Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/122 E. 2020/676 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/122
KARAR NO : 2020/676
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 29/12/2010
KARAR TARİHİ : 03/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Akaryakıt Dağıtım Sektörünün lider şirketi olup, yurt çapına yayılmış yaklaşık 3.000 istasyonluk bayilik ağı ile hizmet sunduğunu, Akaryakıt sektöründe uzun yıllardır uygulanan yerleşik sisteme paralel şekilde bayilerine intifa veya kira anlaşmasının süresi ile doğru orantılı olarak inkişaf bedeli, peşin satış destek primi, ayni/ nakdi kredi, ariyet, emtia ve ekipman verdiği gibi bazı istasyonlara da direkt yatırım yaptığını, müvekkili ile davalı arasındaki anlaşmanın Rekabet Kurulunun 05/03/2009 tarih,… ve … sayılı kararlarına istinaden süresinden önce sonlandırıldığını, davalı şirkete müvekkili şirketin bayisi iken 25/07/2005 tarihinde 159.180,00 TL inkişaf bedeli ödendiğini beyanla davalı bayinin, taraflar arasındaki dikey anlaşmanın tesis edildiği tarihte öngörülen süresinden daha erken tarihte sonlanması nedeniyle, ödeme kalemlerinden geçersiz kalan bakiye süreye -kıstelyevm usulü hesaplama sonucunda- isabet eden 102.178,51 TL’yi iktisap ettiği tarihten itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte tahsiline, ayrıca söz konusu bedelin ana paranın davalı tarafından davalı yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalının elde ettiği yada edilmesi beklenilen tüm semerelerinin karşılığı olarak 137.756,50 TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte tahsiline ve yargılama gideri ile ücreti vekaletinde karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesi ekinde verilen sözleşmenin geçersiz olduğunu, 01/03/2005 tarihli olan Bayilik Sözleşmesinin tanzim tarihi 23/03/2007 yazılarak evrakta tahrifat yapıldığını, kendilerinden sözleşmenin talep edildiğini, ancak 5 sene sonra sözleşmenin fotokopisini temin edebildiklerini, EPDK’dan sözleşme talep edildiğinde EPDK’nın 14/12/2009 tarihli ve … sayılı cevabi yazısı ekinde 15/10/2004 tarihli 1 yıl süreli bayilik sözleşmesinin gönderildiğini, … ne duyulan güvensizlik, noter vasıtasıyla taleplerine duyarsız kalınması nedeniyle mevcut sözleşmeleri ve protokol ile akaryakıt ikmalini tek taraflı fesih ettiklerini, ekipmanlarının bildirildiği halde alınmadığını, bayilik sözleşmesi imzalandıktan sonra 120.000 USD karşılığı 159.180,00 TL’nin İnkişaf bedeli alındığını ve 22/07/2005 tarihli ve … nolu 159.180,00 + 28.652,40 TL = 187.832,40 TL faturanın tanzim edilerek davacıya gönderildiğini, karşılığında 180.000,00 TL’lik teminat senedi verildiğini, mal alış verişlerinin teminatı olarak da 210.000,00 TL tutarlı banka mektubunun verildiğini, davacı ile 01/03/2005 tanzim tarihli 01/03/2010 bitim süreli bayilik sözleşmesi yapıldığını, 23/03/2007 olarak tahrifat olduğunu, davacı talebinin geçersiz olduğunu, sözleşme süresi öngörülerek verilmiş intifa ve kira bedeli ödemesi olmadığını, tapu sicilinde intifa, kira ve kullanma hakkı verilmemiş olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; Taraflar arasında mevcut hukuksal ve ekonomik ilişkinin (dikey anlaşmanın), Rekabet Kurulu’nun tebliğ ve kararları nedeniyle öngörülenden daha erken tarihte sonlanmasından dolayı ortaya çıkan davacı alacağının tahsili taleplidir.
Mahkememizce 27/12/2012 tarih 2010/… esas 2012/… karar sayılı karar ile;
“Davanın Reddine” dair karar verildiği, davacının temyizi üzerine dosya Yargıtaya gönderilmiş, Yargıtay … Hukuk Dairesi 2013/… Esas, 2013/… Karar, 12/12/2013 tarihli ilamı ile mahkememiz kararını bozarak dosyayı mahkememize göndermiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş, 16/02/2016 tarih 2014/… esas 2016/… karar sayılı karar ile “Davanın KISMEN KABULÜ ile; 87.394,44 TL’nin dava tarihi olan 29/12/2010 tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ayrıca 3.907,61 TL’nin de davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine” dair karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine dosya Yargıtay’a gönderildiği, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 23/03/2017 tarih 2016/… esas 2017/… karar sayılı ilamında: ” Davacı vekili taraflar arasındaki sözleşmenin Rekabet Kurulu kararı uyarınca süresinden önce sona ermiş olması nedeniyle başlangıçta ödenen inkişaf bedelinin bakiye süreye tekabül eden kısmı yönünden davalının sebepsiz zenginleştiğini iddia ederek, semeresi, KDV’si, faizi ve faize uygulanacak KDV ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı taraf somut olayda intifa tesis edilmediğini ve davacının talebinin yerinde olmadığını savunmuştur. Mahkemece kök ve ek rapor alınmış, her iki raporda da intifa tesis edilmediği açıklandığı halde mahkemece davacı taraftan davalıya ödenen inkişaf bedelinin intifa tesis edilmiş olsaydı kalan süreye tekabül eden kısmının tahsili yönünde hüküm oluşturulmuştur. Somut olayda intifa hakkı tesis edilmemiş olduğundan böyle bir değerlendirme yapmak doğru olmadığı gibi inkişaf bedelinin intifa ile bağlantısı olmadığı gözetilmeden yazılı gerekçelerle hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
Mahkemece yapılacak iş, iddia ve savunma çerçevesinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılıp davalının itirazları da değerlendirilecek şekilde ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak deliller hep birlikte değerlendirilip, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesinden ibaret olmalıdır.” gerekçesi ile mahkememiz kararını bozmuştur.
Yargıtay Bozma ilamı üzerine yapılan yargılamada Bozma ilamı usul ve yasaya uygun bulunarak uyulmasına karar verilmiş, Yargıtay Bozma İlamı doğrultusunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınmıştır.
Kimya Y. Mühendisi Bilirkişi …, Mali Müşavir Bilirkişi … ve Sözleşmeler, Borçlar, Sorumluluk ve Borçlar Hukuku Hesaplamaları Uzmanı Bilirkişi Prof. Dr. … tarafından sunulan 23/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacının dava konusu KDV dahil 187.832,40 TL’lik inkişaf bedeli ödemesinin 15 yıllık intifa hakkı tesis edileceğine güvenilerek 15 yılık süre için yapıldığı hususu dava dosyasından anlaşılamadığı, dolayısıyla davacı bu iddiasını ispat edemediği, Rekabet Kurulu Tebliğleri ve kararları gereğince de, Bayilik Sözleşmelerinin en fazla 5 yıl süreli olarak yapılması gerektiği, Taraflar arasındaki bayilik akdi ilişkisinin 5 yıldan fazla bir süre boyunca devam ettiği anlaşıldığı, bu nedenle, söz konusu inkişaf bedeli ödemesinin bayilik sözleşmesinin süresine bakılmaksızın yapıldığı ve bayilik akdi ilişkisinin de 5 yıldan uzun bir süre devam etmiş olması (ki davalının iddia ettiği gibi bayilik sözleşmesi 01.03.2005 tarihinde akdedilmişse bile, 5 yıldan daha uzun bir süre boyunca devam etmiştir) karşısında, davacının davalıya ödemiş olduğu KDV dahil 187.832,40 TL’lik inkişaf bedeli tutarının herhangi bir kısmının (bosa giden herhangi bir kısmının) iadesini davalıdan talep edemeyeceği, Davacının bu davadaki talebinin yerinde olmadığı kanaati bildirilmiştir.
Toplanan deliller, Yargıtay Bozma İlamı ve Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu değerlendirildiğinde;
Davacı vekili, davalının müvekkilinin bayisi olduğunu, müvekkili ile davalı arasındaki anlaşmanın Rekabet Kurulunun 05/03/2009 tarih,… ve … sayılı kararlarına istinaden süresinden önce sonlandırıldığını, davalı şirkete müvekkili şirketin bayisi iken 25/07/2005 tarihinde 159.180,00 TL inkişaf bedeli ödendiğini belirterek ödeme kalemlerinden geçersiz kalan bakiye süreye kıstelyevm usulü hesaplama sonucunda isabet eden 102.178,51 TL’yi davalının iktisap ettiği tarihten itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte tahsiline, ayrıca davalının elde ettiği ya da davalı yanca elde edilmesi beklenilen tüm semerelerinin karşılığı olarak 137.756,50 TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki 15/10/2004 tarihli sözleşmenin 1 yıl süreli olarak yapıldığını, davacı ile müvekkili arasında 01/03/2005 tarihli 5 yıl süreli bir başka sözleşme daha yapıldığını, ancak davacının bu sözleşmenin tarihini 23/03/2007 olarak tahrif ettiğini, davacının taleplerinin yersiz olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Her iki tarafında kabulünde olduğu üzere, taraflar arasındaki bayilik akdi ilişkisi, Rekabet Kurulu’nun ilgili kararı ve duyurusu sebebiyle 18.09.2010 tarihi itibariyle sonlandırılmış olup, Davacı ile davalı arasında ilk önce, 25.12.2001 tarihli Protokol akdedilmiş Protokol’ün 2 nolu maddesine göre; davalı/Bayi, mülkiyeti kendisine ait olan ilgili taşınmaz ve burada inşa edilmiş ya da daha sonra inşa edilecek satış yeri ve müştemilatı üzerinde davacı/… (bayilik veren) lehine 15 yıllık süre için intifa hakkı tesis ettirmeyi ve bu konuda intifa sözleşmesi akdetmeyi taahhüt etmiş olup, karşılığında davacı/…’da, sözkonusu taşınmaz üzerinde inşa edilmiş ya da daha sonra inşa edilecek satış yerinin işletilmesi hususunda, davalı/Bayi ile Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi akdetmeyi taahhüt etmiştir.
Tapudan gelen cevap ile söz konusu intifanın tesis edilmediği görülmüştür.
Ancak davalı/Bayi tarafından davacı/… lehine, 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edilmemiştir. Davacı/… tarafından davalı/Bayiye, intifa hakkının tesisi talebini içeren bir ihtar çekilmek suretiyle, davalı/Bayi intifa hakkı tesis etmesi hususunda uyarılmadığı gibi, intifa tesis etme borcunun ifası bakımından temerrüde de düşürülmemiştir.
15.10.2004 tarihinde, davalı/Bayi ile davacı/… arasında 1 yıl süreli Bayilik Sözleşmesi akdedilmiş ,bu sözleşmenin 3 nolu maddesi hükmüne göre; 1 yıllık süre sona ermeden önce taraflarca feshedilmediği takdirde sözleşmenin kendiliğinden aynı şartlarda 1 yıl daha uzayacağı kararlaştırılmış İşbu Bayilik Sözleşmesi’nde de,davacının da iddia ettiği gibi, davalı/bayinin davacı/… lehine 15 yıl süreli intifa hakkı tesis etmekle yükümlü olduğundan ya da bu hususu taahhüt ettiğinden söz edilmemiştir
Davacı tarafından inkişaf bedelinin 15.10.2004 tarihinde yapılan 1 yıllık bayilik sözleşmesi döneminde,Davalı … tarafından 25.07.2005 tarihinde kesilen 159.180,00 TL’ lik (KDV dahil 187.832,40 TL) fatura İNKİŞAF bedeli açıklamalı fatura kesilmiş olup,davacı şirket 25.07.2005 tarihinde inkişaf bedeli açıklamalı faturayı ödemiştir.
İnkişaf bedeli, akaryakıt istasyonunda satışların kolaylaştırılması ve arttırılması için yapılması gereken bazı yatırımlar için ödenen paradır. Yatırım bedeli veya hibe şeklinde ödenen paralar, dağıtıcı şirketin kendi ürünlerini satabilmek için bayi’ ye teknik yatırımlar için ödediği paralar olup, bu paralar ödenirken sözleşmenin süresine bakılmaz.
Tapu müdürlüğünden gelen yazı cevabı ile davacı lehine intifa hakkı tesis edilmediği ,23.03.2007 tarihli sözleşmede eski sözleşme döneminde ödenen bedellere ilişkin herhangi bir husus yer almadığı, dolayısıyla, davacının inkişaf bedeli olarak yaptığı ödemenin sözleşme gereği olarak, sözleşmenin süresine bakılmaksızın yapılması gereken teknik yatırımlar için ödenen para olduğu ve dağıtım şirketinin tanıtımı amaçlı ödenmiş olduğu anlaşılmıştır.
Anılan durum karşısında 25.12.2001 tarihli Ek Protokolde davalı/Bayinin davacı/… lehine tesis etmeyi taahhüt etmiş olduğu 15 yıl süreli intifa hakkının tesis edilmemiş olduğu, davacı/… tarafından davalı/Bayiye, intifa hakkının tesisi talebini içeren bir ihtar çekilmek suretiyle, davalı/Bayi intifa hakkı tesis etmesi hususunda uyarılmadığı gibi, intifa tesis etme borcunun ifasında temerrüde de düşürülmemiş olduğu; sonrasında davacı/… ile davalı/Bayi arasında yeni bir Protokolün akdedilmiş olduğu; işbu yeni Protokolde, davalı/Bayinin 15 yıl süreli intifa hakkı tesis etme yükümlülüğündün söz edilmemiş olduğu; söz konusu intifa hakkı tesis edilmemiş olmasına rağmen, davalı/Bayi ile davacı/… arasında 15.10.2004 tarihli Bayilik Sözleşmesi akdedilmiş olduğu, Rekabet Kurulu Tebliğleri ve kararları gereğince de, Bayilik Sözleşmelerinin en fazla 5 yıl süreli olarak yapılması gerekmekte ise de taraflar arasındaki bayilik akdi ilişkisinin 5 yıldan fazla bir süre boyunca devam ettiği ve davalı tarafından yatırım destek primi adı altında kesilmiş bir faturanın mevcut bulunmadığı, hususları dikkate alındığında; davalı/Bayi’nin davacı/… lehine 15 yıl süreli intifa hakkı tesis etme yükümlüğünden tarafların örtülü (fiili) anlaşması ile vazgeçilmiş olduğu Davacı/… tarafından davalı/Bayiye, 25.07.2005 tarihinde, davalı/Bayinin kestiği KDV dahil 187.832,40 TL faturasına istinaden, 187.832,40 TL inkişaf bedeli ödemesini talep hakkının mevcut olmadığı ve davanın reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 3.563,05-TL den 54,40-TL nispi karar harcının mahsubu ile kalan 3.508,65-TL. harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 17.036,87-TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davalının yapmış olduğu 120-TL. tebligat giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

-TASHİH ŞERHİ-
Mahkememizin 03/11/2020 tarihli celsede;
Sehven ” Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.” olarak yazıldığı ancak dosyanın daha önce Yargıtay incelemesinden geçtiği anlaşılmakla
Mahkememiz kararının;
“Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren yasal süresi içeresinde Yargıtay ilgili dairesinden temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.” olarak tashihine karar verilmiştir.03/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır