Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/140 E. 2020/705 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/140
KARAR NO : 2020/705
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2017
KARAR TARİHİ : 10/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili aleyhine 10/08/2014 tarih 40.000-TL bedelli senet nedeniyle …. İcra Müdürlüğünün 2017/… e. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkilinin takibe konu senedin vade tarihinde davalının kiracısı olduğunu, aylık kira bedelini dönem başına düzenlenen senetlerle ödediğini, 2014 yılı içinde her biri 400-TL olan 12 senedi düzenli olarak ödediğini, müvekkili ile davalı arasında 40.000-TL’lik senet düzenlenecek her hangi bir ticari ilişki veya alışveriş olmadığını, icra takibine dayanak olarak gösterilen senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, davalının takibe konu senedi sahte imza ile düzenleyerek işleme koyduğunu, bu nedenlerle 10/08/2014 tarih 40.000-TL bedelli senede müstenit …. İcra müdürlüğünün 2017/… e. Sayılı dosyasında müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, müvekkilinin icra tehdidi nedeniyle ödeme yapmak durumunda kalması veya maaşından icra dosyasına ödeme yapılması durumunda ödenecek bu paranın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davalının %20 den az olmamak üzere tazminata ve %10 dan az olmamak üzere para cezasına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu takip dosyasına esas evrak kambiyo evrakı olduğunu, bono sebepten mücerret bir borç ödeme aracı olduğu için davacı ile müvekkili arasındaki ticari ilişkinin var olup olmadığının senetle ilişkilendirilemeyeceğini, davacı tarafından bu senedin verilmiş olduğunun kabul edildiğini, senetteki imzaların davacıya ait olup olmadığının yapılacak imza incelemesinden sonra ortaya çıkacağını, davacının senetler verip ödeme yaptığını iddia edip itiraz etmesinin iyi niyetle bağdaşmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava davacının kiracı olduğu taşınmazın kira bedeli nedeniyle düzenlenen senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemidir.
Mahkememizce 21/12/2018 tarih 2017/… esas 2018/… karar sayılı karar ile; “Taraflar arasındaki temel ilişkinin kira sözleşmesi olup davanın dava konusu senetleri kira bedeli karşılığı verilen senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemli olduğu anlaşılmakla Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. Maddasi uyannca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulen REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE ” dair karar verilmiştir.
Davacı vekilinin kararı istinaf etmesi üzerine dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi 05/03/2019 tarih 2019/… esas 2019/… karar sayılı ilamında; ” Taraflar arasında kira sözleşmesi veya kira ilişkisi bulunmadığı, uyuşmazlığın ve takip konusu senedin kira ilişkisinden kaynaklanmadığı, davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olmadığı,
Hukuki uyuşmazlıklarda Asliye Hukuk mahkemelerinin görevi asıl, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi ise istisna olup, özel bir kanun hükmü ile açıkça Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler Asliye Hukuk Mahkemesinde genel hükümlere göre görüleceği, görev kamu düzenine ilişkin olduğu ve resen inceleneceği anlaşılmıştır.
Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; duruşma yapılmasına gerek olmadığı,
Davaya bakma görevi kararı veren mahkemeye ait olduğu halde yazılı olduğu şekilde gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden görevsizliğe karar verilmiş olması sebebiyle, mahkeme kararının yerinde olmadığı, istinaf sebebi yerinde olduğundan HMK 353/1-a/3-6 maddesi gereğince istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile mahkememiz kararını kaldırmıştır.
İstinaf ilamı doğrultusunda mahkememizce yargılamaya devam edilmiş, dosyanın imza incelemesine esas yazı ve imza asılları ile birlikte bilirkişiye tevdi ile imza ve yazı incelemesi yapılarak senetteki imzanın davacı eli ürünü olup olmadığının belirlenmesinin istenilmesine karar verildiği, Adli Tıp Uzmanı Grofolog Bilirkişi Dr. … tarafından sunulan 17/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda; 15.04.2014 düzenleme tarihli 10.08.2014 ödeme günlü alacaklısı … borçlusu … olarak görünen 40.000TL’lık senet aslında Borclu imzalarının …’nın eli ürünü olduğu, Senet düzenleme yazılarının …’nın eli ürünü olmadığı, Senet miktarın sayı ile belirtilen kısmındaki 40000 sayısının önceden mevcut 00 sayısının yanına farklı renk ve kalibrasyondaki bir kalemle iki adet 0 rakamı ilave edilmesi ile oluşturulduğu zira senetteki ”10.08.2014 tarihinin 400 sayısının ve …” yazılarının aynı kalemle yazıldığı diğer yazıların ve iki adet sıfır ilavesinin farklı bir kalemle yazılmış olduğu diğer bir ifade senet aslında ”10.08.2014 tarihinin 400 sayısının ve …” yazıları mevcut iken çift sıfır ilavesi yapılıp senedin geri kalan bölümlerinin doldurulmuş olduğu senedim miktar kısmının rakamla belirtilen kısmında ilave yolu ile tahrifat yapılmış olduğu kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu ile davaya konu takibe dayanak ” 15.04.2014 düzenleme tarihli 10.08.2014 ödeme günlü alacaklısı … borçlusu … olarak görünen 40.000TL’lık senet üzerinde “00” eklenmek üzere tahrifat yapıldığı esasen senet bedelinin 400 TL olduğu, anlaşılmakla davacı vekiline 400 TL senet bedeli ödemesine ilişkin belge sunması istenmiş davacı vekili tarafından bu miktar ödemeye yönelik yemin deliline dayanılmış ve Davacı vekili tarafından ibraz edilen 24/07/2020 tarihli dilekçesi ile “10.08.2014 tarihli davacı … tarafından imzalanmış aslen 400,00-TL. Bedelli senede karşılık aynı zamanda sigortalı çalışanım olan davacı …’dan o dönemin kira bedeli olarak 400,00-TL. Ödeme almadığıma / aldığıma dair dair yemin ederim.” metni ile davalı tarafa yemin teklif etmiştir.
Davalı vekili 10/11/2020 tarihli celsede; “her ne kadar davacı tarafın göndermiş olduğu 24/07/2020 tarihli yemin metni dolayısıyla ibraz ettiğimiz 18/08/2020 tarihli dilekçe ile yemin teklifini kabul ettiğimiz beyan etmiş isek de davalı müvekkil yemin eda etmek istememektedir. Davacı taraf ile herhangi bir kira sözleşmesi akdetmediği, senedin dışarıda hazır şekilde müvekkile getirildiği, aradaki güven ilişkisi nedeniyle senedin alındığı ileri sürülmektedir. Yemin teklifini kabul etme beyanımızdan vazgeçiyoruz” beyanı ile yemin teklifini kabul etmediklerini beyan etmiştir.
Davacı vekili tarafından ibraz edilen …anbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/… sor no, ,Müştekisi …, Şüphelisi … olan 2020 /… iddianame nolu iddianamesi ile … Ağır Ceza Mahkemesine 15.04.2014 düzenleme tarihli 10.08.2014 ödeme günlü alacaklısı … borçlusu … olarak görünen 400 TL bedelli senette tahrifat yapıldığından bahisle Resmi belgede sahtecilik ve kamu kurumları aracı kılınarak dolandırıcılık suçlaması ile kamu davası açıldığı yargılamasının derdest olduğu görülmüş ceza davası sonucu beklenmesinin dosyamıza katkı sağlamayacağı kanaati ile sonucunun beklenilmesi cihetine gidilmemiştir.
Anılan durum karşısında …. İcra Müdürlüğüne ait 2017/… e. Sayılı dosyası ile başlatılan takibe konu 10/08/2014 tarihli 40.000-TL miktarlı senette tahrifat yapıldığı, senet miktarının değiştirildiği, senette rakamla belirtilen kısmında ilave yolu ile tahrifat yapılmış olduğu anlaşılmakla , 400 TL bedel yönünden ise davacı tarafça teklif edilen yeminin davalı tarafça kabul edilmemesi üzerine davacının tüm senet bedelinden sorumlu olmadığı ve davanın kabulüne karar vermek gerekmiş olup, Davalının kötü niyetli olarak senette tahrifat yaptığı anlaşılmakla İİK 67 gereğince likit ve belirlenebilir nitelikteki borçta; takip miktarı olan ve hükümle kabul edilen dava değerinin %20’si oranında kötü niyet tazminatının davacı lehine davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile … İcra Müdürlüğüne ait 2017/… e. Sayılı dosyası ile başlatılan takibe dayanak 10/08/2014 tarihli senet nedeni ile 40.000-TL miktarlı borçlu olmadığının tespitine,
40.000-TL’nin %20 si oranında 8.000-TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 2.732,40-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 683,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.049,30-TL harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 6.000-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 714,50-TL ilk gider, 700-TL bilirkişi, 135,50-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.550-TL. Yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır