Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/136 E. 2022/210 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/136 Esas
KARAR NO : 2022/210
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/03/2019
KARAR TARİHİ : 16/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkilinin Tekstil Sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirket ile davalı arasında davacının iki ayrı işyerine ilişkin güvenlik hizmet sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin kiracı sıfatı ile bulunduğu iş yerlerini tahliye etmek durumunda kaldığını, taşınmazları tahliye etmeden önce davalıya Güvenlik Hizmet Sözleşmelerini feshettiğini ihbar ettiğini, montajlı cihazların sökülerek alınmasını şirket yetkililerine telefon ve e- maillerle bildirdiğini, müvekkilinin ısrarı talebi üzerine … adresindeki cihazların davalı tarafından söküldüğünü ancak … adresindeki iş yerine, adrese girilememesi sebebiyle cihazların sökülemediği hususunda davalı tarafından bilgi verildiğini, davacının söz konusu adrese gittiği ve iş yerinin 3. Kişiler tarafından kullanıldığı ve iş yerine giriş-çıkışı engelleyen bir hususun olmadığını, montajlı cihazların ise sökülmediğini resimleyerek davalıya bildirdiğini, davalının 11/09/2018 tarihli 5.931,67 TL fatura düzenlediğini, müvekkilinin gönderilen faturaya noter kanalıyla itiraz ettiğini, faturaya itiraz edilmesi ve sözleşmelerin sona ermesine rağmen davalının müvekkiline ait kredi kartı hesabından otomatik tahsilat yaptığını belirterek müvekkilinden nedensiz olarak tahsil edilmiş olan 6.500,00TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Mevcut davanını sebepsiz zenginleşme davası olarak ikame edilmesinin usule aykırı olduğunu, davacı ile müvekkili arasında geçerli bir hukuki ilişkinin bulunduğunu, davacının bu ilişkiye dayanak davalıya ödeme gerçekleştirdiğini, sebepsiz zenginleşme davasının şartlarının oluşmadığını, sözleşmeye konu hizmetin müvekkili tarafça eksiz ifa edildiğini, mülkiyeti davalıya ait olan cihazların zilyetliğinin davacıya bırakıldığını, davacı tarafın cihazları koruması gerekirken bu yükümlülüğe aykırı davranması nedeniyle müvekkilinin cihazları teslim alamadığını, bunun üzerine müvekkili tarafından sözleşmeye uygun fatura hazırlanarak davacıya gönderildiğini, davaya konu edilen cihazların bulunduğu … adresinde, müvekkili ile 3. Şahıs … San. ve Tic. Ltd. Arasında hizmet sözleşmesinin bulunduğunu, davacı tarafından kullanılan sistemi ile 3. Şahıs niteliğindeki şirket ile kullanılan sistemin farklı olduğu ve aralarında 05/1/2018 tarihli 11303778 nolu Güvenlik Hizmet Söz. olduğunu, davacının tahliyesinin ardından taşınmazlarda herhangi bir güvenlik sisteminin bulunmadığını, davacı tarafından şekil şartına uyularak yaptığı fesih bildiriminin olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık konusu hakkında mahkememizce bilirkişi olarak görevlendirilen Prof. Dr. … ile … tarafından sunulan 06/10/2020 tarihli bilirkişi raporu özetle;
“1.Davacı şirketin, davalı şirketten sözleşmeye dayalı olarak güvenlik hizmeti aldığı, her iki işyerinin tahliye edilmesi sebebiyle artık hizmet almasının imkansız hale geldiği, durumun 17/05/2018 ve 27/08/2018 tarihli ses kayıtlarındaki telefonla ve 04/07/2018 ve 20/07/2018 tarihle postalar ile davalı şirkete bildirildiği, bu bildirimin hem TBK. M.136 anlamında sonraki imkansızlık bildirimi hem de sözleşmenin haklı sebeple feshi niteliğinde olduğu, böylece zaten mülkiyeti davalı şirkete ait olan cihazların tasarruf hakkının ve sorumluluğunun zilyetliğin havalesi yoluyla davalı şirkete geçtiği, aradan 4 ay geçtikten sonra gidildiğinde cihazların yerinde bulunamadığı ve ispatlanamayan aynı işyerinde faaliyet gösteren dava dışı şirket için yeniden kurulum yapıldığı, iddialarıyla davalı şirketin davacı şirketten artık gerek hizmet bedeli gerekse cihaz bedeli talep edemeyeceği,
2. Davalı şirketin, davacı şirkete gönderdiği 14/09/2018 tarihli 5.931,67 TL bedelli faturaya davacı tarafın süresinde itiraz ettiği, bu fatura bedelinin davacı tarafın kredi kartından tahsil edilmesinin geçerli bir borca veya hukuki sebebe dayanmadığı,
3. Dosya kapsamındaki belgelere göre, davalı şirketin, davacı şirketten sebepsiz zenginleşme oluşturacak nitelikte başka bir tahsilatın bulunmadığı, sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin rapora karşı beyan ve itirazları nazara alınarak dosyanın yeni bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiş olup, mahkememizce bilirkişi olarak görevlendirilen … , … , … tarafından sunulan 22/06/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle;
“Davalı tarafından davacının kredi kartından 14.09.2018 tarihinde 5.931,67TL tahsil edilmiş olup tahsil edilen tutarın miktarı konusunda taraflar arasında çekişme olmadığı,
Söz konusu 5.931,67TL davalı tarafından davacının kredi kartından 11.09.2018 tarihli 5.931,67TL tutarlı … numaralı faturaya istinaden tahsil edildiği,
Dosyaya sunulu bilgi ve belgeler incelendiğinden davacının söz konusu faturaya yasal süresi içinde … Noterliği 24.09.2018 tarih … yevmiye no’lu ihtarnamesi itiraz ettiği ve kayıtlarına almadığı görülmüştür. Ayrıca Söz konusu hizmetin alınmadığı ve bu hususta fatura kabul edilmeyeceği davalı şirkete 20.07.2018 tarihli e-posta mesajı ile bildirilmiş olduğu görülmüştür. Bu itibarla yasal süresi içinde itiraza uğrayan davalı faturalarının davacı aleyhine borç doğurmadığı sonucuna varıldığı,
Davalının 5.931,67 TL.lık faturadan dolayı alacaklı olmadığı ve tahsil ettiği bu parayı dava tarihinden işleyecek avans faizi ile davacıya ödemesi gerektiği sonucuna varıldığı” kanaatiyle rapor tanzim etmişlerdir.
GEREKÇE:
Davacı taraf, davalı ile güvenlik hizmet sözleşmeleri yaptıklarını, davacının iş yerlerini tahliye etmek zorunda kaldığını, tahliyeden önce sözleşmelerin fesih edildiğini davalı tarafa ihbar ettiklerini, davacının ısrarı ile … adresindeki cihazların söküldüğünü, diğer yerdekinin sökülmediğini, davacının kredi hesabından aylık abone ücretinin kesilmeye devam ettiğini, davalının düzenlediği 5.931,67 TL faturaya itiraz ettiklerini iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacının kredi hesabından otomatik çekilen 6.500,00 TL’nin avans faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davacı şirketin, davalı şirketten sözleşmelere dayalı olarak güvenlik hizmeti aldığı, her iki işyerinin tahliye edilmesi sebebiyle artık hizmet almasının imkansız hale geldiği, durumun 17/05/2018 ve 27/08/2018 tarihli ses kayıtlarındaki telefonla ve 04/07/2018 ve 20/07/2018 tarihle postalar ile davalı şirkete bildirildiği, bu bildirimin hem TBK. m.136 anlamında sonraki imkansızlık bildirimi hem de sözleşmenin haklı sebeple feshi niteliğinde olduğu, böylece zaten mülkiyeti davalı şirkete ait olan cihazların tasarruf hakkının ve sorumluluğunun zilyetliğin havalesi yoluyla davalı şirkete geçtiği, aradan 4 ay geçtikten sonra gidildiğinde cihazların yerinde bulunamadığı ve ispatlanamayan aynı işyerinde faaliyet gösteren dava dışı şirket için yeniden kurulum yapıldığı iddialarıyla davalı şirketin davacı şirketten artık gerek hizmet bedeli gerekse cihaz bedeli talep edemeyeceği, davalı şirketin, davacı şirkete gönderdiği 14/09/2018 tarihli 5.931,67 TL bedelli faturaya davacı tarafın yasal süresi içinde … Noterliği 24.09.2018 tarih … yevmiye no’lu ihtarnamesi itiraz ettiği ve kayıtlarına almadığı, ayrıca söz konusu hizmetin alınmadığı ve bu hususta fatura kabul edilmeyeceği davalı şirkete 20.07.2018 tarihli e-posta mesajı ile bildirilmiş olduğu, bu itibarla yasal süresi içinde itiraza uğrayan davalı faturalarının davacı aleyhine borç doğurmadığı, davacı yanın kredi kartından söz konusu fatura bedeli dışında tahsilatın yapıldığına dair belgeye rastlanmadığı anlaşıldığından, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 5.931,67 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 405,19-TL Harçtan peşin alınan 111,01-TL harcın mahsubu ile bakiye 294,18-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 5.100-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Red edilen kısım yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 568,33-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 155,41-TL ilk gider, 180,00-TL tebligat ve müzekkere gideri ile 3.850,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.185,41-TL yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 3.833,05-TL’sinin davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda, KESİN olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/03/2022

Katip … Hakim …
e-imzalıdır ¸e-imzalıdır