Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/999 E. 2018/1126 K. 30.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/999
KARAR NO: 2018/1126
DAVA : Sigorta
DAVA TARİHİ: 25/10/2018
KARAR TARİHİ: 30/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (… Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA;
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle;Müteveffa…’ın, dava dışı …Bankasından 15.06.2016 tarihinde tüketici kredisi çektiğini, İş bu kredi sözleşmesi imzalanırken kendisine davalı sigorta şirketi tarafından hayat sigortası yapılmış olduğunu,… 21.05.2018 tarihinde vefat ettiğini, Müvekkilleri tarafından davalı sigorta şirketine yapılan başvurunun ”gerçek dışı beyanda bulunulması” nedeni ile reddedilmiş olduğunu, Müteveffa…’ın, kredi sözleşmesini ve haliyle davalı şirketle olan hayat sözleşmesini 15.06.2016 tarihinde yapmış olduğunu, Müteveffa…’a kanser teşhisinin 15.06.2016 tarihinde yani sözleşmenin yapılmasından yaklaşık 4 ay sonra konulmuş olduğunu, Davalı şirket tarafından, müteveffadan sağlık taraması ya da sağlık durumuna ilişkin belge istenmediğini, Davalı şirketin gerekli araştırma ve incelemeleri yapma yetkisi olmasına rağmen iş bu yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğunu, şimdilik; 32.628,92 TL tazminatın sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davacı tarafa ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
CEVAP:
Dava Tevzi bürosunca Mahkememize tevzi olunan ve … Esas sayılı dosya da, Mahkememizce tensip aşamasında görevsizlik kararı verildiğinden davalı tarafın cevap dilekçesi sunmamış olduğu görüldü.
GEREKÇE:
Dava, hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmaları ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde ; davacıların miras bırakanın …Bankası ile arasında imzalanan 15.06.2016 tarihli kredisi nedeniyle davalı … arasında imzalanan hayat sigorta poliçesi uyarınca miras bırakanın vefat etmesi nedeniyle davacıların hayat sigorta poliçesi kapsamında bakiye miktarın ödenmesi talebine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Görevli mahkemenin belirlenmesinde dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un dava konusu uyaşmazlık ile ilgili 3/1-k-1, 4/3, 73/1 ve 83/2 maddelerinde yer alan hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-k maddesinde; tüketicinin, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade ettiği,
3/1-l maddesinde; tüketici işleminin, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade ettiği,
4/3.maddesinde; Tüketiciden; kendisine sunulan mal veya hizmet kapsamında haklı olarak yapılmasını beklediği ve sözleşmeyi düzenleyenin yasal yükümlülükleri arasında yer alan edimler ile sözleşmeyi düzenleyenin kendi menfaati doğrultusunda yapmış olduğu masraflar için ek bir bedel talep edilemeyeceği, bankaların, tüketici kredisi veren finansal kuruluşlar ve kart çıkaran kuruluşlar tarafından tüketiciye sunulan ürün veya hizmetlerde ise tüketiciden faiz dışında alınacak her türlü ücret, komisyon ve masraf türleri ile bunlara ilişkin usul ve esaslar Bakanlığın görüşü alınarak bu Kanunun ruhuna uygun olarak ve tüketiciyi koruyacak şekilde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirleneceği,
73/1. maddesinde; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli olduğu,
83/2.maddesinde; taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda; taraflar arasındaki uyuşmazlığın hayat sigorta poliçesinden ve bankacılık işleminden kaynaklandığı ve taraflar arasındaki bu hukuki ilişkide davacıların 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-k maddesinde belirtildiği şekilde tüketici konumunda olduğu, yapılan işlemin de 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-l maddesinde ifade edilen tüketici işlemi kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinin görevine girdiği, mahkememizin ise görevsiz olduğu anlaşılmaktadır.
Göreve ilişkin düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
Bu sebeplerle; dava dilekçesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1., 20., 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden usulden reddi ile Mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada bireysel kredi sözleşmesinin teminat altına alan hayat sigortasından doğduğu ve mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. Maddasi uyannca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulen REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar serileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yokluklarında verilen kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır