Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/378 E. 2021/495 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/378 Esas
KARAR NO : 2021/495
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/06/2019
KARAR TARİHİ : 23/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkili … A.Ş. ile … Dış Tic. arasında B.A.E/Dubai’de 26-29 Kasım 2018 tarihlerinde düzenlenen …. 2018 fuarına katılım için fuar katılım sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin gereği davalı tarafın söz konusu fuarın katılımcısı müvekkili şirketin ise organizatör konumda olduğunu, davalı tarafın iş bu sözleşme gereğince müvekkili olan şirkete KDV dahil 21.581,00 USD ödemeyi taahhüt ettiğini, davalı tarafça müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, 28.05.2018 tarihinde müvekkili şirkete davalı şirket yetkilisince ödemelerin en kısa zaman içinde yapılacağına ilişkin mail gönderildiğini, davalı tarafın fuar katılım sözleşmesinde planlanan ödeme planına uymadığını, bu sebeple tüm borcun 30.10.2018 tarihinde muaccel hale geldiğini, 31.10.2018 tarihinde davalı tarafça müvekkili şirkete gönderilen mailde yeni ödeme planı istendiğini, yeni ödeme planının müvekkili şirket tarafından kabul edildiğini, davalı şirketin yapılan yeni ödeme planına da uymadığını ve ödeme yapmadığını, müvekkili şirketin fuarı düzenlediğini ve üstlendiği hizmet verme edimini yerine getirdiğini, davalı adına stant alanı kurulduğunu, fuar tanıtım kataloğunda da davalı tarafa yer verildiğini, fuar dönüşünde müvekkili şirket uyarınca davalı taraf adına fatura kesildiğini, ancak davalı tarafça iade faturası kesildiğini, müvekkili şirketçe iade faturasının noter kanalıyla faturanın davalıya iade edildiğini, sözleşme yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalı taraf aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini, davalının itirazının haksız olduğunu iddia ederek itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Müvekkili … Dış. Tic. Ltd. Şti.’nin yerleşim yerinin İstanbul Ataşehir olduğunu, müvekkili aleyhine başlatılacak icra takipleri ve davalar bakımından HMK uyarınca şirketin yerleşim yerine göre İstanbul Anadolu İcra Dairelerinin ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, icra takibinin ve itirazın iptali davasının yetkisiz icra dairesi ve mahkemede açıldığını, taraflar arasında geçerli bir yetki anlaşması olmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmede yer alan tüm kayıtların davacı tarafından önceden matbu olarak hazırlandığını ve genel işlem koşulları niteliğini haiz olduğunu, TBK m21-25’e göre sözleşmede yer alan düzenleme uyarınca yetki şartının yazılmamış sayılması gerektiğini, müvekkili şirkete dava dilekçesinin ekinde hiçbir delil tebliğ edilmediğini, davalı ile müvekkili şirket arasında akdedilen fuar katılım sözleşmesinin 16.10.2017 tarihinde imzalandığını, sözleşmenin imzalandığı bu tarih itibari ile geçerli olan kur uyarınca 1 ABD Dolarının 3,64 TL seviyesinde olduğunu, 2017 yılından sonra yaşanan ekonomik, siyasi olumsuzluklardan müvekkilinin olumsuz yönde etkilendiğini, Ağustos-Eylül 2018 aylarında Dolar kurunun 6.80 seviyelerine ulaştığını, meydana gelen dalgalanmalar sebebiyle müvekkilinin sözleşme hükümleri ile bağlı kalmasının kendisinden beklenmeyecek derecede olağanüstü güçlük oluşturduğunu, müvekkili tarafından gönderilen ihtarlar ile davacıdan sözleşmenin uyarlanması ve sözleşme tarihindeki kura göre gerekli ayarlanmanın talep edildiği ancak bu taleplerin davacı tarafça kabul edilmediğini, 02.11.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile Borçlar Kanunu 138.maddesi uyarınca sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldığını, davacının müvekkili adına herhangi bir bedel ödediğini ispatlayan belge sunmadığını, kataloğun davacı tarafından bastırıldığı ve reklam amacını taşıdığını, müvekkilinin fuara katılmadığı için navlun ödemesi de yapmasının mümkün olmadığını, sözlemede katılım şeklinin navlunsuz olarak belirtildiğini, bu konuda tüm sorumluluğun katılımcıya ait olduğunun belirtildiği halde ekstra 800 ABD Doları navlun ücretinin dayanağının olmadığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmede 07.09.2018 tarihine kadar fuar ile ilgili malzemelerin teslim edilmesini ilişkin kaydın var olduğunu, bu tarihe kadar mal teslimi yapılmazsa katılımcının fuara katılamayacağının kabul edilmesi gerektiğini, sözleşmenin 3. Maddesi gereğince katılımcının herhangi bir sebeple fuara katılamaması durumunda boş kalan standını organizatörün istediği gibi değerlendirilebileceği, kurup kurmamakta serbest olduğuna ilişkin madde bulunduğunu, davacının bu şart çerçevesinde standı kurmayabileceğini, sözleşmede katılımcıya boş alan teslim edileceğinin yazılı olduğunu beyanla itirazlarının kabulüne, mevcut davanın yetki itirazı ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Dosyaya getirtilen … İcra Dairesi’nin 2019/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 08/01/2019 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 11/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 15/01/2019 tarihinde icra dairesinin yetkisine, borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itirazın ve 20/06/2019 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
HMK’nun 17.madesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmü getirilmiştir.
Somut olayda; Taraflar arasında olan sözleşmede İstanbul Mahkemeleri ile icra dairelerinin yetkili kılındığı anlaşılmış olup, davalı tarafın yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafından yetki şartının Türk Borçlar Kanunu’nun 21 ve 25 maddeleri uyarınca yazılmamış sayılması gerektiği belirtilmiştir Ancak, yetkili kılınan mahkemenin belirli bulunduğu, yetki sözleşmesinin taraflarının tacir olduğu, özenli davranmakla yükümlü oldukları, yetki şartının TBK’nın 21/2. maddesi anlamında taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin niteliğine aykırı bir kayıt olmadığı, Türk Borçlar Kanunu’nun 25. maddesi anlamında dürüstlük kuralına aykırı haksız işlem şartı niteliğinde olmadığı, buna göre yetki sözleşmesi geçerlilik koşullarını taşımakta olduğu kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce bilirkişi olarak görevlendirilen … ve … tarafından sunulan 21.09.2020 tarihli bilirkişi raporu özetle; Taraflar arasında 26/11/2018-29/11/2018 tarihleri arasında BAE Dubai’de gerçekleştirilecek fuar katılım amacıyla önce 16/10/2017 tarihinde 15 m2 lik stand için, sonra revize edilerek 29/05/2018 tarihinde 17,5 m2 ztant için fuara katılım sözleşmesi imzalandığının açık olduğu, sözleşmelerin birer nüshası ile ödeme planlarının dosyada mevcut olduğu, davacı tarafın sözleşmenin imzalanmasından sonra tek taraflı olarak sözleşmeden dönülemeyeceği, sözleşmeye uygun olarak davalı … Ltd. Şti’nin fuara katılabilmesi için üzerine düşen borç ve yükümlülükleri yerine getirdiği, buna karşılık davalı … LTD Şti’nin ise sözleşme bedelinin USD olarak belirlendiğini geçen sürede USD kurundaki artışlar ve şirketlerinin bazı sorunları sebebiyle fuara katılmak istemediklerini bildirdiği, nihayet 02/11/2018 tarihli ve 06/11/2018 tarihinde tebliğ edilen noter ihtarıyla sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiklerini bildirdiği, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 3. Maddesine göre fuarlara katılım sözleşmesini imzalayarak katılmayı taahhüt eden katılımcının bu imzadan sonra hiçbir şekilde fuara katılmaktan vazgeçemeyeceğini ve tüm yükümlülükleri yerine getirmek zorunda olduğunu, yine sözleşmenin 18. Maddesi uyarınca katılımcının ödeme planına uymaması halinde tüm borcun muaccel hale geleceğinin düzenlendiği, Davalı … Ltd. Şti’nin TBK.m.138’den yararlanarak davacı şirketten uyarlama yapılmasını veya sözleşmenin feshedilmesini talep etmiş ise de davacının buna cevap vermeyerek öneriyi reddetmiş sayılacağı, davalı şirketin USD kurundaki artışın borçludan kaynaklanmayan ve öngörülmeyen sebep olarak kabul edilerek uyarlama istenmiş ise de taralar arasındaki sözleşmenin yapıldığı 16/10/2017’de TCMB USD efktif satış kurunun 3,6521 olup revize ikinci sözleşmenin ödeme planındaki ilk taksit tarihi olan 30/06/2018 tarihihde ise USD kurunun 4,5758 TL olduğu, geçen 7,5 aylık sürede USD kurunda yaklaşık %25’lik artış olduğunun doğru olduğu, fakat tarafların her ikisininde ticari şirketi ve tacir olmakla ticaretiyle ilgili konularda basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek durumunda oldukları, USD üzerinden dış ticaret yapan, uluslar arası fuarlara katılan davalı şirketin bu seviyedeki kur artışlarını öngörmesinin hiç olmaz ise göze almasının bekleneceği, açıklanan nedenlerle davalının tek taraflı sözleşmeyi feshedemeyeceği ve TBK.m.138’e göre uyarlamanın koşullarını oluşmadığı, davalının fuar tarihine 20 gün kala sözleşmeyi feshederek fuara katılmaktan vazgeçtiği, davalı taraf için planlanan 17,5 m2’lik fuar alanının boş kaldığının anlaşıldığı, taraflar arasındaki sözleşmede katılımcının herhangi bir sebeple fuara katılamaması durumunda boş kalan standın akıbetinin organizatörce belirleneceğinin kararlaştırıldığı, davacı şirketin söz konusu alanın farklı bir şekilde değerlendirerek ikame bir yarar sağlayıp sağlamadığının tespit edilemediği, boşa çıkan standa kalan sürede yeni bir müşteri bulmak için bir çaba harcayıp harcamadığına dair dosyada bilgi bulunmadığı, davacı şirketin fuara katılımı halinde davalı şirkete vereceği bir takım hizmetlerden davalı tarafın fuara katılmamasından dolayı kurtulduğu, tüm bunlar dikkate alınarak fuar tarihinden 20 gün önce fesih bildiriminde bulunmuş olması, erken fesih sebebiyle boşa çıkan alanın davacı şirket tarafından başka şekilde değerlendirilme ihtimalinin, kalan sürede yeni müşteri bulunması yönünde bir çaba gösterildiğine dair delil olmaması ve USD kur artışının uyarlamayı gerektirmese de kısa sürede %25 seviyesine ulaşması durumları gözetilerek davalının borçlandığı sözleşme bedelinden %25 tenzilat yapılmasının hakkaniyete uygun olacağının değerlendirildiği, sonuç olarak … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas numaralı dosyasında alacaklı … A.Ş.’nin, borçlu davalı … Tic. Ltd. Şti.’nden takip tarihi itibariyle takip dayanağı fatura sebebiyle 21.580,65 USD asıl alacak, 184,47 USD işlemiş faiz olmak üzere 21.765,12 USD (117.936,47 TL) alacaklı olduğu, mahkemenin takdiri açıklanan sebeplerle %25 hakkaniyet indirimi yapılması yönünde olması halinde davacı şirketin davalı şirketten 16.323,84 USD asıl alacak 138,25 USD faiz olmak üzere toplam 16.462,19 USD alacaklı olduğu belirtilmiştir.
14.04.2021 tarihli … ve … tarafından verilen bilirkişi ek raporu özetle; 21.09.2020 tarihli kök rapordaki görüşlerinde bir değişiklik olmadığını görüş ve beyan etmişlerdir.
Taraflar arasında “Fuara Katılım Sözleşmesi” yapılmıştır. Sözleşmenin 18.maddesinde ” Katılımcı, bu sözleşmenin ödeme planı bölümünde yazılı olan borçlarından ya da vermiş olduğu kambiyo senetlerinden herhangi birini vadesinde ödemediği takdirde diğer bütün borçlarının ve kambiyo senetlerinin de muacceliyet kesbedeceğini peşinen kabul ve taahhüt eder. Böyle bir durumda organizatör ayrıca hiç bir ihbar ve ihtara gerek kalmaksızın sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir. Bu durumda katılımcı sözleşme bedelinin tamamını cezai şart olarak Organizatöre öder. Ancak Organizatör Katılımcıya ait stand alanını başka bir Katılımcıya satabilmiş ve bu satış neticesinde Organizatörün satacağı başka bir stand alanı kalmamışsa Katılımcı Organizatöre cezai şart olarak sözleşme bedelinin yarısını öder” hükmü düzenlenmiştir.
Dosyaya sunulan elektronik posta iletilerinde 28 Mayıs 2018 tarihinde davalı tarafından Dubai fuar ödemelerini en kısa sürede yapılacağını, 31/10/2018 tarihinde ödeme planında revize istenmiş ve bu durumda yönetimi katılıma ikna edilebileceği belirtilmiştir. Davalı tarafından davacı tarafa … Noterliği kanalı ile 02/11/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderilmiş ve sözleşmeden dönüldüğü bildirilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 138.maddesinde “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır” hükmü düzenlenmiştir.
Tarafların her ikisininde tacir olması nedeniyle, her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği, uluslararası fuarlara katılan davalı şirketin kur artışlarını öngöreceği ve göze aldığı kanaatine varılmakla Türk Borçlar Kanunu’nun 138. maddesine göre uyarlamanın koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkememize sunulan katalogda davalıya yer verildiği ve sunulan fotoğraflardan da standın kurulduğu anlaşılmaktadır.
26-29 Kasım 2018 tarihinde yapılacak fuara katılım sözleşmesinden dönüldüğüne dair bildirim 02/11/2018 tarihli ihtarname ile yapılmış ve ihtarname 06/11/2018 tarihinde davacıya tebliğ edilmiş olup, fuar tarihinden 20 gün öncesinde sözleşmeden dönülmesi nedeniyle bu sürenin davacının davalının yerine başka bir katılımcı sağlaması için makul bir süre olmayacağı dikkate alındığında kararlaştırılan cezai şart miktarından indirim yapılamayacağı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın ve davalı taraf likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiğinden asıl alacak üzerinden takip tarihindeki kur esas alınarak davalının %20 oranında icra inkar tazminatının kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, … İcra Dairesi’nin 2019/ … takip sayılı dosyasında davalı tarafından icra takibine yapılan itirazın iptali ile, tahsilde tekerrür olmamak üzere, icra takibinin aynen devamına
2-Hüküm altına alınan 21.580,65USD asıl alacak üzerinden takip tarihindeki kur esas alınarak davalının %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 8.642,24-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 1.570,88-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 7.071,36-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “… Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.320,00-TL’sı arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 15.968,93-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.615,28-TL ilk gider, 1.600,00-TL bilirkişi ücreti ve 221,55-TL posta gideri olmak üzere toplam 3.436,83-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK.’nun 333. maddesinin “Hükmün kesinleşmesinden sonra mahkeme kendiliğinden, yatırılan avansın kullanılmayan kısmının iadesine karar verir. Bu kararın tebliğ gideri iade edilecek avanstan karşılanır” hükmü uyarınca yatırılan avansın bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, hazır olan davacı vekilin ve davalı vekilinin yüzüne karşı karar verildi. 23/06/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)