Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/335 E. 2021/280 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/335 Esas
KARAR NO : 2021/280
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/05/2019
KARAR TARİHİ : 07/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkili şirketin dermo-kozmetik alanlarında Türkiye’de birçok eczaneye dermo-kozmetik ürünlerinin satışını yaptığını, davalı ile müvekkili şirket arasında “…, PFD” ürünlerine ilişkin 08.06.2018 tarihli “… Ticari Şartlar Sözleşmesi” ve yine 08.06.2018 tarihli ” … ” ürünlerine ilişkin “… Ticari Şartlar Sözleşmesinin” tanzim ve imza edildiğini, bu sözleşmeler ve taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden müvekkili şirket tarafından davalıya dermo-kozmetik ürünleri satışı gerçekleştirildiğini, bu satışlara ilişkin olarak 13 adet faturanın tanzim edilerek davalıya gönderildiğini, davalı tarafından fatura konusu ürünlere ilişkin ödemenin yapılmaması ve ödeme için ek süre istenmesi nedeniyle müvekkili şirket tarafından iyiniyet ve kolaylık gösterilerek taraflar arasında 2018 Yılı Ciro Prim Sözleşmesi Ek Protokolü imzalandığını, Müvekkili şirketin buna rağmen alacağını tahsil edememesi nedeniyle … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve 20.02.2019 tarihli ihtarnamesini keşide edilerek davalıya gönderildiğini, davalının ödeme yapmaması üzerine, davalı aleyhine … İcra Müdürlüğü 2019/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takip davalı takip borçlusunun itirazı ile takibin durduğunu beyanla, İtirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davalı tarafa usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşıldı.
GEREKÇE :
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Dosyaya getirtilen … İcra Dairesi’nin 2019/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 13/03/2019 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 19/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 22/03/2019 tarihinde yetkiye, borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itirazın ve 30/05/2019 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davalı tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise de itiraz dilekçesinde yetkili icra dairesinin belirtilmediği görülmüştür. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 19/2.maddesinde “(2) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz” hükmü uyarınca, davalının icra takibine yaptığı yetki itirazı dikkate alınamayacaktır.
Mahkememizce bilirkişi olarak görevlendirilen Mali Müşavir … tarafından sunulan 02/06/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”Davacının ibraz olunan e-defter Beralarının süresinde oluşturulduğu olduğu, davacının 2018-2019 yılı ticari defterlerinin sahibi lehinde delil vasfına haiz olduğu, davacının ticari defterlerine göre davacının 13.03.2019 takip tarihi itibariyle kaydi olarak 95.827,66TL davalıdan asıl alacağı göründüğü, davacının takip konusu alacağının dayanağı faturaların davalı aleyhine borç doğurduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 4.7 maddesi bağlamında, takibe dayanak her bir faturanın bakiye tutarı için vade tarihinden 13.03.2019 tarihine kadar toplam 3.507,25TL işlemiş avans faizi hesaplandığı, davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda; Merkez bankası verilerinden, 13.03.2019 takip tarihi itibari ile avans faizi oranının %19,50 olduğu anlaşıldığından davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren %19,50 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği” kanaatiyle rapor tanzim edilmiştir.”
Dava dilekçesi ekinde 08/06/2018 tarihli … Ticari Şartlar Sözleşmesi ile Ciro Prim Sözleşmesi Ek Protokol dosyaya sunulmuştur. 31/12/2018 tarihli 2018 yılı Ciro Prim Sözleşmesi Ek Protokolünde tarafların isimlerinin yer aldığı ve altlarının imzalandığı anlaşılmıştır. Bu protokolde 12 Kasım 2018 tarihi itibariyle davalının 95.827,66-TL’sı borcunun bulunduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce 24/06/2020 tarihli duruşmada alınan ara kararı ile “…Dava dilekçesi ekinde sunulan 2018 yılı ciro prim sözleşmesi ek protokolünün örneğinin isticvap yerine kaim olmak üzere davalıya tebliği ile tebliğden itibaren sözleşme üzerindeki imzanın kendilerine ait olup olmadığı hususunda beyanda bulunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, aksi takirde belgedeki imzanın kendisine ait olacağının kabul edileceği hususunun tebliğ ile ihtarına, yapılacak tebligata duruşma tutanağının eklenmesine…” karar verilmiş ve davalıya 24/12/2020 tarihinde tebligat yapılmış ise de Davalı tarafından beyanda bulunulmamıştır.
Tarafların iddiaları ile toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Bilirkişi raporunda davacının ticari defterlerine göre davacının 13.03.2019 takip tarihi itibariyle kaydi olarak 95.827,66TL davalıdan asıl alacağı göründüğünün, 13.03.2019 tarihine kadar toplam 3.507,25TL işlemiş avans faizi hesaplandığının belirtildiği görülmekle ve davalıya tebliğ edilen Ciro Prim Sözleşmesi Ek Protokolüne karşı davalı tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığı nazara alındığında davacının davalıdan 95.827,66-TL’sı asıl alacak ve 3.507,25-TL’sı işlemiş faiz alacağının bulunduğu anlaşılmakla; İstanbul 1. İcra Dairesi’nin 2019/11886 takip sayılı dosyasında yapılan itirazın, tahsilde tekerrür olmamak üzere, 95.827,66-TL’sı asıl alacak ve 3.507,25-TL’sı işlemiş faiz yönünden iptaline hüküm altına alınan 95.827,66-TL’sı asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren avans faiz yürütülmesine, davalı taraf likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiğinden icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- … İcra Dairesi’nin 2019/ … takip sayılı dosyasında yapılan itirazın itirazın, tahsilde tekerrür olmamak üzere, 95.827,66-TL’sı asıl alacak ve 3.507,25-TL’sı işlemiş faiz yönünden iptaline hüküm altına alınan 95.827,66-TL’sı asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren avans faiz yürütülmesine,
Fazlaya dair istemlerin reddine,
2-Hüküm altına alınan 95.827,66-TL’sı alacağın %20’si oranında 19.165,532-TL’sı icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 6.785,57-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 1.247,69 harçtan mahsubu ile eksik kalan 5.537,88-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.320,00-TL’sı arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 13.386,82-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.292,09-TL ilk gider, 800,00-TL bilirkişi, 149,20-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.241,29-TL yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 2.204,61-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, geri kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK.nun 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası davacıya iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, Davalının yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır