Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/557 E. 2020/510 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/557 Esas
KARAR NO : 2020/510
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 27/12/2011
KARAR TARİHİ : 29/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 18/06/2010 tarihli brokerlik sözleşmesi imzalandığını ve bu sözleşmenin 24/11/2011 tarihinde feshedildiğini, müvekkil şirket kayıtları üzerinde yapılan incelemeler sonucunda brokerin müvekkili şirkete 24.313,37-TL borcu bulunduğunun tespit edildiğini beyan ederek; tahsilde tekerrür olmamak ve fazlaya dair hakları mahfuz tutulmak kaydı ile şimdilik; 24.313,37-TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Taraflar arasında imzalandığı iddia edilen 18/06/2010 tarihli brokerlik sözleşmesinden bahsedildiğini, ancak dava dilekçesinin aksine, müvekkili şirket ile davacı arasında akdedilmiş, usulüne uygun, yazılı brokerlik sözleşmesinin mevcut olmadığını, dava dilekçesinin ekinde sunulan ve 2 sayfadan ibaret olduğu görülen 18/06/2010 tarihli “PROTOKOL” başlıklı yazının1/1 sayfasına bakıldığında; altında herhangi bir imzanın görülmediğini altında imza olmayan bir belgenin geçeriliğinin olamayacağını ve kabul etmediklerini, 2/2. Sayfasında ise “BROKER” yazılı kısmı altında, kaşe ve kaşe üzerindeki imzanın, müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, taraflar arasındaki brokerlik sözleşmesinin 24/11/2011 tarihinde feshedildiğinin bildirilmesine rağmen, bu fesihten müvekkili şirketin dava sonrası haberinin olduğunu, geçerliliği olmayan sözleşmenin feshinden söz edilemeyeceğini, yine dava dilekçesinde müvekkili şirketin 24.313,37-TL borcu olduğundan bahsedildiğini, bu borcun nereden kaynaklandığının belli olmadığını, müvekkili şirketin defter ve kayıtlarında böyle bir alış veriş veya borcun mevcut olmadığını, davacı tarafın bu borcu yazılı belge ile kanıtlamak zorunda olduğunu beyan ederek; hukuki ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacının Brokerlik Sözleşmesinden kaynaklanan alacağının davalıdan tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır.
Taraflarca delil olarak; Brokerlik Sözleşmesi, fesihname, sirküler örnekleri, ticaret sicil kayıtları, bilgi ve belgeler, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplandığı ve bilirkişi raporu alındığı görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; 18/07/2013 tarih ve 2011/514 Esas 2013/153 Karar sayılı karar ile davanın kısmen kabulü ile; 22.082,24 TL’nin dava tarihi olan 27/12/2011 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 2013/… Esas- 2014/… Karar sayılı ve 09/04/2014 tarihli ilamıyla; “Dava, brokerlik sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, davacı 18.06.2010 tarihli protokole dayanmış ve poliçeler sunmuş, davalı vekili bu belgelerdeki imzaların şirket yetkilisine ait olmadığını, protokolün ön sayfasında da imza bulunmadığını savunmuş, bilirkişi incelemesinde dava konusu alacağa ilişkin davalının ticari defterlerinde bir kayda rastlanmamıştır. Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; davalının savunması karşısında yeterli inceleme yapılmadan sonuca varılmıştır. Bu itibarla, mahkemece, davalının savunması üzerinde durularak protokoldeki ve gerektiğinde poliçelerdeki imzaların davalı yetkilisine ait olup olmadığı konusunda, uzman bilirkişi raporu alınarak taraflar arasında, dava konusu alacağın temelini teşkil eden brokerlik sözleşmesinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve sigortacılıkta uzman ve sigorta muhasebecisi bilirkişinin de yer aldığı heyetten rapor alındıktan sonra diğer tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiş ve dosyanın 2014/1421 sayılı Esas kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce 2014/1421 Esas sayılı dosyasından yapılan yargılama sonucunda; 27/02/2018 tarih ve 2014/1421 Esas 2018/164 Karar sayılı karar ile davanın kabulü ile; 23.313,37 TL’nin dava tarihi olan 27/12/2011 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davalının temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 2018/… Esas- 2019/… Karar sayılı ve 20/06/2019 tarihli ilamıyla; ”Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde 24.313.37 TL alacağın davalıdan tahsili istenmiş, yerel mahkemenin 2011/514 esas, 2013/153 karar sayı ve 18.07.2013 günlü karar ile davanın 22.082.24 TL yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairenin bozma ilamına yerel mahkemece uyularak 24.313.37 TL yönünden kabul edilmiştir. Yerel mahkemenin davanın kısmen kabulüne ilişkin 18.07.2013 günlü ilk karar sadece davalı tarafça temyiz edilmiş olup, mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra usuli kazanılmış hakların ihlali sonucu davanın tam kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın re’sen bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiş ve dosyanın 2019/557 sayılı Esas kaydı yapılmıştır.
GEREKÇE :
Tarafların iddia savunmaları ile toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, Yargıtay bozma ilamı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, Brokerlik sözleşmesinden sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında uyuşmazlık sözleşmenin geçerli olup olmadığı ve varsa alacağın miktarı konusundadır. 18/06/2010 tarihli Brokerlik sözleşmesini davalı şirket adına … ‘ın imzaladığı ve davalı şirket yetkilisinin … olduğu taraflar arasında tartışmasızdır. Ancak yetkisiz davalı şirket çalışanı … ‘ın imzaladığı sözleşme sonucu, davalı şirketin Brokerlik işlemlerini yaptığı, sözleşme koşullarına uyarak işlem gerçekleştirdiği, bu şekilde doğan işlemlerin davalı şirket ticari defter ve kayıtlarına işlendiği, davacı …Ş.’nin 01/04/2011 tarihi itibari ile davalı … Ltd. Şti.’nden 24,439,00-TL alacaklı olduğu alınan 26/07/2017 tarihli bilirkişi heyet raporu ile tespit edilmiştir. Bu tespit gereğince davalı şirketin fiilen sözleşmeyi kabul edip uygulamasına rağmen sözleşmedeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı gerekçesiyle geçersizlik iddiası; hakkın kötüye kullanımı olarak görülmüş, davalının Türk Medeni Kanunu’nun 2 nci maddesi gereğince iyiniyetli basiretli tacir olarak davranmadığı takdir edilmiştir. Davacı tarafın, davalı taraftan talebiyle bağlı kalınarak ve 18.07.2013 günlü ilk karar sadece davalı tarafça temyiz edilmiş olup, davalı tarafın usuli kazanılmış hakkı korunarak 22.082,24-TL alacaklı olduğu sabit görülmüş davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
22.082,24 TL’nin dava tarihi olan 27/12/2011 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.508,44-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 361,10 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.147,34- TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına.
3-Davacı tarafça yatırılan 361,10-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.231,13-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 2.950,00-TL bilirkişi ücreti ve 390,50-TL posta gideri olmak üzere toplam 3.340,50-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 3.033,96-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 163,00-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 14,96-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, geri kalan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-HMK. 333. md. uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası talepleri halinde taraflara iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde YARGITAY’a hitaben yazılacak dilekçeyle TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi. 29/09/2020

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪