Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/36 E. 2021/818 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/36 Esas
KARAR NO : 2021/818

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2018
KARAR TARİHİ : 27/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davalılardan …’nın idaresindeki diğer davalı… adına kayıtlı … plakalı … Sigorta A.Ş tarafından sigortalı kamyonet ile Ordu Caddesini takiben Çelebiler Sokağına dönmek istediği sırada davalı Tuncay’ın gereken dikkati vermediğini ve sol tarafını kontrol etmeden dönüşe geçtiğini, geçiş sırasında sol taraftan yola intikal eden müvekkiline çarparak yaralanmasına yol açtığını, kaza nedeni ile müvekkilinin omzunun kırıldığını, omuzda hareketi sağlayan iki kas yırtığı olduğunu, sol el bileğinin dirseğe kadar çatladığını, hekimlerin 5 yıl sonra kemiklerin kaynaması halinde ameliyat önerdiklerini, müvekkilinin tedavisinin halen sürdürüldüğünü, sol kolunun halen işlevini yerine getiremediğini, ev işlerinde ağabeyi …’ün ve komşularının kendisine yardım ettiğini, zararın mahiyeti ev boyutları 5 yıllık süre sonunda anlaşılacağı için bedeni güç kaybı saptanamıyacağından bu husustaki tazminat talepleri hakkı saklı kalmak kaydı ile bu tarihe kadar ev ve el işlerini yapamamak sebebi ile çalışamamaktan 15.000,00 TL maddi, müvekkilinin trafik kazası nedeni ile acı çektiğini korku telaş ve halen de kesin şifa bulup bulamayacağı hakkında tıbbın bir beklenti içinde olması ve geleceğinin şüpheli olması nedeni ile endişeli olduğunu, müvekkilinin çektiği acı ve ıztırabın kısmen olsun tatmin ve telafisi için 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren tahsiline karar verilmesini dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle;Dava konusu kazanın 08/09/2016 tarihinde meydana geldiğini, davacının tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını, meydana gelen trafik kazası nedeniyle … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında sigortalı olduğundan bahisle maddi ve manevi tazminat talep edildiğini, müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, davacının müvekkili şirketten fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplamda 15.000,00 TL maddi tazminat talep ettiğini, müvekkili şirketin bedeni zararlarda sorumluğunun 310.000,00- TL ile sınırlı olduğunu, zorunlu trafik sigortası bir meblağ sigortası olmayıp bir zarar sigortası olup, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalısının kusuru oranında bu gerçek zararın tazminini esas aldığını, müvekkili şirketin sigortalısının kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğunu, davacı tarafın … plakalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunduğunun ispat edilmesi gerektiğini, dava konusu kaza nedeniyle maluliyet bulunup bulunmadığı hususunun Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi tarafından özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda incelenmesi gerektiğini, müvekkil sigorta şirketinin geçici iş görümezlik zararlarından dolayı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, dava konusu trafik kazası nedeniyle davacıya ödenen rücuya tabi geçici iş göremezlik ödeneği ve maluliyet nedeniyle bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin olup olmadığının, var ise tutarının sorulmasını, elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, müvekkili şirketin her durumda sorumluluğunun poliçede belirtilen limit ile sınırlı olduğunu, dava konusu kaza nedeniyle birden fazla kişinin zarar görmüş olması halinde teminatın paylaşılması gerektiğini, dava konusu tazminatın dava açılış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte talep edilebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekilinin cevap dilekçesi özetle; Dava açılmadan önce sigortaya müracaatın zorunlu hale getirildiğini, bu hususun öncelikli olarak dava şartı yokluğu nedeniyle değerlendirilmesi gerektiğini, mezkur davada müvekkillerinin kusursuz olduğunu, kazada kusurun yaya olan davacı tarafta olduğunu, mezkur trafik kazasına ilişkin olarak kaza tespit tutanağının bulunmadığını, kaza ile ilgili olarak ceza dosyasındaki olayın oluş şekli ile kazanın oluş şekli arasında çelişki mevcut olduğunu, ceza dosyasında kusur yönünden bilirkişi raporu alındığını ancak ceza dosyasında alınmış olan bilirkişi raporundaki olayın oluş şekli ile olayın gerçek oluş şekli arasında çelişkiler mevcut olduğunu, mahkeme dosyasında özellikle keşif yapılmak suretiyle kusur yönünden rapor alınması gerektiğini, davacının ATK kuruman sevki sağlanarak fiziki olarak muayene edilmek suretiyle ATK ihtisas dairesinden maluliyet yönünden rapor alınması gerektiğini, davacı tarafından yapılan bir maddi harcama bulunmadığını, mezkur davada müvekkile atfedilecek bir kusur bulunmadığını, davacının maddi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, davacı tarafın manevi tazminat taleplerinin de yerinde olmadığını, kazanın oluşumunda müvekkilinin maliki olan araç sürücüsünün kusuru bulunmamakta olduğunu, kazada davacının kusurlu olduğunu, davacının maddi ve manevi tazminat yönünden Reeskont faiz talep ettiğini, ancak davanın konusu trafik kazası olduğundan dolayı ancak kanuni faiz talep edilebileceğini belirterek usul yönünden kanuna aykırı olan maddi ve manevi tazminat taleplerinin ve davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davacının 08.09.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle haksız fiile dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 27.10.2021 tarihli ve 29.09.2021 tarihli celselerde davanın açılmasından sonra sigorta şirketi ile sulh olduklarını sadece manevi tazminat yönünden davaya devam ettiklerini beyan etmiş, maddi tazminat istemi yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat istemi yönünden ise; 18/09/2016 tarihinde davalı Tuncay’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile seyir halinde iken yaya olan davacıya çarpması sonucu, davacının ceza yargılaması aşamasında alınan kati hekim raporuna göre kemik kırığına neden olacak ve basit tıbbi müdahale ile giderilmeyecek şekilde yaralandığı, yine ceza yargılaması aşamasında mahallinde yapılan keşif ve trafik bilirkişi raporuna göre kazanın oluşumunda davalı sürücü Tuncay’ın asli, yaya davacının ise tali kusurlu olduğunun anlaşıldığı, yargılamanın Gaziosmanpaşa … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas… Karar sayılı dosyasında yapıldığı, davacının sigorta şirketinden manevi tazminat istemi poliçe kapsamı dışında kaldığından, sigorta şirketine karşı açılan manevi tazminat davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Sigorta şirketi dışındaki davalılar aleyhine davacılar tarafından açılan manevi tazminat istemlerine yönelik olarak; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir.
Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacıda meydana gelen yaralanmanın niteliği, davacının yaşı, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; davacı için 6.000-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyen faizi ile birlikte davalı sürücü Tuncay ve aracı işleten Mahmut’tan tahsili ile davacıya verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Maddi tazminat talebi yönünden dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-6.000-TL’nin 08/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı sigorta şirketine karşı açılan manevi tazminat talebinin REDDİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 59,30-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 426,94-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 367,64-TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvurma harcı, 426,94-TL peşin harç ve 231,95-TL posta masrafı olmak üzere toplam 694,79-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 518,51-TL’sinin davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, geri kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalı …ve…’dan müştereken ve müteselsilen alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı …Sigorta AŞ.ye verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar …ve …’a verilmesine,
9-Davalı … Sigorta AŞ.tarafından yapılan 50,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı…Sigorta AŞ.ne verilmesine,
10-HMK.nun 333. md. uyarınca davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, Davacı vekillerinin ve davalı… ve … vekilinin yüzüne, diğer davalı vekilinin Yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/10/2021

Katip
e-imzalı

Hakim
e-imzalı