Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/201 E. 2021/472 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/201 Esas
KARAR NO : 2021/472

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Söz. Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/04/2019
KARAR TARİHİ : 17/06/2021
Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA /Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Müvekkili … in davalı … Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ nin %15,15 hissesinin sahibi olduğunu, şirketin diğer hissedarlarının %15,15 oranında …%69,70 oranında … olduğunu,
Davacı müvekkilinin şirketin ihtiyaç duyması üzerine 13.264.764 USD (ABD doları) nı şirkete borç olarak verdiğini, taraflar arasında bu ödemenin şirket kayıtlarına tam olarak işlendiği konusunda ihtilaf bulunmadığını,
Davalı şirketin bağımsız denetim raporunda ( …Denetim ve …AŞ nin 02 Mart 2018 tarihli raporunun 40.sayfası dipnotu) 13.264.764 USD (ABD doları) nın TL cinsinden gösterilmesi üzerine şirkete ihtar ( Beyoğlu …Noterliğinin 02/05/2018 tarih ve… yevmiyeli ) gönderilerek borcun hangi vade ile ne şartlarda alındığı ve faiz ödenip ödenmediği, geri ödenmesi için ne gibi tedbirler alındığının sorulduğunu,
Davalı şirket yönetim kurulu başkanı ( davalı şirket yönetim kurulu başkanı … imzalı 11/05/2018 tarihli yazı) tarafından verilen 11/05/2018 tarihli cevapta müvekkilinin şirketten olan 13.264.764 USD (ABD doları) alacağının “fiktif” bir alacak olduğunu , ortak alacaklarının 2014 ve önceki yıllarda enerji şirketine koymaları gereken sermaye tutarlarının fonlanması için …AŞ tarafından kendilerine ödenmiş tutarlar olduğunu, 2014 yılında …AŞ ve …AŞ nin satışı nedeniyle ortakların almış olduğu hisse bedellirinden yaklaşık 90 milyon USD nın ortakların hisseleri oranında …AŞ nin daha önce kendilerine yapılan ödemeler için alınmış olan kredilerin kapatılması nedeniyle geri verildiğini, 31/03/2018 tarihli Yönetim Kurulu kararı ile bu alacağın alış tarihindeki TL karşılığı üzerinden takip edilmesine karar verildiğini, yapılacak genel kurulda da bu alacağın sermayeye ilave edilmesi için Genel Kurul onayına sunulmasının planlandığının bildirildiğini
Müvekkili tarafından davalı şirkete gönderilen Beyoğlu …Noterliğinin 16 Mayıs 2018 tarih ve …yevmiyeli ihtarı ile; davalı açıklamalarının doğru olmadığı ve müvekkili davacı tarafından kabul edilmediğini, bu alacağın sermayeye eklenmesine itiraz edileceği, alacağın şirkete verildiği günden ödeme gününe kadar işleyecek ticari faizi ile birlikte 3 iş günü içinde ödenmesinin istendiğini
davalı şirket tarafından gönderilen 25 Mayıs 2018 tarih ve …yevmiyeli cevabi ihtarnamede ısrarla ödeme yapılmayacağının beyan edildiğini,
Müvekkili tarafından gönderilen benzer iki ihtarına da verilen cevaplarda hukuki temeli olmayan bahaneler açıklanarak alacağın ödenmediğini
Bunun üzerine müvekkili davacının fazalaya dair haklarını saklı tutarak ala ağın ve kısmen işlemiş faizinin tahsili için İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında icra takibi başlattığını, davalı şirketin haksız itirazı ile takibin durduğunu, itirazın iptal edilmesi gerektiğini, davalı şirketin itirazının yasal dayanağı bulunmadığı gibi yapılan açıklamarın çelişkiler içerdiğini:
Davalı şirketin bütün itirazlarında davacı tarafından “sermaye açığının giderilmesi için para konulduğunu” kabul ettiğini, 11 mayıs ve 25 mayıs tarihli yazılarda paranın kaynağının 2014 yılında …AŞ ve …AŞ nin satışı sonucu şirket ortaklarına hisseleri karşılığı ödenen 90 milyon USD tutarındaki meblağın ortaklar tarafından Enerji şirketlerine sermaye olarak konulması için … Yapı ya geri ödenmesi olarak açıklandığını, diğer deyişle davalı şirketin davacıya önce borç verdiğini ardından bu bedeli tahsil ettiğini iddia ettiğini,davalı şirketin 13 milyon USD yi şirket defterlerine işlemeden davacı ve diğer ortaklara vermesinin mümkün olmadığını, bu açıklama doğru olsaydı müvekkili tarafından şirkete verilen paranın ortak alacağı olarak değil ortağın şirkete olan borcunun ödenmesi olarak kayıt edileceğini, böyle şirket alacağının sona ereceğini
Davalı şirketin icra takibine itiraz ederken beyanlarını değiştirdiğini takip konusu bedelin “örtülü sermaye” olduğunu savunduğunu, oysa şirketin ilave sermayeye ihtiyacı olduğunda pay sahiplerinin sermaye artışı yapmasının önünde engel olmadığını,ortakların iradesinin şirkete sermaye koymak olsaydı bunun örtülü değil açık olarak yapılacağını, ortakların şirkete borç verme iradesi ile hareket ettiklerini
Davalının diğer iddasına göre ; tarafların mutabakatına göre ortaklar hesabındaki tutar önce şirketin borçlarının ödenmesi ve şirketin finansal açıklarının kapatılması için kullanılacağını, bu şart gerçekleşmeden hiçbir ortağın alacağını takip edemeyeceğini, şirketin finansal açıkları kapatılmadığı için alacağın muaccel hale gelmediğini savunduğunu, ancak taraflar arasında böyle bir mutabakat bulunmadığını
Davalı şirketin icra takibine yaptığı itirazda ortakların döviz cinsinden bir parayı doğrudan şirkete koymadığını iddia ettiğini, ancak bu iddiayı bizzat şirket yönetim kurulu başkanı … ın 11 mayıs ve 25 mayıs tarihli yazılarında …AŞ ve … AŞ nin satışı sonucu şirket ortaklarına hisseleri karşılığı 90 milyon USD verildiğini açıklayarak çürüttüğünü belirtmiştir.
Davacı Vekili 14.06.2019 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde huzurdaki davanın konusundan bağımsız açıklama ve iddiaların yer aldığını, anılan cevap dilekçesinde müvekkiline ait alacağın ödenmediğinin ikrar edildiğini, huzurdaki davanın sübuta erdiğini, müvekkilinin alacağının davalı tarafından ikrar edilmiş olması sebebiyle ilgili vakıanın çekişmesiz bir hal aldığını, cevap dilekçesinde ileri sürülen açıklamaların hukuki bir dayanağı bulunmadığını, davalı şirketin müvekkilinin alacağını kabul etmesine rağmen söz konusu alacağın fıktif olduğunu iddia etmesinin çelişki yarattığını, müvekkilinin davalı şirketten olan alacağının muacceliyet kesbettiğini, müvekkilinin alacağını talep etmesinin kötüniyetli bir durum olmadığını belirterek ;
İstanbul …icra müdürlüğünün …E sayılı takip dosyasındaki itirazın iptali ile %20 den az olmamak üzere inkar tazminatının tahsiline , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir .

CEVAP /Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle ;
Davacının ortak alacakları ile ilgili tabloyu Mayıs 2016 tarihinde ortaklara yapılan bilgilendirme sunumundan aldığını, ortak alacaklarının USD’den TL’ye dönüşümünde şirket ortakları arasında bir eşitsizlik yapılmadığını, işlem ilkesine riayet edildiğini, davacı dışında büyük alacaklı … ile diğer ortak …herhangi bir şekilde alacaklarını talep de etmediğini, bu fiktif ve görünürde alacağın doğduğu tarihten bu yana müvekkil şirketten davacının alacağını talep etmediğini,
Davacının alacağının kendi cebinden herhangi bir tutar ödeyip de şirketten istenebilecek, doğmuş bir alacak olmadığını, davacının alacağının kaynağının, ortaklar ve grup şirketler arasındaki hisse alım satımları olduğunu, davacının, enerji şirketlerine koyması gereken sermayeyi kendi kaynağından koymayıp … Yapı’nın kaynaklarını kullanmak suretiyle temin ettiğini,
…Enerji Üretim AŞ. nin hissedarlarının ihtiyacı olan sermayeyi kendi kaynaklarından nakit olarak ödeme imkanlarının olmaması üzerine, fon yaratmak amacıyla…Enerji Üretim AŞ. hisselerinin primli olarak …inşaata satıldığını, böylece …Üretim AŞ için fon yaratıldığını, …nşaatın ortaklara bu bedelleri ödeyebilmesi için kredi kullanıldığını; …’in alacağının gerçek bir alacak olmayıp, görünürde bir alacak olduğunu; bütün ortakların rızası ile yapıldığını; …’in iddia etmiş olduğu şirketten olan alacağının 13,5 milyon USD olduğunu; ancak bu tutarın 11.075.060 USD sinin fiktif olduğunu, …AŞ. nin özsermayesi içinden kendi bilgisi dahilinde çekilen ve daha sonra sermaye artışında kullanılmak üzere verilen tutarlar olduğunu; davacı …’in fazladan aldığı 11.075.060,0 USD tutara finansman giderleri de eklendiğinde yaklaşık % 50 fazlası ile şirket sermaye artışına iştirak etmesi gerektiğini
Davacının …’ın yazdığı bilgi mailine itiraz etmediğini, gerçek bir alacak olmadığını bildiğini; davacı tarafından davalı şirket aleyhine döviz cinsinden takibe koyulan meblağın, davalı şirkete borç verme iradesi ile verilmediğini; tutarların ilk etapta döviz cinsinden gösterilmesinin nedeninin çekilen kredilerin döviz cinsinden olmasından kaynaklandığını; söz konusu şirketler arasında örtülü olarak davacı için kaynak yaratıldığını, ortağın bu tutarı şirkete koymakla yükümlü olduğunu; davacının kendisine yapılan kaynak/kredi transferini normal bir alacak gibi değerlendiremeyeceğini; davacının kötü niyetli olduğunu, davacının ortağı olduğu müvekkili şirketi batırmaya çalıştığını, dava konusu alacağın sermaye artışı sağlanmak amacıyla konulmadığı varsayılsa dahi söz konusu alacağın muaccel hale geldiğinden bahsedilebilmesinin mümkün olmadığını, davacının icra inkar tazminatı talebinin haksız olduğunu, ilgili takip dosyasında esas alman faiz hesaplamasının kabul edilebilir olmadığını belirtmiştir.
Davalı Vekili 03/07/2019 tarihli ikinci cevap dilekçesinde özetle:Davacının cevap dilekçesini bütününden kopararak alınan birkaç cümleden hareketle müvekkili şirketin borcu kabul ettiği sonucunu çıkarmaya çalıştığını, davacının ya yanılgı içinde olduğunu ya da mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, davacının görünürdeki alacağının kaynağının şirketlerin sermaye ihtiyacının giderilmesi için aktarılan ve kaynağı davacıya ait olmayan paralar olduğunu, davacının gerçekleri mahkemeden gizlemeye çalıştığını, davacının müvekkili şirketten talep edebileceği bir alacağı olmadığını, geçmiş yıllarda yapılan şirket genel kurullarında faaliyet raporları ve bilançoların hiçbir muhalefet şerhi konulmaksızın imzalandığını, davacının alacaklı olduğu varsayılsa dahi alacağının muaccel hale gelmediğini söz konusu işlemler üzerinden 5 yıl geçtikten sonra davacının harekete geçmesinin hakkın kötüye kullanılması anlamına geldiğini belirterek;
Davanın reddine ve davacının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; İstanbul …icra müdürlüğünün…esas sayılı takip dosyasında itirazın iptali olup, takibin dayanağının davacının ortak olduğu şirkete verilen borç ve Beyoğlu … noterliğinin 02/05/2018 tarih ve … yevmiyeli ihtarı olduğu, davalının örtülü sermaye olan fiktif alacak tutarının 01/06/2018 tarih ve 10 numaralı Yönetim Kurulu kararı ile USD nin TL ye çevirildiği ve muaccel bir alacak bulunmadığı , savunmasında bulunduğu şeklinde tespit edilmiştir.
İstanbul …icra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasından davalı şirket aleyhine 21/12/2018 tarihinde başlattığı ilamsız icra takibinde,13.264.764,00 USD asıl alacak ve 259.480,59 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.524.244,59 USD alacağın istendiği, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sy uyarınca faiz yürütülmesi talebinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafından yasal süresi içinde vaki itirazda bulunulduğu,icra takibinin İİK.nun 62 maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran da, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67. maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Mahkememizce taraflarca bildirilen deliller, HMK 293 kapsamında mütalaalar,sunulan belgeler ile bilirkişi Prof. Dr. .. … ‘in 18/03/2020 tarihli raporu ,bilirkişi Prof Dr …. Doç Dr … ve SMM …nın 12/02/2021 tarihli raporu alınmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre;
Davalı … Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ nin alınan…Ticaret Odası dosyası kayıtlarına göre; … sicil numarası ile Mecidiyeköy/Şişli/İstanbul merkezli olarak faaliyet gösterdiği, 12/12/2003 tarihinde tescil edildiği, ortaklarının ;
İstanbul …icra müdürlüğünün… esas sayılı icra takip dosyasındaki ilamsız icra takibinin başlatıldığı 21/12/2018 itibariyle;
… 58.006.472,14 TL %69,70
… 12.605.590,93 TL %15,15
… 12.605.590,93 TL %15,15
TOPLAM 83.217.654,00 TL %100,00

Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 16.09.2019 tarih ve 9909 sayılı nüshasında ilan edilen 17/07/2019 tarihli Olağaüstü Genel Kurul Kararı sonunda;
… 242.999.403,12 %80,66
… 29.117.962,27 %9,67
… 29.117.962,27 %9,67
TOPLAM 301.235.327,66 %100,00 olduğu

Şirket Yönetim Kurulunun, münferiden yetki ile Başkan …, müştereken yetki ile …Aş adına …, … Aş adına…, … dan oluştuğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce belirlenen bilirkişi Prof. Dr. … … ve SMM …tarafından davalı şirketin 2013-2014-2015-20162017-2018 yılına ait ticari defter ve kayıtları incelenmiş 6102 sayılı TTK m.64 ve VUK m. 182 gereğince tutulması mecburi olan ticari defterlerinin tutulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yaptırıldığı, ticari defterlerin birbirlerini teyit ettiği , delil niteliği taşıdığı saptanmıştır.
Yasal delil niteliği taşıyan davalı şirket cari hesabının Ortaklar Cari hesabı/… kayıt dökümleri 12/02/2021 tarihli raporun 12-21 sayfalarında yazılmıştır. Bu kayda göre 26/12/2018 tarihinde 13.005.194,27 USD …-… ve Düzce hisse fiyat farkı iade bedeli kaydı mevcuttur.
11.08.2014 davacı borcu -2.590.125,17
21.08.2014-22.04.2015 tarihleri arası davacıdan gelen
(15.485.949,46 TL + 13.491.647,76 USD) 20.281.451,92
09.09.2014-26.02.2018 tarihleri arası davacıya giden -4.686.132,48
Bakiye alacak 13.005.194,27 TL

Alacağın, davalı şirkete 21.08.2014 – 22.04.2015 tarihleri arasında gönderilen havalelerden kaynaklandığı tespit edilmiştir. (alınan her iki bilirkişi raporundaki tespitlere göre)
Davalının alacağın fiktif olduğu savunmasının değerlendirilmesi;
Bir Alacak, dayanağı olmayan işlem sonucu ortaya çıkmış ise “fiktif’ olduğundan söz edilebilir.
Davalı şirketin grup şirketi olan … A.Ş.’nin ortaklık yapısı ile davalı şirketin ortaklık yapısı aynıdır. Yani davacı …, …A.Ş.’nin de ortağıdır. …A.Ş.’nin hisselerinin rayiç değerinin tespiti için alınan raporda, şirketin hisselerinin rayiç değeri 344.000.000,00 USD olarak belirlenmiştir.
…A.Ş.’nin nominal hisselerinin bedelinin gerçekte 34.000.000,00 TL iken, rayiç değerli hisse bedellerinin 344.000.000,00 USD olarak tespit edilmesi sonucuna bağlı olarak, …A.Ş.’nin ortaklarından, şirketteki hisselerini primli olarak satın almıştır. Böylece … A.Ş. davalı şirketin aktifine “Bağlı Ortaklık/lştirakler” hesabına borç olarak kaydedilirken, ortaklara (davacı … ’e hisse oranında) alacak kaydedilmiştir.
Bu işlem ile, davacının … A.Ş.’deki hisselerinin nominal bedeli 4.087.175,00 TL iken hisseler davalı şirkete 40.055.136,53 TL’ye satılmıştır.Davalı şirket, ortaklarından satın aldığı … A.Ş. hisselerinin bedelini ödeyebilmek için bankalardan kredi kullanmıştır.Davalı şirketin, …A.Ş. ortaklarından …A.Ş.’deki hisselerini primli olarak satın aldığı, bankalardan kredi kullanarak hisse bedellerini …A.Ş. ortaklarına ödediği, aynı zamanda davalı şirketin de ortakları olan bu kişilerin primli hisse satışı ile finansman kaynağı elde ettiği ve elde edilen bu finansmanın da neredeyse tamamının yine grup şirketlere sermaye olarak konulduğu görülmüştür.
Her ne kadar davalı tarafından, davacının sermaye koyma gücünün bulunmadığı için kaynak yaratıldığı iddia edilmekte ise de, gerçekleştirilen işlem grup şirketlere finans kaynağı yaratmak için yapılmış olup davacı da bu primli satışlardan elde ettiği geliri yine grup şirketlere vermiştir.
Daha sonra …A.Ş.’nin hisseleri 147.584.366,00 USD’ye alıcı bulmuş, hisseler davalı şirketin aktifinde 344.000.000,00 USD ile kayıtlı olduğundan ve teklif edilen bedelle satışı halinde davalı şirket açısından zarar doğacağından, davalı şirketin aktifindeki …A.Ş. hisseleri ortaklara payları oranında iade edilmiş, buna karşılık ortaklardan, grup şirketlerinden olan…A.Ş.’deki hisseleri takas usulü ile alınmıştır. Bu takas işlemi Yönetim Kurulunun 22.07.2013 tarih ve 21 no’lu kararı ile yapılmıştır. …A.Ş.’nin hisseleri 07.11.2014 tarihinde … A.Ş.’ye satılmıştır.
Davacı …, … hisselerini 45.482.510,00 TL’ye geri almış, buna mukabil … A.Ş. hisselerini 45.408.660,00 TL’ye davalı şirkete devretmiştir. Neticede, davalı şirket ve grup şirketlere finansman sağlamak için yapılan bu işlemler neticesinde, davacıya sağlanan bir kaynak olmamıştır. Sağlanan finansman kaynağı enerji şirketlerinin sermayesine aktarılmıştır. … A.Ş. ve …A.Ş.’nin satışına ilişkin olarak davalı şirket yönetim kurulu başkanı tarafından şirket hissedarları davacı … ve …’ye gönderildiği tespit edilmiştir.
Davalı şirket Yönetim Kurulu Başkanı … ın 01/10/2014 tarihli mailinde;
““Sevgili Ablalar, Bilgi vermek istiyorum..
Yaklaşık son 6 aydır enerji grubumuzdaki 3 adet tamamlanmış ve faaliyette olan barajlarımızı satmaya çalışıyordum, zira gayrimenkul şirketimiz olan… Yapı’da kısa vadeli yüksek miktarda kredi kullanmaktayız,bu kredileri artık kapatmamız gerekiyor..
… Holding ile 3-4 ay önce satış konusunda anlaştık, …,satış sözleşmeleri, alınması gereken izinler vs hazırlandı ve tamamlandı, sadece rekabet kurulunun ekim ayı ortasında izni gelecek hayırlısıyla ve biz de kuvvetle muhtemel kasım ayının İnci veya 2nci haftası içinde closing’iyapıp, parayı alıp, bu 3 barajımızı satmış olacağız..
Bu 3 baraj 2 şirketimize aittir…ve … barajları…a.ş şirketine,
Hasanlar barajı ise … a.ş. ’ye aittir..Yani bu 2 şirketi satıyoruz..Bu 2 şirketin toplam satış bedeli (…) 380.000.000.-$ ‘dır..Bu 2 şirketin bankalara proje finansmanı olarak kullandığı kredi borcu 230.000.000.-$ ‘dır. Dolayısı ile yaklaşık 150.000.000.-$ net hisse bedeli olarak bize kalacaktır..
Bu 150.000.000.-$ ’ın;40.000.000.-$‘ını aşağıdaki ortaklar alacaklar;
… (% 65,24 hissedar) yaklaşık 26.000.000.-$
… (% 13,03 hissedar) yaklaşık 5.200.000.-$
… (% 14,65 hissedar) yaklaşık 5.860.000.-$
… Döküm’e (%2,65 hissedar) yaklaşık 4.000.000.-$ (ama bu parayı …’dan temettü olarak dağıtacağım)
… inşaat a.ş. (%1,20 hissedar) yaklaşık 1.800.000.-$ ( bu para temettü olarak dağıtılmayacak)
… (% 0,81 hissedar) yaklaşık 1.200.000.-$ (kendisine ödenecek)
… (%2,43 hissedar) yaklaşık 3.600.000.-$ (kendisine ödenecek)
110.0. 000.-$ ’ı gayrimenkul şirketimiz … Yapı ’nın kredi borçları için gerekli bir meblağ, bu nedenle bu rakamı dağlamayacağız.. Bu meblağ …, ….ve … olarak şahsi hesaplarımıza yatacak ve biz bu meblağı … Yapı ’ya faizsiz borç olarak vereceğiz (kanunen şirketten faiz alamayız), ve … Yapı ‘dan bu kadar bir meblağ da alacaklı olacağız, .bu çok iyi bir şey zira… Yapı herhangi bir arsa sattığında veya iş yapıp para kazandığında bizler artık önümüzdeki dönemde bu parayı rahatça geri alabilir duruma gelmiş oluyoruz., (nerde o günler demeyin zira … Yapı sıfır borcu yakalıyor 2015 sonlarında hayırlısıyla, bugünden sonra her yapılan arsa satışı şirkette fazlalık olacağından borcumuzu erkenden tahsil etme imkanı bulacağız, yeni bombalar gelecek önümüzdeki günlerde pişmeden burda belirtmek istemiyorum)
Netice itibariyle yukarıdaki operasyonları yapabilmek için sizler adına birer hesap açtıracağım bayramdan sonra(zira satış bedelleri herkesin adına yatacak), bu hesaplarınızdan para çekme yetkisini alacağım ve yukardaki işlemleri yapacağım..
Anlaşılmayan bir konu varsa toplanabiliriz, daha detaylı da anlatabilirim bayramdan sonra veya sormak istediğiniz bir şey varsa sorun lütfen.. ”
Davacının alacağının, …A.Ş’nin hisselerinin primli olarak satışından değil, … A.Ş. ve … A.Ş.’nin fiili satışından elde edildiği, bu satıştan davacının hissesine düşen bedellerden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Yapılan işlemlerin dayanaklarının bulunduğu, davalı tarafın açıklanan işlemlerin gerçek olduğunu kabul ettiği, davacı alacağının …Yapı AŞ. yönetiminin grup şirketlerini finanse etmek için uyguladığı finansman planı sonucu oluştuğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce alınan her iki bilirkişi raporunda da davacının bu şekilde oluşan alacağının fiktif bir para olmadığı, hisse satışından elde edildiği sabit bulunmuş, davalı tarafın savunması kabul edilmemiştir.
Davalının paranın örtülü sermaye olduğu savunması
Örtülü sermaye kavramı Kurumlar Vergisi Kanununun 12. maddesinin 1. fıkrasında “Kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları her türlü borcun, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmı, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılacaktır. ” şeklinde tanımlanmıştır.
Kurumlar Vergisi Kanununda “örtülü sermaye” kavramına, örtülü sermaye niteliğindeki alacaklar yönünden kur farkı, faiz vb. giderlerin hesaplanarak, hesaplanan bu tutarların kurumlar vergisi matrahından indirilmesinin önüne geçmek için yer verilmiştir.
Davacının icra takip tarihi 21.12.2018’dir. Davalı şirketin icra takibinden önceki son hesap dönemi ise 31.12.2017 tarihli dönemdir. Şirketin 2017 yılı Bağımsız Denetim Raporundan, 31.12.2017 tarihli özkaynakların (-) 522.937.139,00 TL, 31.12.2016 tarihli özkaynaklann ise (-) 405.550.351,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Davalı şirket ödenmiş sermayesini tamamen kaybettiğinden yani özkaynaklar negatife döndüğünden, ortakların şirketten olan alacakları Kurumlar Vergisi Kanunu gereğince “örtülü sermayesi” olarak nitelendirilecektir. Ancak ortağın şirketten olan alacağının örtülü sermaye niteliğinde olması, bu alacağın ortak tarafından tahsil edilmeyeceği anlamı taşımamaktadır.
Davalı şirket 22/04/2015 tarihinde hesabına gelen 20.281.451,92 TL davacı ortağın alacağını, icra takip tarihi olan 21/12/2018 tarihine kadar yaptığı 3 ayrı genel kurul toplantısında sermaye artışı olarak şirket sermayesine eklememiştir.
Şirket yönetim kurulunun aldığı 01/06/2018 tarihli karar ile USD olarak takip edilen alacaklar 21/08/2014 tarihindeki kur üzerinden TL ye çevrilmiştir.
Davacı tarafından icra takibi başlatıldıktan sonra 17/07/2019 tarihli Olağaüstü Genel Kurul kararı ile şirket tarafından sermaye artışına gidilmiştir.
Şirket yönetiminin finansman planı sonucu ortaya çıkan yüksek miktardaki ortak alacakları finansal açıdan bakıldığında “Örtülü Sermaye” olarak görülebilir. Ancak Ortakların şirkete getirdikleri para sermayeye eklenmemiş, uzun süre şirkette kalmıştır. Vergi Usul Kanunundaki örtülü sermaye kavramı vergi uygulamasına yöneliktir. Ancak örtülü sermaye olarak nitelendirilebilen bu tutarların sermayeye eklenmesi konusu ortakların alacakları kararlara bağlıdır. Tutar sermayeye eklenmiyorsa ortak alacağı olarak kabul edilmelidir.
Bu nedenle davalının paranın örtülü sermaye olarak bırakıldığı savunması kabul edilmemiştir.
Davalının alacağın muaccel olmadığı savunması
Tüketim ödüncü 6098 sy TBK’nın 386. maddesinde
“Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı yada tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir. ” şeklinde tanımlanmıştır.
Davacı alacağı dava dışı şirketlerdeki davacı hisselerinin satışı suretiyle elde edilen paraların davalı şirkete gönderilmesi suretiyle oluşmuştur. Davalı şirket yönetim kurulu başkanı … tarafından gönderilen 01/10/2014 tarihli mailde ki
“…110.000.000.-$’ı gayrimenkul şirketimiz … Yapı’nın kredi borçları için gerekli bir meblağ, bu nedenle bu rakamı dağlamayacağız.. Bu meblağ …, …ve … olarak şahsi hesaplarımıza yatacak ve biz bu meblağı … Yapı ’ya faizsiz borç olarak vereceğiz (kanunen şirketten faiz alamayız), ve … Yapı ’dan bu kadar bir meblağ da alacaklı olacağız, .bu çok iyi bir şey zira … Yapı herhangi bir arsa sattığında veya iş yapıp para kazandığında bizler artık önümüzdeki dönemde bu parayı rahatça geri alabilir duruma gelmiş oluyoruz.. ”
İfadeleri de davacının şirkete ödünç para verdiğini doğrulamaktadır.
6098 sy TBK’nın 392. maddesinde;
“.Ödüncün geri verilmesi konusunda belirli bir gün ya da bildirim süresi veya borcun geri istendiği anda muaccel olacağı kararlaştırılmamışsa ödünç alan, ilk istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü değildir..”hükmü mevcuttur.
Somut olayda, TBK m.392 hükmünde öngörülen 6 haftalık sürenin uygulanması gerekecektir. Buna göre taraflar arasında ödünce konu paranın iade edileceği zamana ilişkin bir anlaşma olmadığından alacak ilk istemden başlayarak 6 hafta geçmekle muaccel hale gelecektir.
Davacı Beyoğlu … Noterliğinin 16/05/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, 13.264.764 USD’nin şirkete verildiği günden ödeme gününe kadar işleyecek ticari faizi ile birlikte 3 gün içinde ödenmesini istemiştir.İhtarname 21/05/2018 tarihinde davalı şirkete tebliğ edilmiştir. 21/05/2018 tebliğ tarihinden itibaren 6 haftalık süre 02/07/2018 tarihinde sona erecektir. Alacak 03/07/2018 tarihinde muaccel olmuştur.
Ödünce konu paranın ödenmesini içeren ihtarnameyi 21/05/2018 tarihinde tebliğ alan davalı tebliğ tarihinden itibaren altı haftanın geçmesiyle temerrüde de düşmüştür. Mahkememizce davalının temerrüt tarihinin 03/07/2018 olduğu sabit bulunmuştur.
Davalının alacağın USD olarak istenemeyeceği savunması
Davalı Şirket 01/06/2018 Tarih ve 10 numaralı Yönetim Kurulu gereğince , ortakların alacaklarının TL’ye çevrildiğini, ortak alacaklarının USD’den TL’ye dönüşümünde şirket ortakları arasında bir eşitsizlik yapılmadığını , davacı alacağınında USD olarak istenemeyeceğini savunmuştur.
Karar incelendiğinde yönetim kurulu başkanı sıfatıyla …, … Holding A.Ş. ve yönetim kurulu üyeleri …, …Holding A.Ş. (Temsilci olarak …), … A.Ş. (Temsilci olarak …)’nin katılımıyla oybirliğiyle alındığı ve şirket ortaklarının şirketten olan alacaklarının TL’ye çevrilmesine karar verildiği görülmüştür.
Ödünç sözleşmesi iki taraflı borç doğuran bir sözleşmedir. Davacı şirket ortağı ile davalı şirket arasındaki ödünç sözleşmesine konu paranın TL’ye çevrilmesi ancak iki tarafın anlaşması ile mümkün olacaktır. Ancak somut olayda davacının, davalı şirketten olan alacağının TL’ye çevrilmesine muvafakatinin bulunmadığı, ihtar, icra takibi, dava beyanları ile anlaşılmaktadır. Davalı şirket tarafından USD üzerinden kabul edilip şirket defterlerine kaydedilen alacağın tek taraflı karar ile TL ye çevirilmesi davacı yönünden yasal olarak geçerli kabul edilemeyecektir.Davalı savunması kabul edilmemiştir.
Davalının mahkeme heyetini reddi talebi;
Dava dosyasında yapılan yargılamada 18/03/2021 tarihli duruşmada davalı vekilleri Uyap sistemine Av … Elektronik imzasıyla 18/03/2021 tarih ve 14:48:21 de kaydedilen ve davacı … in HMK 169 md gereğince isticvap edilerek dinlenmesi talebini içerir dilekçeyi fiziki olarak sunmuştur. Davalı vekilleri dilekçe konusunda aynı gün karar verilmesi talepleri olduğunu belirterek, talebin gerekçesini ” maddi vakıaların aydınlatılması için alacağın varlığı, niteliği, konusunda dinlenmesi” şeklinde açıklamıştır. Mahkememizce davalı tarafın delil olarak açıkca “yemin” deliline dayandığı hatırlatılarak davacının getirtilmesi halinde bu delile başvurup başvurmayacakları sorulmuş, davalı vekilleri bu konuda müvekkilleri ile görüşmeleri gerektiğini açıklamıştır.
Mahkememizce davalı vekillerinin talebi duruşmaya ara verilerek incelenmiş davacı … in davalı şirketin kuruluşundan bu yana şirket yönetim kurulunda yer almadığı,şirkette fiilen çalışmadığı, şirketin finansal planlamaları (hisse alım-satım-devir-finansal kaynak yaratma) konusunda söz sahibi bulunmadığı gözetilerek talep reddedilmiştir.
Mahkememizin talebi red kararı üzerine davalı vekilleri bu defa mahkeme heyetinin, tarafların diğer itiraz ve talepler konusunda karar vermesine bile fırsat vermeden mahkeme heyetini reddettiklerini açıklamış ve 18/03/2021 tarihli yazılı red dilekçesini sunmuş, dilekçenin bir örneğinide davacı tarafa huzurda tebliğ etmiştir.
İbraz edilen dilekçeye karşı davacı vekili 24/03/2021 tarihli dilekçe ile cevap vermiştir.
Mahkememizce davalı vekillerinin 18/03/2021 tarihli hakimin reddi talebinde açıklanan gerekçeler yargılamayı uzatmaya matuf bulunmuş ve HMK 41 md gereğince 29/03/2021 tarihli ara karar ile reddin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekillerince … AŞ nin Yönetim Kurulu Başkanı … ın dinlenmesi 18/05/2021 tarihli dilekçe ile talep edilmiştir. Mahkememizce … ın davalı şirketin Yönetim Kurulu Başkanı ve münferiden yetkili müdürü olması, davalı şirketin yapılan tüm işlemlerinde (hisse alım-satım-devir-finansal kaynak yaratma) imzası bulunması, davanın dayanağı olarak sunulan 01/10/2014 tarihli maili bizzat kendisinin göndermesi dikkate alınarak maddi vakıalar konusunda beyanları HMK 27 gereğince hukuki dinlenilme hakkı kapsamında 17/06/2021 tarihli celsede alınmıştır.
Davalı tarafın alınan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğu itirazı; her iki raporda da alacağın fiktif olmadığı, örtülü sermaye kabul edilemeyeceği, davalı şirket defterlerinde kayıtlı olduğu, muaccel olduğu ortak tespitleri gözetilerek çelişki olmadığı sabit bulunmuştur.
Sonuç olarak;
Davalı şirket ticari defter ve kayıtlarında açıkca kaydedilği üzere 21/12/2018 icra takip tarihi itibariyle davacı şirket ortağı … in 13.005.194,27 USD alacağı bulunduğu,
Bu alacağa (12/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda hesaplandığı gibi) davalının temerrüdünün başladığı 03/07/2018 den takip tarihi 21/12/2018 e kadar işleyen temerrüd faizi miktarının 385.327,87 USD olduğu, ancak davacı icra ödeme emrinde 259.480,59 USD işlemiş faiz talebinde bulunduğundan bu talebi ile bağlı olarak, 259.480,59 USD işlemiş faiz isteyebileceği sabit olmuştur.
Mahkememizce İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında 13.005.194,27 USD asıl alacak 259.480,59 USD işlemiş faiz olmak üzere 13.264.674,86 USD üzerinden itirazın iptaline takibin devamına fazla istemin reddine 13.005.194,27 USD asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sy nın 4-a maddesi gereğince faiz yürütülmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalı defterlerine işlediği, İİK 67 gereğince likit ve belirlenebilir nitelikteki davacı alacağını kendi kusuruyla icra takibinde inkar ettiğinden kötü niyetli bulunmuştur.Hüküm altına alınan 13.264.674,86 USD karşılığı (kur 5,26 TL) 69.772.189,4 TL nin %20 si oranında icra inkar tazminatının davacı lehine davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davalı tarafın ara karardan rücu taleplerinin, yeni bilirkişi raporu alınması istemlerinin reddine
2-İstanbul …İcra Müdürlüğünün… esas sayılı takip dosyasında 13.005.194,27 USD asıl alacak 259.480,59 USD işlemiş faiz olmak üzere 13.264.674,86 USD üzerinden itirazın iptaline takibin devamına fazla istemin reddine
13.005.194,27 USD asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sy nın 4-a maddesi gereğince faiz yürütülmesine,
Hüküm altına alınan 13.264.674,86 USD karşılığı (kur 5,26 TL) 69.772.189,4 TL nin %20 si oranında icra inkar tazminatının davacı lehine davalıdan tahsiline
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 4.766.138,26-TL Harçtan peşin alınan 857.986,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.908.151,39-TL harcın davalıdan tahisili ile hazineye gelir kaydına,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 786.346,89-TL. nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Red edilen kısım yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 80.586,80-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 858.031,27-TL ilk gider,2.774,00-TL tebligat, müzekkere gideri ile bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 860.805,27 TL yargılama giderinin kabul durumu nazara alınarak 860.752,03 TL sinin davalıdan tahsili davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına
Davalı tarafından yapılan 7.590,00 TL yargılama giderinin red nispetine göre 145,67 TL sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına
7-HMK 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde yatırana iadesine,
Dair Davacı vekili Av… Av. … Davalı vekili Av. …, Av. … ve Av. … yüzüne karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/06/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır