Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/488 E. 2019/1148 K. 04.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/488 Esas
KARAR NO : 2019/1148
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 26/07/2019
KARAR TARİHİ : 04/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava dilekçesi özetle; 2018 yılında tekstil işi yapmak için devralınan iş yerine, iş yerinde olmadıkları sırada kaçak elektrik kullanıldığı gerekçesiyle işlem yapıldığını ve elektriğin kesildiğini, bu durumun maddi ve manevi zarar görmemelerine sebep olduğunu, makineleri çalıştıramadıklarını, söz verilen siparişlerin zamanında yerine getirilemediğini, işçilerin işten çıktığını, ticari ve prestij kaybı yaşadığını, davalı kuruma dilekçe yazarak itiraz ettiklerini, yanlışlığın düzeltilmesini talep ettiklerini, ancak sonuç alınamadığını beyanla tespit yapılması, kesilen elektriğin açılması talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığını, müvekkili şirket tarafından yapılan tespit ve hesaplamaların Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 42 ve devamı maddelerine uygun olarak tahakkuk yaptırıldığından dolayı hesaplamanın mevzuata uygun olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
GEREKÇE:
Dosyanın incelenmesinden; … adına dava açan …’in avukat olmadığı ancak davayı … tarafından kendisine verilen … Noterliğinin 19/07/2019 tarihli … yevmiye nolu vekaletnamesine dayanarak açtığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 71.maddesinde, dava ehliyeti bulunan herkesin davasını kendisi veya tayin ettiği vekil aracılığıyla açabileceği düzenlenmiştir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35.maddesindede “Kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı
yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve
savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda yazılı
avukatlara aittir” hükmü yer almakta olup, anılan hüküm gereği mahkeme huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek yalnız baroda yazılı avukatlara aittir. Bu nedenle, temsilci olan kişi avukat vasfına haiz değilse, Avukatlık Kanunu’nun 35. ve HMK’nun 71. maddesine göre, vekaletnamelerinde dava açmak ve takip etmek için yetki bulunsa bile, vekil sıfatı ile dava açamaz.
HMK’nun 114/1. maddesi hükmüne göre, davaya vekalet ehliyeti dava şartı olup mahkemenin davayı vekil olarak takip eden kişinin davaya vekalet ehliyetinin bulunup bulunmadığını re’sen gözetmesi, avukat olmayan bir kişinin vekil sıfatıyla dava açması halinde, o kişinin davaya vekalet ehliyeti olmadığından, davayı esasa girmeden dava şartı yokluğundan reddetmesi gerekir. Keza, temsil yetkisi (vekalet) verilen kişi, Avukatlık Kanununun 35/1.maddesinde belirtilen avukat veya dava vekili değilse, müvekkili adına açtığı davaya sonradan müvekkilinin icazet vermesi veya yetkili kıldığı avukatının açılmış olan davayı takip etmesi, başlangıçta usulsüz olarak açılan davayı sonradan usulüne uygun açılmış bir dava haline getirmez. (Yargıtay Hukuk Genel kurulunun 16/11/2016 tarih 2014/12-1309 esas 2016/1065 karar sayılı ilamı)
Somut olayda; davacı adına dava açan … avukat sıfatına haiz değildir. Bu nedenle davacı … adına dava açma yetkisi bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-d,f maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT 7/1 maddesinde “Görevsizlik veya yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar karar verilmesi durumunda Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez” şeklinde düzenleme yapılmış olup, yargılamada ön inceleme tutanağı imzalanmadan önce karar verildiğinden, bu düzenleme dikkate alınarak vekalet ücreti takdir edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE,
2-Harçlar kanunu hükümlerine göre alınan harç yeterli olduğundan ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’nin 7/1 maddesi gereği, ön inceleme tutanağı imzalanmadan karar verildiğinden 2.725-TL ücreti vekaletin yarısına tekabül eden 1.362,5-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nun 333. maddesi hükmü gereğince taraflarca yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, davalı vekilinin ve davacı … vekilinin yüzüne verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 04/12/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza