Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/336 E. 2022/10 K. 07.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/336 Esas
KARAR NO : 2022/10
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 30/05/2019
KARAR TARİHİ : 07/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkili şirketin yurt içi ve yurt dışı nakliyat işlerini ifa ettiğinden karşılaşılabilecek risklere karşı ve yasal zorunluluklar çerçevesinde davalı firmadan sigorta poliçesi yaptırdığını, müvekkilinin 10.11.2018 tarihinde taşeronluğunu yaptığı … … firmasının Denizli-İstanbul taşımasını yapabilmek ve nakliye işini yapacak araç ile şoförü bulmak amacıyla müvekkili şirket yetkilisi … ‘nun yurt içi nakliyecilerin kullandığı Whatsapp uygulamasında bulunan gruba yapılacak olan taşımanın güzergahını ve teslimat şartları ile ödenecek bedeli belirterek sorgulama yaptığını ve gruptan şüpheli … …ın geri bildirimde bulunduğunu ve nakliye işini kabul ettiğini, ancak … …ın aynı anda, yine aynı/benzer gruptan kendisini … olarak tanıtarak … … isimli kişi ile anlaştığını ve müvekkil şirketin işini … … isimli kişiye yüklediğini, müvekkil şirket yetkilisi üzerine düşen araştırma ve soruşturma işlemlerini tamamen yaptıktan sonra işin verilmesi ve nakliyenin yapılması konusunda anlaşmaya varıldığını, … … daha sonra … … isimli kişiyi farklı bir numaradan arayarak kendisini taşınan malların sahibi olan İkea firmasının müdürü olarak tanıttığını ve malların Eskişehir/…’ da boşaltılacağına dair talimat vererek malların sevk adresini değiştirdiğini ve nakliye aracının rotasını değiştirdiğini, akabinde … … isimli şahısın malların kendi ayarladığı depoya boşaltılmasını sağladığını ve malların bir kısmını satarak paraya çevirdiğini, söz konusu hırsızlık eyleminin müvekkilinin yaptığı işi her aşamada takip etmesinden dolayı erken fark edildiğini ve taşıması yapılan 320.000TL’ lik malların büyük kısmı yakalanarak geri alındığını ancak müvekkilinin olayın fark edilip, savcılık ve karakol işlemlerinin yapılması sırasında … … ın satmış olduğu mallardan dolayı 97.345,50+KDV olmak üzere toplamda 105.133,14-TL zarara uğradığını, müvekkil şirketin taşeronluğunu yapmakta olduğu … … firmasına söz konusu bedeli ödemek zorunda kaldığını ve davalı … şirketinden kendisine kesilen fatura karşılığını sigorta poliçesi kapsamında ödenmesi talebinde bulunduğunu ancak müvekkilinin ağır kusurundan kaynaklı bir zarar oluştuğu için poliçe kapsamı dışında kaldığından bahisle ödeme yapmadıklarını, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla zarar bedeli olan 97.345,50TL+KDV olmak üzere toplamda 105.133,14 TL’ nin olay tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Dava konusunun Müvekkili şirketin … nolu, 20/07/2018-20/07/2019 vadeli Yurtiçi Taşıyıcı Sorumluluk Sigortası Poliçesi olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğunun dava konusu poliçe teminatı ile sınırlı olmak üzere ve poliçe genel ve özel şartlar ile poliçeye ekli ek madde ve klozlar çerçevesinde belirlendiğini, müvekkili şirket nezdindeki poliçe sebebiyle her hangi bir zarar tazmin sorumluluğunun olmadığını, talep edilen zararın poliçe teminat kapsamında olmadığını, fiili taşıma tüzel kişi nakliyeci tarafından yapılmadığından poliçenin geçersiz olduğunu, Yurtiçi Taşıyıcı Sorumluluk Sigorta Poliçesi’nin 3. Sayfasında yer alan Özel Şartlar başlıklı Düzenlemede yer alan 11. Maddesinde poliçe ile verilen teminatın geçerliliğinin taşıma taahhüdünde bulunan ve/veya taşıma işini fiilen yapan nakliyecenini bir tüzel kişilik olması ve sevkiyatın sigortalı ile nakliyeci firma arasında düzenlenmiş olan hukuken geçerli bir taşıma sözleşmesine bağlı olarak yapılması şartlarına bağlandığını, özel şartlar hükmü uyarınca poliçe ile verilen teminatın geçersiz olduğundan müvekkil şirketin meydana gelen zararı tazminle mükellef olmadığını, gerçek kişilerden kiralanmış aracın teminat harici olduğunu, mal faturasının ibraz edilmemiş olması sebebiyle de talep edilen hasar poliçe teminat kapsamında olmadığını, meydana gelen hasarlarda mal faturasının mutlaka temin edilmesi gerektiği gerektiğini aksi takdirde hasar tazminatının ödenmeyeceği hususunun düzenlendiğini, davacı tarafın basiretli bir tacirin göstermesi gereken dikkat ve özeni göstermediğini, dava konusu hazırlığın meydana geliş şekli itibariyle poliçenin teminat kapsamında olmadığını, davacı tarafın zarar görene zararını tazmin ettiğini ispatlamakla mükellef olduğunu, davacı tarafın talebinin fahiş olduğunu, olay tarihinden itibaren faiz talep etmesinin yasal mesnedinin olmadığını, davacı tarafın zarar tarihinin zarar görene yaptığını iddia ettiği ödeminin tarihi olabileceğini, ödeme tarihinden önce davacının aktif husumet ehliyetini kazanmasının mümkün olmadığını, davacının ödeme tarihinin de müvekkil şirketin temerrüt tarihi olmadığını, davacının talebinin temerrüt hükümlerine aykırı olduğunu kabulünün mümkün olmadığını belirterek davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi olarak görevlendirilen … tarafından sunulan 07/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
1)Uyuşmazlığa konu hasarın TTK. Hükümlerine tabi olduğu,
2) Davalının yurt içi taşımalardan doğan sorumluluğunu, davalı … kuruluşu nezdinde … sayılı 20.07.2018-20.07.2019 vadeli yurt içi taşıyıcı sorumluluk sigorta sözleşmesi ile teminat altına aldırmış olduğu,
10.11.2018 tarihinde gerçekleşen hırsızlık hadisesinin poliçe geçerlilik dönemi içerisinde meydana geldiği,
3) Sigorta eksperi tarafından aynı tarih aynı dosya ve aynı rapor numarası ile iki adet Nakliyat ekspertiz raporu düzenlenmiş olduğu,
Bu raporlardan iikinde hasar tespitinin yapılmamış olduğu,
İkince raporda ise 97.345,50 TL tutarında bir hasar tespiti yapılmış olduğu,
Bilirkişilikte bu çelişkinin Muhtereme Mahkemeye açıklanmasının gerektiği,
Hasar her ne kadar teminat harici ise de; bilirkişiliğin görevi gereği TTK. nin md.882/1 hükmüne göre bir hesaplama yapması gerektiği, ancak sunulan belgelerle kg hesabının yapılmasının mümkün olmadığı, kaldı ki burada sınırlı sorumluluktan yaralanmanın söz konusu olamayacağı,
4) Taraflar arasındaki düzenlenmiş sigorta sözleşmesinde özel şart olarak yer alan, [Fiili taşımanın tüzel kişi taşıyıcı tarafından yapılması gerektiği, Fiili taşımayı yapan taşıyıcı ile taşıtan arasında taşıma sözleşmesi yapılması şarttır ]
Şeklinde düzenlenmiş iki özel şartın yerine getirilmediğinin anlaşıldığı, Bu durumda talep edilen hasarın poliçe teminat kapsamında olmadığı, kanaatine vardığını belirtmiştir.
Mahkememizce bilirkişi olarak görevlendirilen Lojistik, Taşıma ve Sigorta Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi … tarafından sunulan 06/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Dosya kapsamı iddia ve savunmalar, sunulan deliller, davacının dayandığı sigorta poliçesi, taşıma sürecinde meydana gelen zayiatın sebepleri bakımından incelenmiş ve değerlendirilmiş olmakla;
Davacının sorumlu olduğu 105.133,14 TL zarara katlandığı ve üst akdi taşıyıcısına tazmin ettiğinin değerlendirildiği,
Zararın güveni kötüye kullanma şeklince araç sürücüsü ve alt taşıyıcının birlikte hareket ederek malın zayiine sebebiyet verme şeklinde gerçekleştiği,
Davacının taşıyıcı bulma ve görevlendirme sürecinde üzerine düşen özeni göstermediği, tüzel kişi taşıyıcı ile anlaşmak gerekirken doğrudan gerçek kişi ile sözleşme yaptığı,
Gerek araç maliki, gerek sözleşme ile taşımanın verildiği kişinin gerçek kişi olması sebebi ile davalının sorumluluk sigortası kapsamında teminata dahil ettiği sorumluluk risklerinin dışında bir güveni kötüye kullanma riski gerçekleştiğinin değerlendirildiği,
Dosyadan sunulu bilirkişi raporu tespit ve değerlendirmelerinin dosya kapsamına uygun olduğu” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Bilirkişi Lojistik, Taşıma ve Sigorta Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi … tarafından sunulan 01/12/2021 tarihli ek raporunda özetle;
Davacının akdi taşıyıcı olarak üstlendiği taşımalarda, fiili taşıma için gerçek kişi taşıyıcı teminatının hususiyetle teminata dahil edildiğinin görüldüğü,
Somut olayda “güveni kötüye kullanma” riskinin de sigorta kuvertürüne alındığı, olay başına limitin 50.000 TL olarak tespit edildiği,
Davalı … şirketinin somut olayda olay başı 50.000 TL teminatı gözeterek davacının katlandığı zarardan bu miktarı tazmin etmesi gerektiği,
Meydana gelen zararın evrak veya bilgi-belge vermekte yanlış bildirimden kaynaklanmadığı için davacının ayrıca 5.000 TL sağlanan teminatı talep edemeyeceği,
Bu çerçevede, daha önce aynı poliçe kapsamında güveni kötüye kullanma teminatından yararlandığı ve kendisine tazminat ödendiği ileri sürülmeyen davacının dava konusu katlandığı 105.133,14 TL zarar miktarından 50.000 TL kısmını davalıya yansıtabileceği, davalının hususiyetle bu yönde teminatının poliçede teyit edildiği, belirtilmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davacı şirketin taşınmasını üstlendiği malın çalınması sonucu katlandığı zararın sorumluluk sigortacısı davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı, dava dışı … … firmasının akden taşımasını üstlendiği yükün taşımasını üstlenmiş, taşıma sürecinde malın zayii sebebi ile 105.133,14 TL katlandığı tazminatı sorumluluk sigortacısı davalıya yansıtmaktadır.
Davalı, davacının yurtiçi taşıma süreçlerinde olası sorumluluk risklerini teminat altına almıştır. Davalı vekili, meydana gelen zararın sigorta poliçesi kapsamında olmadığını ileri sürmüştür.
Taraflar arasındaki ihtilaf, davacının katlandığı zararın davalının üstlendiği sigorta teminatına dahil olup olmadığı ve davalının sorumlu ise ne kadar tazminata kadar sigorta teminatı sağladığı hususlarındadır.
Alınan bilirkişi kök ve ek raporları dosya kapsamıyla birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda; davacının whatsapp grup uygulamasından daha önce iş yapmadığı, rastgele cevap veren dava dışı … ile sözleşme yaparak taşımayı ona verdiği, … …ın davacı karşısında akdi olarak işi üstlenen alt taşıyıcı olduğu, daha sonra dava dışı … …ın işi, dava dışı … …’e verdiği, malların dava dışı … firmasına ait olmasına karşın, …’in …’in talimatı ile hareket ettiği, … ve … tarafından davacının taşımasını üstlendiği yükün taşınırken güvenin kötüye kullanılması suretiyle çalındığı anlaşılmıştır.
Davacının akdi taşıyıcı olarak üstlendiği taşımalarda, fiili taşıma için gerçek kişi taşıyıcı teminatının hususiyetle teminata dahil edildiği, somut olayda “güveni kötüye kullanma” riskinin de poliçenin istisnalar kısmında 14. maddede sigorta kuvertürüne alındığı, olay başına limitin 50.000 TL olarak tespit edildiği, davalı … şirketinin somut olayda olay başı 50.000 TL teminatı gözeterek davacının katlandığı zarardan bu miktarı tazmin etmesi gerektiği, meydana gelen zararın evrak veya bilgi-belge vermekte yanlış bildirimden kaynaklanmadığı için davacının ayrıca 5.000 TL sağlanan teminatı talep edemeyeceği, daha önce aynı poliçe kapsamında güveni kötüye kullanma teminatından yararlandığı ve kendisine tazminat ödendiği ileri sürülmeyen davacının dava konusu katlandığı 105.133,14 TL zarar miktarından 50.000 TL kısmını davalıya yansıtabileceği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 50.000,00- TL’nin 10/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 3.415,50-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 1.795,42-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 1.620,08-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.320,00-TL’sı arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 7.300,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 7.967,31-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.839,82-TL ilk gider, 1.600,00-TL bilirkişi ücreti, 192,60-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 3.632,42-TL yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 2.692,36-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-HMK.’nun 333. maddesinin “Hükmün kesinleşmesinden sonra mahkeme kendiliğinden, yatırılan avansın kullanılmayan kısmının iadesine karar verir. Bu kararın tebliğ gideri iade edilecek avanstan karşılanır” hükmü uyarınca yatırılan avansın bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/01/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır