Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/472 E. 2019/1214 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/472 Esas
KARAR NO : 2019/1214
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 17/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; davalı tarafından devranılan … Tic. A.Ş. aleyhine ticari ilişkinden kaynaklanan alacak için …. İra Müdürlüğünün … E. sayılı icra takip dosyası ile takip başlattıklarını, davalı borçlunun takip sonrası dönemde 59.046,18 TL mal iadesinde bulunduğu, bu nedenle borç miktarının azaldığı, davalının borca, faize ve faiz oranına haksız olarak itiraz ettiğini, bu nedenle itirazın iptali ile takibin 182.943,39 TL üzerinden devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; davacı ile müvekkili şirket arasında ticari ilişkinin 01/08/2010 tarihinde imza altına alınan ticari ürün satın alma sözleşmesine, sözleşme eki neteliğindeki belgelere, yazılı ve sözlü mutabakatlara ve sektörel bazda taraflar arasında oluşmuş teamüle uygun olarak tanzim edildiği, müvekkili şirket ile davacı arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, ancak davacının müvekkili tarafından düzenlenen bir kısım faturalara keyfi ve sözleyemeye aykırı olarak iade etmeye çalıştığı ve kendi kayıtlarına işlemeyerek cari hesap mutabakatsızlığına sebebiyet verdiğini, müvekkili kendi kayıtlarında borçlu görülmesine sebebiyet verdiğini, davacı tarafça faturalar tebliğ alınmış olmasına rağmen kötü niyetli olarak kayıtlarına işlemediği, müvekkili şirketin icra takip dosyasına konu borcunun bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine, davacının red olunan miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK. 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, davacının sözleşme kaynaklı alacağının davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce, tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verildiği, bilirkişi Muhasebe Finans Uzmanı Prof.Dr…. ve Değerleme Uzmanı … tarafından düzenlenen 30/12/2014 tarihli kök raporu ve 15/04/2015 tarihli ek raporu özetle; ”Davacının 21/11/2012 takip tarihi itibariyle davalıdan 48.653,92 TL alacaklı bulunduğu, davalının 21/11/2012 takip tarihi ile 20/01/2014 dava tarihi arasında davacıya kestiği toplam 99.761,36 TL bedelli 18 adet mal iadesi faturasının davacı tarafından kabulü ve davalının hesabına alacak kaydedilmiş olması sebebiyle 20/01/2014 dava tarihi itibariyle davacının davalıya bakiye 99.761,36 – 48.653,92 = 51.107,44 TL borçlu bulunduğu” kanaatiyle rapor tanzim edildiği ve yapılan yargılama sonucunda 08/06/2015 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararı ile “Davanın, ticari ilişkinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptaline ilişkin olduğu, …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı … San. Ve Tic. A.Ş.’nin ticari ilişkiden kaynaklanan 214.534,42 TL asal alacak miktarı üzerinden borçlu … … Tic. A.Ş.’ye karşı ilamsız icra takibi başlattığı, alacaklı vekili 29/01/2014 tarihli maddi hatanın düzeltilmesi konulu dilekçesi ile, davalı borçlu tarafından takip sonrası dönemde 59.046,18 TL’lik mal iadesinde bulunduğunu, bu nedenle neticei talep kısmında 182.943,39 TL olarak düzelttiği, borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklı vekilinin itirazı üzerine icra müdürlüğünce itirazın reddine, takibin devamına karar verildiği, itiraz üzerine … İcra Hukuk Mahkemesinin 04/01/2013 tarih ve … E. – 2013/1 K. Sayılı kararı ile şikayetin kabulüne, …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından çıkartılan tebligatı öğrenme tarihinin 27/12/2012 olarak düzeltilmesine karar verildiği, dolayısıyla mahkememiz davasının süresinde açıldığı, mahkememizce, tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 30/12/2014 tarihli raporda; davacı şirketin 2007-2008 yıllarına ait ticari defterlerinin kanuni şartların tamamını taşıdıklarını, 2009, 2010, 2011 yıllarına ait yevmiye defterlerinin, 2011 yılı envanter defterlerinin kapanış tasdiklerinin yaptırılmamış oldukları, taraflar arasındaki 01/08/2010 tarihli sözleşmenin 21. Maddesi ile, alıcının ve satının ticari defter, yazışma ve diğer kayıtlarının yegane delil olarak kabul edildiği, davacının ticari defterlerine göre, davacının 31/12/2012 tarihi itibarı ile 155.488,24 TL alacaklı gözüktüğü, davacının davalı tarafından kendisine kesilen 6 adet faturayı kabul etmeyerek davalının cari hesabına alacak kaydetmediği, alacak kaydedilmeyen bu 6 adet fatura toplamının 73.636,78 TL olduğu, davacının davalı şirkete “mahsubu gerçekleşmemiş alacakları” için kesmiş bulunduğu 13/09/2012/CF … sayılı 152.590,12 TL bedelli faturasının 13.09.2012 tarihinden davalının borcuna kaydettiği, davalı tarafından davacının belirtilen 152.590,12 TL bedelli faturasının kabul edilmeyerek 13.09.2012/10719 yevmiye nolu ihtarname ekinde iade edilmiş olmasına rağmen, iade edilen fatura bedelinin davalının alacağına kaydedilmemiş bulunduğu, 13/09/2012 tarihi itibarı ile (13/09/2012 tarih 152.590,12 TL bedelli davacı faturası ve toplam 73.636,78 TL bedelli 6 adet davalı faturası hariç) davacının davalıdan kayden 64.185,34 TL alacaklı bulunduğu, davalı şirketin ticari defterlerinin kanuni şartların tamamını taşıdığı, ticari defterlerine göre 31/12/2012 tarihi itibarı ile 121.831,94 TL alacaklı görüldüğü, davacının kabulünde bulunan 73.636,78 TL bedelli 6 adet faturanın davalı tarafından davacının borcuna kaydedilmiş olduğu, tarafların 07/01/2011 bir araya gelerek 01/08/2010 tarihli sözleşme uyarınca 31/12/2010 tarihi itibarı ile aralarında 27.026,26 TL tutarında mutabakatsızlık bulunduğu, davacı satıcının mutabakatsızlığa neden olan davalı alıcı faturalarını kayda alacağı ve satıcının bu alacağının yıllık anlaşma koşulları çerçevesinde mağaza açılış bedellerinden mahsup edileceği mutabakat metninde belirtildiği ve detay tablosu eklendiği, ilerleyen aşamada yeniden mutabakatsızlıklar oluşmuş ve taraflar 22/06/2011 tarihinde bir araya gelerek davacı şirketin 116.663,00 TL alacaklı bulunduğunu beyan ederek bu alacağın davalının gelecekte davacı şirket nezdinde doğacak listeleme bedeli, aktivite destek bedeli ve mağaza açılış bedelinden alacağına mahsubuna karar verildiği, davacı satıcı … A.Ş.’nin yazılı mutabakat ve teyidi olmayan faturalama işlemi yapılamayacağının belirtildiği, bu anlaşmayada detay tablosu eklendiği, bu protokol uygulanmakta iken ihtilafın devamı nedeniyle tarafların 02/03/2012 tarihli toplantıda tekrar bir araya gelerek taraflar arasında mutabakatsızlık bulunan davacı satıcı alacak miktarının 173.964,03 TL olarak belirlemiş ve bu alacağın insert ve mağaza içi aktiviteler ve sair faaliyetlerden mahsubu konusunda anlaştıkları, detay ve mahsuplaşma tablolarınında mutabakat metnine eklendiği, her üç mutabakatsızlık metninde de, tarafların karşılıklı olarak ticari defter kayıtlarında mevcut borç alacak bakiyelerini kabul etmedikleri, uyuşmazlığın çözümünü mahsuplaşma temennisi ile atiye bıraktıkları halde davacının mutabakatsızlık metninde yer aldığı gerekçesi el davalıya 152.590,12 TL bedelli 13/09/2012 tarihli 1 adet mutabakat farkı faturası kestiği, davalı tarafından davacı adına kesilen 16/03/2012 tanzim tarihli 4 adet faturanın … Noterliğinin 25/05/2012 tarihli ihtarnamesi ve 30/03/2012 tanzim tarihli iki adet faturanında … Noterliğinin 13/09/2013 tarihli ihtarnamesi ile TTK. Madde 21/2.’de belirtilen 8 günlük kanuni itiraz süreleri geçtikten sonra itiraz ile davalıya iade edildiği, davalının 01/07/2012 – 21/11/2012 (takip tarihi) arasında kestiği 17 adet iade faturası ile toplam 124.782,75 TL bedelli malı davacı şirkete iade ettiği, davacının davalının 17 adet iade faturasını kabul ederek davalının alacağına kaydettiği, davalının 21/11/2012 (takip tarihi) ile 01/12/2013 tarihleri arasında kestiği 18 adet iade faturası ile 99.761,36 TL bedelli malı davacı şirkete iade ettiği, davacının bu 18 adet iade faturasını kabul ederek davalının alacağına kaydettiği, iade edilen mal bedeli toplamının 224,554,11 TL olduğu, davalının 02/03/2012 tarihi itibarı ile mevcut borcunun 220.290,47 TL olduğu, iade etmiş olduğu mallar ile 3.853,64 TL fazla ödemiş olduğu, davacının delil olarak gösterdiği ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibarı ile davalıdan 48.653,92 TL alacaklı bulunmasına karşılık takip tarihi ile dava tarihi arasında davalıdan iade olarak almış olduğu 18 adet iade mal faturasından (99.761,36 TL) + hizmet faturasından (259,12 TL) olmak üzere davalıya toplam 100.020,48 TL borçlanan davacının dava tarihi itibarı ile davalıya 51.366,56 TL borçlu bulunduğu, davacının davalı şirkete 13/09/2012 tarihli mutabakat farkı konulu 152.590,12 TL bedelli fatura kesmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşmede ve düzenlenen mutabakatsızlık metinlerinde mutabakat farkı adı altında fatura düzenleneceğine dair hüküm bulunmadığı, taraflar arasında yapılan toplantılarda mutabakatında gerçekleşmemiş olduğu, yine davacı tarafından gönderilen 152.590,12 TL bedelli mutabakat farkı faturasının davalı tarafından kabul edilmeyerek TTK 21/2 hükmüne uygun olarak itirazı ile davacıya iade edildiği birlikte değerlendirildiğinde, davacının alacağını kanıtlayamadığı sabit olmakla davanın reddine, takip konusu alacak üzerinde tarafların mutabakatı bulunmadığı, bu nedenle yargılamayı ve hesaplamayı gerektirmesi nedeniyle kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin 20/08/2015 tarihli temyiz başvuru dilekçesi ile temyiz edildiği, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 20/02/2018 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamıyla ”Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacağın tahsilini amaçlayan itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davaları takip talebine sıkı sıkıya bağlı olup takip tarihindeki haklılık durumuna göre sonuçlandırılır. Bilirkişi raporunda, davacının takip tarihinde 48.653,92 TL alacaklı olduğu ancak dava tarihi itibariyle 51.107,44 TL borçlu hale geçtiği belirtilmiş, rapora itiraz üzerine de bilirkişiler önceki raporlarında ısrar etmişlerdir. Mahkemece bu rapor benimsenerek hüküm kurulmuş ise de kurulan hüküm itirazın iptali davasındaki yukarıda yazılı haklılığın takip tarihine göre saptanması ilkesine aykırı olması nedeniyle doğru olmamıştır.Öte yandan, dava 182.943,39 TL değer için açılmıştır. Davacı vekili dava açıldıktan sonra verdiği 30.01.2014 havale tarihli dilekçe ile maddi hata düzeltmesi adı altında dava değerini 155.488,24 TL’ye indirdiğini belirtmiş ise de usul kanuna göre müddeabihin bu şekilde indirilmesi mümkün olmayıp bu beyan aradaki farktan feragat hükmündedir. Ayrıca davacı dava açarken peşin harcı eksik yatırmıştır. Mahkemece dava tarihi itibariyle 182.943,39 TL üzerinden hesaplanacak peşin harcın eksik kısmının HMK’nın 120/1. maddesi uyarınca yatırtılmadan ve yatırılmadığı takdirde Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca davaya devam olunamayacağı gözetilmeden yargılamaya devam olunması doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulduğu, davacı vekili ile davalı vekilinin 08/05/2018 tarihli karar düzeltme dilekçesi verdiği, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 25/06/2019 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamıyla ”Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. Dairemiz bozma kararında davacının itirazın iptali davasını açarken eksik harç yatırdığı belirtilmiş ise de davacının ilamsız takipte yatırdığı harç Harçlar Kanunu’nun 29/3 maddesinin “İlama dayanmıyan takiplerde alacaklı mahkemeye müracaata mecbur kalırsa, peşin alınan harç kendisine iade olunur. Veya alacaklının isteği üzerine mahkeme harçlarına mahsup edilir.” hükmü uyarınca peşin harçtan mahsup edildiği anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 20/02/2018 tarihli ve … E.-K. sayılı bozma kararının 5. paragrafının sonunda yer alan “Ayrıca davacı dava açarken peşin harcı eksik yatırmıştır. Mahkemece dava tarihi itibariyle 182.943,39 TL üzerinden hesaplanacak peşin harcın eksik kısmının HMK’nın 120/1. maddesi uyarınca yatırtılmadan ve yatırılmadığı takdirde Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca davaya devam olunamayacağı gözetilmeden yargılamaya devam olunması doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.” bölümünün bozma ilamından tamamen çıkarılarak yerel mahkeme hükmünün bozma ilamındaki diğer gerekçelerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuş ve dosya yeni bir esas almıştır.
GEREKÇE :
Tarafların iddiaları ile toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu, Yargıtay ilamları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, ticari satımdan kaynaklanan alacağın tahsilini amaçlayan itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davaları takip talebine sıkı sıkıya bağlı olup takip tarihindeki haklılık durumuna göre sonuçlandırılır. Bilirkişi raporunda, davacının takip tarihinde 48.653,92 TL alacaklı olduğu ancak dava tarihi itibariyle 51.107,44 TL borçlu hale geçtiği belirtilmiş olup rapora itiraz üzerine de bilirkişiler önceki raporlarında ısrar etmişlerdir. Davacı tarafın davalı tarafın devraldığı … firmasına “… Ticari Ürün Satınalma Sözleşmesi” ne istinaden Komili ve Kırlangıç markalı ürünleri sattığı, davacı tarafça sözleşme feshedilerek alacağın icra takibine konu edildiği, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu davacının takip tarihinde 48.653,92 TL alacaklı olduğu, takip tarihi itibariyle davacı tarafın davalı taraftan 48.653,92-TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, davalı tarafça likit ve bilinebilir borca ödeme yapılmadığı halde haksız olarak itiraz edildiğinden icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalının … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 48.653,92 TL asıl alacak üzerinden aynen devamına, takipten sonra yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce dikkate alınmasına,
Asıl alacak 48.653,92 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafın diğer ve fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 3.323,55-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 2.051,65-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 1.271,90-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 2.051,65-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.701,93-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 13.493,16-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.300,00-TL bilirkişi ücreti ve 280,75-TL posta giderleri olmak üzere toplam 1.580,75-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 420,00-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 44,75-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 32,85-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, geri kalan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-HMK. 333. md. uyarınca taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde taraflara iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.17/12/2019

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪