Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/477 E. 2020/452 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/477 Esas
KARAR NO : 2020/452
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/04/2013
KARAR TARİHİ : 15/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkilinin, … A.Ş’nin (…’ın) … Şubesinin … – … hesabına 01/01/1999 başlangıç tarihiyle 10.000 USD’yi 1 yıllık vade ile yatırdığını, banka görevlilerince müvekkilinin … hesabına parasını yatırması durumunda 1 yıl sonunda % 24 faiz getireceğinin söylendiğini, ancak … hesabındaki paralara devletçe güvence verilmediği hususunda ikaz edilmediğini, hesabın vade sonunun 01/01/2000 olduğunu, 21/12/1999 tarihinde 1999/13765 Sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla müvekkilinin mevduatlarının bulunduğu, bu banka ile bir kısım bankalara devlet tarafından el konulduğunu ve …’ye devredildiğini, söz konusu banka …’ye devredilince müvekkilinin parasının bulunduğu şubeye giderek o dönemin müdür ve müdür yardımcıları ile görüşmede bulunduğunu ve kendisine mevduatlarının bankada mevcut olduğunu ve garanti altında olduğunun söylendiğini, ancak vade sonunda müvekkilinin bankaya müracaat ettiğinde ödeme yapılmadığını beyanla; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, 10.000 USD’nin 01/01/1999 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini ve ayrıca yargılama gideri ile ücreti vekaletinde davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekilinin cevap dilekçesi özetle; … bünyesinde bulunan “… A.Ş”, “… A.Ş,”, “… Bankası … A.Ş”, “… T.A.Ş”, “… T.A.Ş”‘nin devir ve birleşme suretiyle … A.Ş bünyesinde birleştirildiğini, daha sonra … A.Ş’nin hisselerinin 09/08/2001 tarihinde … ile … arasında akdedilen Hisse Devir Sözleşmesi ile …’a devir edildiğini, …; hisselerini …’a devir ederken hisse devir tarihi olan 09/08/2001 tarihinden önceki işlemlerden kaynaklanan borçları ve bu borçlara ilişkin her türlü mali ve hukuki sorumluluğunu Hisse Devir Sözleşmesinin 6.13.maddesiyle kendi üzerine aldığını, müvekkili bankanın sorumluluğu olmadığını, 6100 Sayılı HMK’nun 124.maddesi gereğince davacının taraf değiştirmesi gerektiğini, davacının taraf değiştirmesine peşinen muvafakat ettiklerini, … ile … arasında yapılan hisse devir sözlemesi gereğince, hisse devir tarihinden önceye tekabül eden ve açılacak olan tüm davaların …’na yazılı olarak bildirileceği ve bilahare HMK’na göre davanın ihbar olunacağı. hukuki ve mali tüm sorumluluğun …’na ait olacağının kararlaştırıldığını beyanla; müvekkili bankanın borçlu sıfatı bulunmadığından, davacının HMK’nun 124.maddesi gereğince taraf değiştirmesini istediklerini, davacı tarafın taraf değiştirmesine peşinen rıza gösterdiklerini ve muvafakat ettiklerini beyanla, borcu üstlenmiş olan …’ye ve Hisse Devir sözleşmesinin tarafı olan …’a HMK’nun 61.maddesi gereğince davanın ihbar edilmesini talep etmiştir.
İhbar Olunan … vekili 12/06/2013 havale tarihli dilekçesinde; Mahkememizde açılan işbu davada verilecek kararın kurumlarını da etkileme ihtimali bulunduğundan, davaya davalı yanında fer’i müdahil olarak katılmak istediklerini, Fer’i Müdahil olarak katılmalarına karar verilmesini, ayrıca huzurdaki davanın zaman aşımına uğradığını, kabul anlamına gelmemek üzere mudi ile banka arasında vekalet ilişkisinin olduğu düşünüldüğünde 5 yıllık zaman aşımının söz konusu olduğunu, yine davacının hasım ve muhatap olarak … Ltd.Şti’yi göstermesi ve bu tüzel kişiden alacağını talep etmesinin gerektiğini, müvekkili bankanın ayrı bir tüzel kişi olduğunu, davacının müvekkili banka nezdinde hesabının bulunmadığından herhangi bir sorumluluğu ve ödeme yükümlülüğünün de olmadığını, müvekkili bankanın yaptığı işlemin bankacılık faaliyetinin gereği olarak yapması gereken havale işlemi olduğunu, … A.Ş’nin davacı tarafından kendisine verilen havale talimatını reddetme hakkının olmadığını, bir banka olarak havale işlemi yapmanın görevi gereği olduğunu ve mudinin talimatını aracı sıfatı ile yerine getirmek mecburiyetinde bulunduğunu, kanun gereği organik bağ bulunabilmesi veya bir şirketin diğer bir şirketin iştiraki olabilmesi için bir tüzel kişinin diğerinin hissedarları arasında olması ve yönetim organlarının aynı olması gerektiğini, davacının serbest iradesiyle daha fazla faiz getirisi sağlayan bir yatırım alternatifi olarak kıyı bankacılığını tercih ettiğini, müvekkili banka tarafından davacının iradesinin yanıltılmasının söz konusu olmadığını, davacının … A.Ş tarafından dolandırılmasının söz konusu olmadığını, davacının müterafik kusuru bulunduğunu, davacının parasını yatıracağı finans kuruluşu hakkında gerekli araştırmayı yapmak suretiyle tedbirli bir tutum içerisine girmesi gerekirken, kendisinden beklenen bu özeni göstermediğini, sigorta teminatı kapsamında olmayan bir bankaya yatıran mudi, getirisinden nasıl yararlanıyorsa, risk meydana geldiğinde de buna katlanmak zorunda olduğunu, müvekkili bankanın, … Ltd. Şti. nezdindeki mevduatlar için herhangi bir garantisi bulunmadığını, istenilen faiz talebinin de fahiş ve haksız olduğunu beyanla; öncelikle fer’i müdahale taleplerinin kabulü ile, usuli itirazları çerçevesinde davanın usulden reddine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanını esastan reddine, yargılama gideri ile ücreti vekaletinde karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar Olunan … vekili 12/06/2013 tarihli cevap dilekçesinde; Müvekkili kurumun davalı bankanın borçlarını üstlenmediğini, davanın asıl muhatabı olan …’ye tevcih edilmesini, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde ileride müvekkili kurumun hak kaybına ve zarara uğramasını önlemek üzere davaya, davalı yan yanında fer’i müdahil olarak katılmalarına, usul ve yasaya aykırı işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, …-… hesabına gönderildiği iddia edilen paranın tahsili istemine ilişkindir.
Tarafların bildirdikleri delilleri toplanmıştır. Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 2013/118 Esas – 2014/345 Karar sayılı 27/11/2014 tarihli karar ile; davacı davasını ispat edemediğinden davanın reddine ilişkin karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2015/3057 – 2015/8213 sayılı 12/06/2015 tarihli kararı ile; “Davacı, iddiasının ispatı zımnında delil ibraz edememiş ise de; davalı davacının … Şubesinde hesabının bulunduğunu belirterek bu hesapla ilgili bir çok dekont ve ekstre ibraz etmiş olup, davacı da dava ettiği meblağın bu ekstrelerde görünen ve 24.11.1999 tarihinde … hesabına gönderilen 10.000,00 USD olduğunu iddia etmiş, davalı da iddianın değiştirildiği itirazında bulunmamıştır. Bu durumda davacı yargılamanın devamı esnasında 15.01.2014 tarihli dilekçe ile açıkça … Şubesindeki hesabından 24.11.1999 tarihinde gönderilen 10.000,00 USD’yi dava ettiğini beyan ettiğine göre davalının ibraz ettiği ekstrede görünen 24.11.1999 tarih 10.000,00 USD tutarlı işlem üzerinde durularak bu işleme ait dekontun davalıdan temini, 10.000,00 USD’nin davacının hesabından gönderildiği sabit olduğu takdirde bu tutarın akıbeti araştırılıp gerekirse bu hususta yeni bir bilirkişi raporu alınmak suretiyle oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiş ve dosya yeni bir esas almıştır.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuştur. Bozma ilamı gereğince istenen araştırma yapılarak bankacı bilirkişi …’ten ek rapor alınmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre;
Uyulan bozma ilamı gereğince; ”Davacı tarafça ibraz edilen … antetli kağıda basılı 24/11/1999 tarihli borç dekontu ile 10.000 USD nin … numaralı muhasebe hesap numarası ile … hesabına yatırıldığı, … A.Ş …-…(…) LTD hesaplarına dair alınan ve … A.Ş tarafından düzenlenen hesap özetinde de davacı … adına olan … müşteri numaralı hesapta 10/11/1999 tarihinde 10.000 USD bulunduğu, 05/06/2013 tarihli … A.Ş banka hesap sorgulamasında … numaralı muhasebe hesap numarası dökümünde 10/11/1999 tarihinde 10.000 USD nin davacı … adına olan … müşteri numaralı hesapta bulunduğu” mahkememizce tespit edilmiştir. Davalı … tarafından da davacının iddialarının değiştirildiği itirazında bulunmamıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda 2016/732 Esas – 2018/114 Karar sayılı 13/02/2018 tarihli karar ile; sabit olan davanın kabulüne karar verilmiş, karar davacı vekili, davalı vekili ve feri müdahil vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … – … sayılı 13/05/2019 tarihli kararı ile; ”01/08/2017 tarihli bu ikinci ek raporda dosyadaki 24/11/1999 tarih ve … antetli dekontta … nolu …-… hesabında 10.000,00 USD havalenin yapıldığı, isim bulunmadığı, davacının iddia ettiği 24/11/1999 tarihinde davacı taraf …-… hesabına kendi hesabından veya elden vermek suretiyle havale gönderdiğine dair tespit edilmiş hiçbir işlem bulunmadığı, tam aksine bu tarihte … hesabına 7.034,80 USD geldiği ve aynı gün nakden çekildiği, bunun adı geçenin kendi hesabına gelen havale olduğu ve 24/11/1999 tarihli …-… işlemlerinde …, … isimlerine gönderilen havalelerin bulunduğu tespitleri dikkate alınmadan hüküm kurulmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporunda … müşteri numarasının …’nın değil … LTD’nin … A.Ş.nin …-… bankası nezdindeki müşteri hesap numarası olduğunun tespitine rağmen, rapora hiç değinilmeksizin davacı adına olan … nolu …-… hesabında 10.000,00 USD bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak bu hesap, bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere davacıya ait hesap olmayıp dava dışı … A,Ş’nin …-… bankası nezdindeki müşteri hesap numarasıdır. Bu durumda Mahkemece, davacı … adına olan … müşteri numaralı hesapta 10/11/1999 tarihinde 10.000,00 USD bulunduğu ve davacıya ait olduğu gerekçesiyle, bu meblağın 01/01/1999 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle … Banktan alınıp davacıya verilmesine karar verilmesi isabetli olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiş ve dosya yeni bir esas almıştır.
Mahkememizce dava dosyasında davacı alacağının varlığı ve miktarının tespiti bakımından dosyadaki bozma ilamları gereğince Bankacı bilirkişi …’ten rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilikişi … tarafından sunulan 14/02/2020 tarihli raporu özetle; ”Davacının davalıdan 09/11/1999 tarihi itibariyle 10.000 USD alacaklı olduğunun belirlendiği, 09/11/1999 tarihinden borç ödeninceye kadar 10.000 USD’nin 09/11/1999 tarihli kur üzerinden Türk Lirası tutarına 09/11/1999’dan ödeninceye kadar talep gibi avans faizi yada 10.000 USD yabancı para olarak talep ediliyor ise 09/11/1999 tarihinden ödeneceği tarihe kadar 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca Devlet Bankalarınca 1 yıl vadeli USD mevduata verilen en yüksek faiz oranları üzerinden faizi de USD cinsinden talep edebileceği” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
GEREKÇE :
Tarafların iddia savunmaları ile toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve Yargıtay bozma ilamı ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava …-… hesabına gönderilen paranın, gönderen bankadan tahsili istemine ilişkindir. Davacı …’nın 09/11/1999 tarihli belgelere nazaran … Ltd. USD hesabına 10.000,- USD para gönderdiği, bunun da aynı gün … Kasa hesabına 10.000,- USD borç geçilerek, … Cari Hesabına alacak verilmek suretiyle … Ltd. USD hesabına havale edildiği ve aynı gün … cari hesabına borç yazılarak … Hesabına alacak verilerek 10.000,- USD nin … hesabına ulaşmış olduğu bu sebeple; hesap numarası ile ilgili tespit yerinde değil ise de, bu belgelere göre davacının 09/11/1999 tarihinde, 10/11/1999 valörüyle … Ltd. USD hesabına 10.000,- USD yatırdığı, davacı tarafından … Ltd. USD hesabına 10.000,- USD’nin 09/11/1999 tarihinde gönderilmiş olması nedeniyle faiz başlangıç tarihinin 09/11/1999 olduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile 10.000 USD nin 09/11/1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a mad gereğince tahsil tarihindeki TL karşılığına yasal faiz yürütülerek davalı …’tan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
10.000 USD nin 09/11/1999 tarihlerinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a mad gereğince tahsil tarihindeki TL karşılığına yasal faiz yürütülerek davalı …’tan alınıp davacıya verilmesine,
2-Davalı harçtan muaf olduğundan yatırılan 355,40 TL peşin ve ıslah harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 2.314,00 TL yargılama giderinin davalı … A.Ş.’den alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 3.400,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalı … A.Ş.’den alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-HMK 333 (1) maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce taraflara iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde YARGITAY’a hitaben yazılacak dilekçeyle TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/09/2020

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪