Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/513 E. 2020/557 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/513
KARAR NO : 2020/557
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/11/2017
KARAR TARİHİ : 06/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı … arasında “hava kargo ile ithalat yükleme talimatı” sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmeye göre davalı …’nin müvekkilinin 17.670,00-USD değerindeki malını Amerika’dan Türkiye’ye “ali risk nakliyat sigortası” kapsamında nakliyesini yapacağını, aktarmalı olarak gerçekleşecek nakliyede varış tarihinin 20.05.2017 olarak bildirildiğini, müvekkilinin mal alımına ilişkin … Tersanesi Komutanlığı ile yapmış olduğu sözleşme kapsamında Amerika’dan getirteceği malı 29.05.2017 tarihinde teslim etmesi gerektiğini, bu sürenin geçirilmesi halinde sözleşme kapsamında cezai şart öngörüldüğünü, müvekkilinin bu süreyi dikkate alarak nakliye konusunda … şirketiyle anlaştığını, 22.05.2017 tarihinde … tarafından malın yüklemesinin yapıldığı sırada hasar gördüğünün belirlendiğini, ilgili havayolu … … tarafından hasar tutanağı hazırlandığını, bu tutanaktan da anlaşılacağı üzere hasarlı ürünün tamiri mümkün olmadığını, hasarlı ürünün cismen mevcut olsa bile, ondan herhangi bir surette istifade etmenin imkansız hale geldiğini, hasarlı malın zayi olduğunun açık olduğunu ve bu şekilde teslim etmenin mümkün olmadığı için yeni bir ürün sipariş edildiğini ve ürünün 31.05.2017 tarihinde teslim alınabildiğini, havayolunun yükleme aşamasında operasyonel işlemi sırasında hasar gerçekleştiğini ve müvekkilinin bu hasarın sebebiyet verdiği maddi zararları doğrudan talep etme hakkı olduğunu, zararın giderilmesi için davalı tarafından yapılan sigorta gereğince talep edildiğini ancak geri dönüş olmadığını beyan ederek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla hasarlı ürün mal bedeli 65.069,78-TL, nakliye tutar farkı 9.936,20-TL, vergi farkı 1.657,04-TL, gecikmeden dolayı müvekkilinin ödediği cezai şart tutan 5.329,80-TL olmak üzere toplam 81.992,82-TL’lik maddi zarar alacağının davalıdan faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin dava konusu taşıma işinde fiili taşıyıcı sıfatına haiz olmadığını, Motreal Sözleşmesi 18.maddesine göre zarara sebep olan olayın tava taşıyıcının sorumluluğunda olduğunu ve hasarın varlığını kabul anlamına gelmemekle … … ve hasar tutanağı ile sabit olduğu üzere; yükün taşınmasının … logistics ıntemational’in sorumluğundayken … … … uçağına yüklenmesi sırasında hasara uğramış olup, sorumluluğun … ‘aait olduğunu, müvekkilince taşıması yapılacak emtianın kargo uçağına yüklenmesi esnasında hasarlandığım ve yeni bir taşıma organizasyonu yapılarak müvekkilince taşıma talebine konu gönderinin tam ve eksiksiz olarak alıcısına teslim edildiğini, davalı müvekkilinin hiçbir suretle teslim tarihi taahhüdünde bulunmadığını,davacının her ne kadar gönderinin 20.05.2017 tarihinde teslim edilmesi gerektiği şeklindeki yanıltıcı beyanı ile müvekkili tarafından taahhüt edilen tarihte teslim yapılmamış olduğunu ima etmeye çalışsa da bu durumu ispat edemediğini, davacının tek taraflı olarak fotoğraflara istinaden ürünün kullanılmaz hale geldiğini iddia etse de bunu ispatlayacak delil sunmadığını, tazmin sorumluluğundan bahsedilebilmesi için müvekkili şirketin zararın oluşmasında kusurunun bulunması ve zarar ile bu kusur arasında illiyet bağının bulunması gerektiğini, gönderinin paketlenmesi ve etiketlenmesinin taşıyıcının yükümlülüğünde olmadığını, davacının taleplerinin fahiş olduğunu bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davacı tarafça davalı ile yapılan sözleşme kapsamında davalı tarafından yapılan yükleme sırasında dava konusu malın hasarlanması nedeniyle oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Dosya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/04/2019 tarih 2017/… esas 2019/… karar sayılı yetkisizlik kararı ile mahkememize tevzi edilmiştir.
Yetkisiz mahkeme olan … Asliye Ticaret mahkemesi tarafından dosyanın bilirkişiye tevdi ile uyuşmazlık konusunda rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verildiği, Öğr. Gör. Dış Ticaret ve Finansman Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Uzmanı Bilirkişi … tarafından sunulan 29/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Dava konusu taşıma işindeki kargonun, davalı sözleşmeli taşımacı … firmasının sorumluluğunda olan taşıma sırasında hasarlandığı, Hasarın taşıma sonlanmadan önce, davalı firma tarafından davacı firmaya bildirilmesi sonucunda davacının hasardan haberi olduğu, davalının hasardan haberi olduğu için ayrıca ihbar edilmesine gerek olmadığı, davalı taraf ile davacı taraf arasında hasar sonrası yapılan mail yazışmalarının, hasrın ihbarı anlamındaki süreye riayet edildiğine karine oluşturduğu, Dava konusu uyuşmazlıkta uygulanacak olan Montreal Konvansiyonu 45. Maddesi hükmüne ve bu konuda yerleşik olan yüksek yargı kararlarına göre davacının taşıma işinde uğradığı zararlarından dolayı davalı anlaşmalı taşımacıya husumet yöneltilebileceği, Davacının meydana gelen zararının, hasarlı ürün mal bedeli olarak 17.670,-USD karşılığı (13.04.2017 tarihli ödeme günü kur karşılığı 1 USD=3,6825TL olduğundan 17.670X3.6825=) 65.069,78TL olduğu, hasarlı olup kendisine teslim edilemeyen, ancak bedelini ödediği mal tutarı olan 65.069,78TL yi davalıdan talep edebileceği, Navlun farkı olarak, iki yükleme için verilen teklif arasında 2.825,-USD tutarında arada bir fark olduğu, ikinci navlundaki bu farkın TL karşılığı için faturada uygulanan kurun geçerli olacağı göz önüne alındığında, (2.825,-USD X 3,5769 = ) 10.104,74TL farkın oluştuğu, ancak taleple bağlılık ilkesi gereğince, davacının dava dilekçesinde talebi olan Nakliye Tutar farkı 9.936,20TL olduğundan, bu tutarı davalıdan talep edebileceği, Davalının sorumluluğunda yapdan taşıma işindeki gecikmeden dolayı davacının müşterisine ödediği sabit olan cezai şart tutarı 5.329,80TL nı davalıdan talep edebileceği, Navlun fiyat farkından dolayı ödenecek gümrük vergisi matrahının yükselmesi ile, 141,52TL tutarında fazladan ödenen Gümrük Vergisini talep edebileceği, davacının fazladan ödediğini iddia ettiği KDV tutarını ise bu vergi türünün mahsup edilebilir türde olması nedeniyle talep edilemeyeceği, Davacının toplam olarak, davalının sorumlu olduğu 80.477,30TL tutarında zararını davabdan talep edebileceği kanaati bildirilmiştir.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazları nazara alınarak dosyada rapor hazırlayan bilirkişi …’in yanına gemi makina mühendisi … ve sigorta bilirkişisi … ‘ın eklenmesi ile rapor ibrazının istenmesine karar verildiği, bilirkişiler tarafından sunulan 12/08/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda; Hasarın taşıma sonlanmadan önce, davalı firma tarafından davacı firmaya bildirilmesi sonucunda davacının hasardan haberi olduğu, davalının hasardan haberi olduğu için ayrıca ihbar edilmesine gerek olmadığı, davalı taraf ile davacı taraf arasında hasar sonrası yapılan mail yazışmalarının, hasrın ihbarı anlamındaki süreye riayet edildiğine karine oluşturduğu, Dava konusu uyuşmazlıkta uygulanacak olan Montreal Konvansiyonu 45. Maddesi hükmüne ve bu konuda yerleşik olan yüksek yargı kararlarına göre davacının taşıma işinde uğradığı zararlarından dolayı davalı anlaşmalı taşımacıya husumet yöneltilebileceği, Davacının meydana gelen zararının, hasarlı ürün mal bedeli olarak 17.670,-USD karşılığı (13.04.2017 tarihli ödeme günü kur karşılığı 1 USD=3,6825TL olduğundan 17.670X3.6825=) 65.069,78TL olduğu, hasarlı olup kendisine teslim edilemeyen, ancak bedelini ödediği ve tarafımızca kadri maruf bulunan mal tutarı olan 65.069,78TL yi davalıdan talep edebileceği, Navlun farkı olarak, iki yükleme için verilen teklif arasında 2.825,-USD tutarında arada bir fark olduğu, ikinci navlundaki bu farkın TL karşılığı için faturada uygulanan kurun geçerli olacağı göz önüne alındığında, (2.825,-USD X 3,5769 = ) 10.104,74TL farkın oluştuğu, ancak taleple bağlılık ilkesi gereğince, davacının dava dilekçesinde talebi olan Nakliye Tutar farkı 9.936,20TL olduğundan, bu tutarı davalıdan talep edebileceği, Davalının sorumluluğunda yapılan taşıma işindeki gecikmeden dolayı davacının müşterisine ödediği sabit olan cezai şart tutarı 5.329,80TL’nin davalıdan talep edebileceği, Navlun fiyat farkından dolayı ödenecek gümrük vergisi matrahının yükselmesi ile, 141,52TL tutarında fazladan ödenen Gümrük Vergisini talep edebileceği, davacının fazladan ödediğini iddia ettiği KDV tutarını ise bu vergi türünün mahsup edilebilir türde olması nedeniyle talep edilemeyeceği, Davalının Montreal Konvansiyonuna göre sorumluluk sınırının hesap edildiği ve her halükarda davacı talebinin bu sınırın altında kaldığı, Davacının toplam olarak, davalının sorumlu olduğu 80.477,30TL tutarında zararını davalıdan talep edebileceği kanaati bildirilmiştir.
Davalı vekili tarafından cevap dilekçesi ile pasif husumet ve hak düşürücü süre itirazında bulunulmuş ise de dosya kapsamı nazara alındığında pasif husumet ve hak düşürücü süre itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Taraflar arasında davacının … Tersanesi Komutanlığı ile yapmış olduğu sözleşme kapsamında 17.670,00-USD değerindeki Amerika’dan Türkiye’ye getirteceği emtiasını “Hava Kargo ile İthalat yükleme talimatı” sözleşmesi uyarınca davalı …’nin “All risk nakliyat sigortası” kapsamında aktarmalı olarak 3.975,-USD ye nakliyesi hususunda anlaşılmış olup aktarmalı olarak gerçekleşecek nakliyede varış tarihinin 20.05.2017 olarak kararlaştırıldığı
… Tersanesi Komutanlığı ile yapmış olduğu sözleşme kapsamında Amerika’dan getirtirileceği ve malın 29.05.2017 tarihinde teslim edilmesi gerektiği, bu sürenin geçirilmesi halinde sözleşme kapsamında cezai şart öngörüldüğü, müvekkilinin bu süreyi dikkate alarak nakliye konusunda … şirketiyle anlaştığı, 22.05.2017 tarihinde … tarafından malın yüklemesinin yapıldığı sırada hasarlanması ile ilgili havayolu … … tarafından hasar tutanağı düzenlendiği dosya kapsamında uyuşmazlık konusu olmayıp uyuşmazlık konularının; davalı tarafın taşımasını üstlendiği emtianın taşıma sırasında hasarlanıp hasarlanmadığı, hasarın süresinde ihbar edilip edilmediği, davalıya zarar nedeni ile husumet yöneltilip yöneltilmeyeceği, meydana gelen zararın tutarı ve davalının sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise miktarının ne olduğunun hususlarında olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça davaya konu emtianın davalı tarafça havayolu ile taşınması sırasında hasarlanması üzerine, aynı emtianın yeniden hazırlanarak havayolu ile taşınması ve alıcısına teslim edilmesi sırasında tekrar ürün siparişi nedeni ile 17450,00 USD karşılığı 64.069,78 TL ,nakliye tutar farkı olarak 2.825,00 USD karşılığı 9.936,20 TL, vergi tutar farkı olarak 1.657,04 TL gecikmeden dolayı ödenmek zorunda olunan cezai şat bedeli olarak 5.329,80 TL olmak üzere toplam 81.992,82 TL katlandığı iddia ettiği zararları davalı anlaşmalı taşıyıcı firmadan rücuen tahsili talep edilmektedir.
Davaya konu uyuşmazlık uluslararası bir hava taşımasında meydana geldiği için, 12.10.1929 tarihinde Varşova’da imzalanan, Türkiye Cumhuriyeti’nin de taraf olduğu 28.09.1955 tarihli … Protokolü ile değişen ve Türkiye açısından 01.03.1977 tarih ve 2073 sayılı kanun ile onaylanıp, Bakanlar Kurulunun 29.08.1977 tarih ve 7/13874 sayılı karan ile 25.06.1978 tarihinde yürürlüğe giren, uluslararası taşımalarm havayolu ile yapılmasında uygulanacak şartlar ve taşıyıcının sorumluluğunun belirlenmesinde yeknesaklığı sağlamaya yönelik düzenlemelerin ve kurallann karara bağlandığı “Uluslararası Hava Taşımacılığına İlişkin Bazı Kuralların Birleştirilmesi Hakkında Sözleşme” kapsamında yani “Varşova Konvansiyonu” hükümleri çerçevesinde belirlenmekte idi. Varşova Konvansiyonunun günümüz koşullarına uygun hale getirilmesi amacıyla 10-28 Mayıs 1999 tarihlerinde Montreal’de yapılan Uluslararası Hava Hukuku Konferansına katılan devletler tarafından imzaya açılan Montreal Sözleşmesi Türkiye tarafından 02.04.2009 tarih ve 5866 sayılı “Havayolu ile Uluslararası Taşımacılığaİlişkin Belirli Kurallann Birleştirilmesine dair Sözleşmenin Onaylanmasının uygun bulunduğu Kanun” şekliyle 14.04.2009 tarih ve 27200 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmış, Bakanlar Kumlunun onaylaması ile ”1999 Montreal Konvansiyonu” 26.03.2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu tarihten sonra ise Varşova Konvansiyonu, 1999 Montreal Konvansiyonun kapsamı dışında kalan uluslararası havayolu taşımalarına şartlan bulunduğu takdirde uygulanmaya devam edecektir. Davalı sözleşmeli taşıyanın, davacının dava dışı sigortalısı karşısında somut olaydaki sorumluluğun belirlenmesinde uygulanması gereken hukuk 1999 Montreal Konvansiyonu olmalıdır.
Bu kapsamda davacı ile davalı arasında yapılanava kargo ile ithalat yükleme talimatı” sözleşmesi kapsamında davalı akdi taşıyan konumunda olup uygulanacak olan Montreal Konvansiyonu 45. Maddesi hükmüne göre davacının taşıma işinde uğradığı zararlarından dolayı davalı anlaşmalı taşımacıya husumet yöneltilebileceği ve kusuru oranında sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça hasarlı ürünün 17.670 USD mal bedeli , yükleme navlun bedeli farkı 2.825 USD, Fatura edilen nakliye tutarının yüksek olması nedeni ile fazladan öden 1.657,04 TL vergi ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından uygulanan ceza miktarı bedeli olan 5.329,80 TL talep edilmekte bunlara ilişkin fatura ve dekontlar dosya kapsamına ibraz edilmiştir.
Hasarlı ürüne ait 07.04.2017 tarihli … numaralı alış faturası 17.670 USD miktarlı olduğu görülmüştür.
Somut uyuşmazlıkta ilk kargonun davacı alıcı tarafından hiç alınmadığı, davalı taşımacı tarafından daha önce yazılı olarak bildirilen ve üzerinde mutabık kalınan tarih olan 20.05.2017 tarihinde gelmemesi üzerine 22.05.2017 tarihinde bilgi talebinde bulunan davacıya, davalı tarafından kargonun hasarlandığı bilgisinin 22.05.2017 tarihinde verildiği göz önüne alındığında hasar ihbarını malın alçısına bizzat yapanın davalı sözleşmeli taşıyıcı konumunda bulunan … firması olduğu anlaşılmakla hasar ihbarının yapılı olduğu , dosya kapsamında mevcut 25.05.2017 ve 21.06.2017 tarihli …, şirketi’nden gelen raporda hasarın nakliyeci firmanın takozların ucunda bulunan delikleri kullanmadan forklift bıçağının yanlış konumlanmasından dolayı emtianın ağırlık merkezinin değişmesi sonucu düştüğü ve hasarlandığının belirlendiği, 18.05.2017 tarihli … … … tarafından düzenlenen Kargo Hasar Raporuna göre; paletin forktlif bıçaklan üzerine yerleştirildikten sonra devrilmesi sonucu büyük tank üzerinde darbe ve çiziklerin oluştuğu yönündeki raporlar nazara alınarak emtianın davacı ile davalı arasındaki taşıma sözleşmesine dayalı taşıma sırasında hasarlandığı ve ,taraflar arasındaki yazılı olarak daha önce şartları üzerinde mutabık kalınarak kendisine verilen Yükleme talimatına aykırı olarak, taşınan kargoyu nakliyat sigortası yaptırmayan davalı … firmasının, talimatına aykırı davranarak sorumluluğu üzerine aldığı bu nedenle ve oluşan zarardan sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Anılan durum karşısında ; Bilirkişi raporu ile tespit edilen; Davacının meydana gelen zararının, hasarlı ürün mal bedeli olarak 17.670,-USD karşılığı (13.04.2017 tarihli ödeme günü kur karşılığı 1 USD=3,6825TL olduğundan 17.670X3.6825=) 65.069,78TL olduğu, hasarlı olup kendisine teslim edilemeyen, ancak bedelini ödediği mal tutarı olan 65.069,78TL yi edebileceği,
Navlun farkı olarak, iki yükleme için verilen teklif arasında Gümrük beyannamesine göre 2.825,-USD tutarında arada bir fark olduğu, ikinci navlundaki bu farkın TL karşılığı için faturada uygulanan kurun geçerli olacağı göz önüne alındığında, (2.825,-USD X 3,5769 = ) 10.104,74TL farkın oluştuğu, ancak taleple bağlılık ilkesi gereğince, davacının dava dilekçesinde talebi olan Nakliye Tutar farkı 9.936,20TL yi , davalının sorumluluğunda yapdan taşıma işindeki gecikmeden dolayı davacının müşterisi Deniz Kuvvetleri Komutanlığına ödediği sabit olan cezai şart tutarı 5.329,80TL ve Navlun fiyat farkından dolayı ödenecek gümrük vergisi matrahının yükselmesi ile 141,52TL tutarında fazladan ödenen Gümrük Vergisi olmak üzere toplam 80.477,30 TL yi davalıdan talep edebileceği anlaşılmış , davacının fazladan ödediğini iddia ettiği KDV tutarını ise bu vergi türünün mahsup edilebilir türde olması nedeniyle talep edilemeyeceği ve taşınan yükün ağırlığı nazara alınarak emtianın tazminat bağlamında sorumlu tutulabilecek tazminat miktarının sınırlı sorumluluk limitinini altında kalması nedeni ile sınırlı sorumluluk halinin dosya kapsamında söz konusu olmadığı kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 65.096,78-TL hasarlı ürün bedeli, 9.936,20-TL nakliye tutar farkı, 5.329,-80-TL cezai şart tutar bedeli, 141,52-TL fazla ödenen Gümrük Vergisi tutar bedeli olmak üzere toplam 80.477,30-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 5.497,40- TL. Harçtan peşin alınan 1.400,24-TL. harcın mahsubu ile bakiye 4.097,16-TL. harcın davalıdan tahisili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 11.262,05-TL. nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Red edilen kısım yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 1.515,52- TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.431,64-TL ilk gider, 242,30-TL tebligat ve müzekkere gideri ile 900-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.573,94-TL. yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 2.552,83-TL sinin davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan 1.900-TL bilirkişi giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 35,12-TL nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine.
7-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır