Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/159 E. 2020/216 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/159
KARAR NO : 2020/216
… ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 22/05/2015 TARİH 2015/399 E.
2015/351 KARAR SAYILI DOSYASI MAHKEMEMİZ İŞ BU DOSYASI İLE BİRLEŞMİŞTİR.
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/01/2015
KARAR TARİHİ : 27/12/2017

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Mülkiyeti … ‘a ait olan … plaka sayılı aracın … sevk ve idaresinde iken 01/09/2014 tarihinde müvekkillerinin murisi …’in sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete çarptığını, iş bu kaza neticesinde …’in hayatını kaybettiğini, … plakalı aracın davalı sigorta şirketine kaza tarihin kapsar şekilde Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, murisin vefatı nedeniyle müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını, müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını, davaya konu kazaya karışan aracın davalı sigorta şirketine sigortalı olduğundan destekten yoksun kalma zararından davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, müvekkillerinin murisinin vefatına neden olan kazada … plakalı aracın sürücüsü …’ın asli kusurlu olduğunu ve müteveffanın kusursuz olduğunu, dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine müracaat ettiklerini, yapılan inceleme sonucu müvekkillerine bir kısım ödeme yapıldığını ancak yapılan ödeme miktarının müvekkillerinin gerçek zararının karşılamaktan çok uzakta olduğunu, müteveffanın vefat etmeden önce el işi bıçak imalatı yapmakta olduğunu ve 1.500-TL maaş ile ailesine bakmakla yükümlü olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla … bakımından 20.000-TL, … bakımından 2.000-TL, … bakımından 3.000-TL, … bakımından 5.000-TL olmak üzere 30.000-TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 01/09/2014 tarihinden itibaren hesaplanacak ticari avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA ;….Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/399 E, 2015/351 K sayılı ilamı ile birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalması koşuluyla, davacı baba … bakımından 500,00 TL, davacı anne … bakımından 500,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 11/07/2014-2015 tarihleri arasında … nolu ZMMS ile sigortalı olduğunu, davadan önce davacı tarafın müvekkili şirkete başvurusu üzerine … nolu hasar dosyasının açıldığını ve iş bu hasar dosyası kapsamında, alınan aktüer raporu doğrultusunda belirlenen davacılar için 91.440,24-TL’nin 25/11/2014 tarihinde davacılara ödendiğini, bu sebeple davanın açılmasına müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığını, öncelikle Adli Tıp Kurumundan kusur raporunun alınmasının gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte destekten yoksun hesabı yapacak olan bilirkişi raporunun Yargıtaydan değişen içtihatları neticesinde yetersiz kalmamasının gerektiğini, müvekkili şirketin yapmış olduğu ödeme ile sorumluluğunu yerine getirmiş olduğundan olay tarihinden itibaren yasal faizin talep edilemeyeceğini, bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davacıların mükerrer taleplerinin reddine, müvekkili şirketin davanın açılmasına sebep olmadığından tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yanan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma maddi tazminatın kazaya karışan aracın trafik sigortacısı sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Trafik kazası nedeniyle desteklerini kaybeden davacıların bu zararlarını davalı sigorta şirketinden tazminini talep edip edemeyeceklerine ve miktarı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce 27/12/2017 tarih 2015/51 esas 2017/1147 karar sayılı karar ile;
“Davanın KABULÜ ile;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN
Davacılar …, …, …, … tarafından … Sigorta Aş aleyhine açılan maddi tazminat davasının KABULÜ ile; davacı kızı … için 36.968,83 TL, kızı … için 23.251,35 TL, kızı … için 18.952,42 TL, eşi … için 100.513,41 TL maddi tazminatın eksper rapor tarihi temerüt tarihi kabul edilerek 11/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN
Birleşen dosya davacı anne … ve baba … tarafından açılan maddi tazminat davasının KABULÜ ile; davacı anne … için 12.895,83 TL, baba … için 8.544,77 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olarak kabul edilen (Sigorta eksper rapor tarihi olan) 11/11/2014 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine ” karar verilmiştir.
Davalı vekilinin kararı temyizi üzerine dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiştir.
… Mahkemesi … Hukuk Dairesi 30/01/2019 tarih 2018/927 esas 2019/64 karar sayılı ilamında;
“Asıl dosyada dava 16/01/2015 tarihinde açılmış olup yargılama sırasında davacı küçükler …, … ve …’e, dedeleri … vasi olarak atanmıştır. Bu durumda, TMK’nın 462. Maddesi uyarınca, …, … ve … tarafından açılmış olan dava yönünden, husumete izin kararı ibrazı için süre verilip eksikliklerin giderilmesi ve dava şartı noksanlığı giderildikten sonra işin esasının incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, dava şartı mahiyetindeki husumete izin kararı eksikliği giderilmeden karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.
Husumete izin kararının ibrazı halinde ise; Davalı tarafça yargılama sırasında murisin, davacı …’e destek olmadığı, …’ün murisin vefatından önce evi terk ettiği ileri sürülmüş olup, mahkemece murisin, davacı …’e desteklik durumu, … tarafından destekten yoksun kalma tazminatı talep edilip edilemeyeceği tartışılıp değerlendirilmeden karar verildiği görülmektedir.
Yargıtay 17. HD’nin 26/03/2015 Tarih 2013/19508 E.2015/4914 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere; destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de destek olmasa bile onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Hukuk Genel Kurulunun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 412 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere; destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de nafaka hakkındaki hükümlere dayanır. Sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülmektedir.
Bu açıklamalara göre mahkemece, murisin davacı …’e desteklik durumuna ilişkin tüm deliller tartışılıp değerlendirilmek suretiyle ve yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde, murisin kaza sırasında kask takmadığı belirtilerek, müterafik kusur indirimi yapılması talep edilmesine rağmen mahkemece bu husus tartışılıp değerlendirilmeden karar verilmesi de usul ve yasaya uygun değildir.
Tüm bu nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü .. ” gerekçesi ile mahkememiz kararını kaldırmıştır.
Mahkememizce kaldırma kararı doğrultusunda dosyanın bilirkişiye tevdi ile istinaf kararı doğrultusunda ve müterafik kusurunda irdelendiği yeni bir kusur raporu hazırlanmasının istenilmesine karar verildiği, Tazminat Hesap Uzmanı Yük. Müh. Bilirkişi … ve Makine Yüksek Mühendisi Bilirkişi Prof. Dr. … tarafından sunulan 03/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda; 01/09/2014 tarihli trafik kazasının oluşumunda; … plakalı aracın sürücü …’ m asli ve tam kusurlu olduğu, … plakalı aracın sürücü …’ in kusursuz olduğu, Sürücü …’ in yaralanmasında; … plakalı aracın sürücü …’ ın asli kusurlu (80% oranında) olduğu, … plakalı aracın sürücü …’ in tali kusurlu (20% oranında) olduğu, davacı eş …’ in destekten yoksun kalma sebebiyle maddi tazminat talep edebileceğinin kabulü halinde ve o takdirde: davacı eş …’ in talep edebileceği maddi zararının 102.176,47 TL olduğu, Davacı çocuk …’ in talep edebileceği maddi zararının 32.391,61 TL olduğu, Davacı anne …’ in talep edebileceği maddi zararının 24.550,27 TL olduğu, Davacı çocuk …’ in talep edebileceği maddi zararının 20.029,70 TL olduğu, Davacı çocuk …’ in talep edebileceği maddi zararının 15.607,01 TL olduğu, Davacı …’ in talep edebileceği maddi zararının 13.672,08 TL olduğu, Davacı …’ e yapılan ödemenin yetersiz olduğu kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Davaya konu olayda 01/09/2014 tarihinde saat 01:00 sıralarında, Trabzon İli, Araklı İlçesi, Trabzon Caddesi trafik ışıkları ile kontrollü Oylum kavşağında, sürücü … yönetiminde Arıklı yönüne seyir halinde olan … plakalı motosiklete sürücü … yönetiminde aynı yöne seyir halinde olan … plakalı kamyonetin çarpması sonucu … plakalı motosikletin sürücüsü …’ in ölümüyle sonuçlanan dava konusu trafik kazası meydana geldiği, davacı vekili 16/01/2015 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle, kazaya … plakalı aracın sürücüsünün tam kusurlu olduğunu belirterek … bakımından 20.000,00 TL, … bakımından 2.000,00 TL, … bakımından 3.000,00 TL, … bakımından 5.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunduğu,
01/09/2014 tarihli Ölümlü Yaralamalı Trafik Kazası Tespit Tutanağında, olayın yerleşim yeri içinde, asfalt kaplama, kuru zeminli, tek yönlü platformu 2 şeritli olan, bölünmüş yolda gece meydana geldiği, mahalde aydınlatma olmadığı, hız sınırının 50 km/h olduğu, yolun yatay güzergahta düz, düşey güzergahta eğimsiz olduğu, yol kenarında 200 cm genişliğinde yaya yolu bulunduğu, motosiklet sürücüsü …’ in kask takmadığı, Dosyada yer alan bilgilerden ve 13/09/2014 tarihli Ölü Muayene Tutanağında, kişinin ölüm sebebinin, genel beden travmasına bağlı omurga kırıklarıyla birlikte bulunan beyin kanaması ve iç organ harabiyeti olduğu kanısına varıldığı bu hali ile TBK Borçlar Kanunu’ nun 52.maddesinde, “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” şeklinde yer alan düzenleme ve emsal Yargıtay kararları (Yargıtay 17.HD. 2016/7756E, 2019/300K sayılı ilamı) göz önüne alınarak müteveffa sürücünün kendi yaralanmasında %20 oranında müterafik kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Asıl dosyada dava 16/01/2015 tarihinde açılmış olup yargılama sırasında davacı küçükler …, … ve …’e, dedeleri … vasi olarak atanmıştır. Bu durumda, TMK’nın 462. Maddesi uyarınca, …, … ve … tarafından açılmış olan dava yönünden, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/342 E 2015/374 ek kararı ile husumete izin kararı eksikliği gideriliştir.
Müteveffa ile davacı eşin kazadan önce boşandıklarına ilişkin boşanma ilamı bulunmadığı, davacı … ve mütevefa destek …’in ortak çocuklarının velayetinin … Asliye hukuk /309 Esas sayılı kararı ile velayetin anne … ‘den alındığı, dede … in vasi olarak atandığı, bu dosyanın temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.
BAM … Hukuk Dairesi kararında üzerinde durulup Yargıtay … HD’nin 26/03/2015 Tarih 2013/19508 E.2015/4914 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere; ” Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de destek olmasa bile onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Hukuk Genel Kurulunun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 412 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere; destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de nafaka hakkındaki hükümlere dayanır. Sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülmektedir. “şeklinde değerlendirme yapılmış olup,
Davacı eşin zaman zaman evden ayrılarak başka şehirlerde birkaç ay kaldığı anlaşılmakla birlikte; müteveffa ile davacı eşin eylemli birlikteliklerinin sona erdiğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve delil bulunmadığı gibi kazadan önce boşanmanın da gerçekleşmediği dosya kapsamında sabittir. Bir çok evli çiftin evlilik birliği devam ederken zaman zaman belli süre ayrı kalıp tekrar bir araya gelmesi muhtelif olup, davacı … in boşanma kararı olmaksızın evi terk etmesinin ve … Asliye Hukuk mahkemesi kararı ile kendisinden velayetin kaldırılmış olmasının salt eşinin destekliğinin yitirilmesi açısından yeterli olmadığı Bir an için fiili ve eylemli birlikteliğin sona erdiği kabul edilse dahi, müteveffanın yaşı dikkate alındığında yeniden evleneceği kuvvetli olasılık dahilinde olduğu Bu durumda ise; muhtemel eşe destek payı ayırılması gerekecektir. Hal böyle olunca; evlilik birliğinin devam ettiği duruma göre destek payları ayırılacak davacı eş yönünden maddi zarar hesabı yapılacak ve davacı eş …’ in maddi tazminat talep edebilecektir.
Davalı sigorta şirketi tarafından davacı hak sahiplerinden davacı eş … için 59.572,86 TL, davacı çocuk … için 8.674,48 TL, davacı çocuk … için 10.026,96 TL davacı çocuk … için 13.170,94 TL ödemenin davacı eş …’ in namına 25.11.2014 tarihinde ödendiği hususunda uyuşmazlık bulunmamakta olup, Bununla birlikte; davacı çocukların velayetinin davacı …’ den alınması nedeniyle davalı … Sigorta A.Ş hak sahibi eş … aleyhine dava açmış ve … ASH Mahkemesinin 2015/357 E. 2017/11 K. sayılı kararı ile davacı çocuklar için yapılmış olan toplam 31.871,00 TL ödemenin eş … den alınarak … Sigorta A.Ş’ ye ödenmesine karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bu durum karşısında davacı çocuklara ödeme yapılmadığı, Bu durumda davacı eş … için yapılan 59.572,86 TL ödeme tarihinden itibaren işlemiş faiziyle birlikte güncellenerek hesaplanan maddi zarar tutarından tenzili gerektiği, … plakalı araç 11.07.2014-11.07.2015 vadeli ZMSS poliçesi ile ölüm halinde 268.000,00 TL teminatla davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanmış olup davacı …’ e yapılan 59.572,86 TL ödeme neticesinde bakiye teminat limiti 208.427,14 TL olduğu ,davacıların maddi zararları toplamı 320.467,42 TL olup, 208.427,14 TL tutarındaki bakiye teminat limitini aştığından davacı hak sahiplerinin maddi zararları teminat limiti ile sınırlı olarak garameten paylaştırıldığı, Davalı sigorta şirketine sigortalı aracın dava dışı sürücüsü %100 oranında kusurlu olduğundan %100 kusura isabet eden maddi zarar tutarından destek … in %20 oranında müterafik kusur indiriminin de göz önünde bulundurularak yapılan hesaplama doğrultusunda bilirkişi raporundaki hesaplamalara itibar olunarak ve temerrüt tarihinin de ilk karar da belirtildiği gibi 11.11.2014 tarihi olmayıp sigortaya başvuru tarihi olan 03/11/2014 tarihinden itibaren 8. İş günü olan 14.11.2014 tarihi olduğu görülmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davacı Eş … için 102.176,47-TL,
Davacı Çocuk … için 32.391,61-TL,
Davacı Çocuk … için 20.029,70-TL,
Davacı Çocuk … için 15.607,01-TL destekten yoksun kalma tazminatının davacı … yönünden (taleple bağlı kalınarak) dava tarihi olan 16/11/2015, diğer davacılar yönünden temerrüt tarihi olan 14/11/2014 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 11.626,69- TL. Harçtan peşin alınan 687,47-TL. harcın mahsubu ile bakiye 10.939,22-TL. harcın davalıdan tahisili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı … için, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 13.656,76.TL nispi vekalet ücretinin, davalıdan alınarak, bu davacıya verilmesine,
4-Davacı … için, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.400.TL nispi vekalet ücretinin, davalıdan alınarak, bu davacıya verilmesine,
5-Davacı … için, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.487,70.TL nispi vekalet ücretinin, davalıdan alınarak, bu davacıya verilmesine,
6-Davacı … için, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.858,74.TL nispi vekalet ücretinin, davalıdan alınarak, bu davacıya verilmesine,
7-6-Red edilen kısım yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 3.400-TL nispi vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı ödenmesine,
8-Davacılar tarafından yapılan 715,17.TL ilk gider, 3.000.TL bilirkişi ücreti, 1.072,17.TL tebligat ve testere gideri olmak üzere toplam 4.787,34.TL yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 4.572,47-TL sinin davalıdan tahsili davacılara verilmesine,
8-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN
1-Birleşen davanın KABULÜ ile;
Davacı Anne … için taleple bağlı kalınarak 12.895,83-TL davacı Baba … için 8.544,77-TL’nin birleşen dava tarihi 09/04/2014 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.464,60.TL harçtan, peşin yatırılan toplam 27,70.TL harcın mahsubu ile, bakiye 1.436,90.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı … için, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.400.TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak, bu davacıya verilmesine,
4-Davacı … için, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.400.TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak, bu davacıya verilmesine,
5-Davacılar tarafından ilk gider olarak yapılan 55,40.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacılara verilmesine,
6-HMK.33.md.uyarınca davacılar tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacılara iadesine,
Dair, Asıl dava Davacısı … Vekili Av. … ve Birleşen dosya davacısı …, …, … ve … Vekili Av. … ‘ın yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/03/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır