Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/324 E. 2021/134 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/324 Esas
KARAR NO :2021/134

DAVA:Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ:27/05/2019
KARAR TARİHİ:18/02/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA/Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Davalı şirketin 19.03.2019 Tarihli olağan Genel Kurul Toplantısı’nda alınan faaliyet raporunun onaylanmasına ilişkin 2 numaralı, finansal tabloların onaylanmasına ilişkin 3 numaralı, yönetim kurulu ibrasına ilişkin 4 numaralı, yönetim kurulu üyelerine gayrimenkul alım satım yetkisinin verilmesine ilişkin 6 numaralı ve yönetim kurulu üyelerine TTK 395 ve 396.maddeleri kapsamında yetki verilmesine ilişkin 7 numaralı kararlarının kanuna, esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, faaliyet raporunun detay içermeyen bilgilerden oluştuğunu, finansal verilerin karmaşık, anlaşılmayacak şekilde sıralandığını, net bilgiler içermediğini, yönetim kurulu faaliyet raporunun gerçeği yansıtmayan, eksik bilgilerden örülü haliyle kabulünün mümkün olmadığını,
Davalı şirketin hiçbir denizcilik faaliyeti bulunmadığını, gayrimenkul kiralama dışında bir faaliyeti olmadığını, ekonomik açıdan risk oluşturacak bir ticari faaliyeti bulunmamasına rağmen yönetim kurulu üyelerinin kendilerinin ayrıca şahsi ortak oldukları iştiraklere hiçbir sermaye taahhüt borcu da olmamasına karşın, bu iştiraklerle ilgili olarak ihtiyaç olabilir diye düşünerek şirket yedeklerinde bulunan tüm karın dağıtılması talebinin reddedildiğini, bu durumun hukuka ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, şirket yönetim kurulunun şirket bünyesinde yüksek miktarda olağanüstü yedek akçe olmasına rağmen bugüne kadar bu tutarı ne yatırım için kullandığını, ne de kar dağıtımı yaptığını,
Davalı şirketin sahibi olduğu ve bilançosunda …’da Kar yedekleri başlığı altında Olağanüstü Yedekler olarak kayıtlı 2.126.915,30 TL nin hangi amaçla ne kadar süre için ayrıldığının belli olmadığını, hiçbir bilgi verilmediğini. Olağanüstü yedeklerin neden kar dağıtımına alınmadığının açıklanması gerektiğıini, şirketin maddi duran varlıklarında 594.596,91 TL değerinde taşıt olduğunu, ticari hiçbir faaliyeti olmayan bir şirkette bu taşıtların kimlerin kullanımında olduğu ve hangi amaçla kullanıldığı konusunda da hiçbir açıklama olmadığını, şirket demirbaşlarında 285.046,75 TL değerinde demirbaş olduğunun belirtildiğini, ancak bunların neler olduğunun açıklanmadığını, hiçbir ticari faaliyeti olmayan şirkette bu demirbaşların hangi amaçla alındığının da belli olmadığını, yönetim kurulu raporunda şirketin bu döneminde 592.898,57 TL kar elde edilirken, 1.156.736,32 TL’lik yönetim giderlerinden bahsedildiğini, öncelikle bu yönetim giderlerinin detayları hakkında bilgi verilmesi gerektiğini, amacı doğrultusunda hiçbir ticari faaliyette bulunmayan davalı şirketin 1.156.736,32 TL tutarındaki işletme masraflarının çok yüksek olduğunu, davalı şirketin hiçbir ticari faaliyeti olmadığı halde ve yasal yedeklerinde 1.458.305,36 TL olmasına karşın olağanüstü yedeklerde bulunan (önceki yıllara ait karlardan) 7.231.163,34 TL’nin “dağıtılmayan karlar, gelecek dönemdeki yatırımlar gelecekteki istikrarlı kar dağıtım politikası, muhtemel ekonomik kriz ve işletme zararlarında kullanılmak üzere öz kaynaklar içinde olağanüstü hesabında tutulduğunu,
Şirketin yönetim kurulu tarafından iyi yönetilmediğini, şirket mevcudu olmasına rağmen gerekli yatırımların yapılmadığını, davalı şirketin amacı doğrultusunda denizcilik ile ilgili ticari bir faaliyeti bulunmadığını, sadece sahibi bulunduğu …’daki mülklerin kira gelirlerini elde ettiğini, tek ticari faaliyetin bu gayrimenkullerin kiralanması ve kira geliri elde edilmesi olduğunu, bu paraların şirkete dönüşü olmadığını belirterek ;
Davalı şirketin 19/03/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 2,3,4,6, ve 7 numaralı kararların sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olması nedeniyle iptaline , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP/Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;
Davalı şirketin %6,67 oranında pay sahibi olan davacı tarafından, şirketin 2018 yılı faaliyet dönemine ilişkin olarak 19.03.2019 tarihinde şirket merkezinde yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan kararların iptal talebi ile davanın açıldığını,
Davacının vekili ile genel kurul toplantısında temsil edildiğini, temsilcinin oylarını olumsuz yönde kullandığını, ancak davacının temsilcisinin alınan kararlarda, karar alınmadan önce muhalefet şerhi başlığı için niçin olumsuz oy kullanacaklarına ilişkin gerekçelerini yazılı metin olarak açıkladığını ama alınan kararlara muhalefet şerhi koymadığını, eleştiri düzeyinde kalan açıklamalar muhalefet olarak kabul edilemeyeceği gibi, sadece karara muhalif oy kullanmanın iptal davası açmak hakkı vermeyeceğini,
Karar alınmadan önce yapılan ve oyun gerekçesini açıklamaktan öte bir husus içermeyen açıklamaların karara muhalefet şerhi olarak kabul edilemeyeceğini ,
Davacının ağabeyi Ö … ile davalı şirketin dışında diğerleri …AŞ ve … ve Tic. AŞ olmak üzere üç şirkette ortak olduğunu, davacının genel kurul aleyhine iptal davası açmayı itiyat haline getirdiğini, davalı şirket aleyhine açılan 6 iptal davası olduğunu, … ve Tic. AŞ aleyhine de açılan 8 adet iptal davası olduğunu,
Davacının şirketin halihazırda sadece kira geliri elde eden şirket olduğundan, hiçbir denizcilik faaliyetinde bulunmadığından bahisle şirketi gayri faal gibi göstermeye çalıştığını, şirketin kurulduğu günden bu yana sürekli olarak bir kısım fonları idare etmiş ve diğer denizcilik şirketlerine iştirak suretiyle faaliyetini sürdürmüş, ayrıca tasarruflarını gayrimenkulde değerlendirdiğini, davacı bütün iştiraklerde pay sahibi olmadığından buna karşılık dava dışı ağabeyi …’ın pay sahibi olmasından yakınmakta olduğunu,
Böyle bir zorunluluk olmadığı gibi davacının hiçbir zaman sermaye koymaya yanaşmadığını, sermaye artırımlarına dahi karşı çıktığını, davacının bilanço rakamlarını da yanlış ve yanıltıcı olarak değerlendirdiğini, hiçbir yasal zorunluluğun olmaması ve genel uygulamanın gerektirmemesi dolayısıyla YMM raporunun ve detay mizanın Yönetim Kurulu faaliyet raporuna eklenmemesi ne bir yolsuzluk ne de bir iptal sebebi olduğunu, yedek akçe ve özel fonun gayrimenkul satış kazancının kurumlar vergisinden istisna edilebilmesi için kazancın %75 7 tutarında oluşturulmuş bir fon olduğunu, bu fonun ayrıldığı, nasıl oluştuğu ve yasal dayanağı 03.03.2009 tarihinde yapılan genel kurulda, yönetim kurulu faaliyet raporu ile genel kurula izah olunduğunu, genel kurulda 2018 yılı karının tamamının kanuni yükümlülükler yerine getirilmesinden sonra dağıtılmasına karar verildiğini, gündemde yedek akçelerin veya fonların dağıtımına ilişkin madde olmadığını, davacı şirketinde dahil olduğu şirketlerden son on yılda temettü olarak aylık 33.491 TL gelir elde ettiğini,.. öte yandan davacının birikmiş karın ve yedek akçelerin dağıtımına ilişkin teklifin görüşülmesini dava konusu yapması da mümkün olmadığını, bu konuda olumlu ya da olumsuz alınmış bir karar olmadığını, davacı ibra konusundaki genel kurul kararının da iptalini talep etmişse de, bu karara karşı ne eleştirisi ne de muhalefet şerhi olmadığını, sadece görüş açıklaması olduğunu belirterek ;
Davacının haksız davasının reddine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, TTK.445.maddesi gereğince anonim şirket genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Davalı şirketin 19/03/2019 tarihinde yapılan 2018 yılına ait genel kurul toplantısında alınan 2,3,4,6,7 numaralı gündem maddelerinde alınan kararların TTK 445-446 md gereğince iptali istemi konusundadır.
Tarafların bildirdiği deliller toplanmıştır.Dosya içine; 19/03/2019 tarihinde yapılan genel kurul toplantı tutanağı, hazirun cetveli, genel kurul gündemi, yönetim kurulunun 19/02/2019 tarihli finansal tablolara ilişkin raporu, 31/12/2018 tarihli bilanço,davacı … ın toplantı gündemi ile faaliyet raporlarının kendisine tebliğini istediği ….Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi, davalı şirket ticaret sicil dosyası , bu dosya içinde bulunan davalı şirketin esas sözleşmesi alınmıştır.
Mahkememizce bilirkişiler Prof. Dr. N…. … ve İşletme Prof. Dr … ın 06/07/2020 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre;
İptal sebepleri
TTK MADDE 445- (1) 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.
İptal davası açabilecek kişiler
TTK MADDE 446- (1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten,
b)Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri,
c)Yönetim kurulu,
d)Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.
… Ticaret Sicil Müdürlüğü nün … sicil numarasında kayıtlı …/…/… merkezli … nin 2018 yılına ait olağan genel kurul toplantısının ; şirket yönetim kurulu çağrısı üzerine 19/03/2019 tarihinde
1- Açılış ve toplantı başkanlığının seçimi ve genel kurul tutanaklarının imzalnması için toplantı başkanlığı na yetki verilmesinin onaylanması
2-2018 yılı yönetim kurulu faaliyet raporunun okunması ve müzakeresi ve onaylanması
3-2018 yılı bilanço ve kar zarar hesaplarının okunması müzakeresi ve tasdiki ile 2018 çalışma yılı kar zararı hakkında karar verilmesi
4- Şirketin 2018 yılı faaliyetlerinden dolayı Yönetim Kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibra edilmeleri
5- Yönetim kurulu üyelerinin ücret ve huzur haklarının belirlenmesi
6- Şirket fonlarının değerlendirmek veya en az orta vadede kazanç sağlamak üzere gayrimenkul almak ve şirket ihtiyaçları piyasa koşullarının elverişliliği genel ekonomik durumun gerektirmesi gayrimenkul piyasasının durumu veya şirkete kazanç sağlayacak iyi tekliflerle karşılaşılması hallerinde veya fon gereksinimi durumunda şirket gayrimenkullerini bütünüyle veya kısmen emsal bedelleri de nazara alarak satmak konularında ve ayrıca gayrimenkul satış kazancını Kurumlar Vergisi Kanununun 5.maddesinde yazılı istisnalardan yararlandırmak KDV istisnasından yararlanmak veya satış kazancını yenileme fonuna almak konularında takdir hakkını kapsamak üzere Yönetim Kurulu na yetki verilmesine
7-Yönetim Kurulu üyelerine TTK 395 ve 396 maddelerinde yazılı izinlerin verilmesi
gündemi ile yapıldığı sabittir.
Davalı … AŞ 650.000.000 adet hisseye isabet eden 650.000.000.000 TL değerli sermayeye sahip olup halka açık olmayan Anonim şirkettir.Şirketin ortakları ve ortaklara ait hisseler ;
… AŞ-559.000.000 adet hisse- 559.000.000.000 TL
Ö…. -47.629.790 adet hisse- 47.629.790.000 TL
… – 43.367.740 adet hisse- 43.367.740.000 TL
… – 1.110 adet hisse – 1.110.000 TL
… – 1.110 adet hisse – 1.110.000 TL
… – 250 adet hisse – 250.000 TL şeklindedir.

19/03/2019 tarihli genel kurul toplantısına Emre Hayri Baran dışındaki tüm ortaklar asaleten ve vekaleten katılmıştır. TTK 418 maddesinde aranan en az 1/4 oranında hisse sahiplerinin katılımıyla toplanının gerçekleşmesi koşulu sağlanmıştır.
Huzurdaki dava genel kurulun yapıldığı 19/03/2019 tarihinden sonra 27/05/2019 tarihinde ve yasal 3 aylık süre içinde açılmıştır.
Davacı …, davalı 43.367.740 adet hisse-43.367.740.000 TL hisse sahibi olup, toplamda % 6,67 denk gelen hissedar ortaktır. Toplantıya vekaleten katılmış, oy kullanmıştır.
Davacı … vekili genel kurul toplantısında; 2 numaralı kararın alınması esnasında yazılı olarak tutanağa geçen muhalefet şerhi koymuş ve beyanda bulunmuştur, 3-4-6 numaralı genel kurul kararlarına karşı hem sözlü muhalefet beyanında bulunmuş, hemde tutanağa eklenen yazılı muhalefet şerhlerine atıf yapmıştır. 7 numaralı genel kurul kararınn alınması sırasında tutanağa geçen her hangi bir muhalefet şerhi yoktur. Ancak 2 numaralı kararın alınması esnasında sunulan yazılı beyanda 7 numaralı karar bakımından da muhalefet edildiği görülmüştür.
İptali istenen genel kurul kararlarından 2,4,6,7 numaralı kararlara olumsuz oy vermiş, 3 numaralı karar için olumlu oy vermiştir.
Davalı şirket vekili her ne kadar tutanağa geçen bu beyanların eleştiri niteliğinde olduğunu muhalefet şerhi sayılmayacağını bildirmiş ise de, toplantı tutanağına eklenen ve açıkca gündem maddelerine ilişkin muhalefet şerhi ibaresi ile açıklanan ,kayıtların yasal olarak aranan muhalefet beyanı için yeterli olduğu mahkememizce takdiren kabul edilmiştir.Davacı … ın dava açma hakkı vardır.
Böylece TTK 418,445 ve 446 da aranan ön koşulların sağlandığı tespit edilmiştir.

Davalı şirketin bilirkişi Prof Dr … tarafından incelenen 2018 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin 6102 sayılı TTK madde 64,66 ve VUK madde 220-226 uyarınca yasal süreler içerisinde yaptırıldığı, ticari defter (Yevmiye, Kebir ve Envanter Defterleri) ve kayıtların birbirini teyit ettiği için HMK 222. Md. göre kendi lehine kesin delil teşkil ettiği tespit edilmiştir.

İptali istenen gündem maddeleri ve kararlar;
Davacı vekili huzurdaki davada verdiği dilekçesinde ve genel kurul tutanağına koyduğu muhalefet şerhinde; “faaliyet raporunun detay içermeyen bilgilerden oluştuğunu, finansal verilerin karmaşık, anlaşılmayacak şekilde sıralandığını, net bilgiler içermediğini, yönetim kurulu faaliyet raporunun gerçeği yansıtmayan, eksik bilgilerden örülü, bu hali kabulü mümkün olmayan bir rapor olduğunu, davalı şirketin kar zarar hesaplarının kabulü mümkün olmadığını, Davalı şirketin hiçbir denizcilik faaliyeti bulunmamasına gayrimenkul kiralama dışında bir faaliyeti olmamasına dolayısıyla ekonomik açıdan risk oluşturacak bir ticari faaliyeti bulunmamasına rağmen yönetim kurulu üyelerinin kendilerinin ayrıca şahsi ortak oldukları iştiraklere hiçbir sermaye taahhüt borcu da olmamasına karşın, bu iştiraklerle ilgili olarak ihtiyaç olabilir diye düşünerek şirket yedeklerinde bulunan tüm karın dağıtılması talebinin reddedilmesi hukuka ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, şirket yönetim kurulu şirket bünyesinde yüksek miktarda olağanüstü yedek akçe olmasına rağmen bugüne kadar bu tutarı ne yatırım için kullanmıştır ne de kar dağıtımı yapmadığını,
Şirketin yönetim kurulu tarafından iyi yönetilmediğini, şirket mevcudu olmasına rağmen gerekli yatırımlar yapılmadığını, davalı şirketin amacı doğrultusunda denizcilik ile ilgili ticari bir faaliyeti bulunmamakta olup, sadece sahibi bulunduğu …’daki mülklerinin kira gelirlerini elde ettiğini, bu satışlardan ticari bir fayda sağlanmasının söz konusu olmadığını, daha önceki verilen yetkiler çerçevesinde satılan gayrimenkullerden elde edilen satış bedelleri de iştirak şirketlere aktarılmakta ve dolayısıyla tek ticari faaliyeti bu gayrimenkullerin kiralanması ve kira geliri elde edilmesi olan davalı şirket, bu satışlardan bir fayda sağlamadığını, bu paraların şirkete dönüşü olmadığını” iddia etmiş, bu iddialar çerçevesinde genel kurulda alınan 2,3,4,6,7 numaralı kararların kanuna esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olması nedeniyle iptal edilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili : “… kira geliri elde eden şirket olduğundan, hiçbir denizcilik faaliyetinde bulunmadığından bahisle şirketi gayri faal gibi göstermeye çalıştığını, şirketin kurulduğu günden bu yana sürekli olarak bir kısım fonları idare etmiş ve diğer denizcilik şirketlerine iştirak suretiyle faaliyetini sürdürmüş, ayrıca tasarruflarını gayrimenkulde değerlendirdiğini, davacı bütün iştiraklerde pay sahibi olmadığından buna karşılık dava dışı ağabeyi …’ın pay sahibi olmasından yakınmakta olduğunu,
Böyle bir zorunluluk olmadığı gibi davacı hiçbir zaman sermaye koymaya yanaşmadığını, sermaye artırımlarına dahi karşı çıktığını, davacının bilanço rakamlarını da yanlış ve yanıltıcı olarak değerlendirdiğini, hiçbir yasal zorunluluğun olmaması ve genel uygulamanın gerektirmemesi dolayısıyla YMM raporunun ve detay mizanın Yönetim Kurulu faaliyet raporuna eklenmemesi ne bir yolsuzluk ne de bir iptal sebebi olduğunu, yedek akçe ve özel fonun gayrimenkul satış kazancının kurumlar vergisinden istisna edilebilmesi için kazancın %75 7 tutarında oluşturulmuş bir fon olduğunu, bu fonun ayrıldığı, nasıl oluştuğu ve yasal dayanağı 03.03.2009 tarihinde yapılan genel kurulda, yönetim kurulu faaliyet raporu ile genel kurula izah olunduğunu, bu genel kurula davacının katıldığını, Genel kurulda 2018 yılı karının tamamının kanuni yükümlülükler yerine getirilmesinden sonra dağıtılmasına karar verildiğini, gündemde yedek akçelerin veya fonların dağıtımına ilişkin madde olmadığını, davacı şirketinde dahil olduğu şirketlerden son on yılda temettü olarak aylık 33.491 TL gelir elde ettiğini, öte yandan davacının birikmiş karın ve yedek akçelerin dağıtımına ilişkin teklifin görüşülmesini dava konusu yapması da mümkün olmadığını, bu konuda olumlu ya da olumsuz alınmış bir karar olmadığını..”savunmuştur.

2 numaralı gündem maddesi ve genel kurul kararı; 2018 yılı yönetim kurulu faaliyet raporunun okunması ve müzakeresi ve onaylanması
Faaliyet raporunda; (S) başlığında Şirketin bilançosunda Öz kaynaklarda yer alan Kar Yedekleri (C) başlığı altında Özel Fon olarak ayrılan 2.126.915,36 TL nin hangi amaçla, ne kadar süre için ayrıldığı konusunda hiçbir bilgi verilmediği davacı tarafça eleştirilmiştir.
Özel Fon; 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu 5/1-e maddesi hükmüne uygun olarak kurumların iki tam yıl süreyle sahip oldukları taşınmaz satışından elde ettikleri kazançların % 75’lik kısmının vergi istisnası nedeniyle bilançonun pasifinde 549 no.lu Özel fon hesabının kullanılması gerekmektedir. Söz konusu maddenin gerekçesinde de, istisnanın temel amacının kurumların mali yapılarının güçlendirilmesinin teşviki olduğu, ekonomik açıdan firmalara ilave imkan sağlamayan işlemlerin istisna kapsamı dışında kalacağı, elden çıkarılan taşınmaz veya iştirak hissesinden sağlanan likiditenin yine atıl hale dönüşmesine neden olacak şekilde fonksiyonel olarak benzer sabit kıymetlere kanalize edilmesi durumunun, istisna uygulaması ile sağlanması öngörülen amaca uygun düşmeyeceği, örneğin, şehrin bir bölgesindeki kullanılmayan bir arazinin satılıp başka bir bölgesinden bir süre sonra rant sağlamak amacıyla yeni bir arazi alınması durumunda, firmanın faaliyetleri açısından sağlanmış ekonomik katkı söz konusu olmayacağından, istisnanın amacına ters düşeceği, şehrin kenar mahallesinde bulunan bir binanın satılarak, şehir merkezinde faaliyet göstermek amacıyla merkezde bir bina alınması durumunda ise, firma faaliyetleri açısından açık bir ekonomik katkı söz konusu olduğundan istisna uygulamasının amacına uygun olduğu belirtilmiştir. Şirketin bilançosunda Özel Fon olarak 2.126.915,36 TL tutarının da bu maksatla ayrıldığı görülmüştür.
Taşınmaz satışından elde edilecek kazancın %75 lik vergi’den istisna kısmının satışın yapıldığı seneden sonra 5. yılın sonuna kadar bu hesapta tutulması gerekmektedir. Zira madde hükmüne göre “İstisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen ya da dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılan kısım için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır”
Davacı mali verileri incelendiğinde ilgili taşınmaz satış kazancı istisnasının fon hesabında 5 yıldan fazla süre ile bekletildiği anlaşılmıştır.
5. yıldan sonraki süreçte davacı firma tarafından fon hesabının sermayeye ilavesi ya da gelir hesabına alınması fon hesabında beklenmesinin tercih edilmemesi ortakların menfaatine olacaktır. Ancak fon hesabının özkaynaklardan çıkartılması sermayeye ilavesi ya da gelir olarak dikkate alınması konusunda şirket evraklarında herhangi bir karara rastlanmamıştır.
Şirketin Maddi Duran Varlıklarda 594.596,91 TL değerde taşıt olduğu,bu taşıtların
ARAÇ PLAKA MARKASI YILI DEFTER DEĞERİ
… … 2011 51.485,15
… … 2014 43.070,15
… … 2018 125.616,50
… … 2010 374.424,491
TOPLAM=594.596,291 TL olduğu görülmüştür.

Şirket demirbaşlarında 285.046,75 TL değerinde demirbaş olduğu , Şirketin defter kayıtları, mizanı ve amortismana tabi iktisadi kıymet tabloları incelendiğinde demirbaşların ofis malzemesi olduğu görülmüştür.
Şirketin gayrimenkullerinin binalar hesabı na göre;
252 BİNALAR 3.538.860,52
252 01 02 56 BB / 8.KAT 257,51
252 01 03 57 BB / 9.KAT 257,51
252 01 04 58 BB /10.KAT 257,51
252 01 07 37 BB / ÇAY OCAĞI 8,56
252 01 08 38 BB/ ÇAY OCAĞI 3,71
252 02 19 39 BB / MAĞAZA 165,58
252 02 25 … 5.KAT BB 6 1.744.575,00
252 02 26 39 BB / MAĞAZA 812.093,08
252 698 Enflasyon Farkı 981.242,06 şeklindedir.

Yönetim kurulu raporu olarak açıklanan finansal tabloların doğru-eksiksiz gerçeğe uygunluğu konusunun ancak bağımsız denetim kurumunca yapılacak çalışma ile belirlenebileceği, davalı şirket kayıtları hakkında bağımsız denetim şirketi raporu bulunmadığı taraflarca açıklanmıştır.
Davalı şirketin 2018 yılı yönetim kurulu faaliyet raporunun, rapordaki kayıtların ve genel kurulda faaliyet raporuna ilişkin olarak yapılan açıklamaların,şirket defterlerine ve mali muhasebat yasalarına uygun olduğu tespit edilmiştir. Görüşülerek müzakere edilen finansal tabloların onaylanmasına ilişkin 2 numaralı genel kurul kararının kanuna esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğu davacı tarafından da ispatlanamamıştır. İptal isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
3 numaralı gündem maddesi ve genel kurul kararı; 2018 yılı bilanço ve kar zarar hesaplarının okunması müzakeresi ve tasdiki ile 2018 çalışma yılı kar zararı hakkında karar verilmesi
TTK Madde 408/2-d; ” Finansal tablolara, yönetim kurulunun yıllık raporuna, yıllık kâr üzerinde tasarrufa, kâr payları ile kazanç paylarının belirlenmesine, yedek akçenin sermayeye veya dağıtılacak kâra katılması dâhil, kullanılmasına dair kararların alınması”
maddesi gereğince şirket kârı üzerinde tasarruf yetkisi genel kuruldadır. Genel kurulun kar konusunda karar alma görev ve yetkisi devredilemez.Ancak genel kurul bu takdir yetkisini kullanırken kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı karar alamaz.Aksi halde alınan bu genel kurul kararı TTK m.445 uyarınca iptal edilebilir.
3 numaralı gündem maddesi çerçevesinde önce bilanço ve kâr/zarar hesaplarının kabulüne karar verilmiş, ardından 2018 yılının dönem kârının her türlü kanuni kesinti ve yedekler ile mali yükümlülükler yerine getirildikten sonra dağıtılmasına dağıtımın defaten yapılmasına ve dağıtım tarihinin 31.12.2019 tarihini geçmemek üzere belirlenmesinde yönetim kuruluna yetki verilmesine karar verilmiştir.
Pay sahiplerine kâr payı dağıtımının sadece 2018 yılı dönem kârından yapılması zorunluluğu yoktur. TTK m.509/2 uyarınca kâr payı net dönem kârından ve serbest yedek akçelerden dağıtılabilir. Dava konusu olayda serbest yedek akçelerden kâr payı dağıtılmamış, serbest yedek akçelerden kâr payı ödemesi yapılıp yapılmamasına ilişkin her hangi bir karar alınmamış, 2018 yılı net dönem kârından dağıtım yapılması kararı oybirliği ile alınmıştır.
Diğer bir ifade ile davacı şirket ortağını genel kurulda temsil eden vekili de 2018 yılı dönem kârının dağıtılması kararının lehinde oy kullanmıştır.
İptal davası açılabilmesi için davacı pay sahibinin “olumsuz oy” kullanması yasal koşulu aranmaktadır. Bu nedenle davacının TTK 445 md gereğince 3 numaralı genel kurul kararının iptalini isteyemeyeceği sabittir.
Ancak davacı taraf 2,3,4,6,7 numaralı genel kurul kararlarının iptali gerekçelerini açıklarken finansal tablolar, bilançolar ve kar-zarar hesapları konusunda toplu açıklama yapmıştır. Dava dilekçesinde “…şirket yedeklerinde tutulan tüm kârın dağıtılması talebimize rağmen …şirket yedeklerinde bulunan tüm kârın dağıtılması talebimizi reddetmesi hukuka ve dürüstlük kuralına son derece aykırıdır” denilmektedir. Bu nedenle bilirkişi heyetinden 2018 yılı hesap dönemine ait karın dağıtılmaması ve yedek akçe olarak ayrılması konusunda inceleme yapması istenmiştir.
Ancak davacı tarafın şirket yedeklerinde tutulan tüm karın dağıtılması istemi konusunda;2018 yılı defterlerinde yeterli veri bulunmaması, bağımsız denetim firması raporu alınmaması nedeniyle bilirkişi tarafından tespit yapılamadığı bildirilmiştir.
Davacı … 3 numaralı genel kurul kararı hakkında olumlu oy kullanarak muhalif kalmadığından iptal istemi reddedilmiştir.
4 numaralı gündem maddesi ve genel kurul kararı; Şirketin 2018 yılı faaliyetlerinden dolayı Yönetim Kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibra edilmeleri
… ın şirket yönetim kurulu başkanı olduğu,… ve … ın yönetim kurulu üyesi oldukları ticaret sicil kaydından tespit edilmiştir.
Bu karar yönünden Yönetim Kurulu üyelerinin TTK.md.436 gereğince oydan yoksunlukları söz konusudur.
Oydan yoksunluk
TTK Madde 436- (1) Pay sahibi kendisi, eşi, alt ve üstsoyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hâkimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin olan müzakerelerde oy kullanamaz.
(2) Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Yönetmeliğinde belirtilen şekilde Yıllık Faaliyet Raporunda yer alması gereken bölümler;
a)Genel bilgiler,
b)Yönetim organı üyeleri ile üst düzey yöneticilere sağlanan mali haklar,
c)Şirketin araştırma ve geliştirme çalışmaları,
ç) Şirket faaliyetleri ve faaliyetlere ilişkin önemli gelişmeler,
d)Finansal durum,
e)Riskler ve yönetim organının değerlendirmesi,
f)Diğer hususlar şeklindedir.
İbranın geçerli bir hukuki sonuç doğurabilmesi için genel kurula sunulan bilanço, gelir- gider tabloları ile harcamalara ilişkin tüm bilgi ve belgelerin gerçeği yansıtması; ilgililerin sorumluluğunu doğuracak işlemler hakkında genel kurulun bilgilendirilmesi ve yapılan doğru bilgilendirme sonucu ibra kararının alınmış olması gerekmektedir. (Yargıtay 11. HD’nin 14.11.2016 tarih ve 2015-15708/8807 sayılı kararı)
Davalı … nin 2018 yılı faaliyet raporunun, bu ana başlıklar altında hazırlandığı, başlıklar altında yer verilen bilgilerin, ilgili hesap dönemine ait iş ve işlemlerin akışını, fınansal durumu, doğru, eksiksiz, dolambaçsız ve gerçeğe uygun şekilde yansıttığı değerlendirilmiştir. Zira faaliyet raporunda yer verilen bilgiler, dönem içinde gerçekleşmiş faaliyetleri ihtiva ettiğinden, daha önceki yıllarda yapılan iş ve eylemlere dayalı davalar nedeni ile faaliyet raporunun yapısı değişmeyecektir.
Şirket yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullanmadıkları, davacı … ın 43.367.740 adet olumsuz oyuna karşılık … AŞ nin 559.000.000 adet olumlu oyu ile her yönetim kurulu üyesi yönünden ayrı ayrı oy çokluğu ile ibra kararı verildiği, genel kurul toplantı tutanağından tespit edilmiştir.
TTK 436 maddesi gereğince nitelikli oylamaya uygun olarak gündemin 4.maddesindeki ibra görüşmesi yapılıp kabul edilmiştir. Alınan karar kanuna, esas sözleşme hükümlerine aykırı olmadığı gibi, dürüstlük kuralına da aykırı bulunmamaktadır. Bu nedenle 4 numaralı genel kurul kararının iptali istemi reddedilmiştir.
6 numaralı gündem maddesi ve genel kurul kararı; Şirket fonlarının değerlendirmek veya en az orta vadede kazanç sağlamak üzere gayrimenkul almak ve şirket ihtiyaçları piyasa koşullarının elverişliliği genel ekonomik durumun gerektirmesi gayrimenkul piyasasının durumu veya şirkete kazanç sağlayacak iyi tekliflerle karşılaşılması hallerinde veya fon gereksinimi durumunda şirket gayrimenkullerini bütünüyle veya kısmen emsal bedelleri de nazara alarak satmak konularında ve ayrıca gayrimenkul satış kazancını Kurumlar Vergisi Kanununun 5.maddesinde yazılı istisnalardan yararlandırmak KDV istisnasından yararlanmak veya satış kazancını yenileme fonuna almak konularında takdir hakkını kapsamak üzere Yönetim Kurulu na yetki verilmesine
şeklindeki gündem maddesi çerçevesinde yönetim kuruluna şirket gayrimenkullerini bütünüyle veya kısmen satmak konusunda ve ayrıca satış kazancının KVK ve KDV kanununda yazılı istisnalardan yararlandırmak veya satış kazancını yenileme fonuna almak durumundaki takdir hakkını kapsamak üzere yetki verilmesine karar verilmiştir.
Genel kurulun yetkileri TTK m.408’de düzenlenmiştir:
TTK Madde 408;(1) Genel kurul, kanunda ve esas sözleşmede açıkça öngörülmüş bulunan hâllerde karar alır.
(2) Çeşitli hükümlerde öngörülmüş bulunan devredilemez görevler ve yetkiler saklı kalmak üzere, genel kurula ait aşağıdaki görevler ve yetkiler devredilemez
a) Esas sözleşmenin değiştirilmesi.
b) Yönetim kurulu üyelerinin seçimi, süreleri, ücretleri ile huzur hakkı, ikramiye ve prim gibi haklarının belirlenmesi, ibraları hakkında karar verilmesi ve görevden alınmaları.
c) Kanunda öngörülen istisnalar dışında denetçinin seçimi ile görevden alınması.
d) Finansal tablolara, yönetim kurulunun yıllık raporuna, yıllık kâr üzerinde tasarrufa, kâr payları ile kazanç paylarının belirlenmesine, yedek akçenin sermayeye veya dağıtılacak kâra katılması dâhil, kullanılmasına dair kararların alınması.
e) Kanunda öngörülen istisnalar dışında şirketin feshi.
f) Önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı.
(3) Tek pay sahipli anonim şirketlerde bu pay sahibi genel kurulun tüm yetkilerine sahiptir. Tek pay sahibinin genel kurul sıfatıyla alacağı kararların geçerlilik kazanabilmeleri için yazılı olmaları şarttır.
TTK m.408/2-f çerçevesinde önemli miktarda malvarlığının toptan satışı söz konusu olmadıkça, şirket malvarlığının satışı konusunda takdir ve karar yetkisi prensip olarak TTK m.374 uyarınca yönetim kurulundadır.Dolayısıyla şirket malvarlığı unsurlarının satışı konusunda karar almaya yetkili organ prensip olarak Yönetim Kuruludur.
Ancak TTK m.408/2-f uyarınca önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı olduğunda karar yetkisi genel kuruldadır. Bu konuda yönetim kurulunun yetkisi yoktur,
Dava konusu genel kurul toplantısında alınan 6 numaralı genel kurul kararında somut (belirli) bir malvarlığının satışı söz konusu değildir. “…ekonomideki olası gelişmelere göre şirket adına değerlendirilmesi gereken önemli bir fırsatın çıkması halinde kullanılmak üzere” yetki verilmektedir.
Somut bir satış olmaksızın, ileride yapılması olası bir satış bakımından yönetim kurulunun önceden önemli miktarda malvarlığı satışı konusunda yetkilendirilmesi mümkün değildir. Önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı konusunda yetki genel kurulda olup, yönetim kuruluna bu konuda önceden yetki verilmesi mümkün değildir. Önemli miktarda malvarlığı unsurunun bulunmadığı hallerde zaten satış yetkisi yönetim kurulunda bulunduğundan genel kurulun bu konuda karar alması aranmayacaktır. 6 numaralı genel kurul kararının TTK 408 maddesine aykırı olduğu anlaşılmış, bu nedenle davacının iptal istemi kabul edilmiştir.
7 numaralı gündem maddesi ve genel kurul kararı; Yönetim Kurulu üyelerine TTK 395 ve 396 maddelerinde yazılı izinlerin verilmesi
Şirketle işlem yapma, şirkete borçlanma yasağı
TTK Madde 395 – (1) Yönetim kurulu üyesi, genel kuruldan izin almadan, şirketle kendisi veya başkası adına herhangi bir işlem yapamaz; aksi hâlde, şirket yapılan işlemin batıl olduğunu ileri sürebilir. Diğer taraf böyle bir iddiada bulunamaz.
(2) Pay sahibi olmayan yönetim kurulu üyeleri ile yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olmayan 393 üncü maddede sayılan yakınları şirkete nakit borçlanamaz. Bu kişiler için şirket kefalet, garanti ve teminat veremez, sorumluluk yüklenemez, bunların borçlarını devralamaz. Aksi hâlde, şirkete borçlanılan tutar için şirket alacaklıları bu kişileri, şirketin yükümlendirildiği tutarda şirket borçları için doğrudan takip edebilir
(3) 202 nci madde hükmü saklı kalmak şartıyla, şirketler topluluğuna dahil şirketler birbirlerine kefil olabilir ve garanti verebilirler.
Rekabet yasağı
TTK Madde 396– (1) Yönetim kurulu üyelerinden biri, genel kurulun iznini almaksızın, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi, aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla da giremez. Bu hükme aykırı harekette bulunan yönetim kurulu üyelerinden şirket tazminat istemekte veya tazminat yerine yapılan işlemi şirket adına yapılmış saymakta ve üçüncü kişiler hesabına yapılan sözleşmelerden doğan menfaatlerin şirkete ait olduğunu dava etmekte serbesttir.
(2) Bu haklardan birinin seçilmesi birinci fıkra hükmüne aykırı harekette bulunan üyenin dışındaki üyelere aittir.
(3) Bu haklar, söz konusu ticari işlemlerin yapıldığını veya yönetim kurulu üyesinin diğer bir şirkete girdiğini, diğer üyelerin öğrendikleri tarihten itibaren üç ay ve her hâlde bunların gerçekleşmesinden itibaren bir yıl geçince zamanaşımına uğrar.
(4) Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarıyla ilgili hükümler saklıdır.
Bu karar yönünden Yönetim Kurulu üyelerinin TTK.md.436 gereğince oydan yoksunlukları söz konusudur.
Yapılan oylamada davacı … ın 43.367.740 adet olumsuz oyuna karşılık 606.631.150 adet olumlu oyçokluğu ile karar verilmiştir.
Çoğunluk oy sayısı dikkate alındığında, oydan yoksun olmalarına rağmen şirket ortağı olan Yönetim Kurulu üyeleri … ın 47.629.790 adet, … in 1.110 adet ,… ın 250 adet olumlu oyu ile birlikte … AŞ nin 559.000.000 adet olumlu oyu ile kararın alındığı anlaşılmaktadır.
TTK 436 gereğince yasaklı oyların sayılmaması sonucu kalan … AŞ nin 559.000.000 adet olumlu oyu ile oylama sonucu değişmeyecektir.Bu durumda, oydan yoksunluk hükümlerine aykırı oylama yapılmış olması sonucu etkiler nitelikte değildir. Bu nedenle 7 numaralı genel kurul kararının kanun veya esas sözleşme hükümlerine aykırı olmadığı, dürüstlük kuralına da aykırı bulunmadığı sabit olmuştur.. İptal istemi reddedilmiştir.
Sonuç olarak; Davalı şirketin 19/03/2019 tarihinde yapılan 2018 yılı hesap dönemine ait genel kurul toplantısında alınan 6 numaralı yönetim kurulu üyelerine gayrimenkul alım satım yetkisi verilmesine ilişkin genel kurul kararının kanuna , esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olması nedeniyle iptaline,2 numaralı faaliyet raporunun onaylanması, 3 numaralı finansal tabloların onaylanması, 4 numaralı yönetim kurulunun ibrası , 7 numaralı TTK 395 ve 396 kapsamında yönetim kurulu üyelerine yetki verilmesinin kararlarının iptali isteminin kanuna , esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırılık bulunmadığından reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /.
1-Davacı vekilinin sulh için süre isteminin davalı tarafca kabul edilmediğinden reddine
2- Davalı şirketin 19/03/2019 tarihinde yapılan 2018 yılı hesap dönemine ait genel kurul toplantısında alınan 6 numaralı yönetim kurulu üyelerine gayrimenkul alım satım yetkisi verilmesine ilişkin genel kurul kararının kanuna , esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olması nedeniyle iptaline,
2 numaralı faaliyet raporunun onaylanması, 3 numaralı finansal tabloların onaylanması, 4 numaralı yönetim kurulunun ibrası , 7 numaralı TTK 395 ve 396 kapsamında yönetim kurulu üyelerine yetki verilmesinin kararlarının iptali isteminin kanuna , esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırılık bulunmadığından reddine
Ek bilirkişi raporu yada yeni bilirkişi raporu talebinin reddine
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın düşümü ile bakiye kalan 14,9 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan 5.310,8 TL yargılama giderinin ( bilirkişi ücreti- başvuru harcı, peşin harç , tebligat ve müzekkere gideri ) red ve kabul nispetine göre 1.062,16 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, geri kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından bu dava sebebi ile yapılan 59,90 TL yargılama giderinin red ve kabul nispetine göre 47,92 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, geri kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin huzurunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18/02/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır