Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/128 E. 2020/449 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/128 Esas
KARAR NO : 2020/449
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/12/2014
KARAR TARİHİ : 15/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; 02/08/2014 tarihinde sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile tek taraflı kaza yaptığını ve kazada vefat ettiğini, … plakalı aracın … ‘ya ait olduğunu ve davalı sigorta şirketine poliçe ile trafik sigortası ile sigortalı olduğunu, sürücü …’nın vefatından sonra eşi …, gayri reşit çocukları … ve …’nın destekten yoksun kaldıklarını, davalı sigorta şirketinin destekten yoksun kalma tazminatından sorumlu olduğundan bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6100 sayılı Kanunun 107.maddesine göre belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Kazaya karışan … plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde 05/05/2014-2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Karayolu Zorunlu Mali Mesuliyet Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkil şirketin sorumluluğu trafik poliçesindeki limitler ve sigortalıların kusuru ile sınırlı olduğunu, davacıların talebinin Karayolları Trafik Kanunu hükümleri uyarınca poliçe kapsamında olmadığını, kazanın meydana gelmesinde araç işleteninin herhangi bir kusuru bulunmadığını, mahkemece kusur durumunun tespiti için ATK’ndan ve tazminat hesabı yönünden aktüer raporu alınması gerektiğini, davacılar tarafından davadan önce başvuru yapılmadığından müvekkil şirketin temerrüde düşmediğini ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı isteminden ibarettir.
Taraflarca delil olarak; kaza tespit tutanağı, poliçe, hastane kayıtları, trafik kayıtları, hasar dosyası, mirasçılık belgesi, iddialar, savunmalar, bilgi ve belgeler ile bilirkişi incelemesine dayanılmış olup gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda konusunda uzman bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, Aktüerya Tazminat Hesabı Uzmanı bilirkişi … tarafından sunulan 10/10/2016 tarihli raporu özetle; ”Davacı eş …’nın poliçede belirlenen teminatla sınırlı olarak nihai ve gerçek maddi zararının 183.361,15 TL olduğu, davacı oğlu …’nın poliçede belirlenen teminatla sınırlı olarak nihai ve gerçek maddi zararının 11.561,30 TL olduğu, davacı kızı …’nın poliçede belirlenen teminatla sınırlı olarak nihai ve gerçek maddi zararının 30.774,74 TL olduğu” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
Yapılan yargılama sonucu mahkememizce 17/05/2017 tarih ve 2014/1586 Esas 2017/287 Karar sayılı ilamıyla davanın kabulüne karar verilmiş, karar davacılar ve davalı tarafından istinaf edilmiş, … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 27/12/2018 tarih ve 2017/1843 Esas 2018/1856 Karar sayılı ilamıyla; ”Anayasa’nın 141/3. maddesi ”Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” hükmünü içermektedir. HMK’nın 297/1-c, 27/2-c maddelerinde ise mahkeme kararlarında her iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma nedenleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonucu ve hukuki sebeplerin açıkça gösterilmesinin zorunlu olduğu ve bu hususun hukuki dinlenilme hakkı kapsamında olduğu hükme bağlanmıştır. Gerekçe, kararın denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür. Somut olayda mahkemece verilen kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında davanın kabulü ile tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiş, kararın gerekçe kısmında sadece bilirkişi raporuna itibar olunduğu belirtilmiştir. Yine kısa kararda “temerrüt tarihi olan dava tarihinden itibaren alacağa yasal faiz işletilmesine, ayrıntılarının gerekçeli kararda yazılmasına,” denildiği halde gerekçeli kararda bu konuda hiç bir açıklamaya yer verilmemiştir. Bu haliyle İlk Derece Mahkemesi kararı HMK’nın 297/1-c, 27/2-c maddelerinde belirtildiği şekildeki bir gerekçeyi içermemektedir. Bunun yanında, mahkemece davanın kabulüne karar verildiğine göre, alınması gereken bakiye ilam harcının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken hükmün kendi içinde çelişki oluşturacak şekilde “davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına” karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir. Mahkeme kararının gerekçe içermemesi hususu kamu düzeni ile ilgili olduğundan, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, resen incelenmiş ve taraf vekillerinin istinaf başvuruları kabul edilerek HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına” gerekçesiyle davacının istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmiş ve dosya yeni bir esas almıştır.
Yargılama devam ederken 01.10.2018 tarihinde davacı … ölmüştür.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları ile bozma ilamı gereğince davacı …’nın ölümüne istinaden Aktüerya Tazminat Hesabı Uzmanı bilirkişi …’tan ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi … tarafından sunulan 02/12/2019 tarihli ek raporu özetle; ”Davacı eş …’nın poliçede belirlenen teminatla sınırlı olarak nihai ve gerçek maddi zararının 185.531,46 TL olduğu, davacı oğlu …’nın poliçede belirlenen teminatla sınırlı olarak nihai ve gerçek maddi zararının 5.903,25 TL olduğu, davacı kızı …’nın poliçede belirlenen teminatla sınırlı olarak nihai ve gerçek maddi zararının 31.886,78 TL olduğu” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dava dosyasından ve bozma ilamı gereğince trafik kazası kusur raporu aldırılmak üzere konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, … Makine Fakültesi Öğretim Üyesi Makine Mühendisi Bilirkişi Prof.Dr. … tarafından sunulan 08/06/2020 tarihli raporu özetle; ”Davacıların murisi sürücü …nın % 100 (Yüzdeyüz) oranında asli ve tam kusurlu olduğu, olayda başka kişi veya kuruluşlara yüklenebilecek bir kusur oranının olmadığı” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
GEREKÇE :
Tarafların iddia savunmaları ile toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve İstinaf ilamı ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacıların murisi …’nın tek taraflı araç kazası sonucu öldüğü, kazanın oluşumunda sürücü …’nın yüzde yüz kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketinin kaza yapan aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu, araç sürücüsünün kusuru ve teminat limitinde destekten yoksun kalma tazminatından sorumlu olduğu, yargılama devam ederken davacı …’nın öldüğü, …’nın mirasçılarının diğer davacılar … ve … olduğu, … dava tarihinde sağ olduğundan hakkına düşen destekten yoksun kalma tazminatının miras hisseleri oranında 1/2 sinin annesi …, 3/4 ünün kardeşi …’ya ödenmesi gerektiği, bu kapsamda yapılan hesaplama sonucu davacı …’nın talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı miktarının 188.483,09 TL, davacı …’nın talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı miktarının 33.362,59 TL olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davacı … için 188.483,09 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 25/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Davacı … için 33.362,59 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 25/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 15.154,28-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 770,90-TL ( 51,25 TL peşin harç + 719,65 TL tamamlama harcı toplamı) harçtan mahsubu ile eksik kalan 14.383,38-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 770,90-TL ( 51,25 TL peşin harç + 719,65 TL tamamlama harcı toplamı) harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 23.979,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.300,00-TL bilirkişi ücreti ve 150,00-TL posta olmak üzere toplam 1.450,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-HMK 333 (1) maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne hitaben yazılacak dilekçeyle istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/09/2020

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪