Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/484 Esas
KARAR NO : 2021/309
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/07/2019
KARAR TARİHİ : 27/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkilinin müdürü ve tüm hisselerin sahibi olduğu … San. Tic. Ltd. Şti. unvanlı şirket ile bazı kamu kuruluşlarının dış cephelerini yenileme işini yaptığını, işin gereği dış cephe çalışmalarında iskele kullanmak zorunda olduğundan bazı şirketlerden iskele kiraladığını, net olarak hatırlanmamakla birlikte … Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. de müvekkilin iskele kiraladığı şirketlerden biri olabileceğini ve taraflar arasında bir menkul mal kiralama sözleşmesi mevcut olduğunu, iskele kiralaması yapan bu tür şirketlerin sözleşme ekinde getirdikleri boş teminat bonosuna şirket yetkilisinin imzasını almak şeklinde olduğunu, dava konusu bono bu nedenle davalı şirkete verilmiş ödeme tarihi, tutarı boş olarak düzenlenmiş bir bono olup, bu bononun halen davalı şirkettin elinde bulunmasının sebebi ya davalı şirketten geri alınması sehven unutulmuş ya da kötü niyetli olarak iade edilmeyip tahsil edilmeye çalışılan bir bono hüviyetinde olduğunu, davalı şirketin iskele kiraladığı … unvanlı şirketinin kayıtlarında, davalı … Şti.’ne borcu bulunmadığı görüldüğünü ve tüm bu nedenlerle müvekkilinin davalı şirkete borcu olmadığının tespitine, keşidecisi müvekkili olan lehdarı davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.nin olduğu 08.10.2016 tanzim ve 08.11.2026 ödeme tarihlerini taşıyan 34.500,00-TL tutarlı dava konusu bononun iptaline, kötü niyetli davalının bono tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili beyanlarında özetle; Davacının, davaya konu bononun teminat senedi olduğu iddiasını ileri sürmüş ise de, bu iddiasını destekler hiçbir delil sunmadığını, yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre, senedin teminat senedi olduğunun yanında neyin teminatı olduğunun da kesinlikle yazılı delil ile ispatı gerekmekte olduğunu, yani Yargıtay soyut olarak “teminattır” “teminat senedidir” gibi soyut ibarelerin dahi senedi teminat senedi haline getirmeyeceğini söylemekte olduğunu, dava konusu senet üzerinde ise teminat senedi olduğuna dair bir ibare dahi olmadığı gibi, başkaca bir belge ile de teminat senedi olduğu yönünde bir delil olmadığını, zira senet borç senedi olarak alındığı için böyle bir şey söz konusu olmadığını, dava konusu senedin borç senedi olduğunu ve ödenmediği için takibe konu edildiğini, nitekim emsal yargıtay kararlarının da bu savunmalarını destekler nitelikte olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.03.2018 Tarihli 2017/ … Esas, 2018/ … Karar sayılı içtihatında; “Bononun teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin ya bononun önündeki veya arkasındaki yazılar veya ayrı bir belge (İİK’nun 169/a maddesinde öngörülen) ile teminat senedi olduğunun kanıtlanması gerekir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.03.2001 gün ve 2001/12-233 E., 2001/257 K.; 20.06.2001 gün ve 2001/12-496 E., 2001/534 K.; 24.02.2010 gün ve 2010/19-67 E., 2010/99 K. sayılı kararlarında da aynı hususlar benimsenmiştir.” şeklinde karar verildiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 776 ncı maddesine göre kambiyo senedi kayıtsız şartsız borç ikrarıdır ve dava konusu senet, kambiyo senedi olduğunu, senedin ödendiğinin, yada teminat senedi olduğu iddiasının ispat külfeti borçlu üzerinde olduğunu, yukarıda belirttikleri üzere de teminat senedi iddiası yazılı bir belge ile ispatlanması zorunlu olduğunu, yazılı belgenin ise, senet alacaklısının imzasını taşıyan bir belge olması gerektiğini, borçlunun ise bu konuda soyut iddialar dışında hiçbir belge sunmadığını, kendisine ait ticari kayıtları bile sunamadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini, haksız ve kötü niyetli olarak dava açıldığından ve takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğundan, davacı borçlunun % 20 oranında icra inkar/kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilmesini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacı tarafın davalı lehine keşide ettiği bono karşılığında borçlu olmadığının tespiti ile bononun iptali istemine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası, bono, tanık, yemin, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi incelemesi, bilgi ve belgelere dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Mahkememizce davacı tarafın iddiaları doğrultusunda ticari defter ve kayıtları ile dava dosyası ve ilgili kayıtları üzerinde incelemede yapılarak bilirkişi raporu alınması karar verildiği, SMMM bilirkişi … tarafından sunulan 02/09/2020 tarihli bilirkişi raporu ve 19/01/2021 tarihli bilirkişi ek raporu özetle; ”Davacı tarafın sahibi olduğu … San. Tic. Ltd. Şti.’nin ticari defterlerinde yapılan incelemede; 2016 yıl sonu itibari ile davalı tarafından davacı adına tanzim edilen 2 adet faturaların bedelinden kaynaklanan 2.848,52 TL borçlu olduğu ve buna istinaden ticari ilişkilerinin olduğu, bu faturalara ilişkin hiçbir ödeme alınmadığının gözüktüğü, buna istinaden ….. Ltd.Şti.nin resmi defterlerin de davalı şirketine vermiş olduğu bir senet kaydı görülmediği, …. Ltd. Şti.nin resmi defterlerinde 321.01 no.lu imzalanan borç senetleri hesabında 86.250,00 TL gözükmekte olup, 26.250,00 TL 2017/01. aya verilen ve 60.000,00 TL 2017/02. aya verilen çekler şeklinde gözükmekte olup, bunun müşteri çeki ödemesi olduğu, resmi defter dışında başka olmadığından dolayı detay ayrıntısı görülmediği ancak ilgili senetle bir uyum göstermediği, davalı yanca defter ve belge ibraz edilmediğinden bir inceleme yapılamadığı” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
Davacı tarafça, davalı şirket temsilcisine “Davalı şirketimiz … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin, şahsen davacı …’dan 34.500-TL alacağı bulunduğuna, bu alacağımızın karşılığı davacıdan dava konusu 34.500-TL tutarlı senedin alındığına, bu senede dayalı olarak yaptığımız *42.979,91-TL tutarlı icra takibinin haklı ve yasal olduğuna yemin ederim.” şeklinde yemin teklifinde bulunulmuştur. Usulüne uygun davet edilen davalı şirket temsilcisi mahkeme huzuruna gelmiş, usulen gerekli ihtaratlar verilerek yemini yaptırılmış, davalı şirket temsilcisi …, “Davalı şirketimiz … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin, şahsen davacı …’dan 34.500-TL alacağı bulunduğuna, bu alacağımızın karşılığı davacıdan dava konusu 34.500-TL tutarlı senedin alındığına, bu senede dayalı olarak yaptığımız *42.979,91-TL tutarlı icra takibinin haklı ve yasal olduğuna yemin ederim.” şeklinde beyanda bulunmuş ve yeminine sebat etmiştir.
GEREKÇE :
Davacı tarafın iddia ve beyanları doğrultusunda yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ile dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; dava, davacı aleyhine yapılan icra takibine konu bononun bedelsizliği iddiasıyla borçlu olunmadığının tespiti, bononun iptali ve kötü niyet tazminatı taleplerine ilişkindir. Davacı taraf bononun davacının sahibi olduğu dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. ile davalı şirket arasında yapılan iş sebebiyle verilmiş olabileceğini iddia etmekte olup dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti.’nin ticari defterleri incelendiğinde icra takibine konu bononun yer almadığı ve davalı şirkete borçlu olduğunun tespit edildiği görülmüştür. Davacı tarafın yemin teklifi üzerine, davalı şirket temsilcisi “Davalı şirketimiz … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin, şahsen davacı …’dan 34.500-TL alacağı bulunduğuna, bu alacağımızın karşılığı davacıdan dava konusu 34.500-TL tutarlı senedin alındığına, bu senede dayalı olarak yaptığımız *42.979,91-TL tutarlı icra takibinin haklı ve yasal olduğuna yemin ederim.” şeklinde yemin etmiştir. İcra takibine konu kambiyo senedi bono olup, bonolar 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 776 (1) b) maddesi uyarınca, kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini içerir, bunun aksinin ancak kesin delil ile ispatlanması gerekmekte olup davacı taraf iddiasını kesin delil ile ispatlayamadığından davanın reddine, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 72 (2) maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verildiği ve dava alacaklı lehine sonuçlandığından aynı Kanunun 72 (4) maddesi uyarınca alacaklının uğradığı zarar karşılığı davacının tazminat ödemesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
34.500,00 TL’nin %20’si olan 6.900,00 TL tazminatın davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 59,30-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 733,99-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 674,69-TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesap ve takdir olunan 6.387,39-TL nispi vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-HMK.nun 333 (1) maddesi uyarınca davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce davacıya iadesine,
6-Arabulucu Ücret Kararı gereği Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne hitaben yazılacak dilekçeyle İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/04/2021
Katip …
☪e~imzalıdır.☪
Hakim …
☪e~imzalıdır.☪