Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/529 E. 2021/884 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/529 Esas
KARAR NO : 2021/884

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2019
KARAR TARİHİ : 10/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davacı vekili, davalı ile davacı arasında 25.01.2017 tarihinde 5 yıllık Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, davacının sözleşmeye göre davalı şirkete otogaz ürünleri ikmal edeceğini, davalı şirketin de davacıdan aldığı ürünleri kendi istasyonlarında satacağı, dağıtım şirketlerinin bayiler arasında imzalanan sözleşme setlerinde dağıtım şirketlerinden belli bir oranda ürün almayı taahhüt ettiğini, ürün alım taahhütnamesine göre yıllık asgari 110 ton ( anlaşma süresince 550 ton ) otogaz ürününü satın almayı kabul ve taahhüt ettiğini, anlaşma süresinin hitamında her bir yıllık sürenin sonunda eksik kalan miktar üzerinden ton başına 70 usd tutarında ödeme gününde uygulanan Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığında kar mahrumiyeti ödemeyi davalının kabul ettiğini, 13.12.2016 dan 31.07.2019 tarihine kadar davalı eksik ürün alarak cezai şartın doğumuna sebebiyet verdiğini, davalının 229 ton eksik ürün aldığını, ton başına cezai şart uygulandığında 16.030,00 USD olarak hesaplandığını belirterek otogaz ürün alım taahhüdüne aykırılıktan doğan cezai şart olarak şimdilik 10.000 TL nin sözleşmesel faiz/ticari temerrüt faiziyle beraber davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesin talep etmiştir.
Davalı tarafın cevap dilekçesi özetle; Dosya incelemesinde davalının cevap dilekçesi sunmadığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi olarak görevlendirilen Akaryakıt ve LPG Sektör Uzmanı …, Borçlar Mev. Kayn.Nit. Hes. Uzmanı … ve mali Müşavir … tarafından sunulan 29/07/2020 tarihli bilirkişi raporu özetle;
Dava konusunun; taraflar arasında imzalanan 25.01.2017 tarihli Bayilik Alım Sözleşmesi, Ürün Alım Taahhütnamesi ve Bayilik Protokolüne istinaden davacı şirketin fazlaya ilişkin her türlü hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla, Bayilik Protokolü uyarınca tahakkuk eden cezai şart alacağının şimdilik 10.000 TL nin sözleşmesel faiz ve/ticari temerrüt faiziyle beraber davalıdan tahsiline, vekalet ücreti ve dava giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi isteminden ibaret olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının 2016 ve 2017 yıllan ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu,
Davacının 2016 ve 2017 yılları Yevmiye defterlerinde yapılan inceleme neticesinde, davalı ile olan cari hesap hareketlerini ticari defterlerine usulüne uygun olarak kaydetmiş olduğu,
Davacının davalıdan 20.08.2019 tarihi itibari ile toplam 51.59 TL cari bakiye alacağının olduğu,
Davalının 13.12.2016 dan 31.07.2019 tarihine kadar taahhüdüne göre eksik ürün aldığı,
Taraflara arasında imzalanan ürün Alım Taahhütnamesi a) bendine göre ;229,17 ton eksik alım için 70 USD cezai şart uygulandığına davacın davalı yandan Toplam 16.041,67 USD alacağının olduğu
Davacının cezai şart alacağını ilgili yıllarda talep ettiğine ilişkin dosyada fatura ya da bir ihtarnameye rastlanmadığı, bu nedenle cezai şart alacağı istenip istenmeyeceği konusunda takdirin mahkemenize ait olmakla birlikte;
Sözleşme İmza tarihi 25.01.2017 ile 31.07.2019 EPDK tarafından lisansın İptal edilmesinin dahil olduğu dönem arasında eksik tonaj alımından kaynaklanan cezai şart hesaplaması USD karşılığı Ürün Alım Taahhütnamesi a) bendi gereğince 31.07,2019 sözleşmenin fesih tarihindeki TCMB Döviz satış kuru üzerinden (1 USD /5,54 TL)’den 16.041,67 USD = 88.870,85 TL olarak hesaplandığı,
Sayın mahkemenizce “Kar mahrumiyeti” olarak kabul edilmesi ve tazminat hesabı istenmesi halinde davacının gelir tablolarının dosyaya intikalinin sağlanması ile ilgili yıllarda elde ettiği kar üzerinden eksik ton başına fiili kar mahrumiyetinin hesaplanabilmesinin mümkün olabileceği, kanaatiyle rapor tanzim edilmiştir.
30/11/2020 tarihli ek rapor; TAAHHÜTNAME” kapsamında eksik satıştan kaynaklı 70 USD/TON LPG olmak üzere toplam 16.041,67 USD’ nin talep edilip edilemeyeceği, tarafların kök rapora yapmış oldukları itirazların değerlendirilmesi sonucunda; Kök raporda yazılı olan sektörel görüşlerini değiştirecek bir husus içermemesi sebebiyle, işbu ek raporda sektörel değerlendirme ile kök rapordaki görüşlerinin muhafaza edildiği belirtilmiştir.
02/02/2021 tarihli ek rapor; Yapılan açıklamalar ve ihtarname tarihleri ve ihtarname içeriklerinde ifade edilen “kar mahrumiyeti” kapsamında davacı vekilinin taahhüde dayalı eksik ürün karşılığı Cezai Şart talebinin Hukuki tavsifi Sayın Mahkemeye ait olduğu, belirtilmiştir.
Bilirkişi … tarafından sunulan 02/02/2021 tarihli ek rapor;Kök ve Ek raporda detaylı olarak yazılı sektörel değerlendirmesini muhafaza ederek aynen tekrar ettiğini ve ilave edeceği sektörel bir husus bulunmadığını, Sayın Mahkeme Cezai şartın ödenmesi yönünde karar oluşturması halinde;
Davalının kayıtlı olduğu … MAL MÜDÜRLÜĞÜ tarafından gönderilen davalının mali kayıtları ve
Davacı vekilinin talebi doğrultusunda, Cezai Şart’ın Davalının ekonomik olarak mahvına sebep olup olmayacağı konusu uzmanlık alanı dışında olduğundan, uzman mali bilirkişi tarafından değerlendirilip Sayın Mahkemenin takdirine sunulması gerektiği belirtilmiştir.
Bilirkişi İpek Kılınç tarafından sunulan 04/08/2021 tarihli ek rapor; Kök ve her iki ek rapor davalının eksik ürün alımı nedeniyle doğumuna sebep olduğu cezai şartın 16.041 USD olduğunu hesaplandığı, dava dosyasında bulunan davalının 5 yıl süre ile Kurumlar Vergi Beyannamesi incelendiğinde 5 yıl boyunca zarar ettiğinin görüldüğü, Cezai şartın ödenmesinin davalının mahvına sebep olup olmayacağı hususunda Taktir Sayın Mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi … ve … tarafından sunulan 18/10/2021 tarihli ek rapor; Taahhüt edilen yıllık ton alımı ile ilgili yapılan hesaplama;
Davalı taraf yıllık 110 ton ürün almayı taahhüt etmiş olmasına rağmen 31.07.2019 tarihine kadar 55 ton ürün almıştır; bu durumda eksik ton başına taraflar arasında imzalanan Ürün Alım Taahhütnamesine göre davalının eksik ton başına 70-USD ödeme yapılacağı kabul ve taahhüt edildiği görülmüştür.
Sözleşmenin hüküm ifade etmeye başladığı 25.01.2017 tarihi itibari ile geçen sürede davalının yıl tonaj alım taahhüdüne uymadığı görülmüştür.
13.12.2016 dan 31.07.2019 tarihine kadar davalı eksik ürün alarak cezai şartın doğumuna sebebiyet vermiş olup, davalının eksik ton alımı ile ilgili tablo aşağıda hesaplanmıştır;
TARİH
TAAHHÜT EDİLEN TON
ALINAN TON
EKSİK
TON
KAR
MAHRUMİYETİ
TOPLAM
USD
2017 YILI
110,00
26,83
110,00
70,00
2018 YILI
110,00
23,28
110,00
70,00
31/07/2019
64,17
4,91
59,26
70
284,17
55,00
229,17
70
16.041,67
229 ton eksik ürün aldığını, ton başına cezai şart uygulandığında 16.041,67 USD olarak hesaplanmıştır.
Cezai şartın ödenmesinin davalının mahvına sebep olup olmayacağı hususunda davalı şirketin son 5 yıllık Kurumlar Vergi Beyannamesi ve Gelir Tablosu incelenmiştir.
2016 yılında 116.668,28 TL zarar,
2017 yılında 80.075,27 TL zarar,
2018 yılında 9.813,28 TL zarar,
2019 yılında 46,01 TL zarar,
2020 yılında 75.190,51 TL zarar etmiş olduğu görülmüştür,
Taktir Sayın Mahkemenin olmakla birlikte ; Son 5 yıl boyunca zarar eden bir şirketin cezai şart ödemesinin şirketin mahvına sebep olacağı yönünde kanaatlerini belirmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava, bayiilik sözleşmesindeki asgari alım taahhüne uyulmamasından kaynaklanan cezai şart alacağına ilişkindir.
Alınan bilirkişi raporunda; Davacının 2016 ve 2017 yıllan ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunun, davalı ile olan cari hesap hareketlerini ticari defterlerine usulüne uygun olarak kaydetmiş olduğunun, davacının davalıdan 20.08.2019 tarihi itibari ile toplam 51.59 TL cari bakiye alacağının olduğunun, davalının 13.12.2016 dan 31.07.2019 tarihine kadar taahhüdüne göre eksik ürün aldığının, taraflar arasında imzalanan ürün Alım Taahhütnamesi a) bendine göre ;229,17 ton eksik alım için 70 USD cezai şart uygulandığına davacın davalı yandan toplam 16.041,67 USD alacağının olduğunun, davacının cezai şart alacağını ilgili yıllarda talep ettiğine ilişkin dosyada fatura ya da bir ihtarnameye rastlanmadığı, bu nedenle cezai şart alacağı istenip istenmeyeceği konusunda takdirin mahkemede olduğunun, sözleşme İmza tarihi 25.01.2017 ile 31.07.2019 EPDK tarafından lisansın İptal edilmesinin dahil olduğu dönem arasında eksik tonaj alımından kaynaklanan cezai şart hesaplaması USD karşılığı Ürün Alım Taahhütnamesi a) bendi gereğince 31.07,2019 sözleşmenin fesih tarihindeki TCMB Döviz satış kuru üzerinden (1 USD /5,54 TL)’den 16.041,67 USD = 88.870,85 TL olarak hesaplandığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/3027 Esas sayılı kararında da belirtiliği üzere; Davacının, dönemsel ifa ile ilgili karşı tarafın edimini tam olarak yerine getirmemesine rağmen müteakip yıllar ihtirazi kayıt koymadan mal teslim etmesi zımnen haktan feragat anlamına gelmekte ise de taraflar arasındaki sözleşme ve buna ilişkin bayililik protokolünün h. maddesinde “… … AŞ tarafından yazılı feragatname verilmedikçe … … AŞ’nin herhangi bir hak ve alacağından feragat etmiş sayılmayacağı ” hükmü yer aldığından yeni mal tesliminin sözleşmenin eylemli olarak tadil edildiği anlamına gelmeyeceği, kaldı ki davacı tarafından 20.03.2018 tarihli ve 29.01.2019 tarihli ihtarlarda ihtirazı kayıt belirtilmiş olduğundan bilirkişi raporlarındaki ihtirazı kayıtlara ilişkin kısımlara bu nedenle itibar edilmemiştir.
Son alınan ek raporda bilirkişiler “Son 5 yıl boyunca zarar eden bir şirketin cezai şart ödemesinin şirketin mahvına sebep olacağı “yönünde kanaatlerini belirtmişlerdir.
İstanbul BAM 43. Hukuk Dairesi’nin 2020/86 Esas sayılı kararında da belirtildiği üzere;Dava tarihinde yürürlükte bulunan ve somut olayda uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın 22. maddesine göre, tacir sıfatına haiz bir borçlu fahiş olduğu iddiasıyla cezai şarttan indirim yapılmasını mahkemeden isteyemez. Ancak, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında kabul edildiği üzere, cezai şartın fahişliği borçlunun ekonomik mahvına sebep olacak nitelikte ise borçlunun talebi halinde bu hususun değerlendirilmesi gerekir (Bkz. Yargıtay 19 HD, 10/12/2019 tarih, 2018/3597 -2019/5492 E.K sayılı ilamı). Davalının somut olayda böyle bir savunması olmadığından, bilirkişi raporundaki bu kısma da itibar edilmemiştir.
Davalının bayiilik sözleşmesindeki asgari alım taahhüne uymadığı, davacının cezai şart isteminin yerinde olduğu ve bilirkişi raporuyla da tespit edildiği anlaşıldığından, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, 10.000-TL’nin 19/08/2019 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 683,10-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL peşin harç ve 126,40-TL tamamlama harcı toplamı 170,80-TL harçtan mahsubu ile ile eksik kalan 512,30-TL harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.320,00-TL’sı arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 215,20-TL ilk gider, 2.250,00-TL bilirkişi ücreti ve 343,78-TL posta gideri olmak üzere toplam 2.808,98-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK.’nun 333. maddesinin “Hükmün kesinleşmesinden sonra mahkeme kendiliğinden, yatırılan avansın kullanılmayan kısmının iadesine karar verir. Bu kararın tebliğ gideri iade edilecek avanstan karşılanır” hükmü uyarınca yatırılan avansın bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, davalının yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır