan 111,40 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul edilen kısım üzerinden hesap ve takdir olunan 1.800,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından bu dava nedeniyle yapıldığı belgelendirilen 17,15 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,

Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Yargıtay ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların temyiz yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, davacı vekilinin yüzüne, davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 12/02/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)