Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/142 E. 2020/565 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/142 Esas
KARAR NO : 2020/565
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/03/2019
KARAR TARİHİ : 07/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkili olan … San. ve Tic. A.Ş.’nin “… Mah. … Sok. No: … Bayrampaşa/İstanbul” adresinde her türlü suni derinin yurt içinde ve yurt dışında satışı ve pazarlanması işi ile iştigal etmekte olduğunu, müvekkili olan şirket ile davalı borçlu arasında ticari ilişki mevcut olup, muhtelif tarihlerde müvekkili şirket tarafından davalıya suni deri satıldığını, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkili tarafından satılarak davalıya teslim edilen mallar ile ilgili olarak müvekkilinin davalıdan fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydı 59.416,38-TL cari hesap alacağı bulunduğunu, davalının borcunu ödememesi üzerine müvekkili olan şirket tarafından alacağın tahsili için … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, ancak davalının, haksız ve kötüniyetli olarak takibe, borca, faize, faiz aralığına, yetkiye ve borcun tüm fer’ilerine itiraz ettiğini, davalının takibe, borca, yetkiye ve borcun tüm fer’ilerine itirazı dayanaksız ve haksız olduğunu, müvekkilinin alacaklı olduğunun faturalarla sabit olduğunu, borçlunun yetkiye ilişkin itirazının usulune aykırı, dayanaksız ve haksız olduğunu, borçlunun yetki itirazında, yetkili icra dairesinin hangisi olduğunu bildirmek zorunda olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile borçlunun yetkiye itirazında yetkili icra müdürlüğünü bildirmediğini, bu sebeple borçlunun yetkili icra dairesini bildirmeden yaptığı yetki itirazının usulen geçersiz olduğunu, TBK’nun 89. Maddesine göre para borcu alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Bu nedenle alacaklının para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahında dava ve takip açmasının mümkün olduğunu, müvekkilinin ikametgahının İstanbul Adliyesi yargı sınırları içinde olup, TBK’nun 89. maddesi uyarınca icra takibinin yetkili yerde açıldığını beyanla, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Müvekkili olan şirketin Kayseri de faaliyet gösterdiğini, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 6 “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir maddesi gereğince işbu davada yetkili mahkemenin Kayseri Mahkemeleri olduğunu, Alacaklı/Davacı … San Ve Tic. Aş ile müvekkili … Ltd. Şti. ticaret yapmakta olduğunu, ticaret sonucu olarak davacıya dosyaya örneklerini sunacakları kıymetli evraklar verildiğini, takibe konu edilen alacağın davacının tek taraflı tuttuğu cari hesabından kaynaklanmakta olduğunu, müvekkilinin birden çok defa ödemede bulunduğunu, arabuluculuk aşamasında da müvekkilinin çözüm odaklı tekliflerinin de karşılıksız bırakıldığını, söz konusu takip dosyası ile ilgili faize yapılan itirazın geçerli bir itiraz olduğunu, faiz konusunda Borçlar Kanunun Ve Müstakar Yargıtay Kararlarına göre faturaya konu bir alacağa faiz işletilebilmesi için fatura konusu alacağın ayrı bir ihtarla talep edilmesi gerektiğini, fatura konusu alacağa ancak böyle bir ihtarın tebliğinden itibaren faiz işletilebilir olduğunu, faturanın karşı tarafa tebliğinin alacağı muaccel hale getirebileceğini, ancak borçluyu temerrüde düşürmüş olmak için yeterli olmadığını beyanla, müvekkilinin icra takibine yaptığı itirazın kabulune, takibin durdurulmasına, alacaklının kötü niyetli olarak yaptığı takipten dolayı % 20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, takibin yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Dosyaya getirtilen … İcra Dairesi’nin 2018/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 26/12/2018 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 18/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 21/01/2019 tarihinde yetkiye, borca, faize ve diğer fer’ilere itiraz ettiği, itirazın ve 13/03/2019 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davalı tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise de itiraz dilekçesinde yetkili icra dairesinin belirtilmediği görülmüştür. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 19/2.maddesinde “(2) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz” hükmü uyarınca, davalının icra takibine yaptığı yetki itirazı dikkate alınamayacaktır.
Mahkememizin yetkisine yapılan itirazda ise Kayseri Mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilmiştir. 6098 sayılı TBK ‘unun 89/1 maddesi uyarınca aksine bir anlaşma yoksa para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Buna göre davanın davalı borçlunun yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği gibi özel yetki kuralı gereği dava konusu alacak para alacağı olduğundan alacaklının yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki mahkemede de açılabilir. Bu nedenle, davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… Talimat sayılı dosyası ile yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda alınan 24.10.2019 tarihli bilirkişi raporu özetle; Davalıya ait ticari deflerler üzerinde yapılan incelemelerde davalının kayıtları ile davacının sunduğu hesap ekstresindeki kayıtların birbiriyle uyumlu olduğu, davalının ticari defterlerinde de davacıya 59.503,39 TL borçlu gözüktüğü, davalının aleyhine delil teşkil eden ticari defter kayıtlarında davalıya 59.503,39 TL borçlu gözükmesi, davacının ticari defterlerinde de davalıdan 59.506,38 TL alacaklı gözükmesi sebebiyle davalının aleyhine delil teşkil eden ticari defter kayıtlarına göre davacıya borçlu olduğunun kabul edilmesi gerektiği, davacı talebinin daha düşük bir bedel olması sebebiyle davacının davalıdan 59.416,38 TL alacaklı olduğunun kabulü gerektiği, davalının ticari defterlerinde takip tarihinden sonra herhangi bir ödeme kaydı bulunmadığı ve ödeme belgesi sunulmadığı, hal böyle olunca takip tarihinde davacının davalıdan taleple bağlılık kuralı gereği 59.416,38 TL alacaklı olduğu, davacı taraf her ne kadar davalıdan işlemiş faiz talep etmiş ise de davalının takip tarihinden önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir bilgi olmaması ve taraflar arasındaki ilişkinin cari hesaba dayanması ve mal ve hizmet tedariki sözleşmesine dayanmaması nedeniyle TTK Md. 1530 kapsamında da faiz talep edemeyeceği belirtilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi olarak görevlendirilen … tarafından sunulan
05.03.2020 tarihli bilirkişi raporu özetle; Davacının resmi defter kayıtlarına göre davacının davalıdan 59.506,38 TL cari hesap alacağının kaldığı ve icra dosyasında asıl alacak olarak talebinin 59.416,38 TL olduğu, davacının davalıdan TTK 8 md ve 9 md ile 3095 sayılı Kanunun l.md gereği faiz isteme hakkının bulunduğu belirtilmiştir.
Tarafların iddiaları ile toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… Talimat sayılı dosyası ile yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda alınan 24.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda davalıya ait ticari deflerler üzerinde yapılan incelemelerde davalının kayıtları ile davacının sunduğu hesap ekstresindeki kayıtların birbiriyle uyumlu olduğu, davalının ticari defterlerinde de davacıya 59.503,39 TL borçlu göründüğü ve Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda sunulan 05.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda davacının resmi defter kayıtlarına göre davacının davalıdan 59.506,38 Tl cari hesap alacağının kaldığının belirtildiği görülmekle, davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle, taleple bağlılık ilkesi gereği, 59.416,38-TL’sı alacağının olduğu ve eldeki davada icra takibi öncesi işlemiş faizin dava konusu yapılmadığı görülmekle, davanın kabulüne ve davalının likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın KABULÜ ile, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, …. İcra Dairesi’nin 2018/… takip sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
2- Asıl alacak olan 59.416,38 TL’sının %20’si oranında olan 11.883,27-TL’sı icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 4.058,73-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 698,64-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.360,09-TL harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 8.524,13-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 743,04-TL ilk gider, 1.150-TL bilirkişi, 347,66-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.240,70-TL. Yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Arabulucu Ücret Kararı gereği Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00.-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
7- HMK 333 (1) maddesi uyarınca, yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, davacı vekilinin yüzüne, davalı vekilinin yokluğunda karar verildi. 07/10/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)